Hem kazıklanıyoruz hem zehirleniyoruz

TARİH 17 Mayıs 2006...

Haberin Devamı

Köşemizde “Türkiye’nin klima standardı neden yok” demiş Doğan Kasadolu...
Hak arama yolunda sürdürdüğü mücadeleleriyle bilinir. O zaman klima cihazlarının işlevsel olmadığı ve insan sağlığına aykırı olduğu yolunda davalar açmış.
Kasadolu, 2004’te satın aldığı Cherokee’sinin klima ‘sistemi’nin çağdaş teknolojiye ve insan sağlığına aykırı olduğunu savunmuş. Mahkeme kanalıyla klimanın, sürüş güvenliğine ve dışarıdaki egzoz gazını içeriye aldığını tespit ettirmiş, ayrıca Adli Tıp’tan insanları zehirleyen havalandırma sisteminin ayıplı olduğunu tespit ettiren bir rapor almış.
Raporda, araçtaki havalandırma sisteminin “Şehir içi trafiğinden kaynaklanan karbonmonoksit gibi zehirli gazların kurşun ve bileşenleri gibi ağır metal artıklarının araç içine girişini engellememesi ve göğüs bölgesine yönelik direkt hava akımının varlığının araç içinde bulunan kişilerin sağlıkları üzerinde olumsuz etki yarattığı...” belirtiliyor.
Mahkemenin İTÜ ve Yeditepe Üniversitesi’nden görevlendirdiği 3 kişilik bilirkişi heyeti de ‘Bütün araçların dış havayı içeriye aldığını, ancak bu araçın havalandırma (klima) paneli üzerinde tüm işlevler için bir dış hava-iç hava seçenek butonunun olmaması’nı dolayısıyla ‘malın’ ayıplı olduğu tespitini oybirliğiyle karara bağlıyor.
Kasadolu ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan bu tür araçların ithalinin yasaklanmasını da istiyor, ancak ‘imal veya ithal edilen araçlarda klimanın olmaması, kliması bulunan araçların da klima sistemleriyle halihazırda bir hüküm bulunmadığı’ yanıtıyla karşılaşıyor. (Bakanlıkta böyle bir teknik mevzuatın hâlâ olmaması garip değil mi?)
Taleplerinin dikkate alınmaması üzerine Kasadolu, 2006 yılında İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi’ne ‘malın ayıplı olduğuna’ ilişkin tespit davası açıyor.
Dava, önceki gün sona eriyor ve şu karar veriliyor:
“Dava konusu Cherokee Limited 3.7 tipindeki aracın ‘ayıplı’ olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalılara (Mercedes Benz Türk Anonim Şirketi ile Çiftçiler TAŞ) iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni aracın davalılardan alınarak şikâyetçi Doğan Kasadolu’ya verilmesine karar verildi.”
Kasadolu 8 senedir bu konunun peşindeydi, o zaman “Ben bu işin peşini bırakmayacağım” demişti.
Dediğini de yapmış. Hakkını almış “Benim vatandaşım artık zehirlenmesin” diyor..

Haberin Devamı

46 F-16’ya 630 cip!..

Haberin Devamı

KASADOLU iddiasını ortaya koyup haklı olduğunu ispat ederken, bütün bunlara Hürriyet’in 5.8.2004 tarihindeki “46 F-16 verdik, 630 cip aldık” haberini kaynak göstererek büyük üzüntü duyduğunu söylüyor. Haberde Türkiye, 1993-95 yılları arasında TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ’de ürettiği F-16 savaş uçaklarının karşılığında Mısır’dan getirilen ‘Cherokee 3.7 tipindeki cipler, TSK’da üst komutanlarına verilmiş. Kasadolu, Genelkurmay Başkanlığı’na bir dosya halinde bu bilgileri göndermiş, ancak bir yanıt alamamış. Bu aradaki araştırmalarında Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı’nın (TSKGV), bu araçların ithalatçısı olan Mercedes Benz TAŞ’nin % 5 ortağı olduğunu öğrenmiş.
Kasadolu, “630 cipin o günkü değeri 20 milyon dolar... Buna karşılık Offset Anlaşması gereği Mısır’a verilen F-16’ların bir adedinin değeri ise 25-35 milyon dolar arasında. Yani 46 F-16 ile 630 Cherokee’nin takas edilmesi sonucunda 20 milyon dolarlık mal almışız, karşılığında 1.5 milyar dolarlık uçak vermişiz. Bu ticaretten kim kârlı çıktı acaba?” diye soruyor.

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

KOCAELİ milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Adalet Bakanı’na “günümüzde devlete karşı terörist faaliyetlerde bulunma suçlamasını ve benzer suçlamaları yapmanın gazetecileri korkutmada, sindirmede ve mahkûm etmede sıklıkla kullanılan bir araç olduğu ve bazı konularda araştırma yapmanın suç sayılmasının uluslararası hukukun yanında insan haklarının da çiğnenmesi anlamına geldiği düşüncesine katılıyor musunuz?” diye sorduğunu...
TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi’nin, KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınan Evrensel muhabiri Sadiye Eser’in, geçen çarşamba günü çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandığını, böylece hapisteki gazeteci sayısının yeniden 72’ye çıktığını açıkladığını...
29 Eylül 2012’den beri Beşiktaş’ta her cumartesi Balyoz mağduru aileler ve destekleyenlerin ‘Sessiz Çığlık’ etkinliğinin 13’üncüsünün dün gerçekleştirildiğini...

Haberin Devamı

SAYIN’ ve ‘LİDER’

DİYARBAKIR’da çıkan Özgür Gündem gazetesinin yazıişleri müdürü Naci Sapan, savcılığın talebi üzerine poliste ifade veriyor. Suç fiilinin oluşumuna neden haberin içeriğindeki (19-20 Kasım) tanım ‘PKK lideri Abdullah Öcalan’...
Suçu: TCK 215. madde (suç ve suçluyu övmek)...
Sapan diyor ki:
“Uluslararası gazetecilik kurallarına göre yayın politikası gereği sıfat tanımlaması yaptığımızı, Öcalan’ın da bu sıfatla yargılandığını, savcılık iddianamelerinde de bu tür sıfatın kullanıldığını, tarafsız gazeteciliğimiz gereği toplumda tanınan ve bilinen şahıslar için ön sıfat kullandığımızı, bunun dışında da bir niyetimizin söz konusu olmadığını anlattım.”
Öcalan için daha önce de ‘sayın’ sıfatı kullanılmıştı, o da suç unsuru olarak görülmüştü, ancak Yargıtay kararıyla bu durum şimdilik ortadan kalkmış durumda. Lider tanımının da bu kategoride değerlendirilmesi gerektiği hayatın bir gerçeği olarak algılamak gerekmiyor mu.

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Bu ülkede adalet var mı? Samimi söylüyorum, siz ülkede adalete güveniyor musunuz diye bir referandum yapılsın. Eminim % 70 güvenmiyor çıkacaktır.”
CHP Genel Başkanı
Kemal KILIÇDAROĞLU

Yazarın Tüm Yazıları