Hekimler ‘Yeter Artık’ diyorlar

Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da, Eskişehir’de, Van’da, Denizli’de, Diyarbakır’da, hemen her ilde hekimler “Yeter artık!” diyorlar.
Geçtiğimiz pazartesi günü Ankara’da 500 kadar öğretim üyesi yine Sağlık Bakanlığı önünde, sağlık alanındaki olumsuzluklara karşı tepkilerini ortaya koydular.
Hacettepe’de bir günlük iş bırakma eylemi yapan asistanlara Ankara Tıp’tan, Gazi’den, Başkent’ten, Ufuk’tan, Dışkapı’dan, Numune’den, Ankara Hastanesi’nden, aile hekimlerinden destek yağdı. Katılım 2500 kişiye ulaştı. Topluluk adeta sel olup Sağlık Bakanlığı önüne aktı. Genç asistan hekimler sadece hekimlere değil, tüm Türkiye’ye umut oldular.
13 Mart’a kadar hekimler tüm Türkiye’de seslerini yükseltecek. 13 Mart’ta onbinlerce hekim, sağlık çalışanı Ankara’da bir defa daha hep birlikte haykıracaklar.
Sağlıkta yıkım politikasına karşı, iyi hekimlik yapılabilecek bir sağlık sistemi için, halkın nitelikli bir sağlık hizmeti alabilmesi için hep birlikte güçlü bir ses vereceğiz.
Hepinizi 13 Mart Pazar günü işi gücü bırakıp Ankara’ya, saat 11.00’de Ankara Garı önüne koşmaya çağırıyoruz.
Çok ses tek yürek, türkü söyleyerek,
13 Mart’ta Ankara hekimlerin sesini dinleyecek.
Niçin 13 Mart’ta Ankara’da hepimiz mitingde olacağız?
Çünkü, özlük haklarımızda kayıplar yaşanıyor, ücretlerimiz düşüyor.
Çünkü, iş yükümüz artıyor, reçetemizi SGK belirliyor, “İki dakikada bir hasta bak da, nasıl bakarsan bak” diyorlar, idari baskıdan, kadro, ciro kıskacından bıktık, çalışma özgürlüğümüz, sözleşme özgürlüğümüz kısıtlanıyor, mesleki bağımsızlığımız çok yara aldı; hastalarımıza hedef gösterilmekten, üstümüze gelen şiddetten yorulduk, asistanlık köleliğe döndü, tıp fakülteleri ele geçirilmeye çalışılıyor,
Tıp eğitimi niteliksizleştiriliyor, bu derece kör gözüne bir kadrolaşma hiçbir zaman, hiçbir yerde yaşanmadı, yarınımızı göremiyoruz, çok kötü muameleye, kötü söze maruz kaldık, biz hekimiz, sağlık hizmetini üretenleriz, bize rağmen sağlık alanında iş yapılmaz, sağlık hizmetinin niteliği düşüyor....
Çünkü yeter artık!
Bizi ayrıştıranlar, “birlikte bir şey yapamazlar” diye rahat olanlar şimdi birleşmemizden korksunlar.
Çünkü şimdi biz, hepimiz, çok ses ve tek yürek olacağız.
Ezberleri, oyunları bozacağız.
Biz durdururuz.
Haydi.
TTB büyük Ankara mitingi 13 Martta...

Cafer Bey, bize bunu yapmayınız

BİZ AŞTİ’de yazıhane, büfe ve dükkan işleten esnafız. AŞTİ’de son bir kaç aydır, hem kış sezonu sebebiyle işlerin azalmasından, hem piyasaların son durumundan hem de zaten çok yüksek olan dükkan kiraları ve ortak giderlerinden dolayı mağdur durumda olan esnafız. Şu an piyasaların ne durum da olduğu, sadece biz değil çevremizdeki bütün esnafın zor durumda olduğu gün gibi aşikardır. Bütün bu duruma karşın AŞTİ’de dükkan kira ve ortak giderini ödemeyen esnafın üstüne AŞTİ Muhasebe Müdürü Cafer Bey kabus gibi çökmektedir. Biz zaten çok yüksek olan kira ve ortak gideri ödemek için evimizin rızkından kesmekteyiz.
Emin olun bir çok esnaf arkadaşımız evine ekmek bile götürememesine rağmen kira ve ortak gider borçlarını ödemek için çırpınmaktadır.
Geç ödüyoruz ama ödüyoruz.
Bütün bunlara rağmen AŞTİ Muhasebe Müdürü Cafer Bey, bu durumda olan esnafın elektrik borçları olmamasına rağmen devletin verdiği elektriği, elektriğimizi kesmektedir.
Elektiriği kesilip iş yapamayan bir esnaf borcunu nasıl ödeyecektir?
Cafer Bey ortadan niye kayboluyorsunuz?
Sizi Allaha havale ediyoruz.
Bir daha elektriğimiz kesilirse borçlu esnaf olarak avukat çağırıp zabıt tutaracağız. Sizin olmayan adaletinizi mahkum ettireceğiz. En azından bizim vicdanımız var.
Ahmet AKÇA-AŞTİ’de borçlu bir kısım esnaf adına

Biliyor musunuz

CEYHUN Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü, “Melez Zamanlar” adlı kitabıyla Ferruh Tunç’un kazandığını, ödül törenin 17 Mart günü Ankara’da, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacağını... CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın Ulaştırma Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde: “THY’ye bağlı Anadolu JET uçaklarında dağıtılan derginin şubat sayısında sıkça Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) adının ‘Ankara Orman Çiftiği’ olarak yazıldığına dikkat çekerek ‘Atatürk’ adından rahatsızlık mı duyulmaktadır” diye sorduğunu...