Paylaş
Yazısına şöyle başlıyor: “Takım genç, tecrübesiz ama gelecek vaat ediyor. Takım ruhu oluşmalı ve takım oyunu oynanmalı. Umarım en az yarı final oynarız! Galibiyet kimseyi yanıltmasın. Bu futbolla ve mentaliteyle gruptan zor çıkarız.”Numanoğlu şöyle devam ediyor:
“Takımda ruh oluşmamış! Belirttiğim takım birliği yok!
Beden dilleri ‘error’ veriyor... Türk mentalitesi yıllardır değişemedi bir türlü... Takım oyunu oynamıyorlar! Bireysel becerilerle gelen gollerle bu iş yürümez... Bu kafayı (mentalite) ve oyun tarzını değiştirmeleri gerekiyor. Hepsi iyi futbolcu ve yetenekli. Hoca da iyi.
Futbolcuların yürekleri ve mentaliteleri de oyun okuma becerileri de var. Taktiği sahaya yansıtmada yaşlarının ötesinde becerileri var; üst düzey! Fakat yavaş oynuyorlar, Özellikle orta saha. Fenerbahçe gibi (Mourinho’nun tespiti doğruydu!)
Durarak oynamanın modern futbolda yeri yok geriye düşersin! Neden durarak oynar bir takım? Neden akıcı ve organize olarak seri, göze güzel gelen top oynayamaz? Birçok sebebi var. Bunun başlıca sebebi... Mentalite!
Önce ‘ben’ değil ‘biz’ diyeceksin! Bencilliği ve topla fazla oynamayı bırakacaksın. Topu sev ama aşık olma... Aşk topta değil. Top sadece bir araç... Aşk topun çizgiyi geçtiği anda tribünlerdeki birliğin sevince dönüştüğü birlik anıdır...
Takım oyunu bu. Önce takım birliği lazım. Bunun içinde ruh lazım! Herkes ruhunu (Kalbini) ortaya koyacak tüm samimiyetiyle ve sevgiyle...
Önce takımını seveceksin ve takım olacaksın! Bir şey beklemeden... Birbirini iyi tanıyacaksın… Gözünü kapadığında pası kime ve nereye atacağını hissedeceksin!!! Bu ancak takım ruhuyla oluşur...”
Murat Çağlar NUMANOĞLU
GÜNÜN SÖZÜ
“Sıkılacak el demokratik rejim, açıklık-şeffaflık ve topluma saygı gerektirir!” Y. B.
PEYAMİ SAFA’DAN ‘TÜRK İNKILÂBINA BAKIŞLAR’ KİTABINDAN ÖNSÖZ
İSLAM DOĞU İLE HIRİSTİYAN BATI ÇEKİŞMESİNDEN İLHAM
İSLÂM Doğu ile Hıristiyan Batı arasında çektiğimiz tercih sıkıntısı Tanzimat’tan evvel başlar. Gülhane hattı da, Jöntürk inkılâbı da, bize ait her şeyi ikiye bölerek, alaturka ve alafranga iki Türk ve iki Türkiye doğuran bu tereddüdü kökünden söküp atamadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun inhitat devrinde bu ikilik, Türk düşüncesinin en büyük meselesi ve Türk ruhunun en büyük işkencesi olmuştu: Bütün ıslahat hamleleri ve ona ket vuran bütün irtica hareketleri, bütün fikir ve politika mücadeleleri bu ayrılıktan doğuyordu. Yalnız kültürümüzü ve yalnız -meselâ şu musiki bahsinde olduğu gibi- güzel sanatlarımızı değil, köşe minderiyle Avrupa kanepesi veya mintanla frenk gömleği arasındaki ayrılığa bile sirayet ederek evlerimizin eşyasını ve kılıklarımızı da birbirine düşüren bu ikilik, İslâm ve Hıristiyan medeniyetleri arasındaki farkın her iki taraf softaları tarafından da şiddetle mübalağa edilmesi yüzünden, bir türlü ortadan kaldırılamamıştı.
KILIÇ VURUŞU
Atatürk, bir kılıç vuruşuyla onu kökünden biçti; fakat hâlâ da, iki medeniyet arasında asırlarca süren bu ihtilâfı onun bir hamlede nasıl bitirdiğini izaha teşebbüs edenimiz olmadı. İslâm şarkı Hıristiyan garbla barıştırarak tesirlerini İran’a, Afganistan’a, Hindistan’a, Irak’a, Suriye’ye ve Mısır’a kadar yayan Türk inkılâbının dünya tarihinde ilk defa görülen bu orijinal tecrübesini medeniyetlerin ve kültürlerin mukayesesinde anlamaya çalışmış bir tek eser çıkmadı.
Bundan 108 sene evvel Kaptanıderya Halil Paşa, Rusya’dan dönüşünde, “Avrupa’yı derhâl taklit etmezsek Asya’ya avdete mecbur olacağız” demişti. Bu ‘derhal’ yüz sene sürdü. Bize göre Avrupa hala başka bir insandır. Çünkü Avrupa derken biz, hiç de haksız olmayacak, bir kıt’a değil, medeniyet anlıyoruz.
TASARRUF ALIŞKANLIĞI
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, velilere bir öneri yapıyor: “Tasarruf alışkanlığı çocukken kazandırılmalı. Bankalar çocukların tasarrufu için teşvik yapmalı... Bankalar hesap açan çocuklara kumbara hediye etmeli. Para biriktirme disiplini küçüklükten edinmelidir.”
‘ARAKLI HALKI KAN AĞLIYOR’
ARAKLI-Bayburt yolu tek şeritli ve çok virajlı kadim bir yoldur. Yaz-kış havzanın tamamındaki tüm yerleşim yerlerine hizmet eden tek ulaşım yoludur. Transit taşımacılık yapan ağır tonajlı kamyonlar ve petrol tankerleri araç trafiğini tamamen felç ediyor ve ne yazık ki büyük trafik facialarına da açıktan davetiye çıkarıyor.
Araklı- Bayburt karayolunun transit taşımacılık yapan ağır tonajlı yük kamyonlarına ve petrol tankerlerine kapatılarak söz konusu araçları çift şeritli, tünellerle donatılmış, üst yapı ve alt yapıları tamamlanmış transit ulaşıma uygun alternatif yollara yönlendirmek kaçınılmaz olmuştur.
Altyapı ve üstyapı donatılarıyla transit taşımacılığa uygun alternatif yollar varken hiçbir yönüyle transit taşımacılığa uygun olmayan Araklı- Bayburt yoluna yüklenilmesinin izah edilebilir hiçbir yönü yoktur. Asla sürdürülebilir bir durum da değildir.
Tüm Araklı halkı canlarına tak eden sorunun çözümünü büyük bir sabırsızlıkla yetkililerden beklemektedirler. Faruk ÇEBİ Kürem-Der Genel Başkanı
MESAJ PANOSU
* MARMARİS’in çarşısına girmek zorunda kaldım. Her yerde sahte ürün var. Chanel’in kendinde bile bu kadar ‘çanta’ yoktur. Bu kadar aleni bir rezilliği başka yerde göremezsiniz. Bu taklit cennetine gelen turist de elbet ona göre olur. Begum ÖZTAN
Paylaş