Paylaş
‘Bazı gözlemlerinizi anlatır mısınız’ dedik.
Sevindi son olarak gittiği Hatay bölgesini anlatayım dedi:
Hatay’da ve civarında hâlâ hastanelerde öncelik İŞİD’li militanlara, Suriyelilere yoğun bakımda bile yer yok diye bakılmıyor diyor halk. Arapça bilen doktor isteyenlere de Arapça bilen doktor buluyor yetkililer. Arapça bilen doktor gelince bu kez Alevi olup olmadığını sorguluyor militanlar ve Alevi ise doktora izin vermiyorlar!
Sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayan Türk vatandaşlarına karşılık Suriye’den gelenler ne vergi veriyor ne su-elektrik parası... Arapça plakalarla ortada gezip kaza yapıyorlar ve Türk vatandaşı kaskodan bir kuruş alamıyor. Bir suç işlediklerinde hemen Suriye’ye kaçıyorlar. Tehdit edebiliyorlar, dolayısıyla insanlar korkuyor. Devlet onlardan yana diye düşünüyor. Kaçakçılık bittiği için tüm bu çeteler Türkiye’ye dağılmış durumdalar. Her yerde bir pimi çekilmiş bombamız var yani! Mültecilerin sayısını bile bilmeyen, kontrol edemeyen devlet yetkilileri ise sadece seyirci durumunda.
HARAM-HELAL YERLER
Sivas’ta hanımlarla da konuşuyorum.
Biri diyor ki:
“Ben Urfa’ya gitmek isterim Hz. İbrahim’in olduğu yer.”
Diğeri lafa giriyor:
“Ben de Ürgüp Göreme’yi görmek isterim.”
Diğerinden bir cevap: “Orası helal değil! Türkiye helal ve haram bölgelere ayrılmış. Dini mezheplere bölünmüş ve bu yaşama geçirilmeye çalışılıyor.”
Van’da Türkmenlerle karşılaşıyorum. Bütün Doğu’da ve Güneydoğu’da Türkmen aşiretleri var. Bitlis’te, Şırnak’ta, Muş’ta, Hakkâri’de var. Bu bölgeler Kürt bölgesi gibi gösteriliyor PKK ve HDP tarafından. Aslında oraları 1000 yıllık Türkmen bölgeleri... Baskı altında tutuluyorlar, kendilerine iş verilmiyor.
Korucuların çoğu da Türkmenlerden oluşuyor.
Bursa’nın seçimi (2)
AKP’nin 11 milletvekilini koruması zor
BURSA seçmeni, geçmişten beri tercihlerini genel eğilimler doğrultusunda kullanıyor. 1980 sonrasını baz alarak değerlendirme yapılırsa, ANAP’ın hızlı yıllarında hem milletvekili hem belediye başkanlıklarını kazandı. Bu durum daha sonra DYP, ardından DSP ve en son AKP’de tekrarlandı. Yani Bursa seçmeni genel eğilimler ve lider politikalarından oldukça etkileniyor.
Son günlerde yapılan anketlere göre, AKP oy kaybına uğrasa da birinci parti olma özelliğini koruyor. Ancak, hem liste tartışmaları hem de muhalefetin ekonomik vaatlerinin Bursa seçmenini etkilemesi bekleniyor. Bu yüzden
AKP’nin 11 olan milletvekili sayısının 9’a inmesi tahminler arasında. CHP’nin vaatleri toplumda karşılık gördü. Bunun etkisiyle 5 olan milletvekili sayısının 6’ya yükselme ihtimali var. MHP’de 4 milletvekili için çaba gösteriyor.
HDP’nin hem Türkiye hem de Bursa barajını aşma güçlüğü var. Bu arada Saadet ve BBP ittifakının da Bursa’da ciddi bir çalışma içinde olduğu gözleniyor. AKP’ye oy vermeyecek seçmenin birinci adresi Bursa’da MHP olur. Ayrıca Saadet-BBP ittifakı da bu oylardan yararlanır. Yerel seçimlerde AKP’ye oy veren doğulu seçmenlerin bir bölümü de HDP’ye döner.
AKP’nin yaptıkları
CHP, beyannamesiyle sersemletti. MHP hepten yere serdi. Resmen şirazeleri kaydı. İlk şoku atlattıktan sonra topyekûn karşı atağa geçtiler. Sanki seferberlik ilan edildi. İktidar diyor ya, “Onlar konuşur, biz yaparız”.
İşte yaptıkları:
- Çiftçiye mazotu 1.750 kuruşa nasıl verirsiniz?
Cevabı çok basit: Mazot pompa çıkış fiyatından verilecek. (1.800 kuruş) Çiftçi ABD ülkelerinde olduğu gibi desteklenecek.
Çünkü karnımızı onlar doyuruyor.
- Asgari ücreti nasıl 1.450 TL yaparsınız?
Cevabı çok basit. Ücretin
brütü ne yapıldı: Bunun devlete kayda değer bir maliyeti olmaz. Özel sektör de SGK işveren payındaki düzenleme ile çok rahat tolere edilir.
- Emekliye 1.450 TL nasıl verirsiniz?
İç edilen fonlardan, hesabı verilmeyen özel ödeneklerden, yandaşa peşkeş çekilen kaynaklardan.
Siz emekliye sahip çıkılmasına niye bu kadar karşısınız?
Emekli, işçi, memur, çiftçi düşmanlığınız niye? Yardımlara muhtaç etmemenin neresi kötü?
- Denizcilik, havayolları mazotu indirimli alıyor. Çiftçi, nakliyeci vergi indiriminden neden yararlanamıyor?
- Yandaşlara ait tankerler, Boğaz’daki yatlar mazotu 1.800’den alırken, vatandaşı besleyen çiftçi niye aynı fiyattan almasın? 1 litre motorinin fiyatı 4.08 TL; bunun 2.21 TL’si vergi (ÖTV+KDV)
Sevginaz HAMEVİOĞLU
- DEMOKRAT Parti’den kopanların kurduğu Hürriyet Parti’sinin 1958 seçimlerinde kullandığı sloganlardan biri...
Biliyor musunuz
DANIŞTAY 6. İdare Mahkemesi’nin tarihi Şişli Likör Fabrikası ile ilgili yapılan plan değişikliğinin iptaline yönelik mahkeme kararını onamasına rağmen inşaatın devam etmesi üzerine, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ve partililerin bugün konuyla ilgili 13.00’de tarihi fabrikada basın açıklaması yapacağını…
‘Yeni Adana Gazetesi’ 97. yılında
‘YENİ Adana’ bir Milli Mücadele gazetesi olup, 1918 yılında Fransızların Adana’yı işgal etmesinden 5 gün sonra işgale karşı direnmek ve halkı örgütlemek için Ahmet Remzi Yüregir ve arkadaşları tarafından kurulmuştur. Fransız işgal kuvvetlerinin gazeteye baskın yapıp yasaklaması üzerine gazete, Adana’nın Pozantı ilçesinde, tren istasyonundaki bir vagonda, çok zor ve ilkel koşullarda işgale karşı yayınını ve direnişini sürdürmüştür. Kurtuluş Savaşında bir ‘Kuvayı Milliye Karargahı’ olarak görev yapan ‘Yeni Adana’ 1918 yılından beri Yüregir ailesinin sınırsız özverisi ve okurlarının sınırlı desteği ile zorluklara göğüs gererek, ilkelerinden ödün vermeden Atatürk’çü ve Cumhuriyet’çi bir çizgide yayınını sürdürmektedir. Prof.Dr. İlhan Tekeli’nin deyimi ile ‘Yeni Adana Gazetesi, Adana’nın ve Türkiye’nin bir kültür mirasıdır’. Bugün Türkiye’nin yayınlanmakta olan en yaşlı gazetesi olup ulusal ve yerel anlamda benzer bir örneği de yoktur. Tevfik Çavdar hocanın çok güzel bir tanımlamasıyla ‘Yeni Adana Türkiye’nin basın çınarı’dır.
Gazete, 1965 yılında New York’da ‘Dünya Basın Başarı Ödülü’nü, 1996 yılında ise Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin ‘Basın Özgürlüğü Ödülü’nü aldı. 1950-1960 yılları arasında, ünlü gazeteciler Oktay Ekşi Yeni Adana’nın yazarlığını, Oktay Akbal ise ‘Yeni Adana’nın temsilciliğini yapmıştır. Milli Mücadele sırasında Atatürk’le telgrafla yazışmak suretiyle Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurarak başkanlığını yapan Ahmet Remzi Yüregir, 1946-1950 yıllarında CHP Adana milletvekilliği yaptı. TBMM’de, Devrim Kanunlarının ve Cumhuriyet ilkelerinin ateşli bir takipçisi oldu. Bugün gazetenin yönetiminde, 12 Eylül öncesinde CHP Adana İl Başkanlığı yapan ve Erdal İnönü ile birlikte SODEP kurucuları arasında yer alan Çetin Remzi Yüregir bulunmakta ve başyazıları yazmaktadır. Çetin Remzi Yüregir’in dayısı olup ilk öğrenimini Adana ve Kozan’da tamamlamış olan büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ilk hikayesi 1927’de, ilk şiiri de 1928’de ‘Gurbette Feryat’ ismiyle Yeni Adana Gazetesi’nde yayınlanmıştır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın deyişi ile gazete Milli Mücadele döneminde ‘Güney Kurtuluş eylemlerinin bayrağı olmuştur.’ Yeni Adana’nın Dünya Basın Başarı ödülünü almasında ünlü gazeteci Ömer Sami Coşar’ın 1964 yılında yayınlanan ‘Milli Mücadele Basını’ adlı eseri de etkili olmuştur. Gazeteci-Yazar Orhan Karaveli’nin ‘Ali Kemal’ kitabının ‘Kurtuluş Savaşında Anadolu Basını’ bölümünde ve yazar Aydın Keleşoğlu’nun ‘İhanet Basını’ adlı eserinde de konuya değinilmiş ve Yeni Adana’dan övgüyle söz edilmiştir.
17-19 Nisan 2015’de Adana’da yapılan ‘1. Uluslararası Tarihte Adana ve Çukurova Sempozyumu’nda araştırmacı-yazar Ahmet Erdoğdu tarafından ‘Milli Mücadelede Yeni Adana Gazetesi’nin Rolü’’konulu bir bildiri sunulmuştur. Ayrıca Harran Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Yrd.Doç.Dr. İbrahim İslam’ın ‘Yeni Adana’ konusunda doktora tezi bulunmaktadır.
Av.M. Ziya YERGÖK
Paylaş