Paylaş
Biri çıkıp ben adayım dese, satılık kalemler ve kiralık yüreklerin karalama kampanyasıyla linç edilecek çünkü adam veyahut kadın.
Çamurdan, karalamadan, iftiradan, yalandan korktuğu için cumhurbaşkanı olabilecek en az 7-8 milyon insan, adayım ben de diyemiyor.
Ama ben diyeceğim.
Ben ‘Cumhur’ olarak ‘Cumhurun başı’ olmaya aday olacağım.
Ben kim miyim?
1962 Kırklareli doğumlu, hâlâ kirada oturan, 2 çocuk büyüten, işçi emeklisi, vatanını ve milletini çok seven biriyim ben.
17 yıllık eğitim yaşamında okuduğu ders kitapları dışında 2 binden fazla kitap okumuş, eğitimine, bilgi birikimine, yüreğine, duygularına ve yöneticiliğine güvenen biri olarak ben de Cumhurbaşkanlığı’na adayım...
Ne o partinin, ne bu partinin, ne bu halkın, ne de öteki halkın cumhurbaşkanı olmaya adayım. 76 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı’na adayım. ‘Cumhur’un çıkarlarını ve ülkenin milli menfaatlerini korumaya ve geliştirmeye adayım.
Önüne gelen yasalara imza atıp Anayasa Mahkemesi düzeltsin demeyecek işini bilen ve yapan danışmanlarımla Cumhurun zararına olan yasaları engelleyeceğim.
Yanımda, sağımda, solumda, arkamda, önümde ortaokul mezunu eş, dost, enişte, kayınço, hala oğlu, dayı oğlu danışmanlar yerine işini bilen ve yapan akademik kariyeri olan profesyonellerle çalışmak için Cumhurbaşkanlığı’na ben de adayım.
Demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir cumhurbaşkanı olmak için ben de adayım.
Türkiye’nin hukuki, siyasi, idari, sosyal, ekonomik, kültürel ve diğer bütün alanlarda kapsamlı demokratik reformlarla yeniden yapılandırılmasını ve bu sürecin etkin işleyebilmesi için toplumsal barışın sağlanmasını acil bir ihtiyaç olarak görmekteyim ve bunun için halkın demokratik iradesine dayalı, başta emeğiyle geçinen tüm toplumsal kesimler olmak üzere kadın, gençlik ve farklı inanç cumhurlarının başkanı olmaya adayım.
Türkiye Cumhuriyeti iki kişiye mecbur da mahkûm da değildir.
Beni gündeme taşıyın; ben tarafsız değil TC taraftarı bir cumhurbaşkanı olmaya adayım.
Hadi cesur olun, açın sayfalarınızı, ekranlarınızı bana.
Emin olun her konuda söyleyecek sözüm de var, anlatacak bilgim de. Elit, seçkinci değil, halkın içinden ve cumhurun kendisi aday olmak istiyor ve kendine de güveniyor.
Ya siz? Siz de kendinize ve tarafsızlığınıza -demokrasinize- güveniyor musunuz?
Siz demokrasi ve özgürlük sınavı vermeye hazır mısınız?
Nurettin KORKMAZ
nurettinkorkmaz1962@yahoo.com
‘Böyle cahillik tahsilsiz olmaz’
GEZİ olayları sırasında tıbbi yardım yapan doktorlar hakkında açılan dava dün başlamış. O davanın açılması, o adalet görevlilerinin cahilliğini gösterir. Doktorların hipokrat yemini vardır: Kim olursa, nerede olursa olsun tıbbi yardıma ihtiyaç duyanlara, mesleğin anayasası olan o yemine göre yardıma koşmak zorundadırlar.
Koşmayanlar, meslek suçu işlemiş olur, cezalandırılırlar.
Bir söz var “Böyle cahillik tahsilsiz olmaz” der. Tam ona uygun durum bu. O görevliler hemen af dileyip bir parça olsun prestijlerini kurtarmalıdırlar.
Anladıysalar.
Türk yargısı yıpratıldı.
Dinçer ÖNAL- Hukukçu
Alman ADAC’a, bir de bizim Turing’e bakın
OKUR Rıza Neptun, “Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ne işe yarar?” diye soruyor. Tabii bu soru bugün için... Merhum Çelik Gülersoy kuruma çok şey kazandırdı. Bu vesile ile anarken Çamlıca Tepesi, Kariye Camisi, Sultanahmet’teki Soğukçeşme Sokağı gibi kentsel mekânları yeniden düzenleyerek ve Yıldız Parkı’ndaki Malta Köşkü, Çubuklu’daki Hıdiv Kasrı, Sultanahmet’teki Yeşil Konak, Emirgan Korusu’ndaki Sarı ve Beyaz köşkler gibi tarihsel yapıları onartarak bunlara yeni işlevler kazandırmıştı. Gülersoy 11 yıl önce aramızdan ayrıldı. “Türkiye yollarında dolaşan milyonlarca özel araç, kamyon, taksi vb. sürücülerine soralım, acaba kaç tanesi Turing kurumunun hizmetlerinden yararlanmıştır? Bu kurum, sürücülere ne gibi bir bilgi akışında bulunmaktadır? Bu kurumun karşılığı diyebileceğimiz Alman ADAC’ın faaliyetlerine bakalım” diyen Rıza Neptun, buna karşılık Alman ADAC’ın faaliyetlerinin sıralayarak Turing’cileri mahcup ediyor.
Rıza Neptun bunun yöntemi bulmuş; bir soruyla konuya değiniyor:
“Türkiye yollarında dolaşan milyonlarca özel araç, kamyon, taksi v.b. sürücülerine soralım, acaba kaç tanesi Touring Kurumu’nun hizmetlerinde yararlanmıştır? Bu kurum, sürücülere ne gibi bir bilgi akışında bulunmaktadır? Bu kurumun karşılığı diyebileceğimiz Alman ADAC’ın faaliyetlerine bakalım:
- Üyelerine arıza halinde derhal ‘sarı melekler’ diye adlandırılan ve birkaç kilometre arayla konuşlandırılmış araçları aracılığıyla yardım.
- Trafikle ilgili son gelişmeler, aydınlatıcı bilgiler.
- Trafikte yasal uygulamalar (hukuk danışmanlığı).
- Piyasadaki araçların test sonuçları (Bu noktada son zamanlarda ADAC’ın tarafsızlığına gölge düşürecek bilgiler ortaya çıktı.)
- Üyelerine dünyanın her köşesine ait detaylı haritalar temin etme.
- Trafik uygulamalarında sürücüler lehine gelişmeler sağlamak için yasama ve yürütme nezdinde girişimler.
ve bunlar gibi onlarca hizmet. ADAC bunun için mükemmel bir WEB sayfası sunmaktadır ve ayda bir yayınladıkları dergileri çok ilgi çeker.
ADAC üyelik ücretleri 49 Euro’dan başlar. Bizim Touring ise sadece bir uluslar arası ehliyet için bile 370 TL’nizi alır (gerçi bunun çoğu harç ve KDV’dir, ancak Touring, bu hizmeti ücretsiz verse, herhangi bir harç doğmayacağını zannediyorum).
Bu kuruluşumuzun internet sitesine girdiğimizce, faaliyet duyuruları olarak bol bol konser organizasyonları görürüz. Bir bilgi hatları yoktur ve herhangi bir konuda bilgi almanız şansa kalmıştır.
Rıza Neptun
BİLİYOR MUSUNUZ?
- CHP Giresun milletvekili, 30 Nisan’da sona eren LYS başvurusunu yapamamış adaylar için geçtiğimiz yıllarda ek süre tanındığını, sınav ücretini yatırdığı halde başvurusunu yapamamış çok sayıda aday olduğunu belirterek konuyu Bakan Nabi Avcı’ya “Başvuru yapamayan aday sayısının önceki yıllardan daha fazla olduğunu üniversitelerimizdeki boş kontenjan sorununu da hatırlatarak ek süre tanınamaz mı?” diye sorduğunu...
- İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, bugün 10.30’da Anayasa Mahkemesi önünde tutuklu komutanlar ve aileleriyle birlikte olacağını, oradan İstanbul’a geçerek 14.45’de Maltepe Cezaevi’nde bulunan komutanla görüşeceğini...
- Eski CHP PM üyesi Korkmaz Karaca’nın, 24haber’de “Kılıçdaroğlu’nun kaçak güreşmesine gerek yok! Hiç kaçak güreşme, eğer kendine güveniyorsan, demokrasiye inanıyorsan çık Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına aday ol” dediğini..
TEV 47. yaşında
KÖKLÜ geçmişi ile kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ‘aydınlık geleceği’ için eğitime destek veren Türk Eğitim Vakfı (TEV) 47. yıldönümünü özel bir davetle kutladı. 6 Mayıs akşamı Fenerbahçe Faruk Ilgaz Toplantı ve Ziyafet Merkezi’nde gerçekleştirilen yemeğe Behzat Gerçeker ve Enbe Orkestrası keyifli şarkıları ile renk kattı.
Gecede konuşma yapan TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç “Saygınlığımızı, güvenilirliğimizi ve başarımızı arttıran önemli unsurlardan biri bursiyerlerimizin özverili ve başarılı çalışmalarıdır. Türk Eğitim Vakfı Ailesi olarak el ele daha nice eserler yaratacağımıza ve Vakfımızı nice 47 yıllara taşıyacağımıza inancımız tamdır.” dedi. Ömer Koç’un ardından sözü alan TEV Mütevelli Heyeti Başkanı Rona Yırcalı Türk Eğitim Vakfı’nın Türkiye’nin Vakfı olduğunun altını çizdi. 47 yıldır vakıfa emek veren Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal’in de söz aldığı gecede Genel Müdür Yıldıız Günay ise konuşmasında TEV’i 47 yıllık geçmişi ile köklü bir çınara benzetti. Günay ‘‘ Türk Eğitim Vakfı 47 yıl önce eğitim için toprağa kökleri saldı. Köklerinden aldığı güçle büyüdü ve yarım asırlık bir çınara dönüştü. Bağışçılarımız sayesinde dallarımız yeşil kaldı, gölgemizde nice başarılı öğrenciler yetişti. Bugüne kadar yanımızda olarak bize güç veren tüm destekçilerimize teşekkür ediyoruz. Emin adımlarla büyümeye devam edeceğiz” dedi.
İş dünyası, sanat ve cemiyet hayatının seçkin isimleri, TEV yöneticileri, bağışçıları ve öğrencileri bu anlamlı geceye katılarak TEV’in 47. yılını TEV yöneticileri, bağışılar ve öğrencilerle beraber kutladılar.
TEV NEDİR
Başarılı öğrencilere burs veren, okul, öğrenci yurdu ve merkezleri açan, eğitim ve öğretim alanında çeşitli projeleri hayata geçirerek milli eğitime katkıda bulunan, Türkiye’nin en köklü vakıflarından TEV, bugüne kadar yurt içinde 210 bin, yurt dışında ise yüksek lisans için 1.441 öğrenciye eğitim bursu sağladı. Eğitime katkılarını 27 adet eğitim tesisi yaptırarak destekleyen TEV, 15 İlköğretim Okulu, 1 Anaokulu, 3 Anadolu Lisesi, 4 Yurt Binası, 1 Çıraklık Eğitim Merkezi, 1 Çok Amaçlı Toplum Merkezi ile 1 Çocuk Kütüphanesi’ni Türk Milli Eğitimi’nin hizmetine sundu. Ayrıca 2001 yılında üstün yetenekli öğrencilerin eğitim gördüğü Türkiye’deki tek okul olan TEVİTÖL’ü (TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi) devraldı.
3071 çocuk nerede?
CHP İstanbul Milletvekili ve Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi Prof. Dr. F. Nur Serter “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, koruma altındaki 3071 çocuğun yurtlarda olduğunu bilmediğini belirterek bu çocuklar nerede?” diye sordu
Serter şunları söylüyor:
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2013 Aralık ayı istatistiklerinde;
- Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurtları’nda kayıtlı 712 çocuk bulunurken, fiilen bakılan 460 çocuk vardır; 252 çocuk nerededir?
- Çocuk Yuvası’nda kayıtlı 1.184 çocuk bulunurken, fiilen bakılan 901 çocuk vardır; geri kalan
283 çocuk nerededir?
- Erkek Yetiştirme Yurtları’nda kayıtlı 2.014 çocuk bulunurken, fiilen bakılan 1.201 çocuk varken
geri kalan 813 çocuk nerededir?
- Kız Yetiştirme Yurtları’nda kayıtlı 355 çocuk varken, fiilen bakılan 138 çocuğun dışındaki 217’i nerededir?
- Sevgi Evleri’nde kayıtlı 4.646 çocuk bulunurken, bunların 3.952’ine fiilen bakılmaktadır; peki 694 çocuk nerededir.
Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri’nde kayıtlı 1.168 çocuktan 711’ine bakılmaktadır.
Geri kalan 457 çocuk nerededir?
- ÇOGEM Yatılı Kurumlarında kayıtlı 225 çocuktan 178’ine bakılmakta; geri kalan 47 çcuk nerededir?
- Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde kayıtlı 495 çocuktan 187’ine fiilen bakılmaktadır; peki 308 çocuk nerededir?
Bu verilere göre, Bakanlığa bağlı kurumlarda bulunması gereken toplam 3071 çocuğun kayıp olduğu şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bakanlığa yaptığımız başavuraya çelişkili cevaplar verilmiştir.
2013 Aralık ayında yayınladıkları istatistiklerde “fiilen bakılan çocuk sayıları ile birlikte kayıtlı kişi sayıları” verilirken, bakanlığa yaptığımız başvurudan sonra kayıtlı çocuk sayıları istatistiklerden çıkarılmıştır.
Son günlerde ülke kamuoyunda yaklaşık 6.000 çocuğun kayıp olduğu tartışılmaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurumlarındaki çocukların nerede olduğunu araştırmalı ve kesin bilgileri kamuoyu ile paylaşmalıdır. Yurtlarda bulunması gereken çocuklar kayıp ise bu durumun tek sorumlusu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olacaktır.
Paylaş