Halk iradesi yok sayılıyor

TRAKYA’nın en büyük yerleşim yeri haline gelen, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin kent merkezine 1.5 km uzaklığında İstanbul Kemerburgaz’daki katı atık bertaraf tesisinin benzerinin kurulması projesi nedeniyle kaleme aldığımız ‘Al zehir’ (3 Mart) yazısına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bir yanıt geldi.

Haberin Devamı

Bakanlık kendi çalıp kendi oynuyor: 'O katı atık fabrikası Çorlu'ya kurulacaktır' 

Bakanlık özetle bu tesis yapılacaktır diye dayatıyor. Halk falan umurunda değil. İddiasını da bu tesisin yapılacağı yerin imar planlarında yer aldığını belirterek açıklıyor. (İnsaf, kentin yerleşim alanlarına 1.5 km mesafede böyle bir bir tesis nasıl yaptırılabilir; hem de adında ‘Çevre’ olan bir bakanlık tarafından!)
Maliye Bakanlığı’ndan, arazilerin kullanımı için izin alınmış; (Tekirdağ Valiliği veÇorlu Belediyesi uyumuş mu, yoksa başka işler mi var geride.)
Bakanlık bütün işlemleri ‘resmiyet’ içinde anlatıyor. Maliye’nin 49 yıllığına kiraya verdiği ve hatta işin başından Çorlu Belediyesi’nin de bu planları onayladığı anlatılıyor.
Atıkların vahşi depolama yöntemiyle depolanmasının, gerek yerleşmeler ve gerekse çevre ve insan sağlığı açısından büyük tehdit oluşturduğu ve atıklardan artık, bertaraf sürecinde elektrik üretildiği de anlatılıyor. (EPDK, bu katı atık tesisine elektrik üretimi için lisans da vermiş!)
Bütün bu işlemlerin Ergene Havzası gibi önemli bir alan için gerekli olduğu, bürokrasi diliyle o kadar güzel anlatılıyor ki; sanıyorsunuz bu katı atık tesisi ‘çiçekler’ açtıracak, hoş kokular salacak bölgede!
ÇED raporu nasıl alınmış, bunun gerisinde neler olduğunu bakanlık ne kadar biliyor? ‘Olumlu görüş’ nasıl alınmış acaba?
Hükümet veya bakanlık “atıkların çevre üzerindeki olumsuz etkisini en az düzeye indirmek amacıyla, atık yönetiminde entegre bir yönetim stratejisinin benimsenmesinin hedeflendiği, sanayileşme ve hızlı nüfus artışını, Ergene Havzası’nı korumayı hedeflediği, Katı Atık Geri Kazanım ve Bertaraf Tesisleri’nin kurulması gerektiğini, vahşi depolamadan kurtulmak gerektiğini” anlatabilir; zaten görevidir de...
(Köşemize gönderilen açıklamada Ankara Mamak’ta çöp toplama ve bertaraf tesisini niye örnek gösteriyor? Kemerburgaz’daki tesisin niye kapatılmak istendiğini, hakkındaki koku şikâyeti ve Hamidiye’nin bir kuyusuna zehirli su karıştığından niye söz edilmiyor? Yarın bir rapor ortaya çıkarsa, bakanlık mahcup olmaz mı?)
Çevre ve insan sağlığı böyle mi güvence altına alınacak?
Çorlu Belediye Meclisi böyle bir tesisin kurulmasına hayır diyor ama bakanlık “Hayır yer seçimi yapılmıştır” deyip kestirip atıyor.
Avrupa’nın çöpünü de işlemesi öngörülen böyle bir tesisin kurulmasına çok önce karar verilmiş olabilir ama bugünkü koşullar uygun mudur  diye hiç bakılmaz mı?
Valilik yer seçiminin yanlış olduğuna niye itiraz etmiyor.
“AKP kanun ve korku mudur” sadece!
(Bu yazının ne demek istediği, Erdal Dumanlı’nın Kemerburgaz’daki katı atık bertaraf tesisi ile ilgili yazısında Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu’na “Ayı kadar değerimiz yok” diye seslendiği yazısıyla -2 Mart- ilişkilendirilebilir.)
Bu bölgede hiç yaşamamış olanlar, Trakya’nın geleceğini karartamaz. Yer seçimi yanlıştır.

Haberin Devamı

STK’lar ayakta

Haberin Devamı

ÇORLU için hayati önem taşıyan Karatepe katı atık bertaraf tesisleri için askıya çıkan karara itiraz süresi yarın bitiyor. STK temsilcileri, hazırladıkları itiraz dilekçelerini bugün ayrı ayrı Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek’e verecekler.
Çorlu Kent Konseyi,
TMMOB  bileşenleri (Ziraat, İnşaat, Kimya, Gıda Müh.,
Jeoloji. Jeofizik, Mimarlar, Makine Müh. odaları; Tabipler Odası, Baro, Çevre Gönüllüleri Derneği, Ergene İnisiyatifi dışında çok sayıda vatandaşın da itiraz dilekçesi vereceği öğrenildi.
Dilekçede neler yer alıyor; o da yarına.

Dünya Su Günü kimin için!

BUGÜN Dünya Su Günü ama su yağmadan kurtulamıyor.
Dünya Bankası’nın baskısından kurtulamıyor su...
Su hizmetlerinin ticarileştirilmesini ve su kaynaklarının özelleştirilmesini şart koşuyor; bu konuda IMF ile ortak çalışıyor. Bu alanda diğer bir kurum da Dünya Ticaret Örgütü.
BM de “suyun ekonomik olarak alınıp satılabilecek ticari bir mal” olduğunu belirtmeye başladı; yani kamu anlayışının dışında olmalı.
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Atalık, ticarileştirmeye karşı:
“Oysa su en önemli doğal
varlıktır. Susuz bir hayat mümkün değildir. Yaşamak için otun, böceğin, kuşun, insanın, kısacası tüm canlıların su üzerinde hakkı vardır, ticarileştirilemez! Suyun ticarileştirilmesine hayır diyoruz.”
(Ve... 20 Mart’ta Resmi Gazete’de Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu kurulduğuna ilişkin tebliğ yayınlandı. Ne mi yapacak? Etkili bir su yönetimi için sektörler arasında koordinasyonu sağlayacak, işbirliği ve su yatırımları hızlandırılacak. Yukarıdaki yazıda anlatılıyor bundan sonra ne olacağı!)

Haberin Devamı

Hepimiz şehidiz

GÜNEYDOĞU’da açılım politikasından umduğunu bulamayan hükümet yetkilileri, çareyi şehitlik kapsamını genişletmekte buldu. Buna göre artık siviller de şehit sayılacakmış. Bilgisayarımdan şehit kime denir diye araştırdığımda, hükümet yetkililerinin ne kadar haklı olduğunu daha iyi anladım. Ben şehitlik mertebesine; vatani görevini yapmakta iken herhangi bir şekilde yaşamını yitiren tüm askerler, herhangi bir terörist saldırı sonucu yaşamını yitiren eğitim, sağlık, güvenlik vb. görevlileri ile görev başında yaşamını yitiren polis, itfaiyeci vb. diğer görevliler girer diye biliyordum...
Meğerse değilmiş. (Redd-ül Muhtar kitabı; Türkiye 24.07.2005) Kimler şehit olurmuş, okursunuz.
Allah hükümet yetkililerinden razı olsun. Bu bilgilere göre zaten bir tek siviller bu uygulamanın dışındalarmış. Onlar da bu eksikliği gidermişler. Vatandaşlara önerim, bir yolunu bulup birkaç zaman daha ölmesinler. Çünkü bu uygulama kanunlaştıktan sonra “Hepimiz şehidiz, dolayısıyla hepimiz cennetliğiz”.
Dipnot: Vatanı uğruna ölen şehitlerimizi saygı ve rahmet ile anıyorum.      
Hasan UĞURTÜRK

Biliyor musunuz
‘Pembe Konak’ otel oluyor

Haberin Devamı

- İTTİHAT ve Terakki ile Cumhuriyet gazetesine yıllarca ev sahipliği yapan Cağaloğlu’ndaki
‘Pembe Köşk’ün, İpekyolu Kuyumculuk’un sahibi İbrahim Kaygısız tarafından butik otel yapılmak üzere 15 milyon liraya satıldığını; bundan 5 milyonun Cumhuriyet Vakfı’na; geri kalanın da Nadi Ailesi’nin vârislerine (Uşaklıgil ve Nun Ailesi’ne) düştüğünü...

- ‘BİLİMSEL Komite’nin gıda ve yem amaçlı kullanılması için uygun bulduğu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın da ‘Evet’ dediği GDO’lara
(mısır, pamuk, kanola, şekerpancarı ve patates gibi 29 ürün için) yargının, hukuka ve mevzuata aykırı işlemlerden ötürü ‘Dur’ dediğini...

Yazarın Tüm Yazıları