Hakiki darbe ‘Soma’dır

İktidar hiç top çevirmesin, şehir efsanelerine milletin artık karnı tok.

Haberin Devamı

ASKER darbe yapıyor dendi, “komplo” denilen davalar ile Silahlı Kuvvetler’in komuta kademesi neredeyse tasfiye edildi. “Yargı vesayeti var” dendi. 12 Eylül Anayasası referandumunda, HSYK Cemaat denilen yapıya teslim edildi. Yüksek mahkeme yargıçlarının çoğu tasfiye edildi. 17 Aralık’ta, “Cemaat darbe yapıyor” dendi, güvenlik bürokrasisi (yargı dahil) darı taneleri gibi ülkenin muhtelif yerlerine dağıtıldı. Eski rejimin ‘mezar kazıcısı’ yandaşlara göre, Türkiye’de herkes pusuda, iktidara darbe yapmaya çalışıyor ama nedense bir türlü başarılı olamıyordu.
Bu şehir efsaneleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken beklenmedik yerden hakiki bir darbe geldi...
Rivayete göre, 30 Mart mahalli seçimlerinde, işten çıkarılma tehdidi ile yemek fişleri toplanarak tek sıra halinde götürüldükleri Manisa Cumhuriyet Meydanı’nda, ‘sarı baretleri’ ile Başbakan’ı selamlayan maden işçileri, nedeni hâlâ tartışmalı bir kaza sonucu toprağa gömüldüler.
İktidar diğer çakma darbelerden kurtuldu ama bu seferki hakiki bir darbeye benziyor.
19 yy. şartlarında madene sokulan ve hayatlarını kaybedenler, ‘bölge lideri’, ‘küresel oyun kurucu’, ‘dünyanın en büyük ekonomilerinden biri’ diye diye mangalda kül bırakmayanların aksine, cilayı kazıdılar ve hayatları pahasına gerçek resmi ortaya koydular.‘Darbe’ ile kandırılmaya çalışılan toplumun artık karnı tok.
12 Eylül’de olduğu gibi gerçekler artık dış basından öğreniliyor, neyin ne olduğunu gençler daha iyi kavrıyor.
Bir üniversite yok mudur, basının halini ‘tez’ konusu yapsın!
Yürek var mı yürek!

Haberin Devamı

Bu cami hocasına ben de ‘Cübbeni çıkar meydana çık’ diyorum

‘Haydut zihniyet’

İSTANBUL Hasköy’deki Kiremitçi Ahmet Efendi camisinde bugün (dün) cuma namazı hutbesinde hoca efendi; Soma’daki maden patlaması olayına değinmiş ve şer güçlerinin bunu fırsat bilerek sokaklara döküldüklerini belirtmiş... Okur Yunus Erkan, hocanın vaazında neler söylediklerini özetliyor: Aslında üzülmekten daha çok da sevindiklerini ve kargaşa çıkardıklarını (şer güçlerin) orada can veren işçilerimize destek olmak amacıyla... bir günlük iş bırakan diğer emekçilerimizin aslında çalışmak istemedikleri için bahane yaratıp insanları mağdur ettiklerini...
Oradaki olayları resim, haber ya da video şeklinde bizlere getiren gazete ya da TV sahiplerinin ofis ya da rezidanslarında... Bu olaydan çok sevinip mutlu olduklarını ve bütün bu saydıklarımı yapanların da ‘haydut zihniyeti’yle davrandıklarını... Vaaz etti.
Ben kendi çapında inançları olan ve yaşamaya çalışan kişiyim. İşyerime yakın olduğu için de cuma namazları için o camiye gidiyordum. Bugünden sonra ben o camiye gidip de o hoca efendinin arkasında namaz kılmak istemiyorum.
Gidersem günaha gireceğimi düşünüyorum. Şayet İslam’ı bu hocalar temsil edip, insanlara öğretecekse bu toplumdan da çok iyi tepkiler beklemiyorum.
RTE’nin deyimiyle bu hocalara da ‘cübbenin çıkar’ da meydanlara çık demek gerekiyor.”

Haberin Devamı

‘Milletimden özür diliyorum’

SEDYEYİ kirletmemek için “Çizmemi çıkartayım mı?” dedi işçi.
Yavrum, ben senin çizmene kurban olurum.
Deprem enkazının altında uzun süre kalan Mesut, doğal olarak altını ıslatmıştı. Kendini çıkaranlara “Abi kurban olayım elleme, altım ıslak” demişti.
Bazılarımız niçin bu kadar terbiyeli de, bazılarımız niçin bu kadar terbiyesiz? Aşırı terbiyelileri de biz yetiştirdik, aşırı terbiyesizleri de biz yetiştirdik.
Şahsım adına bir öğretmen olarak milletimden özür diliyorum.
Prof. Dr. Üstün DÖKMEN

1900’lerde ameliyat nasıl yapılırdı!

TEKNOLOJİ her alanda etkili olur. 1880’deki ya da 1905’teki teknoloji ile bugünkü teknolojik imkânlar aynı değildir. Tıpta da öyle değil midir? Önceleri hastanın başına darbe indirilip bayıltılıp, elini kolunu bağlayıp operasyon yapılıyorken, anestezinin devreye girmesiyle hasta konforlu bir şekilde opere edilmektedir. Hele bugün gelişen teknolojik olanaklarla “girişimsel tedavi” yöntemleriyle hastalar yapılan operasyonla ertesi gün taburcu olmaktadır. Benim kim olduğuma gelince, ben tıbbın son elli yılındaki ilerlemeleri takip etmiş ve bizzat katılmış bir kişiyim.
Tıpta olduğu gibi diğer birçok alanda da teknoloji birçok istenmeyen olayı önlemiştir. Yeter ki teknolojik olanaklar kullanılsın.
Prof. Dr. Siber GÖKSEL- Emekli hekim

Haberin Devamı

Ah Tayyip usta!

İŞLER iyi giderse, “Her şeyi ben yaptım”.
İşler kötü giderse “Allah’ın takdiri”.
İmza: Tayyip Usta (İyi ki varsın Tanrım!) Dinçer ÖNAL

OKUYUNUZ

SOMA Holding kazığı kime attı

İŞ Güvenliği uzmanı Nevzat Çağlar Tüfekçi; Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’a: “Hürriyet’ten Vahap Munyar’a 1.5 yıl önce ‘Devletin 2005’de kâr payı karşılığında işletmeyi devraldıklarında TKİ’nin Soma’da kömürü kendisi çıkarırken, tonunu 130-140 dolara mal ediyordu. Biz yüzde 15’lik rödovans payı dahil 23.80 dolara düşürdük diyorsunuz. Söz konusu işletmenin özele geçtikten sonra, % 400 oranında maliyeti düşürmesi akıllara, ‘Gerekli tedbirlerden mi kısıldı?’ sorusunu getirdi. Maliyet gerektiren gerek temel güvenlik önlemleri, gerek elektrik tesisatının risk oranı en düşük malzemelerden oluşması ve gerekse olası göçük vs. durumuna karşı tedbirlerin alınmış olup olmadığına bir cevabınız var mıdır?

Haberin Devamı

İBB’de katakulli işlere fren

CHP Büyükşehir Meclis üyesi Hüseyin Sağ, Meclis’e seçildikten sonra İBB’de yasadışı uygulamalarının önüne yine dikildi. İktidar sahiplerinin çocuklarına kurdurulan Okmeydanı Spor ve Eğitim Vakfı’na, 900 bin lira aktarılacağını öğrendikten sonra ‘tehlikeyi’ fark eden AKP öneriyi son anda geri çekti. Sağ “Etkinlik yapılması güzel de, bu yardım iktidarın çocuklarının vakıf ve derneklerine yapılırsa, o zaman TÜRGEV ve 17 Aralık’taki bazı isimler akla gelir. İBB Kültür, Turizm ve Sanat Komisyonu Başkanı
Bülent Katkak’ın okçuluk vakfının kurucu üyesi olarak böyle bir işe girişmesi doğru değildir. Bu işlere katakulli denir” diye konuştu.

Yazarın Tüm Yazıları