ÇİN'in Hong Kong'un yakınındaki bir kentten mektup yazan ancak adının açıklanmasını istemeyen, ‘‘Çünkü beni kara listeye alırlar’’ diyen Türk işadamını dinleyelim:
‘‘Çin'de, ses sistemleri ve bilgisayar parçaları üzerine üretim yapan 70 işçinin çalıştığı fabrikam var. Aylık 50 konteynerden fazla ürün satmaktayım. İşlerim dolayısıyla Türkiye'ye çok sık seyahat ediyorum.
5.2.2004 tarihinde Atatürk Havalimanı'ndan Emirates Havayolları ile buraya gelirken, rüşvet almak için beni durduran gümrük görevlisi yüzünden ilk kez uçağımı kaçırdım. Birçok defa aynı muameleyle karşılaştım.
Son 15 yıldır değişik ülkelerde yaşayıp ticaret ve üretimle uğraşıyorum. Yatırım yapmadan önce ülke olarak Türkiye'yi baştan silmiştim. En büyük sebebi ise yoğun bürokrasi ve rüşvet engeli...
Son olay da bana gösteriyor ki, bu bozuk yapı halen sürüyor. Şu an ikinci fabrikamı Bulgaristan'da açmayı düşünüyorum. Sınırını geçer geçmez Türkiye'ye en yakın noktadan birinde olacak. Üreteceğim malların ana pazarı ise Türkiye olacak...
İş hayatım vesilesiyle tanıdığım birçok potansiyel yabancı yatırımcı bana Türkiye'ye yatırım yapmak için fikrimi soruyor. Ne yazık ki hepsine 'Sakın Türkiye'ye yatırımı düşünmeyin' diyorum. Vatanımı ve insanlarımı seven biri olarak Bulgaristan'da fabrika açmayı düşünmem karşısında Türkiye'yi bu hale getirenler utanır mı acaba?
Bu kafayla hareket edildiği sürece yabancı yatırımcıyı çekmek için boşa uğraşılıp durulacaktır. Bırakın yabancı bir yatırımcıyı, önce ben kendi ülkemde yatırım yapmaktan kaçınıyorum. Bunun çok iyi düşünülmesi gerekiyor.
Artık Türkiye'deki yatırımcılar kaçmasın demek durumunda kaldığım için de üzgün olduğumu acı bir gerçek olarak iletmek istiyorum.’’
POLİS-GÜMRÜK İŞBİRLİĞİ
Daha sonra kendisini telefonla bulup konuştuk; gümrükle ilgili kızgınlığının ne olduğunu sorduk. Yanıtı şöyle oldu:
‘‘Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amirliği'ne bir şikáyet dilekçesi verdim. Kapıda birçok insanın para koparılmak için durdurulduğunu, polis ve gümrük memurlarının bu meyanda işbirliği yaptığını bildirdim. Vaktim olmadığından Türkiye'ye bir dahaki gelişimde arayıp görüşeceğim kendileriyle.’’
Sorun neydi?
- Çıkış sırasında burada incelemek ve üretmek üzere önemsiz bazı örnek parçalar götürüyordum. Bunu gelirken de yapıyorum; çünkü Türkiye ile önemli çapta ticaret yapıyorum, hizmet ediyorum. Ama gümrükçü niye geldin, niye götürüyorsun diye soruyor. Özellikle çıkarken rüşvete takılıyorum. Açıkçası beni bırakın birçok işadamı 'gümrük tacizi'ne uğruyor.
NEDEN ÇİN?
Size göre Çin'in cazibesi nereden kaynaklanıyor?
- Hammadde, enerji ve işçi ücretleri ucuz... Buradaki fabrikamda bir işçinin aylık yeme, içme ve yatma maliyeti 85 dolara mal oluyor. Petrol Türkiye'nin dörtte biri. Başka sorunlar da var ama artık bu tepkimi dışa vurmak istedim ve size yazdım.''
Bunu ancak ithalat rejiminin artması için çırpınan, gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in bilgisine sunabiliriz.
Gümrüklerde ‘‘ordino’’ uygulaması üzerinden oynanan oyunları da yazacağız.
Allah İstanbul’a acır da kar yağmaz
İSTANBUL Valiliği'nin, kar yağışının başlamasını müteakip zincirsiz araçlara izin verilmeyeceği duyuruldu. Ancak bugün (dün) 11.00'de (hava güneşli+yağış yok) İkitelli İSTOÇ önünde binek aracımıza zincir cezası uygulanmıştır. Ekonomiye katkı ve zor alım boyutunu bir kenara bırakırsak, halkı ceza ile korkutarak ve bezdirerek trafikten men etmek arzusu ortaya çıkar. Aslında çözüm, emniyet şeridinin lüzumsuz kullanmak gibi batıda ağır suç sayılan kuralları uygulamakla sağlanır. Sayın Valimiz Muammer Güler halka açık alanlarda kurban kesilmeyecek, dedi; halkımız otoban üzerinde kesti! Yaptırım yok! İnşallah bu sefer de Valimizin talimatları havada kalmaz... Aksi takdirde halkımızın iyi niyeti sayın Valimizden bezdiğini ilk fırsatta politikacılarımızı hissettirir!
Allah İstanbul'a acır da hava pas geçerse aşırı paniğin getireceği kaos yaşanmaz. İstanbullular olarak başka da güvenebileceğimiz kimsemiz yok.
M. Yücel ŞEFİİ-İSTANBUL
KAYNAR SUYLA HAŞLANDIM
ANKARA üzerinden Adana-Gaziantep istikametinde (24.1.2004), Seç Turizm'e ait 27 YF 685 plakalı araçla Osmaniye taraflarında seyir halindeyken, muavin M. Üzümcü tarafından benim ve yanımda oturan Z. Tekke'nin üzerine bir termos sıcak su döküldü. Bunun üzerine elimize bir şişe su verilip, diş macunu sürün dendi ve hiçbir şey olmamış gibi diğer yolculara içecek ikramına devam edildi. Şikáyetçi olacağımızı söylediğimizde bizi gecenin bir yarısı Osmaniye yakınlarındaki Bahçe Devlet Hastanesi'ne bıraktılar.
Kaza sonucu kol ve bacaklarımızda ciddi yanıklar meydana geldi. Tedavilerimiz devam ediyor. Firma yetkilileri, olaydan sonra arayıp 'geçmiş olsun' deme zahmetine katlanmadılar. Seç Turizm biletlerinde yazan ‘güvenilir kuruluş’ sözüne hiçbir zaman inanmayacağım.
Adana'da yapılan Deprem Konutları Afet Evleri'nin felaket evi olduğu yine Hürriyet'in bu köşesinde yayınlanmıştı. 5 yıldır burada oturan biz hak sahipleri, şikáyetlerimizi üç yıl önce Başbakanlık Toplu Konut'a bildirmiştik. Çünkü evlerimizin bodrumlarını su basıyor, elektrik tesisatlarından sular akıyor, duvarlarda çatlaklar oluşuyor ve damların % 80'i akıyordu. Dar Mühendislik yetkilileri, bize üç yıldır bir cevap vermiyordu. İki ay önce tekrar geldiler; ki o zaman bodrumda 30 cam su vardı, apartman yangın basamağı da temelden 15-20 cm ayrılmış durumdaydı; hálá haber yok! Bu kötü bir işaret değil mi? Bu evler çökerse ve insanlar ölürse suçlusu kim olacak? Yine müteahhitler mi aranacak, yoksa 5 yıldır şikáyetimize cevap vermeyen TKİ bizleri mi suçlayacak?
Mahmut YETERŞANS-ADANA
Florya ve Kavacık rant merkezi oldu
BAKIRKÖY Belediyesi, Florya'daki kaçak inşaatları engelleyemediğine göre bu inşaatları yapan insanlara rica ediyorum. Lütfen yapmayın! Para herşey demek değildir. Sizler vicdanlarda mahkum oldunuz. Recep F. İPEK
BEYKOZ Kavacık bölgesinde, yerel seçim öncesinde en hızlı kaç inşaat faaliyeti sürüyor. Bazı yapılar 8-12 kat arasında yükseliyor. Peki Boğaziçi öngörüm kuralları ne oluyor?
A. S.-BEYKOZ
Biliyor musunuz?
TEKEL'in Cibali tütün eksperliğinden ayrıldıktan sonra Fethullah okullarında görev yapan ve kendisini AKP Eyüp adayı olarak 'Tayyip Erdoğan'ın Türki Cumhuriyetleri danışmanı' olarak tanıtan 'P.Dr.' Ahmet Maranki'nin, Azerbaycan'da 2.5 yıl içinde 'doktorluktan profesörlüğe' yükseldiğini (!)... AKP çevrelerinde Veysel Eroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmazsa Kadıköy'den gösterileceğini... Beyoğlu ANAP Belediye Başkan adayının 'Londra Palas' Otelinin sahibi Ayhan Üzmeli olduğunu... KüçükçekmeceAKP aday adayları arasında yer alan, Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanı Aziz Yeniay'ın bazı üyelere 'takım elbise, bilgisayar ve maddi yardım'da bulunmasının dikkat çektiğini... AKP Şişli aday adaylarından Ali Çamlı'nın 'Şişli Deprem Enstitüsü' kuracağını ve daire sahiplerine 'bina kimlik kartı' verme vaadinde bulunduğunu... Mehmet Ağar tarafından DYP Avcılar Belediye Başkan adayı olarak açıklanan Tahsin Salihoğlu'nun eşinin rahatsızlığını üzerine adaylıktan vazgeçtiğini...
MHP Mersin Belediye Başkan adaylığına, eski Kırşehir Valisi Behiç Çelik'in; bu arada hakkındaki çeşitli 'parasal' iddialar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye kadar intikal etmiş bulunan Mersin Toroslar Belediye Başkanı Mustafa Demirci'nin yerine de Hamit Tuna'nın aday gösterildiğini... CHP'nin Çankaya'da yapılan belediye meclis adaylarının seçimini Önder Sav'ın hazırladığı anahtar listedeki isimlerin kazandığını, ancak listenin ilk 5 sırasına ilkokul ve ortaokul mezunu kişilerin yerleştiğini...
Biliyor musunuz?
Mesaj Panosu
BELEDİYE Başkan adaylarına... ‘‘Yerel Seçimlerde Siyasal Kampanyalar ve Seçmen Üzerindeki Etkisi’’ konulu konferans yarın Kabataş Feriye'de. Konuşmacılar; Faruk Kaptan, Prof. Haluk Gürgen, Yrd. Doç. Ferruh Uztuğ, Mustafa Sarıgül, Necati Özkan, Başar Başarır, Prof. Ali Atıf Bir, Erol Olçak, Ersin Salman, Faruk Atasoy, Necla Zarakol ve Nesteren Davutoğlu. (0212-243 93 53)
ANKARA AŞTİ'deki taksicilerle pazarlık yapmadan arabalarına binemiyoruz. Taksimetrenin yazdığını değil istedikleri parayı vermek zorunda kalıyoruz. Mesafeye göre adam seçiliyor. Bu duruma kim göz yumuyor?