‘‘Gümrüklerde bizim bildiğimiz yönetmeliğe göre tayinler yapılır. Demek ki, nüfuz suiistimali yapan sahtekárlar da tayin yaptırabiliyormuş. Yazıklar olsun...’’
Sonra sözü gümrük örgütünde yapılan ankete getirerek şöyle konuşuyor:
‘‘Bize geçen yılın sonunda gümrükler ve çalışanların sorunlarını ortaya çıkartmak üzere özel anket formları gönderdiler. 8.600 memurun verilerinin açıklanmayacağını ve iç bünyede değerlendirileceğini düşünerek şahsen benim gibiler samimi yanıtlar verdik.
(Gerçi rüşvetle ilgisi olmayanlar 'rüşvet vardır'; rüşvetçi olmayanlar da 'yoktur' dedi ya...) Buna karşın gizli kalması gereken sonuçlar Bakan
Keçeciler tarafından kamuoyuna açıklandı. Yani % 40'ımızın rüşvet vardır demesi üzerine bakan ve müsteşarı kamuoyundan aferin (!) aldılar. Böylece iyi bir reklam yaptılar.’’
- Demek ki samimi itiraflarımız boşunaymış. Rüşvet sorunu anketle çözümlenemez; nerede
Paraşüt, Buffalo, Örümcek gibi gerçek gümrük vurgunları?
Hazine nasıl soyuluyor? Maalesef bu konular ankette yok.
- Ortaya çıkmayan bir şey var; kendisini
Diyarbakır DGM Savcısı olarak tanıtan sahtekár kişinin,
İstanbul'a da tayinler yaptırdığı neden açıklanmıyor? Sahte DGM Savcısı kimi nereye tayin ettirmiştir? Bu kişiler hálá torpille geldikleri görevdeler mi?
- Ankette rotasyon ve geçici görevle ilgili soru var. Ancak, geçici görev adı altında rotasyonun delindiği bilinirken, böyle bir soruya gerek var mıydı? Hangi
TIR'ları, hangi gümrük kapısından geçiren geçici görevlileri kamuoyu bilmek istiyor.
- Gümrüklerde yeni bir yapılanmaya gidiliyor.
Gümrük ve
Muhafaza Başmüdürlükleri birleştirilerek, 16 Bölge Başmüdürlüğü oluşturulacakmış. Yetki çatışmasını önleyen güzel bir düşünce ancak bu başmüdürler nasıl seçilecek? Yine her türlü pisliğe bulaşmış kişiler mi başköşeye oturtulacaklar. Çünkü bazı
'kurtlar' şimdiden kulis yapıyorlar.''
Gizli kameralar
Gümrük Müsteşarlığı'nda daha bir sürü garip olaylar var. Keçeciler Kapıkule Gümrük Kapısı'na nükleer dedektörlerin konulduğunu açıkladığı gerekçesiyle Edirne Valisi'ni ‘boşboğaz olmakla’ haksız yere suçlamıştı. Keçeciler Karaman Valiliği'nden tanıdığı Hakkı Teke'yi Muhafaza Genel Müdürü yapmıştı. Genel Müdür Teke'nin dolduruşu ile Edirne Valisi'ni suçlayan Bakan Keçeciler geçmişi çok çabuk unutmuştu. Çünkü, Ankara'da 11 Ekim 2001 ve 26 Ocak 2002 tarihlerinde düzenlediği iki ayrı basın toplantısında gümrük kapılarına konulacak nükleer dedektörlerle ilgili ayrıntılı bilgiler vermişti. Edirne Valisi'nin açıkladığı gizli kapaklı bir bilgi değildi. Bu olaydan kısa bir süre sonra Bakan'ın gümrüklerde rüşvetin önlenmesi için gizli kamera projesini sunmasına ne demeli. Halbuki, Kapıkule'ye ilk kamera sistemi 1984 yılında kurulmuştu. Ne yazık ki bunlar kırıldı, çalıştırılamadı. Daha sonra kurulan ikinci sistem de yine işletilemedi, ‘kullandırılmadı’. Acaba
Keçeciler'in bunlardan haberi var mı?
Atak zamanı
SN. Denktaş ve
Sn. Eroğlu'nun dikkatine;
İkili görüşmelerin devam ettiği günümüzde
KKTC'ye güç kazandıracak fırsatları değerlendirmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle iki noktada çalışma yapılmasının yararlı olacağına inanmaktayım.
Ortak düşmanımız olan terörizme karşı savaş açan
ABD liderliğindeki oluşuma elimizden geldiğince karşılık beklemeksizin yardımcı olmalıyız.
Dostumuz ve müttefikimiz
ABD'nin
Akdeniz'de
KKTC'de askeri varlığının ikmal desteğinin sağlanması (Mağosa limanı) ve personelinin, askerlerinin güvenli ve kardeşçe bir ortamda (Girne-Magosa otelleri, plajları) dinlenmesi için girişimlerin başlatılmasının tam zamanıdır.
Bu çalışmalar her iki tarafın menfaatleri gözetilerek süratle başlatılabilir ve
Akdeniz'in sakin, temiz, el değmemiş doğasının, turizminin tanıtılması için de yararlı olabilir.
K.E.ÖZBİLEN-ANKARA Bağ-Kur çalışanları olarak eziliyoruz
‘‘60 bin SSK çalışanı 10, 110 bin Maliye çalışanı 15 yıldır ek ödeme alırken (Başbakanlık personeli de dahil),
Emekli Sandığı çalışanları da Ocak 2002'den itibaren yaklaşık 200 milyon ek ödeme almaya başlamışken,
Bağ-Kur'luları acaba düşünen var mıdır?’’ diye soran Türk Büro Banka-Sen Antalya Şube Başkanı
M.Ali Güç yüksek sesle haykırıyor:
‘‘
Bağ-Kur çalışanları iş yükü ve ekonomik sıkıntı altında eziliyor. Hat safhada personel sıkıntısı bulunduğundan her bir memur en az üç personelin yapacağı işi yapıyor. Fedakárlıklarının karşılığını da alamıyor. Yeni işe başlayan bir
SSK personeli yaklaşık 500 milyon alırken, 15 yıllık Bağ-Kur çalışanının eline 310 milyon geçiyor.
Maliye Bakanlığı tasfiye edilen
Gelir İdaresini Geliştirme Fonu'nu maaşlarına dahil ederek kendi personeline kaynak bulurken,
Bağ-Kur'luya gelince kaynak yok deniliyor.
Bağ-Kur çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili tasarı
Plan-Bütçe Komisyonu'nda bekliyor. Alt komisyon, personele ek ödeme verilmesini kabul etti, ancak komisyon konuyu genel kurulun iradesine bıraktı. Sayın
Metin Şahin, Sümer Oral, Yaşar Okuyan ve Bülent Ecevit'i duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Seslerimizi duymuyorlarsa, bizleri
SSK, Maliye ve
Emekli Sandığı'na tayin etsinler.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Dünyada dört çeşit insan yaşar; áşıklar, benciller, hayal kuranlar ve deliler.’’
(Hippolyte Taine)
MESAJ
ANKARA Milli Eğitim Müdürlüğü, norm kadro uygulamasında keyfi davranıyor. Eşimin çalıştığı ve ikamet ettiği yere yakın mahallerde branş açığı olmasına rağmen şehirlerarası denilecek uzaklıklara atama yapılması hangi akla uygundur? Aile bütünlüğümüz sarsılıyor.
Recep KONUKMAN