ANKARA’da 50 senedir Çankaya’da, Sayın İsmet Paşa’nın Köşkü’nün aşağı kısımlarında Bükreş Sokak’ta ikamet eden bir vatandaşım...
Parti olarak oyumu AKP’ye vermiyorum ama Belediye seçimlerinde oyum hep sizin şahsınıza ve yaptıklarınıza... Zira bu günü karar gelmiş geçmiş hiçbir belediye başkanı sizin Ankara’ya yaptığınız hizmetlerin, tabir caizse yüzde birini yapmadığını düşünüyorum...
Hepsi palavra idi.
1- Atatürk Bulvarı’ndaki otobüs durağı yerinin değiştirilmesinden haberinizin olmaması ihtimalini düşünüyorum. Yapılanlardan belki de hiç haberiniz yok. Kuğulu Park alt geçidi yapılmadan önce Cumhurbaşkanlığı’ndan Kızılay istikametine giderken tam İller Bankası önünde bir otobüs durağı vardı. Alt-üst geçit yapıldıktan sonra bu durak, Bükreş ve Farabi sokaklarının tam karşısında bulunan bir yere nakledilmiş idi. Ama şimdi bu durak ortadan kaldırıldı ve bizler bu semtte oturanlar, otobüse binmek üzere ya İsmet Paşa Köşkü’nün (Pembe Köşk) hizasında bulunan durağa yokuş yukarı gitmek mecburiyetindeyiz ki orada 50 metre ara ile iki durak bulunmaktadır. Aşağıdaki Kuğulu Park’tan sonra Akün sineması önündeki durağı kullanmak mecburiyetindeyiz. Lütfen buradan bir geçiniz ve eski durağın tekrar yapılmasını sağlayınız.
2- TBMM ile Sıhhiye alanı arasındaki otobüs duraklarında bulunan, o güzelim ve pratik sığınma yerleri yenileri ile geçen hafta değiştirildi. Ve Kızılay’daki İş Bankası ile Zafer Çarsısı arasına iki metre mesafe ile 8-10 tane durak sığınma yeri yapıldı. Bu yeni yapılanlar estetik yönden iyi görünümlü ve pratik değil. Zira üzerleri cam kaplı yazın güneşte altında durmak mümkün değil. Ayrıca kötü havalarda altında barınmak mümkün değil. Bu kadar kullanışsız bir durak yeri yapılması için kim emir verdi bilemiyorum. Ama sizin isteyeceğinizi hiç zannetmiyorum ve bunları görmediğinizden de eminim. Çünkü görse idiniz bunların yapılmasına izin vermezdiniz.
Cahit DOĞAN-ÇANKAYA
İnönü’yü siyasete Cevahir önerdi
ERDAL İnönü’yü siyasete kim soyundurdu?
Bu konuda 1989 ve 90’lı yıllarda çok tartışıldı.
Merhum meslekdaşımız Yener Süsoy’un Hürriyette yayınlanan söyleşisinde işadamı İbrahim Cevahir şöyle diyor:
"Paşa’nın ölüm yıldönümlerinde hep kabri başında olurum. Bakarım, millet gelip mezara okur, İnönü’nün çocukları ise orada öyle durur. Kimseye hoş geldin demezler, el sıkmazlar, konuşmazlar, öyle soğuk dururlar. 1978’deki anma gününde, şerefsizim dedim ki onlara; ’Orada kazık gibi ne dikiyorsunuz?Hadi siz babanıza geldiniz, İsmet Paşa bunların babası değildi ki?Ellerini sıkıp, niye geldiklerini sorsanıza.’ Çok şaşırdılar, kim bu adam diyorlar, o güne kadar hiçbiriyle tanışmamışız ki... Erdal da beni ilk orada tanıdı. Orhan Keçeli’den telefonunu alıp aradım, ’Seninle bir şeyler konuşmak istiyorum’ dedim. ’Ne konuşacaksınız benimle’ oldu. ’Biz adam yemeyiz, benim adım İbrahim Cevahir, sor kime istersen’ dedim. Sormuş, yemek buluşmamıza tam zamanında geldi. Lafa direkt girdim; ’Erdal Bey, İnönü soyadı tarihte iyi bir yer almıştır.Tarihe gömülmeden bu soyadını Türkiye’de yaşatman lazım’ dedim.
’Ben politikayı hiç düşünmedim’ dedi. ’Sizin evde çıkan seslerden bir şeyler kalmıştır hafızanda, o da sana yeter’dedim. O gün çok ikna etmeye çalıştım ama, kabul etmedi, vedalaştık. Bir gün ofisimde otururken, Erdal İnönü’nün ziyaretime geldiğini söylediler. Erdal Bey o gün önce kabul etti, sonra yine vazgeçti. Erdal Bey çok değişik bir insan, bir bakıyorsunuz evet diyor, 3 gün sonra cayıyor. Eşi Sevinç Hanım kavga ediyor benimle, evden kovuyor. Bir gün dedi bana ki ’Ne istiyorsun bizden, yurtdışından yeni geldik, Erdal’ın yakasını bırak.’ Dedim ona ki ’Sohtorik’in kızıydın, seni herkes alırdı, babanın parası vardı. Niye İsmet İnönü’nün oğluyla evlendin, evlenseydin başkasıyla. Cumhurbaşkanın oğluna mı aşık oldun?’
Gözüm kör olsun, aç sor kendisine, Cevahir sana böyle böyle dedi mi diye? "
5 kuruşluk zamma tepki
BAĞIMSIZ Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, hükümetin 2008 yılı için memurlara verdiği % 2+2’lik zamdan sonra, fazla mesai ücretlerine yeni yılda 5 Yeni Kuruş zam yapmasına isyan ediyor. Avcı "Son 4 yıllık dönemde, ekonomideki büyümenin ortalama %30 olmasına rağmen memurların bu büyümeden pay alamadığını, son 4 yılda alınan zammın dar ve sabit gelirlilerin mutfaklarında ve zorunlu harcama kalemlerinde gerçekleşen enflasyon oranına bile yetişmediğini, Türkiye’nin büyümesine en çok katkısı olan başta eğitim çalışanları olmak üzere tüm kamu görevlilerinin halen yoksulluk sınırıyla açlık sınırı arasında bir oranda ücret aldıklarını" söylüyor.
Avcı şöyle devam ediyor:
"Fazla mesai ücretlerine yapılan 5 kuruşluk artışı tanımlamak için komik kelimesi bile komik kaçmaktadır. Milyonlarca kamu görevlisi 2008 yılı için hükümetin açıkladığı yüzde 2+2’lik zamdan sonra açıklanan bu acı ve sevimsiz açıklamalarıyla adeta dona kalmıştır.
Bu yüzden hükümeti, kamu çalışanlarıyla dalga geçen politikalara son vermeye, objektif ve vicdanlı olmaya, dahası ücretlerimizle ilgili artışları gerçekçi rakamlarla hazırlamaya ve insani duygularla hareket etmeye davet ediyoruz. Kendilerini memurların yerine koyarak icraat yapmalarını bekliyoruz.
Hükümetin, memurlara 5 kuruşluk artışı layık gören anlayışına itiraz ediyoruz." Resepsiyon ve bayan Gül
TELEVİZYON ekranlarında izlediğim bir olayı sizlerle paylaşmak istedim. Belki gözden kaçmış olabilir. Sayın Cumhurbaşkanının Cumhuriyet Bayramı dolayısıyle verdiği resepsiyonlardan ikincisinde (toplum resepsiyonu) salonun kapısında eşi ile birlikte misafirlerini kabul ederken Başbakan’ın girişi sırasındaki davranışlarını bir kez daha ama eleştirel gözle izlemenizi rica ediyorum.
Bu tam da sevgili Prof. Emre Kongar’ın son kitabı ’Demokrasimizle Yüzleşme’ kitabında belirttiği gibi kadını, 2. sınıf düzeyine iten ’dinci erkek egemen toplumdan’ beklenen davranışla bire bir uyuşmaktadır.
Prof.Ömer L.
DEĞİRMENCİ
Laikliğimizin ağır yenilgisi
CUMHURİYET resepsiyonunda türbanlı, sıkma başlı bazı hanımlar konukların elini sıkıyor.