BAŞBAKAN’ın, Melih Gökçek’in adı üzerinde tereddütleri vardı.
Gökçek’in yüzünün eskidiğini ve Ankaralıların kendisinden sıkıldığını düşünüyordu. Kavgacı tavrının da kamuoyunda tepki ile karşılandığını biliyordu. Ancak Erdoğan, Gökçek’i aday göstermeme riskini almadı; sorumluluğu taşımaktansa ’atama’yı parti organlarına bırakmayı yeğledi. Bu nedenle 15 günden beri sıkıntılıydı Erdoğan... Çünkü aday gösterilmediğinde Gökçek, muhtemelen DP’ye geçebilir ya da bağımsız aday olabilirdi. Sonuçta, biraz da Gökçek’in ’yatırımlarını överek’ aday göstermek zorunda kaldı.
Ankara Büyükşehir için potaya AKP ve CHP’den sonra üçüncü parti MHP de girmiş oldu. MHP’nin Ankara’da yüzde 12-15 arasında bir oyu var... MHP’nin eli güçlendi; Gökçek’ten başka Karayalçın ve MHP’nin adayı Mahsur Yavaş da şanslı oldu.
Bu konudaki değerlendirmeyi yarına bırakarak, adının ilan edilmesinden sonra ortaya çıkan Gökçek’le ilgili görüşlere gelelim:
GÖKÇEK’E SORSAYDI
SAYIN Başbakan, TV’de belediye başkanlarını açıklarken, adayları dürüst, liyakat sahibi, halkla iç içe olabilecekler arasından seçeceğim diyor. Arkasından partisinin MKYK’sında bile 19 kişiden 9’unun karşı çıktığı Melih Gökçek’i aday olarak açıklıyor. Ne diyelim, Başbakan dürüst dedi biz de inanalım bari... Yalnız Sayın Başbakan, Melih Gökçek’e "Ya Melih, şu TRT’nin karşısındaki oğluna için aldığın villaya 750.000 YTL nasıl verdin?" deseydi de duysaydık.
Haydi Ankaralılar başkentimize yakışan başkanı seçelim!.
K.M.
’YOLA DEVAM’DAN VAZGEÇİLDİ
AKP’nin sloganı olan ’Durmak yok, yola devam’ ifadesi, Sayın Başbakan’ın son Ankara’da adayları açıkladığı salondaki sahnede ’Durmak yok, hizmete devam’ olarak değişmiş olarak görünüyordu. Parti yetkilileri, yola devam ifadesinin, ’yolmaya devam’ olarak halkın beyninde artık yer etmeye başladığını kabul etmiş görünüyorlar ki, bu sloganı değiştirme gereği görmüşler. Bu kendilerinin durumunu itiraf anlamına gelir. Kendi ürettikleri slogandan bile korkar hale gelmişlerdir. Halkımız da bu ’yolunmayı’ artık görmelidir ve görmektedir.
Ahmet KÜÇÜK-SÖKE
SALTANATA SON
ANKARA’da ’saltanat’ yeniden adaysa, gün ’Saltanata Son’ kampanyasını yükseltme günüdür... Ben bu şehirde insanca yaşamak istiyorum.
Y.U.-ANKARA
NE TESADÜF
BAŞBAKAN, Melih Gökçek’in ismini açıklamadan önce Ankara’da yapılanları anlatırken, TRT 2’de doğalgaz faciasında 7 öğrencinin öldüğü altyazı ile duyuruldu. Ne tesadüf değil mi?
S.TAŞÇI
Umutların yoksullaşması
UMUT yiğidin ekmeği imiş.
"Yiğitler nerde?"
Ekmek peşindeki tüm yiğitler piyango kuyruğunda.
Borç yiğidin kamçısı imiş.
Borcu olmayan yiğit değildir, çünkü kamçısı yoktur.
Şevket ÇORBACIOĞLU
Prof.Alp, Topbaş’a 10 üzerinden 5 verdi
İSTANBUL eski Belediye Başkan adaylarından ve adı İzmir AKP adayı olarak bir ara gündeme gelen mimar ve kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, "5 yıldır görevde olan, yasa ile yetkileri artırılmış ve yetki alanı genişletilmiş, nazik kimliğiyle gönülleri fethetmiş Başkanımın gözbebeğimiz İstanbul için şevk ve azimle çalıştığını teslim etmek isterim. Birçok başarılı uygulamaları olduğu gibi ciddi yanlışları da oldu" dedi. Topbaş’a, karne notu olarak, 10 üzerinden 5 verdiğini veren Alp "Sınıfı geçti ancak kıl payı" diye konuştu.
Prof. Alp’in, Topbaş’ın tekrar seçilmesi durumunda dikkate alması gereken 20 sorun özetle şöyle:
İmar yolsuzlukları, imar rantının yandaşlara dağıtıldığı, ihalelerin yakın dost ve arkadaşlara yönlendirildiği iddiaları... İmardaki çok başlılığı ve ’Metropolitan Planlama Bürosu’nun hazırladığı, kentin ana imar planının iptal edilmesiyle İstanbul’un plansız kalmasını engelleyemediği... İstanbul’a, özellikle ulaşım projelerine 20 milyar dolar pompalamasına karşın ulaşımda ve otopark sorununda kayda değer bir iyileşme görülmemesi.. İstanbul’un kamu elindeki son yeşil alanlarını nefes alınacak, depremde sığınılacak kent parkları olarak düzenlenmek yerine betonlaşmaya teslim edilmesi... Depreme karşı bir ilerleme sağlanamaması... 3. köprü ve otoyolları projesine karşı durmaması... Belli bir kesimi rahatlatmasına karşın Metrobüs ana ulaşım hattının kilitlemesi, emniyet şeritlerinin kaybedilmesi ve çevre ve ağaç katliamına neden olunması... Boğaziçi’nin yağmalanmasında kayda değer bir iyileşme sağlanamaması... İBB bütçesinden reklama büyük kaynak aktarılması üstgeçit ve billboardların reklam ve propaganda aracı olarak kullanılması... Mimarlar Odası ile sıcak bir ilişki kurulmaması... Avcılar ve Kartal’daki dönüşüm projelerinde Türk mimarlarının dışlanması... Çamlıca ve Kınalıada tepelerinde anten rezaletinin ortadan kaldırılamaması... Yollar otobüs deposuna dönüşmesi, kaldırımların yayalara egemen kılınmaması, kent insanını kucaklayan meydanlara hasret kalınması... Kendi yükünü taşıyamayan İstanbul’u sürekli yatay olarak büyütülerek içinden çıkılamaz bir ölçeğe taşıyan projelere karşı durulmaması... İstanbul’un su ve enerji sorununa köklü ve kalıcı çözümler getirilmemesi... Özetle, İstanbul’umuz için ufuklu bir vizyon çizmeyi henüz başaramadı.
BİLİYOR MUSUNUZ
MHP’nin, Beşiktaş’ta işadamı Mustafa Süzer’in kardeşi, turizmci işkadını Cennet Süzer’i, Şişli’de ise Çavuşoğlu Kolejlerinin eski sahibi işkadını ve avukat Gülgün Çavuşoğlu’nu aday gösterdiğini... SP’nin, ’Sivas halkının yoğun isteği üzerine’ eski Belediye Başkanı Osman Seçilmiş’i aday gösterdiğini... ÇORLU’da CHP adaylarından Prof. Tamer Dodurka’nın, adayların kampanyalarında afiş, broşür, poster, afiş, bayrak gibi malzemelerin geri dönüşümü mümkün olan malzemelerden seçilmesini, tanıtım diye çevrenin tahrip edilmemesini isteyerek "Şu anda ilçemde 20’den fazla aday adayı var; hepimiz 100’er ağaç diksek 2000’den fazla ağaca sahip bir koru yaratabiliriz. Adına da ’Seçim Korusu" der ve ülkemize örnek oluruz" dediğini... FRANKFURT Kültür ve Tanıtma Ataşesi Raci Karaca’nın, Almanya’da önemli bir tanıtım atağı başlattıklarını, tatil ile ilgili karar vermede kadınların %70 oranında etkili olmasından yola çıkarak, bu ülkede en çok okunan kadın dergisi ’Für Sie’de 68 sayfalık bir Türkiye eki hazırlattıklarını, burada Bodrum, Belek, Güneybatı Anadolu sahilleri, İstanbul ve Pamukkale gibi önemli turistik noktaların tanıtıldığını söylediğini...