Fedakarlık masası!.

Siyaset, “Nerede kalmıştık?” sorusuna pek yatkın değildir.

Gerçekten siyaset yaşamı böyle bir tablo görmedi.

Altı partinin temsilcileri sabaha kadar uyuyamamışlar temas yaparken. Kim bilir birbirlerine neler söylediler, ne gibi eleştiriler yaptılar, nelerle karşılaştılar? Kafalarda hangi düşünce ve taslaklar uçuşuyordu bu sürede?

Bir gün içinde kaç kriz yaşandı?

1- Altılı Masa’nın yaşadığı sıkıntılar.

2- 20 saat içinde kulislerde ortaya çıkan sürpriz gelişmeler.

3- Gelişmeleri endişe ile izleyen vatandaşın yaşadığı endişe ve korkular...

Ne derler?

“İki yiğit çıkmış meydana, ikisi de birbirinden merdane...

Altta kaldım diye üzülme, üste çıktım diye sevinme...

Vur sarmayı kündeden at.”

Olur olmaz ‘güreş’e tutuşmak demokraside olur mu? Olmamalı.

Hürriyet ve özgürlük olmayan bir memlekette sıkıntı bitmez.

Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası demokrasidir.

Her şey ders olsun diyelim. Hareket, ‘bereket’ getirir, derler.

Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerini unutmayalım:

“Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.”

GÜNÜN SÖZÜ

“SİYASETTE hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz.” Franklin D. Roosevelt.

ATATÜRK 1924 ERZURUM DEPREMİNDE NELER YAŞADI

DEPREMLER ile ilgili yaşanılan olaylara tarihimiz çok defa tanıklık etmiştir. Bu tanıklıkta millet ve devlet hep el ele olmuştur. Bu depremlerden birisi de 1924 Erzurum depremidir. Atatürk de deprem bölgesine gitmiştir. Atatürk Trabzon’dayken; 1924’te Erzurum ve çevresinde meydana gelen deprem haberini almış, Erzurum Valiliği’ne bir tel çekerek üzüntülerini belirtmiş, olayla yakından ilgilenmiş ve Erzurum’a geleceğini söylemişti.

30 Eylül 1924 günü, Erzurumlular atlı ve yaya, Atatürk’ü Ilıca’da (Ilıca ailesinin ilçesi) karşıladılar. Atatürk’ün yanında eşi Latife Hanım ve kalabalık bir heyet vardı.

Atatürk ilk geceyi deprem bölgesinde geçirdi. Atatürk’ün Erzurum’da geçirdiği ilk gece, şehir halkının deprem korkusunu yenmesi açısından da önemli olmuştu. Kazalarda büyük tahribat yapan ve küçük sarsıntılarla devam eden deprem nedeniyle halk evlerine gitmek istemiyordu. Gazi’ye kalması için Vilayet Konağı’nda iki yer ayrılmış, fakat hemen hemen herkes, ne olur ne olmaz diye çadırda kalmasını tavsiye etmişti. Atatürk’ün birkaç yerinden çatlamış Hükümet Konağı’nda konaklamada ısrar etmesi, halk üzerinde olumlu bir etki meydana getirmiştir.

ATATÜRK VE EŞİNİN BAĞIŞI

Atatürk, ertesi gün, 1 Ekim 1924’te vilayete gelerek Erzurum Valisi Zühtü Durukan başkanlığında kurulan ‘Zelzele Felaketzedelerine Yardım Komisyonu’nun çalışmalarını denetledi. Doğrudan doğruya kendisi ve eşi Latife Hanım, depremzedelere on bin liralık bağışta bulundular. Bu para o gün için bir servetti.

Bölge halkı zor günlerinde Atatürk’ü görünce moral olarak güçlendiler. Atatürk, halkın sıkıntılarına el atarak problemlerin kısa zamanda çözülmesini sağlamıştır. Devletin bütün imkânları bölgeye aktı, bu işlerle görevli olanlar işlerini titizlikle başarmıştır. Ayrıca yurtiçinden ve yurtdışından resmi kurumlar, basın kuruluşları, belediyeler ve halkın yardımları bölgeye ulaştırılmış ve depremzedelerin yaraları sarılmaya çalışılmıştır.

Kısa zaman diliminde felaketzedelere yeni binaları teslim edilmiştir. Atatürk deprem sıkıntılarının yanında halk ve idareciler ile kaynaşarak dayanışmayı sağlamıştır. Millet ve devlet olarak milli birlik ve bütünlük içinde olmaya devam etmeliyiz.  Dr. Ramazan TOPDEMİR

DOMATES İHRACATININ KISITLANMASI ÜRETİCİYİ ZORA SOKTU

TARIM Bakanlığı tarafından 02.03.2023 tarihinde domates ihracatına 14.04.2023 tarihine kadar yasak getirildi. Gerekçe olarak ülkemizdeki market raflarında domates fiyatlarındaki artış gösterildi. Tam da domates hasat zamanındaki bu ihracat yasaklaması çiftçiyi ve üretimi sıkıntıya sokacaktır.

Çiftçilerimizin yaptığı turfanda domates yetiştiriciliği, ağustos ayında toprak işleme ve sterilizasyon ile başlar. Ağustos ve eylül ayında fidan dikimi ile devam eder, ilaçlama, gübreleme ve dondan koruma sonucu şubat ayında hasat başlar. Hasat da ağırlıklı olarak mart, nisan ve mayıs aylarıdır. Alınan bu karar sonucu çiftçinin domatesi ucuzlayacak.

Ülkemizde sebze ve meyvede yaşanan fiyat artışlarının suçlusu çiftçi olamaz. Asıl yapılması gereken, girdi maliyetlerini düşürerek çiftçiye ve üretim paydaşlarına destek vermek olmalıdır. Hidayet BİLGİÇ - GAZİPAŞA

BİLİYOR MUSUNUZ?

- GAZİANTEP Milletvekili Op. Dr. Bayram Yılmazkaya’nın “Sadece hasarlı bina sahiplerine değil, çalışmayan ve işsiz olan depremzedelere de 10 bin lira destek sağlanmalı, 3 aylık elektrik, su ve doğalgaz faturaları da devlet tarafından karşılanmalı!” açıklamasını yaptığını...

- BEYLİKDÜZÜ Belediye Başkanı Murat Çalık’ın “Olası İstanbul depreminde yaşayacaklarımızın yanında, şu an Hatay’da ya da diğer deprem bölgelerinde yaşadıklarımız, emin olun fragman kalır. Bir şehir plancısı ve bir meslek insanı olarak söylüyorum bunu” dediğini...

BİR KERE OLSUN ÇİFTÇİYİ DİNLEYİN!

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ile İYİ Parti Antalya İl Başkanı Vahdet Afşin Karacan, Hal Derneği Başkanı Hasan Ali Yılmaz, ATSO ve ATB temsilcileri, Serik ile Aks’dan gelen çiftçiler Antalya Hali’nde bir araya geldi.

Tepkili çiftçiler, “Geçtiğimiz dönem zararlarını çıkarıyorduk ki ihracatı durdurma kararı çıktı ve bugün domates fiyatı halde 10 TL ye düştü. Depremzedelere yardım için gönderiyoruz, yine göndeririz ama pazarlar kaybolduğunda hepimiz mağdur oluyoruz. Neden çiftçiyi görmezden geliyorsunuz?” dedi.

Subaşı, TBMM’ye verdiği soru önergesinde; “İhracata getirilen kısıtlama kararı çiftçiye, üreticiye ve ihracatçıya zarar vermiştir. Uyarıyorum, tarımı kaybediyoruz, ucuzluk istiyorsak girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekir. Dikkat çekiyorum, pazarı kaybedersek, tarım sektörü de biter” dedi.

MESAJ PANOSU

- DÜNYA ülkelerinde siyasetin ve siyasetçinin kalitesi ve güvenilirliği artıdan eksiğe doğru gidiyor! Böyle giderse 5-10 yıl sonra siyaset yerine devlet politikası geçerli kalacak! Murat KOÇAK

- MİLLET İttifakı’nda yaşanan krizden önceki gelişmeler sırasında, Millet İttifakı içindeki çelişki ve seçmen üzerindeki hayal kırıklığı Abdüllatif Şener’in CB adayı gösterilmesi ile bir parça giderilebilir miydi?   Tahir ÇALGÜNER CHP Mil. Danışmanı