Paylaş
Konseyin toplanamamasından ötürü toplumun büyük kesimini çok yakından ilgilendiren sorunlar ele alınıp yeterince değerlendirilemiyor.
Hükümetin 2017 yılı programında kıdem tazminatı fonunun kurulması, kamu personel yasasında değişiklik yapılması gibi işçi ve memuru yakından ilgilendiren önemli düzenlemeler de yer alıyor. Yine kamuda çalışan taşeron işçilere hâlâ kadro verilmedi. Emekli, intibak yasasının çıkmasını bekliyor, çiftçi ve esnafın bir dizi sıkıntısı var. Kuşkusuz bu sorunların ele alınıp değerlendirileceği, hükümete öneriler üretileceği platform, Ekonomik ve Sosyal Konsey.
Anayasa değişikliği referandumuyla anayasal bir kurum haline getirilen ESK’nın bir yıl içinde yasası çıkarılacak, düzenli olarak toplanacaktı. Ne yazık ki ESK’ya ilişkin yasal bir düzenleme hâlâ yapılamadı.
Konsey hükümete öneriler sunacak hem de alınan kararların topluma sağlıklı şekilde ulaşmasını sağlayacaktı. Kıdem tazminatı, kamu personel reform yasası gibi işçiyi, memuru çok ama çok yakından ilgilendiren düzenlemeler gündemdeyken toplanmayacak da ne zaman toplanacak? Şükrü KARAMAN
Adalar halkı ayaklandı, halktan habersiz nasıl ihale yapılıyor diye soruyor
GÖKÇEADA VE BOZCAADA’DA 4 KOY İHALEYE ÇIKIYOR
ÇANAKKALE’ye bağlı Gökçeda ve Bozcaada adalarında ikişerden dört koyun kiralanması adalıları ayaklandırdı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın resmi ilan yoluyla duyurduğu ihaleler 21 ve 22 Kasım tarihlerinde yapılacak.
Vilayet ve ilçe olsun, yerel yöneticilerinin bile haberi olmadan yapılan duyurular bir anda tepki uyandırdı. En duyarlı tepki Bozcaada’dan geldi. Adanın güneyine bakan Ayazma’nın yanındaki Sulubahçe ile onun bir ötesindeki Habbele Koyu ile Gökçeada’nın güney kesimindeki Gizli Liman ve Laz Koyu’nun kiralanmasına ilişkin ilanlar 4 Kasım’daki Sabah gazetesinde yer aldı. İlanların hafta sonu öğrenilmesi üzerine Bozcaada’da yerel yönetim başta olmak üzere tüm dernek ve STK’lar ihalenin iptal edilebilmesi için dün ilk toplantıyı gerçekleştirdi. Bozcaada Belediye Başkanı CHP’li Hakan Can Yılmaz’ın çağrısı ile dün STK’lar, dernekler Bozcaada’da toplanarak ihalenin iptali için harekete geçtiklerini bildirdiler. Bozcaada Mendirek dergisi, İda Dayanışması ve Yeşil gazetenin temsilcileri ile Çanakkale’de de bir açıklama yapıldı:
“Yerel yöneticilerin haberi olmadan bu ihaleler yapılamaz.”
Gökçeada’da Gizli Liman ve Laz Koyu’nun ihale edilmesi üzerine Belediye Başkanı MHP’li Ünal Çetin’in bu yerleri daha önce bakanlıktan istediği biliniyor. Yasa gereği böyle yerlerin ihalesinin önce yerel yönetimlere sorulması gerekiyor. ‘Kıyı Kenar Çizgisi’ ile ilgili yasada, bu böyle... Ancak bakanlığın böyle bir girişimi yok.
Resmi girişimlerin bugünden itibaren başlatılacağı ve ihalenin iptali için yargıya gidileceğini söyleyen adalılar telefonda bize, “Ferai ve Lütfü Tınç, Haluk Şahin, Yıldırım Türker ve Uğur Dündar’ın her zamanki gibi yanımızda olmasını bekliyoruz” dediler.
HANİ BİLİME ÖZGÜRLÜKÜNİVERSİTEYE ÖZERKLİK!
2002 yılında ilk defa iktidara geldiğinde, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü YÖK’ü kaldıracağını ve üniversiteleri özerkleştireceğini söyleyen AKP’nin 14 yıllık iktidarı döneminde, aksine, üniversiteler bilimsel özgürlüklerini ve kurumsal özerkliklerini tamamen kaybetti.
OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla ilerici, devrimci, aydın, bilim insanlarımız, iş güvencelerine son verilerek üniversitelerden uzaklaştırıldı.
YÖK’ü kaldıracağız derken, rektörlük seçimlerini kaldırma kararıyla demokrasinin, bilimsel özgürlüğün ve özerkliğin esamisi bile kalmadı. Daha önceleri rektörlük seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlara saygı gösterilmeden istediğini atayan Cumhurbaşkanlığı makamı artık istediği kişiyi istediği üniversiteye rektör olarak atıyor. Bunun örneği ise en son Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşandı. Seçimlerde % 86 oy alan Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu yerine, aday dahi olmayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmed Özkan, Cumhurbaşkanı tarafından bu üniversiteye rektör olarak atandı.
Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Balık’ın “Bu atama, ‘Üniversite yönetimlerinde AKP’li olmayanlar yer alamaz’ anlayışının göstergesidir. Cumhurbaşkanı açısından atamalarda belirleyici unsur, rektör adaylarının teşkilatlarına akrabalık derecesi ve AKP’nin yükseköğretim politikalarına pürüz çıkarmadan destek sağlayabilmesi olmuştur. Bilim yuvası olmaktan gittikçe uzaklaşan, sessizleşen üniversitelere Cumhurbaşkanı’nın istediği kişiyi rektör olarak ataması, rektörlerin birer saray memuruna, üniversitelerin ise külliyeye dönüşünü hızlandıracaktır. Bugün, üniversitelerimiz doğrudan siyasal iktidar ya da YÖK aracılığıyla antidemokratik uygulamalar altında eziliyor” demesi doğru değil mi?
CUMHURİYET İÇİN ÇAĞRI
SANATÇILAR Girişimi’nin çağrısı: Hiçbirimiz ne özgür yaratma koşullarına ne de can güvenliğine sahibiz. Cumhuriyet gibi Cumhuriyetimizin simgesi bir gazetemiz, polis kuşatması altında, yazar ve yöneticileri cezaevindedir. STK’lar kapatılıyor. Baskılara karşı sizleri 17 Kasım Perşembe 14.00’te, TÜYAP 3. Salon girişindeki Cumhuriyet Kitapları standında bir araya gelerek, şiirlerimizi ve şarkılarımızı söylemeye, özgürlüklerimiz için bir ağızdan seslerimizi yükseltmeye çağırıyoruz.
BİLİYOR MUSUNUZ?
- CHP Bursa Milletvekili Ecz. Erkan Aydın’ın halk sağlığını hiçe sayarak internet üzerinden satılan sahte ilaçlar konusunda yaptığı uyarı sonucunda sahte ilaç satan 3 bin 500 internet sitesinin kapatıldığını açıkladığını...
- CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer’in, 15 Temmuz sonrasında başlatılan ve darbecilere yönelik olduğu iddia edilen soruşturmaların, OHAL KHK’ları dayanak yapılarak kamuda gerçekleştirilen açığa almalar ve ihraçların, siyasi iktidarın elinde tehlikeli bir silaha dönüştüğünü vurguladığını...
Paylaş