Esenboğa’da bir öykü

YALÇIN Bey daha önce bu konuda bir şikayet geldi mi bilmiyorum ama ben dun yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Belki köşenizde yer verirsiniz de bazı yetkililer, yetkilerini kullanır diye.

Eşimle beraber KKTC’de yaşıyorum. Ailemizi ziyaret etmek ve alışveriş yapmak için geçen hafta Ankara’ya geldik ve dün de tekrar KKTC’ye döndük. Ankara’da kaldığımız sürede 499 YTL karşılığında 1 adet dijital video kamera aldık ve eşim KKTC vatandaşı olduğu için de satıcı firmadan ’tax free’ faturası aldık, ülkeden çıkarken KDV iadesi alalım diye ama ne mümkün... İlk önce yeni Esenboğa Havalimanı’nda birilerine sormadan yön gösterici levhalar ile ’tax free’ ofisini bulmak imkansız... İki ayrı levha iki ayrı yönü gösteriyor çünkü... Neyse ’sora sora Bağdat bulunur’ misali tax free ofisini bulduk, meğer dış hatlar gelen yolcu alanının içindeymiş. Yani gelen yolcuların dışında kimsenin giremeyeceği ve göremeyeceği bir yerde... Güvenlik görevlisine derdimizi anlattık ve eşimin içeri girmesine izin verdi. Tabi görevli tax free memuru yerinde yok. Kısa (!) bir aramadan sonra bulundu ve ilk tepkisi "Umarım alacağınız KDV oranı yuksektir" demek oldu. Yani umarım beni rahatsız ettiğinize değer demeye getirdi. Alacağımız para 48 YTL

idi. Değdi mi, değmedi mi bilmiyorum doğrusu, memur beyi rahatsız ettiğimiz için... Bizi oradan da havalimanı içindeki PTT’ye gönderdiler; ödemeyi orası yapıyormuş... Bu arada uçak saatimizin yaklaştığını söylemeye gerek

yok herhalde. Neyse PTT’yi bulduk ve işte günün sürprizi... PTT öğle arasında, bizim gibi tax free almaya çalışan bir yolcu daha var PTT bankosunun önünde. Memuru anons ettirmiş; ne ne gelen var ne giden. Sonuç olarak uçağımızı öğle tatilinden sonra kalkmaya ikna edemediğimiz için yaklaşık 45 dakikalık tax free mücadelesinin sonucunda sinirli ve paramızı alamadan/alamadan uçağa binmek zorunda kaldık.

Suphi DEĞER-GİRNE

Belediye otobüsü bunu yaparsa...

KÖŞENİZDE benim gibi Ankara’nın hayretler verici derecedeki

kuralsız trafiği hakkında serzenişte bulunan diğer okuyucuların kaygılarını okumaktayım.

17.1.2007, saat 20.30 civarında Çayyolu’ndaki evime doğru yol alırken, kırmızı ışıkta, dönüş şeridinde, dönüş ışığını beklemek üzere durdum. 8. Cadde üzerinden, Mucibulrahman Caddesi’ne doğru hareket etmeyi beklerken, Alacaatlı Köyü’ne doğru, kırmızı ışığa aldırmadan sola dönüş yapan belediye otobüsünü görünce artık Ankara trafik kurallarına uymanın çivisinin çıkmış olduğunu anladım. Kırmızı ışık ihlaline şahit olmam ilk değil, artık bunun bir moda olduğunu anladım; ancak bir belediye otobüsünün de bu modaya ayak uydurmasına şaşırdım.

Bu konuda ne yapabilirim? Gördüğüm düzensizliği kime bildire bilirim? Yardımcı olursanız sevinirim.

Çelik ÖZÜDURU

Suyunuzu kesmeye geldim

16 yıldır aynı binada çalışan şirketimin genel merkezine gittim, sekreter koltuğunun karşısında yağız bir delikanlı oturuyor, elinde yeni alındığı belli sapı kırmızı ’boru anahtarı...’

"Buyrun?.." dedim, "Suyunuzu kesmeye geldim.." dedi.. 69 YTL borcumuz varmış. Borç Kasım 2006’nın... Yani daha 2 ay olmamış ödemeyeli...

Ey vatandaşına zerre kadar saygı göstermeyen ASKİ yetkilileri. Seyahate çıkmış olamaz mıyız? Muhasebe kayıtlarında bu faturanın şirketimize gönderilmediği anlaşılıyor. O başka bir konu.

16 yıldır size düzenli borcunu ödeyen sadık müşterinize, velinimetinize, insan bu sevimsiz manzarayı yaşatmadan bir kere bile olsa ’hatırlatma’ uyarısı daha sonra ’ihtar’ gönderemez mi? Bu kadar mı beş paranız kalmadı? Bu bir kuraldır. Ödenmezse o yağız delikanlı işini yapar. Ayıp, çok ayıp.

Yıldırım TUNA

Popçular topçular

ASELSAN’
da yaşanan ikinci intihar olayını okuyunca çok üzüldüm. Ülkemizin savunma gücünü artıracak bu kişileri neden kaybediyoruz? Bu genç mühendislerin ölümü neden medyamızda yeterince konu edilmiyor? Medyanın popçularla, topçularla yada artistlerle fazla uğraşması ülkemize asla bir şeyler kazandırmaz.

Göksel KAYA
Yazarın Tüm Yazıları