TÜRKİYE'den gelip 25 yıldan beri Kıbrıs'ta işyeri bulunan bir kişi, her ne kadar kendisini Kıbrıslı sayıyorsa da, ‘‘Kıbrıslının bugüne kadar karakterini çözmüş değilim’’ diyor.
Bunu seçim sonuçlarına bağlı olarak söylüyor. ‘‘Herkes oyunu kullanırken biraz da Annan Planı'nı kendince yorumlayarak oy verdi’’ diyor.
Seçmen üzerinde iki faktör etkiliydi:
‘‘Rumlar bizim bölgeye gelirse onlarla nasıl yaşarım; evim alınır mı?’’ kuşkusu; öte yanda da ‘‘Benim de AB vatandaşlığım, pasaportum olsun.’’
Kim ne derse desin, seçimler herkesin ‘‘ağzını susturdu’’... Hiçbir tarafın kazanmadığı veya kaybetmediği sonuçlar karşısında, Türkiye'nin, yeni bir pozisyon alma yolundaki girişimlerinin Rum tarafını şaşkınlığa sevk ettiği anlaşılıyor. Rum basınına göre, Türkiye Annan Planı'na alternatif bir plan sunacak... Erdoğan'ın, ocak başında ABD'de Başkan Bush'la yapacağı görüşmelere dikkat çekiliyor. Seçimler sonrasında eli daha da güçlenen Denktaş'ın, bugün Kıbrıs'a gelecek olan ABD'nin Kıbrıs Koordinatörü Tom Weston'a düğümün çözülmesine ilişkin sürpriz açılımlar yapabileceği öne sürülüyor... Denktaş, Weston'un kendisine ziyaretinin 18 Aralık'ta istenmesi üzerine ‘‘Hesapta M. Ali Talat'ı kutlamak vardı; bu olmayacak’’ demişti. Dışişleri Bakanı Gül'ün, 1 Mayıs'a kadar bir barış planı hazırlanacağını açıklaması ve Erdoğan'ın dünkü açıklamaları Denktaş kanadında şimdilik sessizlikle karşılandı.
Birkaç gündür ortamı 'soğutan' Denktaş'ın kafasında esas hükümet sorunu var. Liderlerle görüşmeye bugün başlıyor. Sokaktaki vatandaş kafasında ise Talat'ın CTP'si; Akıncı'nın BDH'sı ve Serdar Denktaş'ın DP'si ile üçlü bir koalisyon beklentisi var. Zor bir başka senaryo da; dört partili bir hükümet modeli... Ancak ilk manzara bugünkü görüşmelerden sonra şekillenmeye başlayacak.
Kıbrıs yeniden ısınmaya başlıyor.
Sahte MP bilet şebekesi kimin
İSMİNİN saklı kalmasını isteyen bir işadamı, sahte MP biletleri konusunda başına gelenleri şöyle anlatıyor:
‘‘Bağdat Caddesi'nin merkezinde Suadiye'de dün şirketim personeline dağıtmak üzere seyyar bayilerden bir milyar liralık tam yılbaşı Milli Piyango bileti aldım.
Gece evde bunların hepsinin sahte ve mükerrer no'lu olduğunu gördük. Piyango idaresine bildirdik. ‘‘Gözünü açsaydın’’ dediler. Devletin tek ve en büyük kuruluşu Milli Piyango'nun biletlerini taklit edenler herhalde bu sahte biletleri benden başka yüzlerce, binlerce kişiye satıyorlar. Trilyonlar, çalınıyor. Bunu kesinlikle büyük şebekeler yapıyor. Milli Piyango bu işleri bildiği halde birkaç veya 5-10 memuru ile İllerin ana merkezlerinde kontroller yapamaz mı? Buna lüzum ve gerek duymuyorlar.
İşin en üzüntülü yanı bu.
MP İstanbul Müdürü'ne oturup aybaşında maaş beklemek kolay; ‘‘Bu işlerle uğraşın’’ dedim. Bana telefonda ‘‘Şerefsiz’’ deyip yüzüme telefon kapattılar.
Bu sahtecilik çok büyük bir organizasyon, Doğu ve Güneydoğu illerinden gelenler satıyor. Bu paralar bence 'terör'e ve 'bomba'cılara gidiyor.
Biz de seyrediyoruz; bu boşvermişlik, ilgisizliği... Silah, uyuşturucu ve insan kaçakcılığıyla kimler için ne kaynaklar oluşturuluyor. Biz de uyuyup duruyoruz.
Atatürkevi'ne kaçak çayhane
AVCILAR'dan dün bir grup okurumuz telefon ederek şunları anlattılar: ‘‘Avcılar'da, geçen dönemin belediye başkanı Tahsin Salihoğlu tarafında Atatürk'ün Selanik'teki evinin birebir kopyası olarak inşa edilen 'Atatürk Evi'nin deniz tarafındaki yürüyüş yoluna çayhane yapılıyor. Sorduk, DSP'li Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci izin vermiş; ihale de yapılmamış... Belediyedekilere sorduk, meclisten çıkan bir karar olmadığı gibi haberleri dahi yokmuş... Oktay Ekinci'nin eseri olan bu projede, lokanta-park yeri de yokmuş... Tahsin Salihoğlu, 'Atatürk Evi ve Ulusal Egemenlik Parkı'nın yapımındaki taşları Selanik'ten getirtmişti. Şimdi de CHP'den aday olmak için kulisler yürüten Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci acaba bu müzenin anlamını biliyor mu? Dolgu alanları Milli Emlak'e aittir; ticarethane açılamaz. Değirmenci'ye sormak lazım; bu yeri kime, neyin karşılığında verdiniz? Valilik'ten ve Defterdarlık'tan çelik karkas olarak inşaasına yeni başlanan kaçak yapının acilen yıktırılmasını bekliyoruz. Çünkü oldu bittilerle yapılanların sonra İstanbul'u ne hale getirdikleri ortada...’’
İnternet hatlarında vurguna dikkat
BUNDAN bir süre önce Türk Telekom'dan bir telefon aldım ve bir günde 10.000 kontör (750.000.000 TL) konuşma yaptığımı söylediler. Ara faturayı bildirmek için de beni aradıklarını ve ödemezsem telefonumu hemen kapatacaklarını belirttiler. Şok oldum. Telefon idaresi çok yakın olduğundan hemen gittim. Bana 900'lü hatlarla konuşma olabileceğini ve bu yüzden telefon faturasının yüksek olduğunu söylediler.
Ertesi sabah müdür beyle konuştum, bunun imkansız olduğunu, emekli biri olarak böyle bir konuşma yapmamın mümkün olmadığını anlattım. O da bana kesin dokümanın bir ay sonra alınacağını ve bu faturaların çoğu insana geldiğini, telefonumun bir ay açık tutulabileceğini ve ancak döküm alındıktan sonra bana cevap verebileceğini söyledi.
Bir ayı aşkın bekledim. Ayrıntılı faturayı aldığımda benim adıma Şili, Soloman Adaları, Port Timor gibi yerlerle konuşulmuş olduğunu gördüm.
İtiraz dilekçemin cevabında internette dolaşırken bilgisayara küçük numara çevirici programlar gönderildiği ve bu programlar kullanıldığında mevcut internet bağlantısı kesilerek uluslararası numaralar yüzünden bağlantı kurulduğu ve bu bağlantı üzerinden kazanç sağlandığı açıklamasını yaptılar ve buna karşı herhangi bir şey yapamayacaklarını, faturayı ödemem gerektiğini belirttiler.
Birçok abonenin başına gelen bu olaya şimdiye kadar neden bir tedbir alınmaz ve dolandırıcılık kapsamına giren bu olay hakkında Telekom idaresi hiçbir şey yapmaz... Bana kim yardımcı olacak?
Uluslararası bir dolandırıcılığa karşı devlet vatandaşını korumayacak mı?
Handantekin@yahoo.com
Eyvah!
YİNE seçimler gelecek. Her taraf ilanlarla kirlenecek. Ağaçlar, trafik levhalarının önleri, arkaları, Adana'nın güzelim otobüs durakları, köprüler, duvarlar, telefon kulübeleri.. Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde olmayan böylesine kirli reklama karşı yetkilileri yetkilerini kullanmaya davet ediyorum. Hiç kimsenin reklam uğruna çevremizi kirletmeye hakkı yoktur.
Mükremin KURNAZ
ADANA
Din mi, ilim mi?
SAYIN Bardakoğlu. 80 yıllık laik bir cumhuriyetin Diyanet İşleri Başkanı olduğunuzu unutmayın. 11.12.2003 tarihli açıklamanızda Kuran kurslarını yayma konusunda haklı olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Acaba diyorum, bu kadar senedir uygulanan Tevhid-i Tedrisat (dini ve ilmi öğretimleri birleştirme) yasasını ihlal etmek mi, yoksa 10 yaşındaki çocukların kafasını hurafelerle doldurmak mı size daha çok doğru geliyor? Mutlaka bu kurslarda hurafe öğretilir diyemem ama mezunlarının çoğu hurafeleri savunuyor. Siz de bunu biliyorsunuz. Onun için mevcut statüyü korumanızı rica ediyorum. Kursları yaymak, çağdaş eğitimi yok etmek kimseye bir şey kazandırmaz. Bu yönetmelik artık bir daha gündeme gelmemeli.
Mustafa ŞENTÜRK-ANKARA
Biliyor musunuz?
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerinde Albayraklar ile İstanbul Belediyesi arasındaki ihale ilişkilerini teftiş raporuna bağlayan, buna bağlı olarak dava açılmasını sağlayan, bu arada Batman'daki Hizbullah soruşturmasını yürüten Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren'in, Konak Belediyesi'nde yaptığı bir soruşturma sırasında 'memuriyetine ait vazifeyi suiistimal ettiği' gerekçesiyle beş ay hapis cezasına çarptırıldığını ve cezanın paraya çevrilerek ertelendiğini; ancak Eren'in avukatının hemen temyiz dilekçesini verdiğini...
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Bir belediye başkanı bıyıksız olmalı... Yılda en az 10 defa yurtdışına çıkmalı... Her ay TSO toplantılarına katılmalı... Fırıncılarla iyi geçinmelidir.’’
(Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO Başkanı Şemsettin Yolalan)
Mesaj panosu
AVRUPA İnsan hakları Mahkemesi Türk yargıcı Rıza Türmen, Türkiye aleyhine verilen kararlara karşı oy kullandı mı? Kullandıysa kaç tanedir ve kapsamı nedir?
Nurettin KAPTAN-İSTANBUL
KARAYOLLARI'na... İstanbul'u, Büyükçekmece ve Edirne hattına bağlayan ve halk arasında 'Devebağırtan' olarak bilinen yokuş kar ve don yüzünden zaman zaman geçit vermez. Karayolları da çaresiz kalır. 12. Bölge Şube Şefliği, ekiplerini ve tuz stokunu şimdiden hazırladı mı? Ayrıca yokuş boyunca 15 direkten ancak 3-4'ü 10 yıldır neden yanmaz?