Paylaş
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, çözüm müzakereleri nedeniyle halktan gelen nabız seslerinin giderek yükseldiğini ve ampulü patlatacak seviyelerde olduğunu anlayınca, İmralı’da bir masa kurulduğu iddiasını, bölgeye de giderek, yalanladı. Kandil de dağdaki masayı dağıttığını, silah bırakma kararı için kongre toplamayacağını açıkladı.
Bu kadar ‘tantana’dan ada, dağ seferleri, akil insanların mesaisi, Dolmabahçe toplantıları, vs’den sonra, eski hamam eski tas düzeninde devam halindeyiz; üstelik tellaklar da aynı... Çözüm senaryosunun filme alınmasında, bir nevi rejisörlük yapan siyasetçi de iyi niyetle, adadaki masanın boyutlarını dahi açıklamak durumunda kaldı. Bütün bunlar, olup bitenin sadece bir kişinin irade ve inisiyatifinde olduğunu, diğer zevatın bu prodüksiyonda figüran konumunda olduğunu gösteriyor. Çözüm süreci iddiasını ortaya koyan Cumhurbaşkanı, sürece her türlü müdahale hakkını kendinde görüyor, “Bu işin altına gövdemi koydum” derken de haklı... İktidar, her türlü riski her nedense almış, akiller çözüm diye yollara dökülmüş, karşı taraf ise bir tarafta ‘demokrasicilik’ oynayıp, demokrat avına çıkmışken, diğer tarafta silahların gölgesinde bölgedeki sandıkları kuşatmış durumda...
Sadece radikal milliyetçiler, ulusalcılar için değil, iktidara angaje olmamış kesimler için de bu tablo endişe doğuruyor. Seçim arifesinde, bu kadar yüksek maliyeti AKP de taşıyamaz. Cumhurbaşkanı da eski bir ‘libero’ olarak, arkadan oyunu toplayıp, AKP’yi ‘seçim hasarı’ndan kurtarmaya çalışıyor.
TEOG sınavında iddialar bitmiyor
BİR grup veli, TEOG’da yer alan aşağıdaki soruların yanlış olduğuna değinerek soru iptalleri için başvuruda bulunduklarını iletti.
Din kültürü sorusu: ‘Hz. Muhammed (SAV), çocukları çok severdi...’ ile başlayan sorunun cevabı verilen şıklardan her ikisini de kapsıyor; C şıkkı Peygamber Efendimizin “Başın sağ olsun kuşun ölmüş” demesi hayvanlara verdiği değeri, D şıkkındaki çocuğu ziyarete gitmesi insanlara verdiği değeri, sonuç olarak ‘canlılara’ verdiği değeri gösterir. Kısaca sorulara göre cevaplardan iki şık da doğrudur.
İngilizce: ‘Mary Senders was a succesful artist. Before she died...’ ayırt edicilik ve soru kökü olarak hatalıdır. Cümle anlam olarak C şıkkıyla tamamlanabilir. D şıkkında ise zaten ressam olan birinin ‘Resim yapabilirdi (başarabilirdi) şeklinde cümle kurulması hatalıdır. Gramer olarak ise C ve D şıklarındaki tense uygun değildir. Sorunun ‘Past Perfect Tense’ ya da ‘Simple Past Tense’ ile yanıtlanması gerekir.
İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük: ‘H. Edip Adıvar, Milli Mücadele’de yaralanan Peyami adlı bir kişinin...’ ile devam eden soruda verilen durumlar şıklardan her ikisini de kapsar niteliktedir. B şıkkındaki ‘Savaşların kültürel etkileşime katkısına’ ile D şıkkındaki “Toplumsal olayların edebiyata yansımasına” yanıtlarının her ikisini de doğrular niteliktedir. Kültürel etkileşimin sözlük bilgisi: “Sanatsal etkinliklerin yayılmasını sağlar” olarak ifade edilir. Sonuç olarak her iki şık da doğru kabul edilebilir.
Ayrıca itiraz için 5 gün sınırlaması ayrı bir sorun. Sınavlar çarşamba-perşembe günü gerçekleşti, 1 Mayıs Cuma resmi tatil, hafta sonu da araya girdi ve itiraz için sadece 2 gün kalmış oldu. Sınav bitti ama tartışmalar daha uzun süre devam edecek anlaşılan.
Üzülmek ve sevilmek...
ÜNLÜ kalp cerrahi Prof. Dr. Bingür Sönmez’in dün doğum günüydü. 63’ü tamamlamış. Sönmez “Bir yaş daha yaşlandım diye üzülmüyorum. Bir yıl daha yaşayacağım diye seviniyorum. Dün bütün gün şunu düşündüm: Eğer o felaket (Sarıkamış’ta silahlı saldırı) bir dram ile sonuçlansaydı, gün boyu bütün ailem ve dostlarım için yas günü olacaktı. Arkamdan hüzünlü şeyler konuşulacaktı. Ne mutlu bana ki hayattayım ve sizlerleyim ve beraberim” diyor. Hocam sen çok yaşa...
BİLİYOR MUSUNUZ?
- K. MARAŞ’ın büyükşehir olmasıyla Afşin’e bağlı Kafkas kökenli ve Çerkez vatandaşların yaşadığı Kargabükü Mahallesi’nin isminin Anzorey Mahallesi olarak değiştirildiğini; Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven’in “Anzor, Çerkezler arasında çok önemli bir isimdir. Çerkez isimlerin birçoğu Hititler’e kadara uzanıyor ve Anzor ismi de bunlardan biridir. Köyümüz Çerkez isminin verildiği ilk mahalle oldu” dediğini...
- İSTANBUL Barosu Kanlıca Tesisleri’nde bugün 18.00’de yapılacak Ankara Yükseliş Koleji mezunlarının etkinliğinde Metin Feyzioğlu, Ümit Kocasakal ve Av. Erol Aras’ın ‘ülke gündemi’ hakkında konuşacaklarını...
Doğu Karadeniz’de bir gazete
1950’de Mustafa Ardal tarafından yayın hayatına başlayan, daha sonra 1986’da Faik Bakoğlu’na devredilen ‘Zümrüt Rize’ gazetesi bugün 66 yaşına basıyor.
Bir taşra gazetesi olarak neler yaşıyor? Zümrüt Rize Yayın Kurulu Başkanı Faik Bakoğlu anlatıyor:
“Baskı ve dağıtım gibi para ile ilgili kısımda bütün Anadolu basını gibi ‘Zümrüt’ de maddi anlamda zorluklar çekmektedir. Ekonomi tozpembe gösterilse de durum böyle değildir. ‘Bağımsız ses’ olarak gazetemiz Rize’nin sosyal yaşamına renk katarken, bir yanda da siyasi partilere nazire yaparcasına ‘demokratlığın’ ne olduğunu göstermektedir. Bartın hariç Karadeniz’de Zümrüt Rize gibi 66 yıldır ayakta duran yerel bir gazete yoktur. Üç yıl önce 53 olan fahri köşe yazarı sayısı bugün 77’ye yükseldi; bu nedenle Zümrüt yalnız haber veren değil, gazeteci yetiştiren de bir okul ve Rize’nin yazılı arşividir.”
Yazılarımızı ilk tıklamada ‘üye olmadan’ okuyabilirsiniz
- HÜRRİYET’in sosyal medyadaki (Facebook ve Twitter) ilk yazar linkleri üyelik olmaksızın açılıyor. İnternette artık Hürriyet yazarlarının yazılarına, ilk tıklama için, üye olmadan direkt ulaşabilirsiniz.
Paylaş