Yalçın Bayer: Emlakbank'ı Ziraat'e katmak ne kadar doğru?






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

EMLAKBANK'ın İstanbul'daki yöneticilerinden biri, ‘‘Bankamıza yapılmak istenen nedir?’’ diye sorduktan sonra şunları anlatıyor:

‘‘Emlakbank'ın 400 şubesi, 10 bin çalışanı var. Duran varlıkları 2 milyar dolar. Yalnız Ataköy sahilindeki arsalarının değeri, geçmişteki bir ekspertiz raporuna göre 700 trilyon liradır. Bu bankayı kapatarak Ziraat Bankası'na devretmek çok yanlıştır. Ziraat Bankası bununla kurtulamaz.

- Konuyu biraz açar mısınız?

- Emlakbank'ın görev zararı 10 trilyon ise Ziraat'in 15 katrilyondur. Burada önemli bir nokta var. Sayın Bakan Kemal Derviş, devir kelimesini ağzından çıkartmıyor. Üç kamu bankası için bir üst kurul oluşturulacağını, ortak hareket edileceğini söylüyor. Buna karşın Hazineciler; 'Emlakbank, Ziraat'e devredilecek' diyor.

- Ne gibi bir işlem yapılıyor veya yapılacak?

- Hazine'den bankaya geçen cuma günü gelen yazıda 'pazartesi günü (dün) genel kurul yaparak, yönetim kurulunu değiştirin ve 30 Mart itibarıyla da devir kararı alın, nominal sermayeyi de 225'ten 750 trilyona çıkarın' deniyor. Ama Ticaret Sicili Gazetesi, 30 Mart itibarıyla devredilecek bir bankanın genel kurulunda bu kararın alınabilmesi için 15 gün önceden ilan yapması, 15 Mart'ta yayınlanması gereken ilanın da 14 Mart'ta Ticaret Sicili'ne gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Bütün bunlar tamam da, Hazine'nin bir yanlış bir yönlendirmesi var gibi geliyor bize... Şekli bir yanlışlık yapılıyor. Bu arada sermaye artırımı yapılacaksa, Emlakbank kurtulur. Sorunsuz bir banka olur. Sonra da tertemiz bir şekilde özelleştirilir, Hazine'ye de önemli bir kaynak sağlanır. Bu neden yapılmıyor.

- Peki sakat olan ne?

- Çalışanların huzursuz edilmemesi gerekiyor. Biz bankamızın geleceğini düşünüyoruz. Bu anlamda Ziraat'e katıldığımız zaman bütün mal varlığımız, sermayemiz gidecek. Olan Emlakbank'a olacak. Fondaki bankalardan daha iyi bir bankadır. 2 katrilyon mevduatı, 1.5 katrilyon kredisi vardır. Özelleştirme düşünülmediği takdirde böyle bir banka boğulmuş olacaktır. Emlakbank gerçek anlamda ekonomide ağırlıklı yeri olan bankacılık yapan rekabetçi bir kurumdur; krediden anlayan tecrübeli bir kadrosu vardır. Yapılacak devirle devlet, durduk yerde kendi kendini zarara uğratmış olacaktır. Dileriz Bakan yanlış olarak yönlendirilmemiştir.

Ali Deveci'yi kim atadı?

AĞRI'nın Doğu Beyazıt İlçesi'nde büyük bir gümrük yolsuzluğu operasyonu sürdürülüyor. İran'a açılan Gürbulak Sınır Kapısı'nda yurda sokulan kaçak mallarla ilgili olarak şimdiye kadar 13 kişi tutuklandı.

Doğu Beyazıt Tarım İlçe Müdürü de bunların arasında yer alıyor.

Ayrıca Gümrük Muhafaza Başmüdürü Ali Deveci ile birlikte dört gümrük ve 50'ye yakın işadamı da gözaltında... Gümrükteki tüm evraklara ve bilgisayarlara el koyan 6 gümrük müfettişi Ağrı Şeker Fabrikası'nda çalışıyor.

Bir başka gümrük öyküsü olacak yolsuzluk ve soygun olayı.

Gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'e soruyoruz:

Konyalı hemşeriniz Ali Deveci'yi kim Gürbulak'a gönderdi?

Gümrük ve Gümrük Muhafaza Teşkilatı'nın tayin ve terfilerinden sorumlu Personel Daire Başkanı Bünyamin Aktaç sakın sizi yanıltmasın.

Deveci'nin bu kaçıncı olayıdır.

Bekleyiniz.

Hangi parti

‘‘CHP'de dükalıklar yıkılıyor’’ diye yazan Av. Hayati Bora'nın görüşlerine, Antalya'dan Cengiz Ergin karşı çıkıyor:

‘‘Okurunuz, çok basite indirgediği CHP'deki gelişmeleri Türkiye'de bulunmadığı için algılayamaması normaldir. CHP'nin yıkılmasının önüne geçilmesi için tek kişinin değil, partideki üyelikten, siyasetten bile istifa etmesi gerekir. Demokrasinin işlemediği bir ortamda Cumhuriyet olamaz. Halk tarafından yandaş bulamaz, ancak belki parti olur, o da Sayın Deniz Baykal'ın olur.

Cengiz ERGİN-ANTALYA

Meral: Oğlum banka soymadı

TÜRK-İş Genel Başkanı Bayram Meral, Kemal Derviş ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak yazdığımız ‘‘İki Sendikacı’’ (15.3.2001) başlıklı yazıdaki küçük bir dokundurmaya alınmış. Bir faksla sitem ediyor.

Meral, Derviş'i memnuniyetle kabul ettiğini, kendisine duyduğu kaygıları ifade ettiğini, IMF programlarının sakıncalarını dile getirdiğini ve IMF programlarının sakıncalarını da dile getirdiğini anlatmış.

‘‘Ben böyle bir yaklaşım içindeyken, benim yüz ifadesi vermediğimi ileri sürerek bunu ilgisiz bazı konularla bağlantılı olarak sunmanızı uygun bir davranış olarak görmüyorum’’ dedikten sonra şöyle diyor:

‘‘Sayın Bakan'a sorunların çözümü için en olumlu yaklaşımı gösterdik. Sorun ülkemizin bütününü ilgilendiren sorundur. Amacımız ülkemiz kaynaklarını talan edenlerin ve 3-5 kuruş karşılığında bu soyguna ses çıkarmayanların üzerine gitmek, soyguna ve talana engel olmaktır. Bunları yazmak yerine bir yıl önceki bir olayı öne çıkarmak sorunların çözümüne nasıl yarar sağlayacaktır? Ben soygun yapmadım, soygundan pay almadım, soygun karşısında sessiz kalıp avanta beklemedim. Bir kimsenin parasının çalınmış olması o kimseyi namussuz kılmaz. Ama soygunu bilip susmak dürüstlük sayılamaz. Hırsızlar mı haklı, parası çalınanlar mı?

Gelelim oğlumun borsada para kaybettiği konusuna. Her Türk vatandaşı gibi oğlumun da, iktisadi ve ticari faaliyet göstermeye hakkı vardır. Oğlum banka soymadı, kimseyi dolandırmadı. Hiç kimse 'Oğlun beni aldattı' demedi, benim kapıma dayanmadı. Borsa'da kaybetmek ya da kazanmak oğlumun kendi sorunudur. Oğlum, Türkiye'yi dolandırıp yurtdışına kaçan, daha sonra yasal boşluklardan yararlanarak Türkiye'ye dönen bazı kişilerden ve onların yardakçılarından değildir.

Benim ülkesini seven, halkının mutluluğu için çalışan, demokratik ve laik cumhuriyeti savunan, insan haklarına saygılı biri olduğum kanıtlanmıştır. Ülkemin ve halkımın huzuru ve mutluluğu için geçmişte her türlü fedákarlığı yaptım. Bundan böyle de yapacağım. Yeter ki gayretim başka amaçlarla istismar edilmesin.

İsrail'e öneri

TARİHTE Yahudileri, 500 küsur sene önce İspanya'daki soykırımdan ve de daha sonra Almanya'daki soykırımdan kurtardık. Acaba İsrail Meclisi'nden bir şükran ifadesi çıkartamaz mıyız? Bu şükran, Ermeni iftiralarına boyun eğen bazı meclislere karşı iyi bir koz olur ve atalarımıza geç de olsa bir teşekkür mesajı sağlamış oluruz.

M.Melih OSKAY-

Hangisi?

AKKAN Suver diyor ki:

‘‘Mehmet Yıldırım'ın, MGK ile ilgili sözlerinden alınanlar, utananlar, üzülenler; ABD Büyükelçisi'nin sözlerinden hiç incinmeyip keyif mi aldılar acaba?’’

Yazarın Tüm Yazıları