Paylaş
Ocak ayına kısa süre kala maaş ve aylık artışlarına ilişkin çeşitli rakamlar kamuoyunda sık tartışılıyor. Olası zam oranları şöyle; 2024 yılı enflasyonu hükümetin savladığı gibi yüzde 45 oranında gerçekleşirse 11 milyon 124 bin 973 SSK emekli, dul ve yetimi ile 2 milyon 906 bin 340 Bağ-Kur emekli dul ve yetimine ocakta yüzde 16.25, yıllık enflasyonun yüzde 46 oranında çıkması halinde yüzde 17.05 oranında zam verilir.
Halen 12 bin 500 TL aylık alan, kök aylıkları 10 bin 268 TL ve altında olan 3 milyon 788 bin SSK ve Bağ-Kur emekli dul ve yetimine ocakta yüzde 17.05 oranında zam verilse dahi 12 bin 500 TL aylık almaya devam edecek. Yani sıfır zam tehlikesi ile karşı karşıyalar. En gariban kitlenin sıfır zam riskini önlemek için yasal düzenleme ile 12 bin 500 TL tutarındaki en düşük aylığın yükseltilmesi gerekiyor. Hükümetin ilgili düzenlemeyi ocakta hayata geçireceği belirtiliyor.
3 MİLYON MEMUR 2 MİLYON MEMUR EMEKLİSİ
2024 yılı enflasyonunun yüzde 45 olması durumunda ocakta yüzde 6 toplu sözleşme zammı ve enflasyon farkı ile birlikte yüzde 12.02 oranında, enflasyonun yüzde 46 çıkması halinde ise yüzde 12.78 oranında zam alacak. Bu artışların memur ve emekliyi hoşnut etmeyeceği, yüzünü güldürmeyeceği ortada. Zira hayat pahalılığı her yeri kasıp kavuruyor. 3 Ocak’ta TÜİK tarafından duyurulacak TÜFE verisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumu ile milyonlarca garibanın zam oranı saptanacak.
Dar ve sabit gelirli kitleye 6 aylık enflasyon zammına ek gönenç payının verilip verilmeyeceği gizemini koruyor. Bu konuda son sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söyleyeceği belli. Önceki açıklamalarında “Çalışanlarımıza ve emeklilerimize enflasyonun üzerinde artış yapacağız” sözü dikkate alındığında toplam 16 milyon 547 bin 193 emekli ile 3 milyon 640 bin 821 memura gönenç payı verilmesi olasılıklar dahilinde. Yetkili konfederasyon Memur-Sen ocak ayında memur ve memur emeklisine yüzde 6’lık toplu sözleşme zammının dışında yüzde 15 oranında gönenç payı verilmesini istedi. Sanırım bu konuda siyasi irade ile görüşmelerini sürdürüyorlar. Şükrü KARAMAN
ABHAZ MİLLİ KAHRAMANI ATRİŞBA İSTANBUL’DA ÖLDÜ
ABHAZYA’nın milli kahramanı, Türkiye temsilciliği görevlisi Kafkas Kamil Atrişba (60), ata toprağından uzakta hafta sonu Ataşehir’deki dairesinde kalp krizinden vefat etti. Atrişba’nın cenazesi Sakarya’nın Hendek Yeşilivadi köyünde Abhaz aile mezarlında toprağa verildi. Türk sevdalısı olan Kamil Atrişba, kurmay askerdi, ateşeydi, İstanbul’da idari diplomat olarak görev yapıyordu. 1. Cumhurbaşkanı Ardzinba’nın sağ kolu bir yurtseverdi, saygın ve sevilen bir ‘kahraman’ idi. 1992 Ağustos’unda Gürcistan tarafından gelen faşistlerin işgaline karşı Kuzey Kafkas halkları ve Ruslar ile birlikte mücadele etmiş idi. Abhazya’daki eşi ve kızı Adapazarı’ndaki cenazeye yetişemedi. Ancak binlerce Abhaz ve Çerkes, Kafkas Kamil’i sonsuzluğa uğurladı. Cenaze töreninde Kuzey Kafkas Halkları ile birlikte Ruslar da vardı. Bu Kafkaslarla Rusların özgün bir durumu idi. Nilhan AYDIN
İMAR YOLSUZLUĞU YAPAN PARTİDEN İHRAÇ EDİLMEZ YARGIYA VERİLİR
CHP, Muğla Marmaris’te inşaatı devam eden Sinpaş GYO’ya ait otel projesi için imar mevzuatına aykırı ruhsatlar düzenlenmesinde sorumluluğu bulunan önceki dönem ilçe belediye başkanı Mehmet Oktay ve iki yardımcısını kesin ihraç talebiyle disipline sevk etti. Son yerel seçimde aday gösterilmeyen Oktay’ın seçime iki gün kala imar yönetmeliklerine aykırı 33 yeni ruhsat düzenlediği öğrenildi. Marmaris Belediyesi, kısa bir süre önce mahkeme kararları üzerine otel projesinin yapı ruhsatlarını iptal etmiş ve inşaatı mühürlemişti.
GÜNÜN SÖZÜ
“Suriye’de büyük ölçüde Türkiye’nin denetiminde olan yönetim var. Türkiye Fırat’ın doğusundaki Kürt oluşumuna karşı elini güçlendirdi. Bunu da Erdoğan açısından artı olarak yazmak lazım.” Ruşen ÇAKIR
MESAJ PANOSU
* TÜRKİYE İnsan Hakları Vakfı eski Başkanı, Çağdaş Hukukçular Derneği kurucu ve yöneticisi Hüsnü Öndül’ün vefat etmesi çevresinde büyük üzüntü yarattı.
*MHP Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili, TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi İsmail Özdemir, gazetecilere yeşil pasaport verilmesi çağrısında bulundu.
* TÜRKİYE’nin elma ve gül yağı üretiminde ilk sırada yer alan Isparta’nın tarımla büyüyeceğini belirten Isparta Ticaret Odası Başkanı Hüdai Şahin, bunun dışında süs bitkileri üretiminin Isparta’ya kaymaya başladığını, benzer durumun domates üretiminde de yaşandığını son dönemde kuşkonmaz üretimi için yatırımcı çekmeye başladığını söyledi.
BİLİYOR MUSUNUZ?
* POLONEZ işçilerinin yürüyüşlerinde “Çalmadık, çırpmadık, hakkımızı aradık” diyerek 90’ı kadın 146 işçinin (kimi evlat, kimi anne, kimi baba) bu soğukta sokaklarda hakkını aradığını...
ALPAY, GÖKNEL VE AKYOL ÜZERİNDEN BİR MUHABBET
KARAR gazetesindeki köşenizde Şahin Alpay’ın “Bir Hikayem Var” isimli, totaliter düşünceyle hür düşünce arasında yaşanmış büyük tecrübenin ifadesi olan kitabından bahsetmişsiniz Sayın Taha Akyol Bey. Şahin Bey’in Ruşen Çakır’la yaptığı, kitabın özeti gibi düşünebileceğimiz röportajını izledim, dolayısıyla eski eşim Ergun Göknel’in benzer hikâyesini paylaşmak istedim. Alpay’dan 7 yaş büyük olan rahmetli eşim de English High School For Boys mezunuydu. Alpay gibi Doğu Perinçek’le yakın ilişkisi olmuştu.
Almanya’da kimya doktorasını yaptıktan sonra geldiği Türkiye’de ideolojisi sebebiyle kara listeye alındığı için ODTÜ’ye öğretim görevlisi olarak alınmadı. Kendi ifadesiyle iş dağa çıkma noktasına varınca Marksizm Leninizm sevdası bitti. Kendisinden çok şey öğrendiğim Ergun’un en önemli özelliği, araştıran, neyi nerede bulacağını bilen doktora tecrübesi ve hür düşünceye verdiği önemdi. Kimsenin önünü kesmez, aksine yol açardı. Sosyal demokrat yanı Müslümanlığına hiç engel olmadı. İlahiyatçı Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı’nın sohbetlerine birlikte gittik. Gecenin ileri bir saatinde uyandırıp Kur’an çalışmalarımdaki heyecanımı paylaştığımda, güler yüzle heyecanımı paylaştı. İslâm’ı anlamak için besmelenin dahi yeterli olduğunu bilen bir insandı. Demem o ki, hür düşünce, düşüncenin özgürlüğüne biat etmektir. Kur’an’ın bizden istediği de bir anlamda budur. “Sana biat edenler, aslında Allah’a biat etmişlerdir.” (Fetih/10)
Allah’a biat edenin düşüncesi sınırlanabilir mi, bu kişi taassupla birlikte anılabilir mi? F. Müjgân DOĞAN
Paylaş