Paylaş
"Şu çiftçinin, orman köylüsünün haline bakın; hepsi yoksulluk içinde" dedi.
Köylüler Çerkezköy'de, Saray'da Ağar'a anlatıyorlar:
"Ayçiçeği ile buğday arasındaki parite her zaman ayçiçeği lehine 2.5 kat iken bugün neredeyse ikisinin fiyatları birbirine yakın hale gelmiş. Ayçiçeği 45 Ykr, buğday ise 40-45 Ykr arasında... Türkiye, yağ ithalinde en büyük ithalatçı ülkelerden biri haline geldi. Bizi ezdiler geçtiler."
Çatalca'dan Demirköy'e uzanan Istranca ormanında yaşayan köylerden 153'ünün temsilcileri "Hükümet bizi aç bıraktı. Maktamızı kesti; yerine hiçbir şey koymadı. Bugün Türkiye'ye Macaristan ve Bulgaristan'dan mangal kömürü ithal ediliyor. Geçim kaynağımız kalmadı. Biz de mi İstanbul'a göç edelim?"
Çerkezköy ve Çorlu'daki toplantılarında işadamları ve sanayicilerin sorunları üzerine Ağar "Türkiye'nin 4.5 yılı boşa gitmiştir" dedi. Hükümetin yargı bağımsızlığından, sosyal güvenlik reformuna, kamu yönetiminden Güneydoğu sorununa kadar hiçbir reform gerçekleştirmediğini anlattı.
- Enflasyon artmıyor ama köylünün açız diye bağırdığını gördük.
- Sebebi bellidir. Hükümetin gündeminde KOBİ yoktur, esnaf, çiftçi, köylü, emekli yoktur, işsiz yoktur. Dokunulmazlık, şeffaf mal bildirimi, kamu ihaleleri, istikrar ve öngörülebilirlik yoktur. İşadamları 5-10 yıl sonrasını göremiyor. Enflasyonu tutmak amacıyla düşük kur, yüksek faiz uygulaması yoksulluğu daha da artırıyor. Türkiye, milyarderler manzumesinde görülmeye başlandı artık. Forbes dergisinde bir anda 26 milyarderimiz olduğu ortaya çıktı. Ekonomide böyle bir dengesizlik olamaz. Menderes'in 'Her mahallede bir milyoner yaratacağız' sözü doğrudur.
Bölgeler arasında eşitliği sağlayacak hangi dengeli bir üretim ve yatırım yapılabilmiştir.
Çünkü bir sanayi ve yabancı sermaye stratejisi yoktur. İstihdam yaratıcı yatırım amaçlı bir yabancı sermaye akımı yoktur. Borsa, döviz, hazine bonosu ve gayrimenkul alım-satımı ile bir yere gidemeyiz. Özel sektörün dış borcu 120 milyar dolar seviyesine yükselmiştir; bu borç daha ne kadar sürecektir?"
RANT VE ERZAK DAĞITIMI
- Hükümetin gündeminde ne var peki?
- Rant, erzak/kömür dağıtmak, oyuncak vermek vardır. Bunlar için milyar dolarlar gitmektedir. Bunlar nereden karşılanıyor. Muhtaç olana biz daha fazlasını yaparız. Ancak bunu da milli bütçeden yapacağız; öyle çeşitli yollardan değil. Bunu bir hizmetmiş gibi devlet imkanlarıyla dağıtmak, vatandaşlarımıza karşı büyük bir utançtır.
- Rant ekonomisi...
- Hazırladıkları bütçe iki ayda, düşündükleri bütçe açığının yarısına yakın kadar açık verdi. Bu bir vahameti gösterir. Ekonomi adı altında bugün sadece imar rantları ve özelleştirme gelirleri var. Sorarım, Türkiye'de uzun ve orta vadede geri dönecek hangi yatırım yapıldı. Yapıyoruz diyorlarsa hangisi geri dönecek? Yapa yapa rantı yüksek kamu arazilerine iş merkezi, otel ve rezidans yapıyor, yaptırılıyor. Kim alacak bunları? Türkiye’de bunları alacak 100 bin kişilik bir kesim var. Talep doyum noktasına gelince geride bunları alacak adam kalmayacak. İstanbul'a göçü önlemenin yolu yasaklardan, vizelerden geçmez. Biz 20 vilayette cazibe merkezi yaratacağız, ekonomik hatta sektörel teşviklerle bu bölgeleri kalkındıracağız.
BANKALAR, ÇİFTÇİLERİ KUŞATIYOR
- Çiftçi, köylü...
- Menderes ve Demirel'den beri bize güveniyor. Bu güveni boşa çıkartmayacağız. Vatandaşın seçimi bir an önce istediğini gözlerinden okuyoruz. Partimize her gün teveccüh artıyor, bunun sonuçlarını sandıkta göreceğiz.
- Köylüler, özel bankaların 'kredi sarmalı'na girmiş, 50-15 milyar kredi alabilmek için...
- Ziraat Bankası'nı satarsanız kırsalı ne yapacağız? Dünyanın birçok yerinde Halk Bankalarının satılmadığı hiç dikkat çekmiyor mu? Özel bankaların satışına sınırlama getirilmeli. Global sermaye diyoruz ama bunun da bir sınırı olmalı. Türkiye'de satılan özel bankalar niye birleştirilip bir güç yaratılmıyor. Biz iktidara gelirsek KOBİ ve Esnaf Bankası ile bakanlığını oluşturacağız.
Biliyor musunuz
- ESKİŞEHİR Büyükşehir Belediye Başkanı DSP'li Prof. Yılmaz Büyükerşen'in milletvekili seçimlerinde milletvekili adayı olabileceğini (muhtemelen CHP); Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı'nın da AKP'den adaylığına kesin gözüyle bakıldığının yerel medyada yer aldığını...
- İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği'nin, Doğu Perinçek'e verilen ama bununla 70 milyonu mahkum eden İsviçre Mahkemesi kararını kınadığını...
- 10 Mayıs'ta verilecek Ankara Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde bu yıl Onur Ödülü'ne Müjde Ar, 'Bilge Olgaç Başarı Ödülleri'ne ise Güler Ökten, Saniye Hün ve Nevin Akkaya'nın layık görüldüğünü...
- AVRUPA Birliği Bölgeler Komitesi tarafından düzenlenecek olan Bölgeler Komitesi 69. Genel Oturumu ve Roma Andlaşmalarının yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve beraberinde beşi gazeteci 18 kişinin dün Roma'ya gittiğini...
İETT arsası böyle mi olacak!
NEW YORK Belediyesi beceremediğinden elinde atıl durumdaki araziyi değerlendiremiyor! İstanbul Belediyesi el atsın Central Park'ı, sevabına El Maktum’a satsın. Sonra Londra Belediyesi'ne yardım etsin, onlar da her yere ağaç dikip park yapmış. Londra çağdışı bir siluetle kalakalmış Hyde Park'a ikiz kule diktirsin!
T. Rıdvan YILMAZ
GÜNÜN SÖZÜ
"Liderliğin merkezi vizyondur. Vizyon, anın kaosu içinde saklı olan, ancak bir kişi, bir şirket veya bir ulus için yeni olasılıkları doğurabilecek potansiyel amacı görmektir."
(William Van Dusen Wishard)
PANO
- BÜYÜKŞEHİR Belediye Meclisi'ni hiçe sayarak oturumlara kasten katılmayan Belediye Başkanı Hikmet Şahin, başkanlık görevini bırakmalıdır. 10 günlük Avusturya sefasından gelmesine rağmen hiçbir bilgi vermiyor. Ayıptır, yazıktır. Bursa'nın temsilcilerine bu kadar saygısızlık yapma cesaretini nereden buluyor:
M. Semih PALA-Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi bağımsız üyesi.
Kadir Has'ın, spastik çocuklar için son sözleri
FOTOGRAF sanatçısı Serkan Şedele, Türkiye'de tek 3. kuşak fotografçı ünvanına sahip. 4 yaşından beri fotograf stüdyolarında... Şu anda Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen ve tüm geliri spastik çocuklar yararına aktarılacak bir projenin mimarı Serkan Şedele...'101 Yüz' projesi...
Projenin kısaca tanımı şöyle:
Serkan Şedele 101 tane kendi dallarında başarı sağlamış kişilerin resimlerini çekecek ve projenin sonun da hem kitap hem sergi olarak spastiklere yardım sağlanacak. Ayrıca çekim yapılan
kişilerin kendilerine özel eşyaları da müzayede de satışa sunulacak. En son geçen hafta işadamı Kadir Has hasta olmasına rağmen serkan Şedele tarafından başlatılan ve tüm geliri spastik çocuklara aktarılacak olan '101 Yüz'yüz projesi için kadir hası çekmişti...kadir has proje ile alakalı
ise şunları söylemişti:
"Hasta olduğum halde Serkan Şedele'nin projesini duydum ve hemen poz verdim. Herkes bu tür konulara duyarlı olmalı yardım benim hayatım ve ben ölünceye kadar da yardım etmeye devam edeceğim. Son nefesimde yardımım devam edecek."
Şedele ise Kadir Has ile alakalı şunları söyledi:
"Kadir Beye çekim yapmaya gideceğim gün çok heyecanlıydım. Yılların hayırseveri Kadir Has Bey benim de projem için objektifler karşısına geçiyor. Bu çok onur ve çok gurur verici bir olaydı. Fotograflarını çekme şerefine eriştim geçen hafta... ve projemize de poz vererek bizi çok
büyük onurlandırmıştı. Spastik çocuklarda bizim çocuklarımız ve ne gerekiyorsa yapmaya hazırım demişti bana. Vefatı beni ve ekibimi çok yaraladı, Allah rahmet eylesin"dedi.
DUYARSIZ KALAMAZDIM
Has, Şedele'nin projesi '101 Yüz' için şunları da söylemişti:
"Spastik çocuklar da bizlerin evladı. Benim gibi tüm sanatçı arkadaşlarım bu projeye düşünmeden ve mazeret sunmadan evet demeli. Bu tür yardımlarım mazereti olmaz. Ben çok şiddetle bel ağrısı çekmeme rağmen yatağımdan kalkıp Serkan'a poz verdim. Spastiklere destek nasıl yapılacaksa ben varım. Tüm arkadaşları da bu projeye tam destek olmaları için çağrı yapıyorum. Kimse bu konuya duyarsız kalmamalı..."
Yargı siyasallaştırılmaya çalışılıyor
İSTANBUL Barosu, hükümetin yargı üzerinde yürüttüğü baskısının uzantısı olarak son olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu kilitlemek amacında olduğunu belirterek "Sadece bu amaç bile yürütme erkinden yargıda kadrolaşmaya yönelik çabaları gösteren yeterli bir kanıttır" dedi.
YARSAV'ın kapatılmasına yönelik çabaların da aynı senaryonun bir başka unsuru olduğu belirtilen açıklamada, şöyle deniliyor:
"Yürütme erkinin yargı erki üzerindeki baskılarına direnen avukatlar, 61 baronun uyguladığı eylemlikleri ile bağımsızlıklarına yönelik uygulamalara karşı durmaktadır. Anayasasında, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ibareleri taşıyan hiçbir ülke için bu gelişmelerden herhangi birisi bile, doğal karşılanamaz ve yürütmenin tasarrufu olarak yorumlanamaz.
İstanbul Barosu olarak, hükümetin yargıdan elini çekmesini talep ediyoruz. Hukuk dünyasında yaşanan ve o dünyayı yaratanlar olarak aksine bir tutumda devam edilmesinin nasıl sonuçlar doğurduğunun örnekleri hukuk tarihinin yazılı belgeleri arasındadır."
Paylaş