Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedir?

İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği’nden gerçek bir bayram mesajı:

Haberin Devamı

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden I. Meclis’in açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarihtir. 1919’da Samsun’a çıkışla başlayan kurtuluş ve bağımsızlık yolunda Amasya Tamimi’nde, Erzurum, Sivas kongrelerinde “ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi” esas alınmıştır. 1920’de Meclis’in açılmasıyla ‘Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur’ ilkesi kurtuluşun ve kuruluşun simgesi olarak kabul edilmiştir. 23 Nisan 1924 tarihinde 23 Nisan’ların ‘Milli Hâkimiyet Bayramı’ olarak kutlanmasına karar verilmiş ve 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bugünü çocuklara armağan etmiştir. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında bir araya getirilmiştir.
23 Nisan 1920 yönetme yetkisinin ulusa verildiği ulusal egemenlik günüdür. Ancak, son yıllarda ‘Ulusal Egemenlik’ göz ardı ettirilmekte, 23 Nisan’lar sadece Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, halkının tamamına yakını Müslüman olan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
Ülkemiz İslam ülkeleri arasında egemenliğin kayıtsız koşulsuz ulusa ait olduğu tek laik devlettir, bunun değerini bilelim.
Ulusal egemenlikten ödün verilmesine izin vermeyelim.
Çocuklar geleceğimizdir, aydınlık yarınlar için çocuklarımızı yurttaşlık bilincine sahip bireyler olarak yetiştirme görevimizi özenle yerine getirelim. Bu görev hepimizin. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun...

Haberin Devamı


Asya’nın ‘Bayrak’ şiirini de isteriz


CUMHURBAŞKANLIĞI tarafından Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümü münasebetiyle tanıtım filmi hazırlanmış; Erdoğan, Arif Nihat Asya’nın ‘Dua’ şiirini okuyor! İyi de usta, Türk milleti Çanakkale Zaferi’nin 100. yılını 18 Mart’ta kutladı. Madem Arif Nihat Asya’nın şiirini okudunuz. Keşke, okullarda okutulmasını yasakladığınız ‘Bayrak’ şiirini okusaydınız ya... Hani, 1. kıtasında “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü” diyen şiirini... (Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bu şiiri 2. kıtasında “Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım / Seni selamlamadan uçan kuşun mezarını kazacağım” sözlerinin şiddet içerdiği ve hayvan sevgisini yok ettiği gerekçeleriyle bu şiirin okul ve ders kitaplarında yer almasını yasaklamıştı.) S.H.

Haberin Devamı

Yargıya yargı darbesi


- AFYONKARAHİSAR Barosu’na mensup Av. Umut Kılıç’ın Ankara’da girdiği hâkimlik mülakatında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği ileri sürülüp hakkında tutulan tutanak delil gösterilerek bu suçtan dolayı tutuklandığını duyuran Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt’un, “Kovuşturması dahi izne tabi bulunan, erteleme, paraya çevirmenin uygulanması mümkün olan bu suçtan, üstelik bir avukatın tutuklanması yargıya yargı eli ile vurulmuş bir darbedir. Bu hukukun katli ve aynı zamanda avukatlık mesleğine açık bir saldırıdır” dediğini...

Eğitim-İş’in Nabi Avcı’ya sorusu


- EĞİTİM-İŞ’in, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya, eğitimi şekillendirmenin peşine düşen Bilal Erdoğan konusunda yöneltilen eleştiri ve önerilerine karşı kulaklarını tıkadığını belirterek sorularını yinelediğini: “Erdoğan’ın toplantılara katılarak talimatlar vermesi, hedefler göstermesi doğru mudur? Bu toplantıları hangi sıfatla yapmaktadır? MEB’in 5 yıllık taslak stratejik planlarının hazırlanmasında (imam hatip öğrencilerinin % 25 arttırılması) Erdoğan’ın katkısı nedir? Bakanlıkla bir ilgisi varsa, bu nasıl bir görevdir” diye sorduğunu...

Haberin Devamı


GÜNÜN SÖZÜ

“Pamukta ekimler sürüyor. 55 kuruştan 65 kuruşa çıkan primin ödenmesine çiftçinin ihtiyacı var. Pamuk üretim maliyetini belirleyen tohumluk, ilaç, gübre, elektrik, mazot gibi girdi kalemlerinde alınan KDV ve
ÖTV oranları düşürülmelidir. Sanayicimizin ham madde ihtiyacı olan pamukta, istenen üretim artışını sağlamak ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için önlem alınmalıdır.”
Şemsi BAYRAKTAR-TZOB Genel Başkanı

Kereviz ve ASKİ

- KEREVİZİN kilosu 10 TL... Ankara’nın ASKİ’si 9 metreküp suyu 50 liradan satıyor! Haberiniz var mı? Ekonomi iyiymiş...
Metin ALTAY

MESAJ PANOSU


- DİLENCİ kültürü bütün partilerin ağzında sakız olmuş! Hepsi; yardım, destek, itekleme, kakalama dolu vaatlerle...
Murat SEVGİ
- 77 milyonla nasıl helalleşecekler.
Burhan ÖZFATURA
- ADALET ararken (üç kez) adliyelik olduk.
Mustafa ALTIOKLAR

Haberin Devamı

Ali Ekber gecesi


- “GÖNÜL gel varalım gülşen bağına /Meramın yâr ise bir tane yeter /Dünya fani değil hikmetine bak /Havai cahile efsane yeter.”
26 Nisan 2006’da aramızdan ayrılan bağlamanın eşsiz virtüözü, usta ozan Ali Ekber Çiçek; ölümünün 9. yılında pazar günü Bostancı Gösteri Merkezi’nde anılacak. Arif Sağ, Aysun Gültekin, Arzu Şahin, Belkıs Akkale, Berrin Sulari, Cahit Berkay, Derya Petek, Ebru Çiçek, Emre Saltık, Erdal Erzincan, Erdoğan Eskimez, Güler Duman, Hüseyin Turan, Sabahat Akkiraz, Taner Özdemir, Tolga Sağ gibi pek çok sanatçının katılacağı gecede Nebil Özgentürk’ün ‘Ali Ekber Çiçek’in Öyküsü’ belgeseli gösterilecek.

Ermeni oyunları bitmiyor

Haberin Devamı


ERMENİLER yine soykırım konusunu çıkardı. 1915 yılında 7 cephede savaşan, eli silah tutan erkekleri cephelere gitmişken, geride kalan yaşlı, kadın ve çocuklara saldırıp zayıflıktan yararlanıp toprak almak Ruslara destek vermek istediler.
Asıl soykırımı Ermeniler yaptı. Buna rağmen haklı çıkmak istiyorlar. Türkiye’den toprak ve tazminat almak istiyorlar üstelik. Emperyalist kötü siyasetçilerden destek alıyorlar. Türk iktidarları da bunu anlatmıyor.
1- Eğer Osmanlı soykırım isteseydi, yaşlı ve kadınlarla soykırım yapabilir miydi?
2- Soykırım yapmak isteyen bir devlet, yok etmek istediği soyu kavga yerinden uzaklaştırır mıydı? Uzaklaştırılanın Ermeniler olması saldıranların Ermeniler olduğunu göstermez mi? O zaman, bu günkü uçaklar olmadığından başka yere ancak kara yoluyla göndermek zorundaydı Osmanlı.
Dinçer ÖNAL- Hukukçu


Sarı Gelin...

"SARI gelin " türküsü, Anadolu ve mücavir coğrafyasında , neredeyse mitolojik bir aşkı çağrıştırıyor.. folklorik kaynağı konusunda tartışmalar olsa da sonuç değişmiyor, hüzünlü bir aşk hikayesi olarak, Ermenileri, Azerileri aynı ölçüde heyecanlandırıyor. Sarı Gelin'in yavuklusu bir dadaş delikanlısı olduğu için, dadaş diyarında da bir karşılığı var, kavuşamadan ayrı düşmüş bir sevdayı anlatıyor. İmparatorluk bakiyesi olan Anadolu'nun hemen her yerinde, millet-i sadıka olan Ermeni ahalinin, tehcirde yaşadığı büyük acıların da bir simgesi gibi algılanıyor. Bugün Ortadoğu’yu Afrika’yı kan gölüne çevirenlerin geçmişte, Anadolu’yu aç sırtlanlar gibi parçalamaya çalışırken, yaşattıkları felaketlerin başında Ermeni tehciri geliyor. Bugün yine insanlar göç yollarında, 21 yy medeniyetinin projektörleri altında, Akdeniz, Adriyatik hattında, köhne tekneler ile gönüllü tehcir halindeler ve yeni gelinler kucaklarında bebeleriyle boğuluyorlar. Ortadoğu ve Afrika'nın mazlum bırakılmış coğrafyasında, demokratik medeniyet getirecekleri yalanıyla, yeni bir talana başlayan ‘zamanın sırtlanlarının’ yüz yıl öncekilerden hiçbir farkı yok..
Lamia DERELİ

Yazarın Tüm Yazıları