Domateste rekorlar kırılıyor ama...

ANTALYA’dan batıya doğru Kumluca’yı ‘domatesin başkenti’ (sebze ambarı) olarak nitelemiştik. Toroslar’ın parçası Beydağları’nın eteklerinden inen alüvyonlu topraklar ‘Finike-Kumluca Ovası’nı besliyor. Ovanın üç tarafı dağlarla çevrili, önü de denize bakıyor. 19. yüzyılda önce çeltik ekimi başlamış; biraz da narenciye...

Haberin Devamı

1930’larda ’Laz motorcuları’nın bölgeye ulaşmasının ardından karayolunun açılmasıyla 1950’lerde bu kez buğday ve pamuk üretimine geçilmiş; çünkü paletli traktörler girmiş ovaya... Narenciye liderliğini -şimdi az da olsa nar yaygınlaşmış- elinde tutarken, domates, hıyar, biber, patlıcan ekimi artmış.

1970’lerde narenciye ekimi ve üretimi (Finike portakalı) genişleyince zorunlu olarak ‘sanayileşmeyi’de beraberinde getirmiş. Sebze ve narenciye ikiz kardeş olmuşlar böylece.. İlkel seracılığın yerini modern cam seralara dönüşmüş.

Bölge üreticisi, tarım teknolojisini en iyi kullanan üretim bölgesi... Kumluca ve Finike’de toplam 90 bin dönümde örtü altı seracılık yapılıyor.

Bu sezon doğanın değişkenliği nedeniyle ilginç bir durum ortaya çıkmış; üretim patlaması olmuş; sıcak bugünlere kadar sürdüğü için, domates üretimi bitmek bilmemiş. Sıcak hava olduğunda bitki daha iyi ‘çalışıyor’... Açık domates (biber ve salata da dahil) üretimi ile yine bugünlerde başlayan ‘kış’ sezonu domatesi ile çakışmış... Üretim artınca o nispette de fiyatlar dibe vurmuş.

(Evet, domatesin hal çıkış fiyatı 50 kuruş...) Bir hal esnafı, geçen yıl 200 kilo salata çıkaran üreticinin malı 2000 tona çıkmış bu yıl...

Bir üretici “Ben evime tarla domatesi sokmam” dedi. “Neden” deyince de şöyle konuştu:

“Çünkü açık tarlada haşere vardır; seralarda döllenmede arılı (Bambus arısı) üretim yapıldığı için hiç ilaç yoktur. Arının yaşadığı yerde ilaç olmaması gerekiyor.
Bu nedenle en güvenli domates sera domatesidir artık. Bir domatesi ikiye böldüğünüz zaman içi tamamen doludur, kof değildir. Aroması bile farklıdır. Hormon da 10 yıldan beri kullanılmıyor.

Sezonsal sorunlar da, üreticiyi hem sevindiriyor hem üzüyor.

Özetle, bu sanayiciler “Biz ‘montaj’ sanayicisi değiliz; % 90’ı yerli, yani ‘milli’ ürün ihracatçısıyız” diyorlar.

Antalya bölgesinin sebze ve narenciye ihracatı 470 milyon dolar...

Yerli satışlarla birlikte Kumluca ve Finike’ye giren toplam hasılat 1.5 milyar dolar seviyesinde...

Haberin Devamı

Dev işletme tesisleri sorunlarla baş edemiyor

Haberin Devamı

BÖLGEDE-ovada irili ufaklı 40’ün üzerinde ‘işleme’ (paketleme) tesisi bulunuyor. Ankara’yı arkalarında hissetmiyorlar. AB standartlarına göre, kolilerin üzerinde üreticinin ismi yazılıyor. Buna itiraz yok. Antalya’dan Samsun’a TIR’larla gönderilen domatesin, bu kez soğuk hava depolu konteynırlarla Rusya’nın Novorovski limanına 4.5 günde gönderilmesine başlanmış. Tabii köstek olmazsa... Uzun yol ihracatı etkiliyor; narenciye dışında domates bozulabiliyor. En önemli sorunları vergilenme süreci... Hal dışındaki ‘sebze ve narenciye sanayisinin vergisi yüzde 8 iken, hal içindeki işletmecilerin yüzde 1... Koca sanayiciler ’kabzımal’ konumuna düşürülüyor.

Devlet de, ‘hüllecilik’ yaparak kendilerini ‘kaçakçı’ olarak gördüğünden inanılmaz bir vergi bürokrasisi ortaya çıkmış. Bir işletmenin ortağı bize
“İnanın bu mesleği artık bırakmak zorunda kalacağız galiba” dedi samimi olarak... Baktık 50’ye yakın halci esnafının bulunduğu halin mekânı 30 dönüm iken, sadece bir işletmenin paketleme bölgesi 50 dönümdü. Gerçekten bir gariplik olduğu anlaşılıyor.

Evet, yaş sebze üreticilerinin sahibi yok; yasal olarak tanımı da yok.

Haberin Devamı

T.C. kimlik kartları için ay-yıldız uyarısı

T.C. vatandaşları için yeniden düzenlenen kimlik kartlarının pilot dağıtımı -sanırım- Bolu ilinde yapıldı.

Bu kart, TÜBİTAK tarafından biçimlendirildi ve birkaç yıl önce bir gazete haberi ile de duyuruldu.

Daha o habere ilişik yayınlanan örnek kartı gördüğümde üzerinde -fonda yer alan kırmızı renkli ay-yıldızın, yasal normlara, ölçü ve oranlara uymadığını TÜBİTAK’a bildirmiştim. Ama ilgilenen, yazıma cevap veren olmadı.

Hürriyet’te yakın bir gelecekte bu kartın yurt düzeyinde yaygın bir biçimde dağıtımına başlanacağı haberi vardı.

Ölçüsü-oranları ve rengi bozuk bu ay-yıldızın, Türk vatandaşların her türlü işleminde kullanacağı -pasaport olarak bile- söz konusu kart üzerinde yer alması yanlıştır, sakıncalıdır.

Lütfen bu çağrıma gereken ilginin gösterilmesini dilerim.
M. İnal UŞŞAKLI
Y. Müh., Mimar

Haberin Devamı

Üretici ne istiyor?

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, seracıların taleplerini şöyle sıralıyor: “Seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır. Elektriğin yanı sıra seracılıkta temel üretim girdileri olan gübre, örtü malzemesi ile mazotta uygulanmakta olan KDV oranlarının indirilmesi en önemli beklentilerimizdir.

Üreticilerimizin  iklimin kontrol altına alınabildiği modern seralara yönlendirilmesi, yeni seralarda modern teknikleri uygulamaya teşvik edilmesi  ve mülkiyet sorununun çözülmesi gerekiyor.”

Anayasaya aykırı

CHP Antalya Milletvekili Av. Gürkut Acar’ın, Başbakan Erdoğan’ın ‘Muhteşem Yüzyıl’ ile ilgili olarak “Yargıya talimat verme hakkı yoktur” dedi ve şu değerlendirmeyi yaptı: “Kaldı ki dizi; gerçek olaylardan esinlenen bir televizyon uyarlamasıdır. Dizinin tarihi bir belgesel olma iddiası başından beri konulmuş değildir. Sayın Başbakan’ın her sıkıştığında CHP’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasındaki olumsuzlukları ve gerçek dışı yakıştırmaları ortaya koyarak, tarihi tahrif eden açıklamaları karşısında, bu dizideki tamamı hayali olan konular çok masum kalmaktadır. Sayın Başbakan’ın sanata düşmanlık derecesindeki açıklamalarını ve yargıya talimatını anayasanın ihlali olarak değerlendiriyoruz.”

Yazarın Tüm Yazıları