Paylaş
Harcamalar içerisinde dikkatimi çeken, 596 milyon 742 bin liralık kira ödemesidir. Breh breh mi, maşallah mı diyelim, anlayamadım!... Bu demek oluyor ki, toplam Türkiye arazisinin % 65’ini elinde bulunduran devlet kiracı olmuş da haberimiz olmamış! Vah benim ‘emlakçılar krallığı’ma. Ankara’yı göz önüne alacak olursak, Eskişehir ve Konya yolu güzergâhlarına yapılan çok katlı yüksek binaların kiracısı devlettir. Bina kiralarına gelince, en düşüğü 200 binden başlayıp, 600-700 bin liraya kadar kira ödenenler vardır. Bu devletin TOKİ’si, Bayındırlık Bakanlığı var mıdır? Var. Bu kuruluşlarda çalışan yüzlerce mühendisi, mimarı var mı? Var. Ee onlar masa başında ne iş yaparlar diye sorsak, ne cevap alırız merak ediyorum...
Ey devlet; arsa, arazin var. Mimarın, mühendisin var. Üstüne üstlük, dağlar gibi bir de TOKİ’in var. Devlet birimleri için neden bina yapmıyorsunuz da, tüyü bitmemiş yetim haklarını çuval dolusu paraları kiralar için ödüyorsunuz? 3-4 yılda kira ödediğiniz taşınmazı aynı paraya yaparsınız ve bu da devlete kalır. Devlet de kiracılıktan kurtulur. Bu kurtuluş reçetesini yazacak bürokratlar, inşaat, emlak dairesi yetkilileri yok mudur? Vardır var olmaya da, anlatmaya cesaretleri mi yok? İş mi bilmiyorlar? Yazıktır, günahtır bu kadar kira ödemeye...
HAN-I YAĞMA!...
İkinci bir husus: 1 milyar 945 milyon 225 bin TL yiyecek alımlarına, 159 milyon 548 bin lira içecek alımlarına ödenmiş. Hey gidi kurban olduklarım bu yiyecekleri kimler yemiş, bu kadar içeceği kimler içmiş? Maliye bunlara bir cevap verse de, biz de afiyetler olsun desek!...
22 milyon kişinin açlık sınırında olduğu bir devlette, bu miktarlarda, yiyecek-içecek tüketmek yakışık alır mı, almaz mı? Onu ben bilemem de, bilenlere sorsak ne cevap alırız acaba?... Sorduklarımızdan birisi edebi bilgilere sahip olup da, ya Tevfik Fikret’in şu aşağıdaki, mısraları ile cevap verirse, dur bakalım çok oluyorsun mu deriz, vallaha haklısın mı deriz? Hadi okuyalım ‘Han-ı Yağma’yı:
Bu sofracık, efendiler- ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor- bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Yukarıdaki taşlamanın devamını yazmaya gerek yok sanırım...
SalSalim AŞCI– ANKARA
CHP’de adaylar 9 Şubat’a kalıyor
‘5’li Komisyon’ beceriksiz olmak zorunda mıdır?
CHP Genel Merkezi’nden dışarıya kadar o çok bilgi sızıyor ki; bize de bunları size ‘fısıldamak’ kalıyor.
Çarşamba gecesi 5’li Komisyon toplantısında kavga çıkıyor. CHP’nin örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ile Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın arasında karşılıklı olarak hoş olmayan sözcüklerle bir tartışma çıkıyor; toplantı daha sonra erteleniyor.
Mersin’in Mezitli ilçe adayının bir gazeteye verdiği demeç üzerine ayaklanan bazı aday yakınlarının heyetler halinde Keskin’i ziyaret edip, tepki gösterdikleri, Günaydın’a ise ulaşamadıklarını kaydettikleri ve Keskin’in de bunu toplantıda sert bir biçimde dile getirmesi üzerine, Günaydın’ın da çok ağır biçimde karşılık verdiği CHP koridorlarında yankılanıyor...
Keskin’in tabandan gelen şikâyetleri sürekli kendisinin tek başına göğüslediğini söylediği ve çok tepkili olduğu belirtiliyor.
Toplantıda tansiyonun yükselmesi ve Keskin’in hışımla Günaydın’a pet şişe fırlatmasına kadar varması üzerine, Umut Oran ve Bülent Tezcan’ın ikiliyi sakinleştirmeye çabalıyor. (Bu adayın isminin Neşet Tarhan olduğunu hatırlatalım.)
Günaydın’ın ise dün, yani perşembe sabahı bir kafede mevcut Belediye Başkanı Bülent Tanık ile kahvaltıda buluşması diğer 28 aday adayını çileden çıkarıyor. Aday adayları, ‘Biz Günaydın’la görüşmek için zorlanırken onlar haftada bir kere kahvaltıda buluşuyor, bu nasıl adalet’ diye yakınıyorlar.
1 Şubat’ta Arena Spor Salonu’nun parası bile ödenmişken aday tanıtım toplantısı iptal ediliyor. 8 Şubat’ta ise ‘fermuar’ yöntemiyle meclis üyeleri seçilecek ama PM bir gün ertesine, yani 9 Şubat’a alındı. Yani sözde tüm adaylar o gün belirlenecek ama oyların sayımı bile 3-4 gün sürecek.
AKP yolsuzluk operasyonları ile yara alırken, CHP adaylarını belirlemede niye bu kadar beceriksiz kalır?
Ankara’da ‘mülteci’ konumundaki Mansur Yavaş ise hâlâ hangi ilçe başkan adayları ile çalışacağından habersiz.
Kısaca adayın soyadı gibi CHP’de işler yavaştan ele alınıyor...
Kemal Bey’e düşen görev ise derhal meşruluğunu yitiren ‘5’li Komisyon’ yerine adayları kamuoyuna açıklamak olmalı.
En kötü karar kararsızlıktan iyidir.
Çadır nöbeti
“CHP Gençlik Kolları ve CHP Kadın Kolları fezlekeleri çarşambaya kadar Meclis’e gelmezse bakanlık önünde çadır kuracaklar ve 24 saat nöbet tutacaklar.” Güzel bir eylem ana kademe de yurt çapında yolsuzluk mitingleri düzenlemeli.
Ali KÜÇÜKSARI
Mübadil-muhacirleri unutmayalım
BİZ “derenin öte yanından” gelenlerin bir kısmını oluşturan mübadillerin çocukları olarak, aradan geçen 91 yıla rağmen mübadil/muhacir düşmanlığının hâlâ geçmemesini de göz önüne alarak son 10 yıldır yaptığımız gibi bu yıl da Nüfus Mübadelesi Anlaşması’nın yıldönümü olan 30 Ocak tarihini izleyen ilk cumartesi günü “savaşlarda ve göç yollarında yitirdiklerimizi anmak ve çekilen acıların bir daha yaşanmaması için ders almak” adına atalarımızın memleketten gelip, vatana ayak bastıkları çıkış iskelelerinde birer anma töreni yaparak, denize çiçek bırakacağız.
Lozan Mübadilleri Dernek Başkanı Esat Halil Ergelen bu amaçla şöyle diyor: “Biz İstanbullu Mübadiller
1 Şubat 2014 Cumartesi günü saat 13.00’te dedelerimizi misafir eden Tuzla Tahaffuzhane’sinde (İTÜ Denizcilik Fakültesi) buluşarak Lozan Mübadilleri Vakfı liderliğinde bir araya gelen 25 mübadil örgütünün hazırladığı ortak bildirimizi dile getirip, denize çiçek bırakacağız. Benzer etkinlikler İzmir’den Samsun’a değin pek çok yerde yapılacaktır.”
www.lozanmubadilleri.com
Paylaş