Paylaş
Bazıları paylaşıyoruz.
Baykal çok keyifliydi; 13 yıldan beri Meclis’te en üst düzeyde yapılan laiklik ve adalet vurgulu bir konuşma yaptı. AKP’ye ve cemaate ‘ince’ eleştirisi vardı konuşmasında. TBMM’nin 2 ay önce 95. kuruluşunun 95. yılı vurgulaması önemliydi; bu nedenle ‘Gazi Meclis’tir’ sözü ilginçti.
Meclis’in yeni kimliklerle bu dönem hayli ‘renkli’ geçeceği anlaşılıyor. TBMM’de ‘iktidar’ın sayısı azalınca, asıl renk muhalefet kulislerinde yaşanacak.
Üç partiden kadınların bazıları başörtülü idi. CHP’nin başörtülü milletvekili ise yok.
Leyla Zana’nın yemini de dikkatle izlendi. Bunu 25 yıl önce yapabilseydi sol ve SHP yok olmayabilirdi.
Yemin metnini epeyce bir milletvekili bozuk okudu. Adana’dan Erzurum’a kadar bozuk okumalar olmasına rağmen, düzeltme yaptırmadı Baykal... Bu bir hoşgörüydü... Ancak Baykal, AKP’li Efkan Ala’ya metni yenilettirdi. Ala’nın bozulduğu görüldü. Bu Baykal’ın Meclis Başkanlığı yolunda CHP kamuoyuna bir mesaj mıydı?
Gözlerinizi kapatıp biraz dikkatli dinlerseniz yemini hangi partili vekilin ettiğini anlayabilirsiniz: AKP,CHP, MHP ve HDP ‘stili’ yeminler!..
Yeminde yüksek sesli okuma MHP’yi, hızlı band kaydı HDP’yi, istekli ve kötü telaffuz CHP’yi, isteksiz ve kötü telaffuz AKP’yi işaret eder, denildi.
Yedi dilli HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, Türkçe bilmiyor ama vekillerin çoğundan daha düzgün okudu yemin metnini...
12 Eylül, milletvekili yemininden halkın ‘mutluluğu’ ifadesini çıkardı.12 Eylül’ü ve bugunleri daha iyi ne anlatabilir ki?
Değişen Türkiye tablosu: Baykal’ın, Meclis’teki Atatürk büstüne çelenk koyma ve saygı duruşunda, geçici divan üyeleri vardı; bunlar arasında da Abdullah Öcalan’ın yeğeni HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan da bulunuyordu. Meclis’te divanda da Baykal’ın yanında Dilek Öcalan’la birlikte... 28 Şubat mağduru Merve Kavakçı’nın kardeşi; yeğeni AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı’nın, o dönem ablasının giytiği başörtüsünü takması ilginçti.
GÜNÜN UYARISI
“5 ayda 260 bin adet otomobil satılmış. Bunun da yarısına yakını kiralama firmaları ve diğer şirketler tarafından alınmış. Lüks marka satışlarında önemli artışlar var. Bu bile büyüme ve vergi gelirini arttırıyor. Dolayısıyla büyüme göründüğünden daha zayıf. Böyle giderse kişi başına milli gelir 10 bin doların altına inecek.”
Davut ÇETİN
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı
İmamı azam ve bizim ulema (!)
SAYIN Cumhurbaşkanı, halkın ‘Kaçak Saray’ dediği Aksaray’da, din büyüklerimize bir iftar vermiş. Basında yer alan davetlilerin kimliğine baktığımızda, Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte, halen devlette görev ifa edenler ile AKP’de vekillik yapmış olanları anlamak mümkündür. Büyük bir ilde müftülük yaptığı dönemde şaibelere karışanı da yadırgayamayız, hatta çok da yakışır. Ne var ki, isimlerini telaffuz etmeyi doğru bulmadığım ve çok da saygı duyduğum bazı değerli ilahiyatçılarımızın bu davete katılması hiç uygun olmamıştır. Çünkü adı geçen Saray, bu yoksul milletin sınırlı imkânlarının (Hazinesinin) sorumsuzca kullanılmasının hazin bir örneğidir. Davete katılan hocalarımızın tümü de Sünni inancın en büyük mezhebi Hanefi ekolündendir. Mezhebin ve Hanefi fıkhının büyük kurucusu İmam’ı Azam ise kadılık görevine atanan öğrencisi Ebu Yusuf’a “Sultanların zulüm ifade eden icraatlarının sergilendiği sahnelerde yer alma” vasiyetinde bulunur. (Y.N. Öztürk, İmamı Azam Ebu Hanife, sayfa 216) Gani AŞIK
E. müftü ve CHP milletvekili
Karşıyaka ve Büyükçekmece belediyeleri Avrupa Konseyi’nden ödül kazandı
‘Belediyecilik gökdelen dikmek değildir...’
AVRUPA Konseyi’ne üye 47 ülkeden bu yıl sadece 12 belediyeye verilen ‘Avrupa Diploması’ ödülüne Türkiye’den iki belediye sahip oldu. İzmir Karşıyaka ve İstanbul Büyükçekmece belediyelerine ödülleri, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Fransa Strasbourg’daki merkez binasında düzenlenen törenle teslim edildi. Törene Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar katılırken, Büyükçekmece Belediyesi’ni Başkan Yardımcısı Coşkun Tanış temsil etti. Katıldığı uluslararası projeler, kardeş kentlerle kurduğu iyi ilişkiler ile sosyal, kültürel ve sportif çalışmaları neticesinde ‘Avrupa Diploması’na layık görülen Karşıyaka Belediyesi, Ege Bölgesi’nde bu ödüle sahip ilk ilçe belediyesi oldu. Törende sunum yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Avrupa Diploması’nı Karşıyaka’ya kazandırmaktan büyük onur duyduklarını belirtti.
Başkan Akpınar, “Belediyecilik sadece yüksek binalar dikmek ve daha kalabalık şehirler yaratmak değildir. O kentte yaşayanların yaşam kalitesini yükseltmek temel hedefimizdir. Son bir yılda Avrupa çapında çalışmalarımızı hızlandırdık. Ve yaptığımız çalışmalar neticesinde önce ‘12 Yıldız Şehri’ unvanını, şimdi de ‘Avrupa Diploması’nı aldık; Avrupa’yı Karşıyakalı yaptık. Bu durum gösteriyor ki başarımız tesadüf değildir” dedi. Hedeflerinin ‘Avrupa Ödülü’ olduğunu belirten Akpınar, “İnsana dokunan hizmetlerimizle, sadece Türkiye’nin değil, tüm Avrupa’nın dikkatini çekiyoruz” diye konuştu.
AVRUPA DİPLOMASI NEDİR?
Avrupa Konseyi, üyesi olan yerel ve bölgesel idareleri ödüllendirmek amacıyla 1955 yılından bu yana Avrupa Ödülü programı uyguluyor. Buna göre birinci aşamada ‘Avrupa Diploması’, ikinci aşamada ‘Avrupa Şeref Bayrağı’, üçüncü aşamada ‘Avrupa Şeref Plaketi’ ve son aşamada ‘Avrupa Ödülü’ veriliyor.
Tepkisizlik işbirlikçiliktir
KARADENİZ sahillerinden aklımdan kalan iki şey: Karadeniz halkının denizle bağlantısını kesen bir otoban ve otobanın arkasında mantar gibi biten yüzlerce kilometre uzunluğunda beton perdeler. Burası Rize... Tek umut yaylalarda ama oraya da adıyla alakası olmayan ‘Yeşil Yol’ geliyor. Yaylaların böyle olmasını istemiyorsanız... Tepkisizlik aslında işbirlikçiliktir...
Saffet Emre TONGUÇ
İDO’ya kızgınım
BEN Kıbrıs gazisiyim. İDO artık şehit ve gazi eşlerine Marmara hattında tam bilet uygulaması yapıyor. Bu milli his ve düşüncelere kapalı kuruluşları kınıyorum. Her geminin bir seferinde gemiye kaç tane şehit ve gazi eşi binecek ki? Bunun lütuf değil hak olduğunu ilgililer kendilerine söylemeli ve uygulamayı tekrar ve özür dileterek başlatmalılar. Unutmasınlar o gemiler kendilerine ait değil, milletin malıdır. Onlar sadece kiracıdırlar.
Zafer GÖNÜLTAŞ
MHP’ye değil de Bahçeli’ye tepkimdir
KILIÇDAROĞLU ne dedi ki sen celallendin, “Başbakan” ol dedi, hırsız, arsız, yetim hakkı yemekle suçladığın kötüden kurtulalım dedi, krize girdin. Kılıçdaroğlu sesini bile çıkarmadı, hoşgörünün erdemli duruşunu gösterdi. Seçime başbakan iddiasıyla girmiyor musun? ‘Başbakan ol’ deyince niçin ürktün. Birinin payandası olma özgörevin mi var?
Bahçeli, ruhen koalisyon ortağı idi, şimdi fiziken ve ruhen ortaklığa mı çalışıyor?
(CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Koalisyon yapalım, Bahçeli başbakan olsun” önerisini önce; “Küçük hesaplar peşinde koşmuyoruz” diyerek reddeden Bahçeli ardından Kılıçdaroğlu’nu koltuk tedarikçisi olarak suçladı.)
AKP ile MHP’nin koalisyon kurabileceğini zannetmiyorum. Cumhurbaşkanı eğer AKP-MHP koalisyonuna izin verirse, bilin ki MHP’yi bitirip 2 yıl dolunca erken seçim diyecektir. MHP, bir önceki seçimde Erzurum’da AKP’ye Öcalan’ı asması için ip atmıştı kürsüden, o ipi kendi boynuna geçirmek üzere... Bence Recep Tayyip Erdoğan, CHP ile koalisyon kuramadığı noktada “CHP-MHP ortaklığıyla” 2 partiyi ateşe atacak ve 2 yıllık yıpratma payıyla erken seçimden biraz geç seçime gitmenin kurgusunu planlayacak. Abdullah Gül seçeneği bitti. Bitiren de Ahmet Sever’in kitabı... Kitap tam bir Aziz Nesin’e Nobel aldıracak içerikte malzemelerle dolu. Erdoğan’ın noteri gibi çalışan Gül kitapta adeta Tayyip karşıtı savaşçı gibi gösterilmiş ve gül açmadan soldurulmuş. İnanın Gül’ün haberi bile yoktur bu kurgudan. Kısacası olasılıklar çok da, gerçek şu: Koalisyon 2 yılda korelasyona ve kaosa gider...
Kılıçdaroğlu’nu ‘Koltuk tedarikçisi’ diye suçlarken, geriye dönüp bakmak gerekir: İyi de basına yansıyan olası ‘AKP-MHP koalisyonundaki’ bu sekiz koltuk ne? Bu 8 bakanlık koltuğunu bıraksın; unuttu mu Bahçeli DSP koalisyonunu bozarak erken seçim kararıyla Recep Tayyip Erdoğan’a sunduğun başbakanlık koltuğunu ve de baraj altına düşerek koltuksuz kaldığını. Kılıçdaroğlu’nu sorgulayacağına bu duruşunu sorgulamalı.
Şevket ÇORBACIOĞLU
Paylaş