Cumhuriyet sayesinde turizmde ilk 10’dayız

Türkiye’nin 2022 yılında dünya turizminin ilk 10’u arasında olması Cumhuriyet sayesindedir. Türkiye buraya 20 yılda değil, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana geçen yüzyılın birikimiyle geldi.

Haberin Devamı

Cumhuriyet’in 1. yüzyılının sonunda bugün Türkiye, çok az ülkeye nasip olabilecek tarihi ve kültürel mirasa sahip bir ülke olmanın yanı sıra, turizmde, daha doğru tanımla, seyahat endüstrisinde önemli bir avantaja daha sahiptir. O da Cumhuriyet’in ürünü olan insan kaynağıdır. Türkiye, Cumhuriyet sayesinde bugün dünya turizminde bir aktördür.

Türkiye, dar anlamda turizmde, geniş ve doğru tanımıyla seyahat endüstrisinde; Almanya kadar organizasyon ve İngiltere kadar finansman olanağı olmamasına, ulaşılabilirlikte Fransa kadar avantajlı, uluslararası pazara çıkışta İspanya kadar köklü olmamasına rağmen bugün eğer dünya turizminin ilk 10’u arasında yer alıyorsa, bunu sağlayan Cumhuriyet’in ürünü insan kaynaklarıdır.

Türkiye’nin, Sovyetler Birliği dağıldığında, bu sektörün uluslararası alanda finansal bakımdan en güçlü, şirket yapıları en organize ülkelerin dahi çok istedikleri halde giremedikleri bugünün Rusya’sına girip bugün o pazarda belirleyici konumda olmasını sağlayan da o insan kaynağıdır.

Haberin Devamı

O insan kaynağı, yurttaşlarının karnını doyurmak için gittiği Almanya’dan, memleket hasreti gidermek isteyenlere sağlanan olanakları, bir dönem Almanya’yı da aşarak Avrupa seyahat endüstrisinin aktörü haline getirip bu alanda bir ‘case study’ olarak incelenmesi gereken Türk tur operatörlüğünü yarattı.

Bunu da yaratan Cumhuriyet’in insan kaynağıdır. Günümüzde dünya turizminin merkezi olan Akdeniz’de, Türkiye’nin rakiplerine göre tekrar gelen (repeat) ziyaretçi oranının yüksek olması, gelenlerin memnun kalmalarının ifadesidir. Özet mi: ‘Mutlu çalışan, mutlu müşteri.’

GÜNÜN SÖZÜ

“Giyecek hiçbir şeyiniz yok mu azizim? İnsanlığı deneyin bir de: Göreceksiniz, çok yakışacak.”       Lâ Edrî

Pembe Köşk sohbetine devam
ATATÜRK VE LATİFE HANIM

ATATÜRK’ün arkadaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü hatıralarını yazmayı hiç düşünmemiş. Bugün İnönü Ailesi’nin yaşamı hakkında bilgi alınabilen kişi, kızı Özden Toker, onu da bize CHP’den iki dönem milletvekili seçilen Gülsün Bilgehan ‘Mevhibe - Çankaya’nın Hanımefendisi’ kitabında anlatıyor. Bilgi Yayınları’ndan çıkan kitabı ‘akıllı, cesur ve duygulu’ olarak nitelediği annesi Özden Toker’e adamış. Titiz bir çalışma olduğunu vurgulamak isterim.

Haberin Devamı

İnönü’nün kızı Özden Toker, gazetecilerin soruları üzerine 1925 yılında bağevi olan Pembe Köşk’ü ziyaretinde Atatürk’le olan anılarını da nakletti bizlere. Giriş katındaki yemek salonu en dikkat çeken yerdi, yaşı küçük de olsa Atatürk ile masada çok oturmuşluğu olmuş, çoğunun isimlerini de hatırlıyor. Onun arkadaşı, o zaman Atatürk’ün manevi kızı Ülkü imiş. Ülke sorunlarının görüşüldüğü yemeklerde ne konuşulduğunu dün gibi hatırlıyor. Atatürk herkesi dinler, kimseyi azarlamaz imiş, kendisinin dikkatlice dinlenmesini de istermiş.

İnönü, Lozan görüşmelerine gittiğinde 39 yaşında imiş, evlendiği Mevhibe Hanım da 22 yaşındaymış.

Özden Hanım’a, Atatürk’ün eşi Latife Hanım’la neden bozuştuğunu, kendisini tanıyıp tanımadığını sorduk. Boşanma olayı üzerinde şunları anlattı:

Haberin Devamı

“Latife Hanım, Fransa’da okumuş, iki, üç dil bilen aydın bir Türk kadını idi. Özgüveni çok yüksekti. Atatürk’ün de benzeri özellikleri ve lider vasfı vardı. Evliliklerde bazen iki taraftan birinin ödün vermesi, alttan alması gerekir ki o beraberlik sürsün. Atatürk’ü bir kahraman gibi görmedi. Her iki taraf da ödünsüz ve güçlü karakter olunca yürümedi evlilikleri. İki idealin bir arada yaşaması zordur. İki taraf da ödünsüz ve güçlü karakter sahibi olunca olmuyor işte. Ben boşanma sonrası Latife Hanım’ı, Ayaspaşa’da babasının tahsis ettiği bir konakta gördüm. Daha sonraları da babamın bize “Latife bize Atatürk’ün emanetidir” dediğini hatırlarım. (Latife Hanım, daha sonra Harbiye’de geniş bir kata çıktı, dairesinin karşısında askeriye bahçesinde Atatürk’ün bir heykeli vardı. Evinin duvarlarında Atatürk’ün çok sayıda fotoğrafı ve tablosu bulunuyordu.) Hep birbirlerine karşı saygılı oldular. Atatürk’ün her zaman kendisini gözettiğini duyardık.”

Haberin Devamı

Cumhuriyet sayesinde turizmde ilk 10’dayız

DEMEÇ VE YAZILAR

İnönü Vakfı’nın sorumlusu, Özden Toker’in özel kalem müdürü Gönül Balcı, bize İnönü çalışma odasında,

1935 basımı, 3330 maddelik uluslararası İngilizce ansiklopediyi gösterdi. İnönü’nün kütüphanesinde hepsi ciltli olan kitapları görünce insan özeniyor. İsmet İnönü’nün 1927’den 1964’e kadar Meclis’teki konuşmalarının ve gazetelerde yer alan demeç ve yazılarının İlhan Turan tarafından toplandığını ve köşkte muhafaza edildiğini öğrendik.

Gönül Hanım, İnönü’nün Fransızca ve İngilizce bildiğini, 60 yaşından sonra da İngilizce öğrendiğini anlatıyor. Bu arada, Özden Toker’in merhum eşi Metin Toker’in ünlü Akis Dergisi’nin ciltleri ile kitaplarının Ankara İletişim Fakültesi’nde adına tahsis edilen bir odada sergilendiğini öğreniyoruz.

Haberin Devamı

‘BEN ATATÜRK DEĞİLİM’

İSMET İnönü, 800 yıllık bir imparatorluğun çöküşüne tanıklık etmiş ve onun yerine ulusal egemenliğe dayanan çağdaş ve laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasından güçlü ve saygın bir devlet olarak 50 yaşına ulaşmasına değin her aşamasında katkıda bulunmuş ya da yön vermiş bir kişilik. Ulusun kara yazgısını yenen komutan diye bilinen ününe “Lozan Kahramanı” ve bir ara da “Milli Şef” sanı eklenmiş ve Atatürk’ten sonraki ‘İkinci Adam’ olarak anılmıştır. Oysa kendisi “Ben Atatürk değilim, Atatürk’ten beklediklerinizi benden bekleyemezsiniz” demişti.

BİLİYOR MUSUNUZ?
DSP: Seçimler 4 yılda bir yapılsın

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, “Cumhuriyet vazgeçilmezimizdir” dediği basın toplantısında bir öneri sunarak “Seçimlerin 5 yılda bir yerine 4 yılda bir yapılması hususunda da bir maddenin Anayasa Değişikliği Kanun Teklifi’nde yer alması uygun olacaktır. Madem ki Meclis’e bir anayasa değişikliği çalışması getiriliyor, gelin henüz zaman varken parlamentonun denge denetleme yetkisini yeniden oluşturacak kuvvetler ayrılığı prensibini hayata geçirecek değişiklikleri de kapsayacak içeriği Meclis’in iradesine sunalım” dediğini...

Yazarın Tüm Yazıları