BUGÜNLERDE yaşadığım duyguları, ki yaşım 50, bugüne dek hiç yaşamamıştım.
Aklım bir türlü ermiyor. Nasıl olur da Atatürk’ün cumhuriyeti bu durumlara düşer?
Cumhuriyet devrimlerini nasıl olur da anlamazlıktan geliriz, kıymetini bilmeyiz. Nasıl olur?
Türkiye Cumhuriyeti bugün İslam ülkeleri arasında parlayan bir yıldız ise bunu neye borçluyuz?
Kör müyüz, sağır mı?
Eğer 80 sene zarfında bu kadar yol alabildiysek (ki muhakkak eksiklerimiz vardır), bu ülkeyi sıfırdan yarattıysak, bunu başımızdaki fes ve çarşafa mı borçluyuz? Nasıl olur da devletin başındakiler bir taraftan laikliğe bağlı olduklarını iddia eder ve öte yandan gözümüzün içine baka baka bu milletin başına çorap örercesine, türban geçirmeye kalkarlar?
Nasıl olur da milletimiz bunu kavramıyor. Ya da anlıyor ama çaresizlik içinde seyrediyor.
Geçenlerde ailemin foto albümünü açtım. Babam 1911, annem 1925 doğumlu. İlk fotoğraf 1928 yılından babamın, amcasıyla tokalaşırken çekilmiş. İkisinin üzerinde takım elbise var.
Annemin ilk fotoğrafı 14 yaşında çekilmiş. Saçları açık. Hiçbir zaman da kapatmadı.
Babaannemin fotoğrafı 1932’den, başörtüsü var ama önden iki, üç parmak saç göstermiş.
1950’lerde çekilmiş ablamın ortaokulu veliler toplantısı ve kimsenin başında hiçbir başörtüsü yok.
İşte benim cumhuriyetim bu!
Şimdi kalkmışlar erkek erkeğe karar vermişler türban takılacak diye.... Kaç kadına danıştılar da yapıyorlar bunu. Bu kararlar ’harem selamlık’ toplantılarda alınıyor ve bundan sonra bizlere ’özgürlük’ diye yutturulmaya çalışılıyor.
Gazeteniz bir jest yapsın isterdim: Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni 1. sayfadan tam sayfa olarak yayınlasın. Belki bazılarının aklı başına gelir.
Bu arada MHP’nin tutumunu hiç anlayamıyorum. Aldıkları oylar türban için verilmedi ki onlara. Türbanı seçen zaten AKP’ye verirdi oyunu... Yazıklar olsun!
DÜNKÜ ’Ya herrü, ya merrü’ başlıklı Boston’dan doktora öğrencisi Hande Özdinler’in ’Cumhuriyet Bilim Teknoloji’ Dergisi’nde yer alan ve bizim de özetle verdiğimiz yazısına yaptığı bir teknik hata yüzünden tepkiler geldi. ABD’nin Bethlehem kentindeki Lehigh Üniversitesi’nden Tolga Seyhan’ın mesajı, tepkilerin bir özeti sanki... Önce Özdinler’in yazısının girişindeki bilgilerin yanlış olduğunu belirterek şöyle diyor:
"Adı geçen First Christian Scientist Church’un bilimle ya da bilim adamıyla herhangi bir ilişkisi yoktur. Bu Hıristiyan mezhebinin adı ’Christian Science’tir. Örneğin, tıbbi müdahale yerine dua gücüyle insan iyileştirme gibi şeylere inanmakta ve savunmaktadırlar. Christian Scientist, bu mezhebin mensubuna verilen addır. Bu nedenle First Christian Scientist Church ise ’İlk Hristiyan Bilim Adamı Kilisesi değildir’ elbette. Bölgedeki ilk Christian Science cemaati oldukları için o adı almışlardır. Bilgilerinize sunarım."
Tolga’ya teşekkür ederken... Hande bu konuda çalışmalar yaptığına göre Kuran’ı Kerim’de inen ilk ayetin "Oku, yaradanın (Allah) emri ile oku" dediğini bilmeli ve çalışmalarında buna göre daha titizlik göstermelidir.
Aleviler de başlarına kırmızı şerit takarsa
TÜRBAN konusunda inanılmaz tedirginim. Alevi bir genç olarak, sözde özgürlük ve demokrasi havarisi siyasetçilere şunu sormak istiyorum: Toplumda bazı çevrelerde ’Kızılbaş’ olarak tanımlanan bizler, başlarımıza kırmızı bir bant ya da buna benzer bir şey takarak üniversiteye girmek istersek nasıl bir bakış açısı taşıyacaklardır bize karşı... Başımızdaki iktidar anlayışı, demokrasiyi içine sindiremiyor. Bizler inançlarımızı siyasete alet etmeyiz. Ben ve benim gibi Alevi olan vatandaşlar, inançlarını siyasete alet etmezler; buna izin vermezler. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli temel taşıdır Aleviler. Bizi asla bölüp kendi çıkarlarına kullandıramazlar. Bu böyle biline.Arzu A.
Statlar da ’laikliği’ hatırlasın
"BEN sporcunun zeki ve ahlaklısını severim" sözlerinin hemen hemen her statta bulunan ve bunu sahiplenen TTF Başkanı ile Kurtuluş Savaşı’nda yaptıklarıyla ve Atatürk’ün kulüplerine olan ilgisiyle övünen güzide 3 kulübümüzün Başkanlarına...Şimdi hemen cumhuriyetimize, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkma zamanıdır. Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları olarak bu hafta sonu oynanacak olan kupa maçlarında, spor müsabakalarında, özellikle FB-GS kupa maçında yöneticiler ve sporcular ellerinde ’Türkiye laiktir, laik kalacak’ gibi cumhuriyeti destekleyen pankartlarla sahaya çıkma ve tribünlerden cumhuriyeti destekleme zamanıdır. Her şey bir yana Atatürk’ün emaneti cumhuriyeti, ilke ve devrimleri bir yana. Torunlarımızın bizlerle övünecek bir cumhuriyeti olmalı. Hemen şimdi yarın geç olabilir.
Niyazi AHMETOĞLU
AFYON’da Ömer Termal Tatil Koyu adlı bir tesis var. İnsan orada kendini başka bir ülkeye gelmiş gibi hissediyor, kendi ülkesinde azınlık gibi. Tesiste havuzun girişinde daha önce Atatürk’ün bir sözü yazılıymış mermerin üzerine. Onu sökmüşler, geriye izi kalmış. Bu nefret neden? Artık sözlerini görmeye bile katlanamıyorlar. Pınar YALÇIN
İSTANBUL Belediyesi’nde ve İstanbul Ulaşım, İGDAŞ gibi bağlı şirketlerinde başı açık kadın kalmadı. "Üniversitelerde türban olacak ama kamuda olmayacak" diyorlar. Yalan söylüyorlar. Mevcut durumda belediyelerde hanımların hemen hemen tamamı türbanlı. Belediyeler ’kamu’ sayılmıyor mu?Tuncay KARAKOÇ
Biliyor musunuz
ÜNİVERSİTELERARASI Kurul’un önceki günkü kapalı toplantısında İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın ve Fatih Üniversitesi’nden Prof. Ömer Şarlak’ın (Eski İnönü Rektörü) YÖK Başkanı Yusuf Z. Özcan’a ağır eleştiriler yönelttiklerini ancak bunlara başkanın hiç cevap veremediğini; bu arada bazı üyelerin sabahtan Ankara’ya geldikleri THY’nin rötarlarından yakındıklarını...