Coniler evlerine dönerken...

ABD ve koalisyon güçlerine rağmen, silahlı Taliban güçlerinin Afganistan’da kontrol ettiği alanı daha da arttırdığı ise ayrı bir olgu...

(Bunlar yetmezmiş gibi, IŞİD güçlerinin başkent Kabil’i tehdit ediyor olması da ayrı bir sıkıntı kaynağı.) Aynı mülakatta, ülkeyi eylül ayına kadar terk etmezlerse, yabancı askerlerin Taliban’ın hedefi olacağı belirtildi.

Kabil Havalimanı’nda koruma amaçlı konuşlanması düşünülen Türk askerinin de, Taliban’ın saldırı tehditi altında olacağı konuşuldu. O zaman soru şu:

Afganistan’dan dönüş hazırlığı yapan Amerikan conilerinin ve koalisyon askerlerinin canı canken; 40 yıldır kanlı çatışmaların içinde debelenen Kabil gibi kaotik bir coğrafyaya gönderilmesi planlanan Mehmetçiği düşünmemiz gerekmiyor mu?

Amerika’nın gözüne girip NATO üyeliğini sağlama almak kaygısıyla, Kore’ye hem de Meclis kararı olmadan asker yollayan Menderes’in izinden gidilecekse eğer, Türk askerinin, Kabil Havalimanı’nı korumaya gönderilmesi şaşırtmaz herhalde!

TARIM VE SİLİKON VADİSİ (2)

“MİNE Ataman neler yapıyor” demiştik, geçen cuma günkü yazıda. İklim değişikliğine bağlı olarak hangi olumsuz sonuçlarla karşılaşacağımızı anlatıyor. Bugün de, ‘Silikon Vadisi’nde neler yapıldığını gündeme taşıyor.

Su kaynaklarının etkin kullanımı, iklime dayanıklı tohumlar, zararlılara karşı mücadele konusunda IBM gibi dünyanın sayılı teknoloji şirketleri ve Silikon Vadisi çalışıyor.

Örneğin Çin şu anda Ningxia bölgesinde güneş panelleri altında tarım yapıyor.

Tohumculukta CRISPR yöntemi, buğday genomu, hiper kameralar, toprak sensörlerinin her biri tarım teknolojilerinin bir parçası.

Amerika, Çin, Kanada ve Hindistan tarımda verimliliğini teknolojiyle artırıp iklim değişikliğinin etkilerinden tarım endüstrisini korumaya çalışıyor. Mine Ataman “Milli tarım teknolojileri seferberliği yapmalıyız” diyen bir tarım sevdalısı. Türkiye özellikle yenilenebilir enerji kaynakları üretiminde dünyada oldukça önemli bir noktada. Tarım teknolojileri geliştiren özel ARGE merkezleri açılmalı, girişimcilere destekler verilmeli, Anadolu’da teknoloji odaklı bir tarım üssü oluşturulmalı.

“Farklı bilim dallarıyla entegre multidisipliner bir tarım teknoloji altyapısıyla gelecekte Türkiye dünyanın tarım üssü olabilir” diyen Ataman, tohum takaslarla kaybettiğimiz zamanı tarım teknolojileri seferberliği ile kapatabiliriz, diye ekliyor. Tarım romantik söylemlerle değil rasyonel insan iradesiyle yönetilmeli. Mustafa Kemal Atatürk İzmir İktisat Kongresi’nde “Biliyorum ki tarım teknolojisiz olmaz” diyerek tarımda da bilimi işaret etmişti nitekim. Cumhuriyetin 2. yüzyılına hazırlıklı olmak için tarım 5.0 çalışmalıyız.

Yoksa 100 yıl önce yaşadıklarımız tekerrür eder.

5.5 MİLYON MEMUR VE EMEKLİNİN GÖZÜ TOPLU SÖZLEŞMELERDE

YAKLAŞIK 5.5 milyon memur ile memur emeklisini ilgilendiren toplusözleşme görüşmeleri 2 Ağustos’ta başlayacak. Toplusözleşme ile milyonlarca kamu çalışanı, sözleşmeli personel ve emeklinin maaşına 2022 ve 2023 yıllarında yapılacak zam oranı belli olacak. 4688 sayılı yasaya göre en çok üyeye sahip Memur-Sen, toplusözleşme masasına yetkili konfederasyon olarak oturacak. Türkiye Kamu-Sen ile KESK de görüşmelere katılacak. Lakin sözleşmeyi imzalama yetkisine sahip Memur-Sen, zam konusunda son sözü söyleyecek.

4688 sayılı yasa uyarınca Kamu İşveren Heyeti ile memur sendikaları arasında sürdürülecek görüşmelerin, Kamu Görevlileri Hakem Heyeti süreci de dahil olmak üzere ağustos sonunda sonuçlanması gerekiyor. Eğer sendikalar ile Kamu İşveren Heyeti arasında uzlaşma sağlanamazsa, sözleşme, Kamu Görevlileri Hakem Heyeti tarafından bağıtlanacak. 2001 yılında hayata geçirilen, kamu çalışanlarına toplusözleşme ve sendikalaşma hakkı tanıyan 4688 sayılı yasa önemli bir kazanım olsa da grev hakkından yoksun olduğu için bir ayağı havada kalıyor. Yasanın çıkmasında dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in emeği yadsınamaz.

Zam yağmuru altında ezilen milyonlarca memur ve emekli şimdiden ağustosta başlayacak toplusözleşmenin sonucunu merakla bekliyor. Yüksek zam artık bir rüya mıdır?

Şükrü KARAMAN

LÖSEMİLİ ÇOCUKLARA KURBAN İLE CAN VERMEK

ÇOCUK/yetişkin lösemi ve kanser hastalarımızın sayısı 47.522.

Bağışçı ve gönüllülerimizin sayısı 5.883.584. LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı, pediatrik, hematolog-onkolog Dr. Üstün Ezer diyor ki: “Vekâleten kurban kesiyoruz. Her kurban lösemili çocuklara can. Kurbanınızı kesiyor, etini 12 ay dağıtıyoruz. Niyet bağışlarınız ile hayat kurtarıyoruz. Lösemili ve kanserli çocuklarımız ile bütün yetişkin kanser hastalarımıza Lösente Hastanemizde ücretsiz tanı ve tedavi hizmeti sunuyor, maddi ve sosyal yardımlarımız ile yanlarında oluyoruz.”

DİKİLİ SALİHLERALTI YOLU NE BEKLİYOR?

İZMİR Dikili’den Salihleraltı yönüne 240 yerleşke arasından geçen 14 kilometrelik Turizm Sahil Yolu’nun yaya yolu 6 yıldır yapılmadı. Salihleraltı Uçar Çarşı 4 yol kavşağında trafik ışıkları ve uyarı işaretleri ile geçiş çizgileri de aynı süredir yapılmadı. Zamanın bakanı Binali Yıldırım’ın zamanın Karayolları Genel Müdürü Mehmet Cihan Burhan’a talimat vermesine, Cimer’den ve ilgililerden aldığımız olumlu yanıtlara rağmen sonuca ulaşmadı. Hüsnü AYDOĞDU

MESAJ PANOSU

SURİYELİLER meselesinde ‘sosyal demokratlar’a laflar ediliyor. Kim bu sosyal demokratlar? Ümit KIVANÇ

TÜRKİYE’de 15 şehrin yüzde 62’si maden için ruhsatlanmış. Örsan ÖYMEN

BİLİYOR MUSUNUZ?
ERZURUM KONGRESİ

İKKB Nazan Moroğlu’nun, Türk Ulusu’nu, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik savaşına çağıran 22 Haziran 1919 tarihli ‘Amasya Genelgesi’nin ardından, 23 Temmuz 1919 tarihli ‘Erzurum Kongresi’ kararlarında da “Milli iradeyi hâkim kılmak esastır, milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz” fikrinin vurgulandığını hatırlattığını...

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’nın ‘Çevre kirliliği’ ve ‘Hijyen uyarısı’ konusunda ‘Kurban hizmetleri tebliğine uyulmasını’ ve hayvansal atıkların gelişigüzel atılmamasını istediğini...