Yalçın Bayer: Clinton'a açık mektup

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Sayın Clinton... Meclis'teki konuşmanız hoşuma gitmedi diyemem. Evet, ülkemizin kurucusu Atatürk büyük bir deha idi ki, II. Dünya Savaşı'nın çıkacağını ve dünkü SSCB'nin parçalanacağını yıllar önce görmüştü. Sovyetler'in dağılmasından sonra Avrupa'daki malum ülke ve ülkeler, Türkiye'yi güçsüz bırakmak istediler. Ancak siz onlar gibi meselelere ‘at gözlüğü’ ile bakmadınız.

Türkiye; Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Avrupa arasında bir köprü olduğu gibi Orta Asya enerjisinin de bir geçiş güzergáhıdır. İşte dünkü Avrupa bunları yeni yeni görmeye başladı. Ümit ediyorum çeşitli teröristlere bundan sonra kucak açmazlar.

Bildiğimiz Avrupa ülkeleri ile ülkeniz, sık sık insan haklarından ve işkenceden bahseder. Ben de bir insan olarak kendi hakkımı korumak isterim ki, diğer insanların da insan ve yaşama hakkına saygı gösteririm. Evet bunlar gibi bazı eksikliklerimiz var. Soruyorum; ülkenizde insan hakları ihlalleri ve idamlar yok mu?

AB'nin başını çeken Almanya'ya dönelim... Türkiye'ye komşu olan terörist ülkelerden ne farkı var? Bader-Meinhof'larını nasıl yok ettiler? Söylediklerini kimlere yutturabilirler? Dünü ne çabuk unuttular da, Türkiye'ye 'ev ödevi' verme cesaretini gösterebiliyorlar.

Müslüman bir ülkeyiz. Her görüşe ve inanca saygım vardır. Ama çağdışı görüşlere asla... İpekçi, Aksoy, Mumcu, Anter, Emeç, Dursun, Üçok ve Kışlalı'nın katilleri ise bu çağdışı kafalar ve çeteler değil midir? İşte bu kafalar şimdi de inanç özgürlüğü altında laik ülkemizi, çağın dışına sürüklemek istiyorlar. Laik rejim ise, dünyanın her tarafından kendisini koruma hakkına sahiptir. Gerçek inanç sahiplerine camiler, kiliseler ve sinagogların kapıları her zaman açık ve açık kalacaktır.

Sayın Clinton; ülkemizde ortak lisan Türkçe'dir. Ama isteyen evinde ve sokaklarda istediği lisan ile konuşma özgürlüğüne sahiptir. Arapça Araplar'ın ortak lisanıdır ama Türkler'in değildir.

Cafer USTA-ALMANYA

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘AGİT zirvesinde, komünizm çöktükten sonra kapalı kartlar ile oluşturulan Yeni Dünya Düzeni (YDD), coğrafyaların yeniden çizilmesi açıkça ortaya çıkacak. Keşke bu zirvede Atatürk olsaydı. Türkiye uluslararası hesaplarda dimdik ayakta kalsaydı.’’

(Nazmi KAVASOĞLU-BERLİN)

Kalan; 56

İSTANBUL milletvekilleri, deprem toplantısına katılamama gerekçelerini açıklamaya devam ediyorlar. 69 milletvekilinden toplantıya katılan 8 üye dışında ‘mazeret’ bildirenler 5'e yükseldi. Bu tartışmalar sırasında milletvekilleri, 15 gün içinde daha hazırlıklı bir deprem toplantısının yapılmasını öneriyor. İşte yeni açıklamalar:

- HAYRİ Kozakçıoğlu (DYP): İstanbul'un eski valisi ve milletvekiliyim. İstanbul'un sorunlarından uzak kalamam. Böyle bir toplantının bir hafta önceden bildirilmesi, önümüze bir çalışma programı konulması gerekiyordu. Bizim bu konularda ne kadar hassas olduğumuz bilinmektedir. 1993-95 yıllarında 7.5 şiddetindeki bir depreme karşı bir senaryo hazırlamıştık. Çalışmalar, zamanın Bayındırlık Müdürü İ.Hakkı Celayir tarafından yürütülmüştü. Bunların içinde her türlü tedbir düşünülmüştü; hatta kurtarma ekiplerinin elbise ve üniformaları bile belirlenmişti. İTÜ de bu senaryoya katılmıştı. Bu çalışmalar istenirse arşivlerden bulunabilir. Kobe depreminden sonra Prof. A. Mete Işıkara ile görüşerek bazı deprem uzmanlarını Japonya ve ABD'ye gönderdiğimi hatırlıyorum. Bunlar hep dosyalarda vardır. Lütfen bu işi daha ciddi yapalım, 15 gün sonra yeniden toplanalım. Benim önerim budur.

- AYDIN Ayaydın (ANAP): Toplantı bana cuma günü haber verildi. Ancak İstanbul dışında bir başka görevim nedeniyle katılamadım. İstanbul'un sorunlarına ne kadar duyarlı olduğumu herkes bilir. Deprem önlemlerinin daha geniş bir toplantıda gündeme getirilmesini diliyorum.

Onları saygıyla(!) anıyoruz

TARİH, 2.5.1985... ANAP tek başına iktidar... TBMM İmar Yasası görüşülüyor. Kazım Oksay Devlet Bakanı; İbrahim Özdemir Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı... Mehmet Üner (HP-Kayseri) ve arkadaşları bir önerge veriyorlar: ‘‘Yapı ruhsatı almak için dilekçeye zemin etüdü projesi (Arazinin depreme uygun olduğuna ilişkin bilimsel rapor) eklenmesi zorunludur.’’

Oktay ve Özdemir önergeye katılmayınca Üner söz alıyor:

‘‘Düzenli, dengeli ve sağlıklı yerleşimin başkoşulu yer seçiminin uygun yapılmasına bağlıdır. Yasa tasarısında jeolojik özelliklerin göz önüne alınmadığı görülmektedir. Oysa ülkemiz doğal afetler açısından böylesine bir ihmalin sonuçlarına katlanır gibi olmadığını yaşayarak öğrenen ve bunu en iyi bilen ülkelerden biridir. Ülkemiz doğal afetler ve jeolojik nedenlerden kaynaklanan ve yarattığı sonuçlar açısından da doğal afetlerin en acımasızı olan depremlerin yoğun olarak yaşandığı ülkelerden biridir. (...) Depremin ülkemizde yol açtığı zararlar Japonya'ya oranla 30 kat daha fazladır. Bu bize çevre planlamasında jeolojik bilgilerden yararlandığımız taktirde zararımızın 30 kat azaltılabileceğini gösteren somut bir örnektir... Bu durumu yaratan en önemli neden jeolojik incelemeler sonucu sakıncalı görülen yerlerin yerleşime açılmasıyla jeolojik inceleme yapılmaksızın iskana -yerleşime- izin verilmesi olgularıdır.

Başkan: Toparlayınız lütfen.

Mehmet Üner (devamla): İl ve ilçe imar işleri kurulunda jeoloji mühendisliği disiplininin temsil edilmesi yanında, belediyelerde jeoloji mühendislerinin istihdamına geçilmesi sağlanmalıdır. Bu hizmetlerin İmar Yasası kapsamına alınması önemlidir.

Başkan: Sayın Üner lütfen tamamlayınız. Zamanınız 3 dakika geçiyor. Müsamahamızı kötüye kullanmayın.

Mehmet Üner (devamla): Teşekkür ederim.

Başkan: Önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.’’

Bu zabıtları gönderen okur M. Çoşkun Ülgen bir de not düşmüş; ‘‘Her doğal felaket sonucunda asıl felaketlerin nerede olduklarından haberimiz olsun’’ diye... 14 yıl önce bu uyarıya kulak asmayan Oksay'ın, Özdemir'in ve tüm ANAP'lıların kulakları çınlasın!

ÖZDEN İnönü TOKER'e... Tarihi Pembe Köşk (Ankara) bizler için fazlasıyla bir bilgi kaynağı ve anma vesilesidir. Bir tarih hazinesidir. Güzel cumhuriyeti düşünmek için fevkalade müsait ve sakin bir mekándır. Bilhassa siyasilerimize ve aydınlarımıza tavsiye ederim.

Abdullah BAYUR-İSTANBUL

YENİMAHALLE Belediye Başkanı Tuncay Alemdaroğlu: Olanaklarımız ölçüsünde sadece semtler arasında değil, siyasi görüşleri farklı olan hemşerilerimiz arasında bile bir ayırım gözetmeksizin hizmetlerimiz sürüyor. Yenimahalleliler'in sorunlarını belediyemize daha rahat ulaştırabilmeleri için ‘Alo Belediye’ hattı kurulmuştur. Çöp bidonları yoktur; çünkü poşet uygulamasına geçilmiştir. Bilindiği gibi ana yolların asfaltlanma sorumluluğu Büyükşehir Belediyesi'nin yetkisindedir. Bizim sorumluluğumuzda olan yerlere ise olanaklarımız ve Büyükşehir'in bize verdiği asfalt ölçüsünde hizmet götürmeye çalışıyoruz.



Yazarın Tüm Yazıları