Cindoruk: Milli Anayasa Kurultayı’nı topluyoruz

HÜSAMETTİN Cindoruk’la dün Halaskargazi Caddesi’nde karşılaştık. Basın Konseyi’nin aylık toplantısından çıkmıştı.

Haberin Devamı

“23 Nisan Salı günü 14.00’te Ankara Yenimahalle’de, Nâzım Hikmet Spor Salonu’nda Milli Anayasa Kurultayımız var, bekleriz” dedi. 1960’da Yassıada’da Menderes’in ve bazı DP’li milletvekillerinin avukatlarından olan Cindoruk, 80 yaşında, 1.5 yıldan beri 200’e yakın il, ilçe ve hatta köylerde ‘bölünme Anayasası’na karşı’ tepkilerini halka anlattıklarını söyledi. 


- Çalışmalarınızda kimler var?
Yekta Güngör Özden, Mümtaz Soysal, ben, Kemal Alemdaroğlu
, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, Ali Topuz var... Kalabalık bir grup, profesörler, her partiden, bazı STK’lardan insanlar var.  Geliyorlar, dinliyorlar görüş belirtiyorlar, kimse ülkesinin parçalanmasını istemiyor.
- Kurultayda ne olacak?
Anayasa’nın değişmez maddelerini, demokratik Cumhuriyet rejimi, parlamenter rejimi, 23 Nisan 1920 Meclisi’ni savunuyoruz... Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda, 23 Nisan’da kim varsa, onu savunuyoruz. Türk milliyetçiliğini de savunuyoruz. Ama bunu etnik bir ayrımcılık olarak savunmuyoruz. Zaten bu Atatürk’ün tarifidir. Ne demişti; Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlara Türk milleti denir.
- Atatürk ve Türklük...
Atatürk’ün ve Türklüğün, Anayasa’dan çıkarılmasına karşı bir direnç var, kurultaydan bu konuda kararlar çıkaracağız. Herkes konuşacak kurultayda.
- Başkanlık sistemi!...
Biz başkanlık sistemine karşıyız... 
- Akiller...
Biz onlarla uğraşmıyoruz, bunu güncel bir mesele olarak görmüyoruz. O Akiller dediğiniz gelip geçici bir şey.
- Kurultay bildirisi olacak tabii...
Tabii ki... Bu bildiriyi kamuoyuna açıklayacağız,  partilere, Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a göndereceğiz...

Haberin Devamı

Ekmekte gözden kaçan en büyük tehlike nedir

EKMEK içerisine maya yerine kabarmayı sağlamak üzere ekmek katkı malzemesi adı altında kimyasal özelliği belli olmayan beyaz renkli bir kimyasal kullanılmaktadır.
Bu kimyasal madde sayesinde mayalama şartları sağlanmadan ufak bir hamur parçası, gösterişli bir görünüme sahip içi kof bir ekmek olmaktadır.
Bu tür kimyasal katkı malzemesinin hangi ölçekte kullanıldığı da ayrıca bir soru işaretidir.
Maya yerine katkı malzemesi kullanılarak yapılan ekmeklerde lezzet olmadığı gibi yoğun bir kimyasal koku da hissedilmektedir.
Gelecek neslimizi ve sağlığımızı tehdit eden bu katkı malzemesinin kanserojen özelliği olup olmadığının araştırılarak kamuoyunun bilgilendirilmesini yetkililerden önemle beklemekteyiz.
(Adımın açıklanmamasını istiyorum.)

Haberin Devamı

Oğul Erer’den açıklama

ADALET Partisi milletvekili olan babam Tercüman’da değil, Son Havadis gazetesinin köşe yazarıydı; bu 30 sene sürmüştür. Konu olan Cumhurbaşkanlığı Forsu’ndaki 16 yıldız, 1920’lerden beri kullanılmış olup Tekin Erer bir gazeteci-yazar olarak sadece bunun açıklamasını yapmıştır.
Bu açıklama şu an bile Cumhurbaşkanlığı’nın sitesinde durmaktadır.
Haydar Fevzi ERER

Biliyor musunuz

- GEÇEN cumartesi günü yapılan ve 1-1 biten Ç.Rizespor-Manisaspor maçında seyirci ve hasılat rekoru kırıldığını, Başbakan Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan’ın karşılaşmayı Rize Valisi Nurullah Çakır ve Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ın arasında izlediğini, kendisiyle konuşmak ve el sıkışmak için bürokratların ve partililerin adeta birbirleriyle yarıştıklarının görüldüğünü...
- ‘BARIŞ İsteyen Gazeteciler Platformu’nun (BİG) kurulduğunu, platformun ilkelerini, “Özgürlükçü anlayışın savunur. Demokrasinin ve insan haklarının temel kavramlarından ve anlayışından asla ödün vermez. BİG, ‘Önce İnsan’ ve ‘Önce Barış’ anlayışını, çağdaş ve uygar bir yaşamı kabul eder ve benimser, hiçbir parti ile organik bağı yoktur” olarak açıklandığını...
(Vecdi Altay;www.big.biz.tr; 0533-523 15 14)

Haberin Devamı

Açık teşekkür!

OKURLARIMIZ H. ve D. Gürelliler, N. Alpyılmaz, H. Tahaoğlu, S. İşyapar, C. Çınar, M. Kaya ve B. Baran’dan: Oturduğumuz Beylikdüzü-Adakent semtinden her sabah 145 M Beylikdüzü-Mecidiyeköy otobüsü ile hiç aktarmasız, oturarak ve insan gibi Mecidiyeköy’deki işyerimize gidebilirken, bu kadarcık insani bir rahatlığı da bize çok görüp 15.04.2013 itibariyle bu otobüs hattını iptal ederek Adakent-Beylikdüzü/Beylikdüzü-Avcılar/Avcılar-Mecidiyeköy metrobüsünü kullanmamızı ve ayakta, tıkış-tıkış gayriinsani şekilde taşınmamızı sağlayan İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı’ya 145 M otobüs yolcuları olarak teşekkür ederiz!

Bulgaristan Türklerinden elini çek...

Haberin Devamı

BULGARİSTAN bizim sınır komşumuz. Aynı zamanda ebedi bir Türk yurdu... Halen nüfusun yaklaşık % 15’i Türk. Ülkemizde de 500 bin civarında Bulgaristanla çifte vatandaşlık hakkına sahip vatandaşımız yaşıyor.
Bulgaristan’da 12 Mayıs’ta erken genel seçimler yapılacak. Bildiğiniz gibi Bulgaristan’la ve Bulgaristan Türkleri ile arasında; tarihi, kültürel, dini, milli ve ticari yakınlığımız var. Ayrıca Bulgaristanla, Türkiye arasında bölgesel anlamda azımsanmayacak bir ekonomik ilişkimiz bulunuyor. Anlayacağınız bir komşu ile kurulabilecek tüm ilişkiler aramızda mevcut...
Türkiye’de ve Bulgaristan’da meydana gelen sosyo–ekonomik içerikli bütün olayların etkisi her iki ülkede önemli bir şekilde hissedilir. Bunun sebebi de 1877–1878 Osmanlı/Rus Savaşı’ndan bu yana Türkiye’ye önemli sayıda bir Türk nüfusun göç etmesidir. Bundan dolayı toplumsal hafızamızda, Bulgaristan coğrafyasının ve Bulgaristan Türkleri’nin önemli bir yeri vardır.
Jivkov döneminde 1989 yılında yaşanan ve dünya tarihinin en büyük kitlesel zorunlu göçü olan olaylar, halen belleklerimizde tazeliğini korumaktadır.

Haberin Devamı

Haçlı Dünyası’nın, dört aşamalı Türkleri dünyadan temizleme planının ikinci aşaması; Balkanları Türklerden arındırmaktır. Bunun içinde günümüze kadar akla hayale gelmedik planlar uygulanmıştır ve uygulanmaya devam edilmektedir.
Bu sebeple, Bulgaristan Türkleri; günümüzde yine baskı ve tehtid altındadır. Zorunlu ve gönüllü asimilasyon uygulamaları devrededir. Sadece son 20 yılda Türkçe eğitimi alan öğrenci sayısının 100 binli rakamlardan 7 bine düştüğünü söylersek, demek istediklerimiz daha iyi anlaşılır.
Buna karşılık milli ve dini değerlerini korumayı başarmış olan Bulgaristan Türkleri, Türk devletinin fiziki ve hukuki hakimiyetinin sona erdiği 100 yıl önceki Balkan Savaşları’ndan bu yana var olma mücadelesini sürdürmektedir. Bu var olma mücadelesi doğal olarak Bulgaristan, AB, ABD, İsrail, Rusya gibi devletleri rahatsız etmektedir.
Onca çabaya, çalışmaya, soykırıma, göçe ve tecavüze rağmen Bulgaristan Türkleri bu güne kadar yok edilememiş ve dağıtılamamıştır. Bunda Bulgarsitan’da veya dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan Türk Milletinin değerli evlatlarının büyük rolü vardır. Bu nedenlerle, Bulgaristan Türkleri hiç bir zaman kardeşlerince yalnız bırakılmamıştır.
Şimdi 12 Mayıs’ta yapılcak seçimler hem Bulgar halkı hemde Bulgaristan Türkleri için; refahın, mutluluğun, güvenliğin artırılması bakımından çok önemlidir.
Ancak bu seçim sebebiyle, Bulgaristan Türklerini bölme, birliğini dağıtma, eritme, siyasal gücünü zayıflatma planları bir kez daha devreye konulmuştur. Hem de başta AB olmak üzere küresel güçlerin isteğiyle, Türkiye’de ve Türk’e musallat olanların eliyle... Duyumlarımıza göre kamu gücü de devrededir... Ancak unutulmasın ki; Türkiye Cumhuriyeti devleti bir Türk devletidir ve devletin gücü dünyadaki hiç bir Türk’ün ve Türk topluluğunun aleyhine kullanılamaz.

Biz biliyoruz ki; sen Türkiye’de Türk Milleti ile kavgalısın. Fırsat bu fırsattır deyip Türk Milletinin adını ve varlığını Türkiye coğrafyasından silmeye çalışıyorsun. Türkiye’de yaptıkların yetmedi de elini Bulgaristan’a ve Bulgaristan Türklerine mi uzatıyorsun? Elini Türk Milletinin ve Bulgaristan Türklerinin üzerinden derhal çek...
Gücün, kudretin, makamın ne olursa olsun bir kez daha sana tekrar ediyorum, elini Türk Milletinin ve Bulgaristan Türklerinin üzerinden çek...
Türk Milleti ve onun ayrılmaz parçası Bulgaristan Türkleri, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada ne yapacağını bilir. Kimsenin müdahalesine hele bölme projesiyle müdahalesine gerek yoktur.
Muhakkak aklı selim galip gelir. Bulgaristan Türkleri 12 Mayıs seçimlerinden dün olduğu gibi yine birlik beraberlik içinde çıkar, geleceğe sağlam adımlarla yürür. Bölücülere, dağıtıcılara, birlik bozuculara, Türk’e musallat olanlara asla prim vermez. Onun için çabalar beyhudedir. İnşallah 12 Mayıs’ta Bulgaristan Türkleri kendisi ile uğraşan herkese, gereken cevabı verecektir.
Özcan PEHLİVANOĞLU
www.rubasam.com

Levent-Levazım Mahallesinde servis işgali...

ZORLU ve Türkerler inşaatların getirdiği yoğunluğun Levent Levazım Mahallesi arasındaki 1 km’lik yol üzerindeki trafiğin ne hale geldiğini bilen var mı?
Bu yol servis araçlarının ve binek araçların işgali altında kaldı.
Levazım Mahallesi Muhtarı Murat Uygur’un başvurmadığı yer kalmamış...
Yayalar, araç yoluna inerek yürümek zorunda kalıyor, bu durum hayati
tehlike yaratıyor.
Büyük araçların park yapması ise yolda kör noktalar oluşturduğu için araç kazaları meydana geliyor. İETT’ye bağlı otobüslerin de sefer saatlerinde aksamalar meydana geliyor.
Yapılan şikayetlere karşı Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nden gelen yanıt ise şöyle:
“Bölgede geometrik düzenleme yapılması planlanmakta olup, gerekli denetim ve kontrollerin yapılması için İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’’ne iletilmiştir.
“2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre trafiği düzenleme, yol kenarlarına, kaldırım üzerine park eden araçları kaldırma işlemi ve trafiği ilgilendiren her türlü faaliyete müdahale etme yetkisi Emniyet Müdürlüğü’nün Trafik Uygulama ve Denetleme Daire Başkanlığı’na bağlı, Trafik Polislerinin görev ve yetki sınırları içindedir.
155 Emniyet Müdürlüğü birimini arayarak, http://www.iem.gov.tr adresine girerek ya da 155a@iem.gov.tr ve 154a@iem.gov.tr adreslerine e-posta göndererek kural ihlalleri ile ilgili şikayetlerinizi, ihbarlarınızı ve denetim talebinizi bildirebilirsiniz.”
Peki trafik ekipleri ne yazmış, hep ceza yazmış, caydırıcı hiçbir önlem almamış...
Peki, burada alışveriş merkezi ve redizans yapımına izin veren Beşiktaş ve Büyükşehir Belediyelerine, daha doğrusu AKP ve CHP’li Meclis üyelerine soru soran olmayacak mı?

Okulda dönüşüm kâbusu

Kadıköy’ün gözde ilkokulu Reşat Nuri Güntekin’de dönüşüm ile tarih oluyor. Bir sabah dönüşüm kâbusuyla uyanan veliler, kademeli geçiş talep ediyor ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplu geçiş dayatmasına karşı direniyor.

6 ayda ne değişti?
Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, çocukları Reşat Nuri Güntekin İlkokulu’nda öğrenim gören 400 aileye, okulun ortaokul olduğunu, çocuklarının yeni eğitim-öğretim yılında başka okullara gönderileceğini 8 Nisan’da e-postayla yazılı olarak bildirdi.
Şok etkisi yapan bu karar üzerine veliler, “6 ayda ne değişti de bu karar alındı” diye soruyor. Ayrıca yazılı bildirimden 15 gün önce görüştükleri Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferşat Ayar’ın, “Kademeli geçişin olabileceğini, norm kadro konusunda girişimlerde bulunmalarını” söylemesine karşın, aksi yönde bir kararın alındığını bildirmesine de anlam veremiyorlar.
Çocuklarının olumsuz etkilenmemesi için kenetlenen ve hukuki süreçte başlatacaklarını Reşat Nuri Güntekin İlkokulu’ndan 400 veli yaşadıkları durumu şöyle aktarıyor:
2012-2013 eğitim-öğretim yılı başında çocuklarımızın eğitim hayatlarına başlayıp sürdürecekleri okul olarak Reşat Nuri Güntekin İlköğretim Okulu’na başvurduk. Okula kayıtlarımız ilkokul 1. sınıf öğrencisi olarak e-okul üzerinden yapıldı. İdarecilerimiz de ‘okulumuzun statüsünün henüz belirlenmediğini, kaldı ki ortaokul olarak belirlense bile 6287 sayılı yasa ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul dönüşümlerinin ne şekilde yapılacağını bildirir talimatnameleri uyarınca okulların kademeli olarak taşınacağını, evlatlarımızın adı geçen okulda aynı öğretmen ile ilkokulun 4 yılını okuyacağını’ açıkça belirttiler.
Aradan 6 ay geçti, Mart ayı başında; okulumuzun ortaokula dönüştürülmesine karar verildiğini ve kademeli geçiş olmayacağını, gelecek yıl taşınacağımızı öğrendik. 
İlkokulumuzun 2 ve 3. sınıflarında okuyan öğrencilerimiz 1-2 yıl sonra, ortaokul olarak aynı okulda eğitime devam edeceklerken, şimdi okul-öğretmen ve arkadaş değişikliği yaşamalarını gerektirecek hiçbir sebep yoktur. Bakanlığın tüm yazılarında 2 ve 3. sınıflarda okuyan öğrencilerin kademeli şekilde okuldan ayrılacağı açıkça ifade edilmektedir.
Çocuklarımız 5,5 ile 9 yaş aralığında ilkokul çağı çocukları olup; ilişkilerini güven ve sevgiye dayalı olarak kurdukları bir çağda okulundan koparıp bir meçhule götürmek geleceğimiz olan evlatlarımıza yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır.
Yaşadığımız süreçte çocuklarımızın okul, arkadaş ve öğretmen değişikliği yaşamaması gereken yaşlarda oldukları, yaşayacakları böyle bir değişikliğin telafisi imkânsız hasarlara sebep olacağı pedagojik uzmanların da üzerinde fikir birliğinde oldukları bir konudur.
Çocuklarımızın okullarına, arkadaşlarına ve öğretmenlerine alışmaları için her türlü fedakârlığı yapıp; tüm ev hayatımızı ve düzenimizi çocuklarımızın bu okulda öğretim görmesi haline uygun şekilde düzenleyerek; içine düşürüldüğümüz mağduriyetin de telafisi imkânsızdır.


 

Yazarın Tüm Yazıları