Paylaş
İBB meclis üyeleri adına ayda ortalama 4 dava açıyorlardı. Murat Karayalçın döneminde ortalama sayı ayda bire düştü. Cemal Canpolat döneminde ayda beşe çıktı. Şimdilerde bırakın dava açmayı, önceden açılmış davaların posta ücretleri bile ödenmiyor. Bazı davalar ödenmeyen masraflar yüzünden düşmeye başladı. Eskiden adlarına dava açılmış olan meclis üyeleri icra tehlikesiyle karşı karşıya.
CHP, ‘liyakat’a ne kadar değer veriyor?
İBB’de en çok önerge veren meclis üyeleri ne oldu? İki dönem içinde AKP’ye karşı 400 dava açıldığı sanılıyor. Bu süreç içerisinde CHP tarafından bilirkişi ücretleri, mahkeme masrafları yatırılmadığı için davaların düşmeye başladığını da bildirelim.
İBB meclis kulislerinde CHP’ye yönelik ithamlar dikkat çekiyor. Yargı kulislerinde, AKP’liler hatta CHP’liler tarafından “paraların yatırılmayarak davaların düşmesinin önünün açıldığı” konuşuluyor. Danışıklı dövüş gibi konuşulması CHP için çok ayıp olarak karşılanıyor.
Davaların düşmesi de kurumsal kimliğine zarar vermez mi?
Bu dönemde başta Hüseyin Sağ ve Hakkı Sağlam yok. Bir önceki dönemde de Bahçeşehir’den Serdar Bayraktar da aynı akıbete uğramıştı. Geçen İBB meclisinin 127 CHP’li üyesinin başındaki, genel merkez yönetimi (Kılıçdaroğlu dahil) ve belediye başkanları tarafından sevilen, herkesi idare eden Ertuğrul Gülsever’in (Kasımpaşa doğumlu, Beyoğlu üyesi) listeye konulmaması herkes tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
Yolsuzlukları takip eden, önergeleri ve ortaya çıkardıkları bilgilerle gündemi sarsan meclis üyeleri yok edilirken, yerlerine kimler getirildi acaba? CHP’de meclis grupların ihtiyaç duyacağı şehir plancısı, hukukçu, mühendis gibi meslekler aranmış mı? Eğitim yılları ortalaması nedir, birçok ilçede AKP’den iki-üç yıl geride olduğu iddiası doğru mu?
Bunlar MYK’da kimlerin adamlarıdır? Hangi milletvekilinin kaç adayı nerelerde aday gösterildiler?
‘Martın sonu bahar’ da, başarı Kılıçdaroğlu’nun mu İmamoğlu’nun mu olacak?
GÜNÜN SÖZÜ
“15 Temmuz’da, Cumhurbaşkanımız ve ailesiyle Marmaris’te kader birliği yaptık. Ölümle burun buruna geldik. Cumhurbaşkanımızın o andaki liderliğine hayran kaldım. Cumhurbaşkanım bana “Marmaris’i daha iyi yönetmek için sen aday ol” dedi. Hiç düşünmeden kabul ettim. Çünkü Marmaris hâlâ bir Bodrum, Antalya gibi anılmıyor, turizm cenneti ama kimse farkında değil. Hâlâ köylerin suyu yok, termal su var, çıkarılmamış. Ben varlıklıyım, paraya ihtiyacım yok. Rant için değil, halk için çalışacağım. 25 yıllık dostum sanatçı Metin Şentürk’ün Marmaris’in iyi yönetilmediğini ‘görmesi’ (gülüşmeler) ve bana destek için ‘sandık gözlemcisi’ olarak yazılması beni çok mutlu etti.”
Grand Yazıcı Oteli’nin sahibi, ralli pilotu Serkan YAZICI
ARINÇ 1-KÜÇÜK ERBAKAN’ KİTABI ÇIKTI! ‘HER ŞEY YENİDEN BAŞLIYOR’
ANKARALI gazeteci Ömer Şahin’in ‘Arınç 1-Küçük Erbakan’ adlı söyleşisi Nesne Kültür Sanat yayınları arasından çıktı. Kitabın önsözünde “Hiçbir şey bitmedi, her şey yeniden başlıyor” yazıyor. Arınç bu sözü 12 Eylül 1980’de Manisa’da MSP tabelasının indirilmesini isteyen askeri komutana karşı söylüyor. Kitabın birinci bölümü Arınç’ın doğum yılı olan 1948 ile AK Parti’nin kuruluşu olan 2001 yılları arasını kapsıyor. Yazar Ömer Şahin, Pensilvanya, Kozmik Oda, 15 Temmuz ve benzeri gelişmeleri sonraki kitaplarda değerlendireceğini söylüyor.Arınç, kitabı her şeyi kendisinden öğrendiği Prof. Necmettin Erbakan’a, Recai Kutan’a, 1971’den 2001 yılına kadar tam 40 yol arkadaşlığı yapan yakın dostu Manisalı Mehmet Büker’e ve eşi Münevver Hanım’a ithaf ediyor.
Arınç, ‘kökleri’ konusunda şöyle diyor:
“Arınç soyadını, Yörük bir babanın evladı olarak taşıyoruz. Babamın köyü olan Büyük Sümbüller, Derici Yörüklerindendir. Annem Girit muhaciridir. Ailesi oradan Almanya’ya gelmiş...”
Şahin’in soruları üzerine, Arınç’ın dedesinin Sarı Hüseyin’in Galiçya cephesinden dönerken Suriye Ramazaniye Hastanesi’nde vefat ettiğini duyduğunu, bir gezisinde durumu Suriye Meclis Başkanı Mahmut El Abraş’a anlattığını, onun da araştırdığını ancak Ramazaniye Hastanesi’nin Halep’te olduğunu, burada yapılan araştırma sonunda da bütün kayıtların yanmış olduğunun kendisine aktarıldığını belirterek, “Elde bir künye yok denildi” diye aktarıyor.
Eski Meclis Başkanı olan Bülent Arınç sözlerinin sonunda şöyle konuşuyor:“Milli Görüş’ten hiç çıkmadım, her zaman da iftihar ettim. Hocam da ‘O bizim gerçek Milli Görüşçü kardeşimiz” diyerek hakkında olumlu şehadet etti. Oy verme konusuna gelince, ben AK Partiliyim. AK Partilinin muhafazakâr demokrat olarak tanınmasına taraftarım.”
BİLİYOR MUSUNUZ?
1992-1998 yılları arasında Almanya Dışişleri Bakanlığı ve Şansölye Yardımcılığı yapan Klaus Kinkel, önceki gün 82 yaşında öldü. 1993-1995 arasında Alman Hür Demokrat Parti Başkanlığı da yapan Kinkel Türklerin dostu olarak biliniyordu. Seçimlerde kampanyayı hep Türk dernek veya lokallerinde başlatan Kinkel, bunun kendisine ve partiye uğur getirdiğine inanıyordu...
TARİH profesörü, Türk Tarih Kurumu ‘Şeref Üyeleri’ arasında yer alan Prof.Dr. İlber Ortaylı’nın, ‘Rusya-İran-Türkiye İlişkisi’ başlıklı söyleşiyle 9 Mart Cumartesi 16.00’da Tarihçi Kitabevi’nde olacağını...
KARADAĞ (Montenegro) İstanbul Fahri Başkonsolosu ve Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver’e merkezi Sofya’da bulunan IFSPD (Uluslararası Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Vakfı) tarafından kuruluşunun 10. yılı münasebetiyle 33 ülkenin katılımıyla İstanbul’da düzenlenen bir törenle ‘Üstün Hizmet Madalyası’ verildiğini...
Paylaş