Paylaş
Bu konudaki önergeyi bizzat Tunç Soyer gündeme soktu. Soyer’in bu derneği daha önceden de ziyaret ettiği bildirildi. “Sanki meclisin iradesi Tunç Soyer’de mi” sorusu ortaya atıldı. Ne yazık ki protokol daha mecliste imzalanmadan önce Soyer’e ‘teşekkür’ metni yayınlanması dikkat çekti.
Tartışılan soru şuydu: “Bu parti siyaseti açısından ne kadar doğrudur? CHP’nin politikaları şehirlere göre mi değişiyor? İstanbul, İzmir ve Ankara’da başka CHP mi vardır?”
Bu arada CHP Buca/büyükşehir meclis üyesi avukat Taner Kazanoğlu’nun ismi ortaya çıktı. Silivri’deki duruşmalardan tanıdığımız, Bakırköy’den sonra Buca’dan aday gösterilen Kazanoğlu’nun itirazı ile ilgili olarak “bu tip derneklere resmi olarak destek verilmesini doğru bulmadığını” söylemesi AKP’liler tarafından gündeme taşındı. Kazanoğlu, ret vereceğini açıkladı. Konunun AKP’liler ve başka bazı CHP’liler tarafından da istismar edilmek istenmesi dikkat çekti.
Örgütte kriz çıktı. Bunun üzerine bir formül bulundu. Kazanoğlu, konunun görüşüldüğü gün toplantıya katılmadı ve önerge meclisten oybirliği ile geçti. Tartışmalar sırasında, İBB ile Hatuniye İlim Yayma ve İsrafı Önleme Derneği arasında imzalanacak protokolden, ‘ayni ve maddi destek verilmesi’ ibaresinin kaldırılmasına karşılık ille de ‘destek’ ibaresine yer verilmesi, bu kez “Desteğin açılımı ne?” sorularını gündeme getirirdi. Derneğin kamu yararı statüsünde değil de klasik bir cami derneği olması da tartışmaların önünü açtı. Bazı CHP’liler de “İzmir’de böyle oluyorsa AKP döneminde TÜRGEV ve Ensar’a yapılan yardımlara karşı çıkılmasını nasıl izah edilecek?” diye konuştular. Peki AKP’ye şirin gözükmek neyin nesidir?
Demek ki herkesin yandaşı kendisinedir.
GÜNÜN SÖZÜ
MEDENİ KANUN 94. YAŞINDA
“İSTANBUL Kadın Kuruluşları Birliği olarak, laik Cumhuriyetimizi savunan kadın-erkek herkesi bir kez daha kadın-erkek eşitliğini bir demokrasi meselesi olarak dikkate almaya, kadını birey olarak gören zihniyetin yerleştirilmesine destek olmaya ve Medeni Kanunumuza sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
Nazan MOROĞLU-İKKB Koordinatörü
'ŞARK BARIŞI ZORUNLU'
TÜRKİYE hem bölge devletleri ile hem de büyük devletler ile siyasal diyaloglar oluşturarak, Karabağ’da tutuşturulan ateşin bir üçüncü dünya savaşına giden yolun başlangıcı olmasına karşı mücadele etmelidir. Bu doğrultuda kalıcı bir sonuç alabilmek için kınama türü etkisiz tutumlardan kaçınılmalıdır. Kafkasya’da barışın gerçekleşmesi, savaş ihtimalinin Orta Doğu ve Akdeniz bölgelerinde önlenmesine yardımcı olacaktır. Şark meselesinin bir an önce şark barışına dönüştürülmesi zorunlu görünmektedir. Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN
KIDEM TAZMİNATI BUHARLAŞACAK MI?
ÇALIŞMA dünyasında ve sendikacılıkta uzman gazeteci Şükrü Karaman bunu sorarken çalışanların yüreklerini ürpertiyor. Görünen o ki, emekçinin güvencesi kıdem tazminatına yönelik tartışmalar yine gündeme oturacak. Hükümetin açıkladığı Yeni Ekonomik Program’da (YEP) ‘esnek çalışma’ modeli ile özel sektörde kıdem tazminatı hakkının ortadan kalkacağı belirtiliyor. Yani ‘buharlaşacak mı?’ Siyasi iradenin kıdem tutkusu bir türlü bitmek bitmiyor. Daha önce hazırlanan çeşitli yasa taslakları, işçi sendikalarının şiddetli tepkisi üzerine rafa kaldırılmıştı. Açıklanan YEP’te emekçinin son derece duyarlı olduğu kıdem tazminatı yine yer aldı. Buna göre, 25 yaş altı gençlerle 50 yaş üstüne kısmi, yarı zamanlı çalışma getiriliyor. 10 günden az çalışan 25 yaş altı gençlerin daha kolay istihdam edilmelerine olanak sağlayacak düzenleme yapılacak. Bakalım Türk-İş ve DİSK’in verecekleri yanıt ne olacak?
AVRUPA KONTROLDEN ÇIKIYOR
GERÇEK durum ortada... SARS-Cov-2 adı verilen virüsün yol açtığı COVID-19 salgını Avrupa’da neredeyse kontrolden çıkmak üzere... “Salgının yayılması nasıl durdurulacak?” sorusu tartışılıyor Avrupa’da. Sert önlemler ufak ufak başladı bile. Türkiye’de, Avrupa’ya nazaran yayılım hızı sanki daha bir yavaş. Almanya ve Avrupa’ya bakarsak, dünyadaki genel gidişatı sadece ülke içinde kalarak görmek mümkün değil; bu ancak büyük fotoğrafa bakmakla olur. Ekonomik, sosyolojik, psikolojik son derece pahalıya mal olan topyekûn kapanmayı kimse düşünmek bile istemiyor sanırız. Almanya’dan bir dostumuz, “Bu soruya kesinlikle ‘Evet’ veya ‘Hayır’ diyen siyasetçi duymadım” diyor. Şimdilik halkı ikna gücüyle kurallara uymaya çağırıyorlar. Ülkelerin yöneticilerinin işi zor. Kimse şimdi onların yerinde olmak istemez sanırız.
MÜBADELE ‘PARAMPARÇA’ FİLMİYLE ANLATILACAK
ŞİMDİYE kadar onlarca belgesel çeken ve çeşitli festivallere katılan Dr. Nurdan Tümbek Tekeoğlu, eşi gazeteci ve belgesel yönetmeni Orhan Tekeoğlu ile birlikte mübadelenin 100. yıldönümü için ‘Paramparça’ isimli sinema filmini çekeceklerini duyurdular. 3. kuşak mübadil torunu olan Nurdan Tümbek, Selda Alkor’un başrol oyuncuları olacağını belirtirken, ‘fongogo’ üzerinden bir tür modern imece olan (http://fongogo.com/Project/paramparca-2) linkinden kitlesel fonlama destek kampanyasını başlattıklarını açıkladı.
TÜRK İNSANININ KOOPERATİFÇİLİĞİ ÖĞRENMESİ ŞART
ANKARA’da geçen hafta gerçekleştirilen Türkiye Kooperatifler Fuarı’na Türkiye’nin her köşesinden katılan kadın üretim kooperatiflerinin ağırlığı dikkat çekiciydi. Kadının ekonomiye katkısını desteklemek için Ticaret Bakanlığı, kadın kooperatiflerine yönelik ‘KOOPDES’ destek programını açtı. Aynı zamanda bakanlığa bağlı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü de Anadolu’nun her köşesinde kadın kooperatifçiliğine destek veren eğitimler düzenliyor. Kadın kooperatifleri gerçek anlamda fark yaratmaya başladı. Kadınların çalışıp üretime destek olması ‘kalkınma’nın temel adımı. Onları desteklemek bizlere düşüyor. Türk insanının kooperatifçiliği öğrenmesi şart demek gerekiyor. Ticaret Bakanlığı’nın sağladığı kooperatifçilik destek programı hakkında il ticaret müdürlüklerinden bilgi alabilir; koopdes@ticaret.gov.tr’den sorularınıza yanıt alabilirsiniz.
Paylaş