CHP’de 9 Eylül hareketi

Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimine karşı gösterilen tavrın ardından, Atatürk’ü unutturmaya dönük Anayasa değişikliği girişimlerine karşı ve iktidarın bütün güçleri ele geçirme niyetlerine karşı büyük bir mücadele sergilenecek.

Atatürk’ün CHP’nin partisi olduğu ve hiçbir zaman dışlanamayacağı vurgusu yapılacak. CHP, Anıtkabir’i ziyareti 100 bin kişi toplamayı hedefliyor.

CHP’de son olarak neler olduğunu, CHP’de neler olup bitenleri ’üzülerek’ dinleyen bir siyasetçiden dinliyoruz:

"Zorlu bir haftaya giriliyor. Ne yazık ki bu ’hareket’ için Mustafa Sarıgül ve bunun dışındaki genel merkez muhaliflerinin, 9 Eylül’de ’başarısız Genel Merkez yönetimini protesto etmek ve derhal kurultay toplanması çağrısında bulunmak’ üzere Ankara’ya gideceklerini açıklamaları gerekiyormuş.

Endişe açık olarak dikkat çekiyor. "CHP ile halkın arasındaki yapay duvarları yıkacağız" diyen Sarıgül’ün 35 ildeki ’arkadaşları’ ve çoğunluğu ’belde’ olan 80’e yakın belediye başkanı, 9 Eylül’de Genel Merkez’in önünde olacaklar. Sarıgül, 20 bin kişiyi genel merkezin önüne yığacağım diyor. Ancak Genel Merkez’in son anda aldığı bir taktik kararla 100 binlik bir mini ’Cumhuriyet Mitingi’ne karar vermesi, Sarıgül yandaşlarını güç durumda bırakmış gibi... Yeni kadrosuyla seçim sonuçlarını sorgulamadan hareketlenen CHP’nin İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’de, 20 bin kişiyle Anıtkabir’de olacaklarını söylüyor. 9 Eylül için billboardlarda büyük bir tanıtım atağına da geçilecek. İş işten geçtikten sonra.

ÖRGÜTLER HATIRLANDI

CHP’de korku dağları kapladı...

Aynen böyle... Muhaliflerin isyanı karşısında bir ’kaza kurşunu’ yememek üzere örgütler hatırlandı ve yeniden itibar görmeye başladı... Sarıgül ve 9 Eylül kutlaması vesile edildi. Örgütte yine görevden almalar başladı. Bunların yerlerine yine doğallıkla ’yandaşlar’ getiriliyor; kurultay önlemi olarak...

Kurultay...

Yılbaşından hemen sonra olabilir. Baykal, ’değişimin’ ilk işaretleri Meclis Grubu’nda yaptı; Ali Topuz’u çekti; Kemal Kılıçdaroğlu’nu getirdi. (Belki Genel Sekreter olabilir.) TBMM Başkanlık Divanı’na yeni isimler sürdü. Kurultayda da yönetimde beklenmedik değişiklik yapacağı; seçimi kaybeden MYK üyelerini saf dışı bırakacağı anlaşılıyor. Önder Sav ve Eşref Erdem’den birisine kıyabilir mi? En yakınındakilerin dahi uyarılarını dinlemeyen, değişime karşı hep direnen, AKP’yi çözemeyen Baykal, ’denizin’ bittiğini görünce pabucun pahalı olduğunu fark etti. Örgütlerle temas için ’araziye’ bizzat çıkma kararı verdi. Nitekim son 15 günde Eskişehir, Bursa, İstanbul, İzmir ve Balıkesir’e giderek nabız tutmaya başladı. Buna ’değişim’ diyorsanız eehh işte... İşte 100 binlik Anıtkabir ziyaretinin esas nedeni.

GÜNÜN SÖZÜ

"TOKİ ve KİPTAŞ, arsaya para vermeden, vergi ve harç ödemeden, imar sıkıntısı çekmeden, lüks konut yapıp sattı. Bu özel sektöre karşı haksız rekabet değil mi? Bu şartlarda piyasanın işlemesinden söz etmek doğru değildir. Piyasadaki sıcak para ise kırılganlığı artırıyor."

(CHP İstanbul Milletvekili Prof. Esfender Korkmaz)

Türbandan kurtulmak özgürlüğü de olacak

DÜNYADA ilk seçme ve seçilme hakkını kazanan Türk kadınının, 21. yüzyılda özgürlüklerin tam kullanılmasını sağlayacak anayasal ve toplumsal değişiklikler zorlanırken, ’özgürlük’ adı altında özgürlüklerin kısıtlandığını bile bile türban takmadaki gayelerinin sadece siyasi olduğunu anlamamak, toplumdan haberdar olmamak demektir. Bugün sadece siyasi açıdan gösterilen bu ilgi, 5-10 sene sonra, özgürlük mücadelesi altında bundan kurtulmak için verilecek.

Türban ve kara çarşaftan kurtulmak için mücadele veren komşu ülke kadınlarına dikkat etmek yeterlidir (Bugün teokrasiyle yönetilen İran). Menfaat ilişkileri gelip geçicidir.

Kalıcı olan ülkenin huzuru ve güvenidir. Güzel dinimiz ile tüm dünyaya, eğitimi ve şekilcilikten kurtarılmış uygulamasıyla biz örnek olalım.

Geleceğe ve topluma doğru örnek olmak, Türk kadının en büyük görevidir.

Ayşegül ÇETİN

Kayıt ve suç

OKUL kayıtları sırasında velilerden ’zorunlu bağış’ alınmasını değerlendiren Tüketiciler Birliği Hukuk Komitesi Başkanı Av. Ahmet Güler şöyle diyor: "Anayasa ile teminat altına alınmış olan ’eğitim hakkı’, kamu erki tarafından ücretsiz sağlanmaktadır. Anayasa’nın 42. maddesi bunu içermektedir. Okul yöneticileri, kayıt yaptıran öğrencilerden kayıt parası isteyerek suç işlemektedir. Velileri, haksız olarak kendilerinden kayıt parası isteyen okul yöneticileri hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunmaya davet ediyoruz."

’İçki’ korkusu

ANKARALILARIN da keyfi yok... İktidar çevrelerinde dışa vurulmayan bir ’zafer havası’, muhalefet çevrelerinde bir yılgınlık ve karamsarlık havası’ var. Bu hava başta AKP’nin, Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşlarına ’demokratik’ yollardan egemen olmasından geliyor.

Muhalefet çevrelerinde "Nasıl bir çıkış bulacağız, çözüm ne olabilir?" sorusunun henüz bir yanıtı yok. 30 Ağustos resepsiyonunda konuştuğumuz bir askerin bize söylediği gibi "Çözüm bizde değil, siyasette. Her şey askerden beklenmeyecek" diyor.

AKP iktidarının ikinci dönemiyle birlikte sosyal yaşamla ilgili dikkat çekici gelişmeler daha çok ortaya çıkıyor.

BEYAZ BAYRAK

İçkili mekánlar, korkudan ’rağbet’ görmemeye devam ediyor. Bunların gözden düştüğü de söylenebilir.

Bunun en somut göstergesi, AKP Genel Merkezi’nin yakınındaki Laila’nın içkiyi kaldırarak ’beyaz bayrak’ çekmesi... Yalçın Doğan’ın dün yazdığı gibi bir kebapçının, alkollü yapmayı düşündüğü ikinci katı mescide dönüştürmesi gibi bazı yemekli yerlerin de ’içki vermemeyi’ düşünmeye başladığı, bu gibi işyerlerinin sayısının önümüzdeki günlerde giderek artacağı konuşuluyor. Kendisini laik olarak tanımlayan bir bürokrat, "Ankara’da açık açık içki içmek artık zorlaşıyor" derken, bazı işyerlerinin de dolaylı baskı hissetmeye başladıklarını birçok kişiden dinledik.

Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’nın çıktığı gün ’göstermelik’ olarak verilen şampanyadan kaç kişi içti acaba?

Hiç kimse!