CHP, Atatürk kadar yürekli olmalıdır

Oysa Türk ulusu, CHP yönetiminden, eşkiyalık (terör) ve bölücülüğü önleme, bağımsız dış politika, Misak-i Milli ile belirlenmiş Türk yurdu, laiklik, demokrasi ve kalkınma için eğitim, ileri teknolojiye dayalı ulusal ekonomi, deniz ve demiryolu ulaşımı gibi alanların tümünde, çağdaş Türkiye’nin yaratıcısı, uygar insanlığın övünç simgesi Atatürk’ün izinden gitmesini beklediği gibi, cumhurbaşkanlığı seçiminde de Atatürk Cumhuriyeti’ni yaşatıp yüceltecek bir adayı seçtirebilmek için bütün gücüyle çalışacağını ilan etmesini beklemektedir.
Mustafa Memal, 15 Mayıs 1919’da İzmir Yunanlılara işgal ettirildiğinde Harbiye nezaretindeki (Savaş Bakanlığı) Osmanlı nazır ve paşaları, “Ne yapabiliriz ki! elimizden ne gelir ki!” diyerek düşkünlüklerini sergilerken, onlara, “Yüreklilik (celadet) gösteriniz paşam, yüreklilik gösteriniz!” demiş ve üç gün sonra Anadolu’ya geçerek ne demek istediğini göstermişti.
1922 Ağustos’unda da, tutsak alınan general Trikopis’in, Türk komutanlara, Atina’dan gelirken Mustafa Kemal’in ne değerli bir komutan olduğunu öğrenmiş olduğunu söylediği kendisine iletildiğinde, Mustafa Kemal’in verdiği yanıt şu olmuştu:
“Desenize Trikopis, daha Atina’dayken bana yenilmiş!”
Atatürk’ün CHP’sinin yöneticileri de bugün Atatürk’ün yürekliliğini, kendisine ve Türk ulusuna güven duygusunu örnek almalı ve öyle davranmalıdır.
Prof. Dr. Özer OZANKAYA-Toplumbilimci

SGK 40 milyar TL’yi tahsil edemez, çünkü...
SGK’nın tahsil edilmeyi bekleyen 18 milyar lirası anapara, toplam 40 milyar lira tahsil edilmeyi bekleyen alacağı bulunmakta olup bu tahsilatı sadece taşrada çalışan 800 SGK icra memuru 814 bin 578 kilometrekarede 75 milyon insanımıza sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için tahsil etmeye çalışmaktadır. Türkiyemizin, Yunanistan’ın durumuna düşmemesi için SGK açıklarının kapatılması için bütçeden kaynak aktarılmaması için hepimizin geleceği için doğacak evlatlarımız için lütfen SGK çalışanlarına ve SGK icra memurlarına sahip çıkalım. 800 icra memuruna zaten hakkı olan hak ettiği hakları vererek kendi geleceğinize de sahip çıkın.

Bir İzmirli gözüyle Silivri
İZMİR Narlıdere’den bir grup aydınla 13 Aralık’ta Silivri’ye giden Ahmet Avcı izlenimlerini yazmış. Diyor ki:
Bir yurttaş olarak, Ergenekon davasının, adaletin arandığı bir yargılama olmadığını, baskı, intikam, işkence ve zulüm aracı yapıldığını, yakın tarihimizin yeniden yazılması amacı taşıdığını fark ettim.
Ergenekon davasının, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumlarını tasfiye etme ve toplumu dönüştürme aracı yapıldığını algıladım. Gidiş amacımız, haksızlığa, adaletsizliğe karşı Türk halkının iradesini ortaya koymak ve... yıllardır Silivri’de haksız yere tutuklu olanların yanında olduğumuzu göstererek, vicdani sorumluluğumuzu yerine getirmekti...
Gelenlerin çokluğu ve canlılığı dikkatimizi çekti. Duruşma salonuna girmemiz mümkün olmadı. Soğuğa rağmen yolda toplananlarda bir bezginlik ve taşkınlık emaresi yoktu.
Silivri Belediyesi, ikram noktaları oluşturmuştu. İyi de bundan daha önemlisi
tuvalet sorunu çözülmeliydi. Bir başka eksiklik de; duruşma salonundan haber alınamayışı idi. Soğuk ve olumsuzluklara rağmen, orada bulunmak, tutukluları görmesek de onların yanında olduğumuzu ‘vicdanen’ de olsa ortaya koymak bizi rahatlattı. Halk bu eylemi ile şu mesajları vermiştir:
Siyasilere: Yargıyı serbest bırakın...
Yargıya: Adil olun, hukuka uygun karar verin.

Görmez haddini aşıyor
DİYANET’in 2013 bütçesi yine rekor kırdı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise kurumun bütçesini eleştirenlere yönelik olarak “Başkanlığımızı, milletimizin sırtında bir yük gibi göstermeye çalışmak hiç kimsenin haddi de değildir, hakkı da yoktur” dedi.
- CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, “Görmez nasıl olur da bir devlet memuru olarak kendisinde bu sözleri sarf etme hak ve haddini görmüştür” diye sordu.
- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a Görmez’in sözleri ile ilgili düşüncesini sordu.
- Bakan Bozdağ ise, Diyanet bütçesi ile ilgili eleştirilerin parlamentonun doğal bir hakkı olduğunu söyleyerek, Görmez’in bu eleştirilere karşılık yaptığı açıklamalarla kastını aştığını söyledi ve “İşin doğrusu, daha farklı bir şekilde ifade edebilirdi” diye konuştu.
(Bozdağ, Görmez’in geçmişte yaptığı bazı açıklamalarını bir de bu gözle inceletirse, orada da maksadı aşan sözcükler kullandığını görecektir.)

İbadethaneler yasal olmaz
BUGÜN cemevleri, Alevilerin tartışmasız ibadethanesidir. Alevi kurum, kuruluşları, ocakları, dedeleri, anaları bu konuyu tartışma konusu dahi yapmamaktadır. Bu konuda tartışmasız bir birlik vardır. Cemevleri meşru ibadethanedir. Zaten ibadethaneler de yasal olmaz, meşru olurlar. İbadethaneler devlete bağlı olmaz, toplumun uhdesinde olur. Cemevlerinin yaşadığı sorunun çözümü Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nda değil, İmar Kanunu’nda, Köy Kanunu’nda, Enerji Kanunu’ndadır. Çözmeye niyeti olan türban sorununu çözdüğü gibi bunu da aynı kolaylıkla çözebilir.     Ali KENANOĞLU

Sağlık politikaları hayalci

MAALESEF, muayenehaneler üzerine Sağlık Bakanlığı’nın yerel birimleri olan İlçe Sağlık Müdürlükleri elemanları tarafından uygulanan baskılar bir türlü son bulmuyor. Bu yönde, çok sayıda şikayet duyuyoruz.

En son olarak, Afganistan ve benzeri ülkeler gibi üçüncü dünya ülkelerinden ithal edilmiş doktor ve sağlık personelinden oluşan, Türkiye’nin sağlık sisteminden bihaber denetim elemanlarının, bu ülkeye 30-40 yıl hizmet etmiş uzman hekim muayenehanelerini denetlemeye geldikleri, sanki sömürge ülkesi genel valisi edasıyla davrandıkları, rencide edici davranışlarda bulundukları belirtiliyor.

Sorunun ana kaynağı, Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı akıl dışı yönetmelikler. Muayenehaneler yok edilmesi hedeflenen düşman kuruluşlar gibi algılanarak, onları yaşayamaz hale getirecek -maalesef saçma sapan demek zorundayım- yönetmelikler çıkarıldı.

Anayasa Mahkemesi ve Danıştay gibi yargı kuruluşları defalarca iptal etmesine rağmen, Sağlık Bakanlığı’nda muayenehaneleri hasım belirlemiş bir ekip, sürekli olarak benzer yönetmelikleri çıkarıp duruyor. Böyle olunca da, yerel birimler olan il ve ilçe Sağlık Müdürlüklerinde yer alan denetim elemanları da cesaret bulmakta ve kendilerini ilahi güçlerle donatılmış krallar gibi görerek, muayenehaneler üzerinde baskı uyguluyorlar.

Avukata, mimara, muhasebeciye, serbest çalışana çalışmak serbest.

Doktora yasak...

Gerçekten akıllı bir devlet, muayenehaneleri korumak zorundadır.

Öyle bir ortam oluşturuldu ki, tüm meslek mensupları serbest çalışabilir, ama doktor serbest çalışamaz. Ya devlet hastanesine girecek, yada çoğu yabancıların eline geçmiş olan hastane zincirlerinden birisinde ücretli işçi olacak. Kendi başına mesleğini icra edemeyecek.

Oysa hem sağlık kuruluşu işletmecisi, hem de yöneticisi olamaz. Böyle olursa, tarafsız olamaz.

Bu politikalar hayalcidir, sağlık giderlerini daha da arttırmaktan bir işe yarayamaz.

Dr. Paşa GÖKTAŞ

Trafik Vakfı can yakıyor

HEYECANLA aracınızı koyduğunuz yere gidiyorsunuz. Aracınız yok! Acaba ne oldu!

Çalındı mı? Bir panik? Bir vah! Acil hasta mi getirdiniz, ölünüz mü var, acınız mı var?

Ama hayır bunlar hiç önemli değil. Eğer özellikle İstanbul’daysanız aracınızın çekilmesi için İstanbul Trafik Vakfı’nın mutlaka bir sebebi vardır. Aracınız itinayla çekilir.

Ömer ARSLAN

Biliyor musunuz

DENİZLİ’de Ensar Vakfı Şubesinin, AKP’li Belediye ve İl Müftülüğü işbirliğiyle gençleri ve çocukları camiye yönlendirmek amacıyla düzenlediği ‘Gençler Hep Birlikte El Ele Camiye’ etkinliğine 40 gün boyunca 7-17 yaş arasında yaklaşık 3000 kişinin katıldığını, namazlarını camide eksiksiz kılan öğrencilere 3 diz üstü bilgisayar ve 270 bisiklet hediye edildiğini; Ensar Vakfı Genel Müdürü Hüseyin Kader’in, Türkiye’de dört ilde gerçekleştirilen bu faaliyetin gelecek yıl bütün illerde yapılacağını söylediğini... ‘CUMHURİYET’in 100.yılında Galatasaray Kültürü’ başlıklı konferansın bugün 14.00’de Galatasaray Lisesi, Tevfik Fikret Salonu’nda yapılacağını (Açılış Konuşması: Türker Arslan. Moderatör: Fikri Sağlar. Konuşmacılar: Prof.Dr. Erdoğan Teziç, Atilla Dorsay, Uluç Özülker, Ünal Aysal, Cemile Güneş)...

‘Yeni Anayasa’ toplantısı Edirne ve Tekirdağ’da

TÜRK KAMU-SEN öncülüğünde Türk Dünyası Konseyi tarafından yürütülen ‘Yeni Anayasa’ hakkında değişik görüşlerin ortaya konulduğu toplantılar 13 Aralık 19.00’da Edirne Halk Eğitim Merkezi’nde ve 14 Aralık 20.00’de Tekirdağ Belediye Kültür Merkezi’nde devam edecek. Toplantılarda Türk Büro-Sen Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk Kadınlar Derneği Genel Başkanı Şenol Bal, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof.Dr. Mustafa Erkal ve Rumeli Balkan Staretejik Araştırmalar Merkezi adına Av.Özcan Pehlivanoğlu konuşacaklar.

Ereğli ile Gülüç birleşecek belediye AKP mi CHP mi olacak

EREĞLİ İlçe Belediyesi olarak yıllardır mücadele verdiğimiz ve hem idari mahkeme hem de Danıştay’da kazandığımız dava ile İmar Kanunu’nun 11. Maddesine istinaden Gülüç Belde Belediye’nin Kdz.Ereğli İlçe Belediyesi’ne bağlanması gerekiyor.

Ancak; Kdz.Ereğli İlçe Belediyesi CHP, Gülüç Belde Belediyesi Ak Partili olduğu için hukukun öngördüğü hükümler yerine getirilmiyor.

Yasa gereği 109 bin 400 nüfuslu Kdz.Ereğli İlçe Belediyesi’ne sıfır noktada bulunan 7 bin nüfuslu Gülüç Belde Belediyesi İmar Kanunu’nun 11. Maddesine göre gerekli tüm işlemler yapılmasına karşın İçişleri Bakanlığı’nda siyasi nedenlerle bekletilmektedir. İmar Planı’nda da görüleceği gibi 7 bin nüfuslu Gülüç Belde Belediyesi’nin hiçbir köyü olmadığı gibi, Kdz. Ereğli İlçe Belediyesi’nin ortasında yumurta gibi kalmakta, dolayısıyla İmar bütünlüğü su ve kanalizasyon hatlarının çekilmesi konusunda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.

Günümüzde TBMM’den bir gece yarısı geçirilen kanunlarla binlerce belde kapanmakta, mahalleler yok edilmekte, muhtarlıklar diskalifiye edilmektedir.

Düşürüldüğümüz bu hukuksuz durumun kamuoyuna açıklanması en büyük dileğimizdir.

Halil POSBIYIK-Kdz.Ereğli Belediye Başkanı