Paylaş
NEW York’ta Türk’ün Türk’e tanıtımı- Konserlerin parası Tanıtma Fonu’ndan mı?” (6.2.2010) başlıklı yazıya bir açıklama daha geldi...
Bu dördüncü yazımız... New York’ta -ve Amerika’da- Fethullahçıların “tanıtım” ve “konser” etkinliklerine karşı bazı kurumlar hassasiyetlerini gösteriyorlar.
Bunlardan biri de Washington merkezli Türk Kültür Vakfı - Turkish Cultural Foundation Direktörü Güler Köknar oldu. Köknar “Vakfımızın ne dini ne de siyasi hiçbir kurumla, kuruluşla veya cemaatle maddi veya manevi bir ilgisi bulunmamaktadır” diyor.
(Aslında tartışma konusu olan örgüt ise Turkish Cultural Center; yukardaki vakıfla isimleri karıştırılıyor.)
Washington’dan gönderdiği yazısında Köknar, vakıflarını özetle şöyle tanıttı.
“Türk Kültür Vakfı-Turkish Cultural Foundation 2000 yılından beri ABD yasalarına göre faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütüdür. Ayrıca 2005 yılından bu yana, Türk yasalarına göre ‘yabancı vakıf şubesi’ olarak tescilli bir Türkiye/İstanbul şubemiz bulunmaktadır.
Vakfımız, Amerika’daki sivil toplum örgütleri geleneğine uygun olarak son derece şeffaf bir kurumdur. Türk Kültür Vakfı-Turkish Cultural Foundation’ın tüm çalışmaları, destek verdiğimiz tüm projelere ait bilgiler ve yıllık raporlarımız internet sitemizde, www.turkishculturalfoundation.org mevcuttur.
Kurumumuz tümüyle özel bağışlarla desteklenmektedir ve bu husus da tüm yayınlarımızda açık bir şekilde ifade edilmektedir. Türk Kültür Vakfı-Turkish Cultural Foundation, ne Amerikan ne de Türk devletinden herhangi bir maddi yardım almadığı gibi, böyle bir maddi yardım talebi de hiçbir zaman olmamıştır.
Türk Kültür Vakfı-Turkish Cultural Foundation’ın ana gayeleri, Türk kültürünü yurtdışında tanıtmak, Türk kültürünün korunmasına katkıda bulunmak,
Türkiye ve ABD arasında dostluk köprüleri oluşturmaktır.
Türk Kültür Vakfı-Turkish Cultural Foundation, Anadolu’nun 1000 yıllık Türk kültürünü ve bu kültürün insanlığa yapmış olduğu katkıları daha iyi anlamayı ve tanıtmayı hedef seçmiş bulunmaktadır.”
Elin oğlunun Ergenekon sevdası
ELİN oğlu dediysem, Amerika ve Avrupa diyorum. Zira Ergenekon tertibine ilgi duyanlar onlar.
Bir gün Amerika çıkıyor, “Ordunun yönetimin içinde olmasına gerek kalmamıştır” diyor. Ertesi gün Alman Büyükelçisi çıkıyor, “Ergenekon Davası Türkiye’nin demokrasi davasıdır” diyor. Aslında Ergenekon tertibi, Batı’nın Türkiye’deki çıkarlarının sürdürülmesinde siyasi bir araçtır. Bazı köşe yazarları da sanırlar ki, bizim kendimize ait bir dış politikamız var. İç politikası olmayanın sanki dış politikası olurmuş gibi. Bizim dışişleri dediğimiz şey, Amerika’nın Ortadoğu ve dünyadaki çıkarlarını savunmak demektir. Batı’nın Türkiye’deki demokrasi oyununun adı Ergenekon’dur.
Batı Mustafa Kemal’i niye sevsin. Tabii Davutoğlu’nu sever.
Bülent ESİNOĞLU
Siz Ayasofya’nın iskelesinin kaldırıldığını mı sanıyorsunuz
İSTANBUL 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı son bir yıl içinde, Ayasofya’daki 17 yıllık restorasyon iskelesinin kaldırılması vesilesiyle iki tören düzenledi. Ajansın basın bültenlerine dayalı olarak bu haberler gazetenizde de yer aldı. Fakat bu haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadı. İlk törenden sonra iskele sökülüp başka bir köşeye yeniden kuruldu. İkinci törenden sonra bu iskele tekrar sökülüp iki ayrı köşeye yeniden kuruldu ve bir müddet öyle kalacak. Yani gerçekten kaldırılan bir iskele yok ama kaldırılmış gibi törenler ve haberler var. Bence medyanın artık Kültür Başkenti’ni mercek altına alma zamanı geldi de geçiyor. Büyük paralar denetimsiz harcanıyor. Özde pek bir şey yok, vitrin oluşturulmaya çalışılıyor. Ayasofya’nın iskelesi buna en güzel örnek! “Boğaziçi’nden haberler” (24.12.2009) ve “Boğaz’a yasal kilit” (06.01.2010) başlıklı yazılarınızı okudum. Bu hassas konuya değindiğiniz için teşekkür ederim.
Prof. Dr. Taylan ULA
Sarar Ailesi’nden kimler çıkmış
BİZLER Karadenizli Sarar Ailesi’nin ne kadar Cumhuriyet yanlısı ve CHP’li olduğunu biliriz. Ancak Trabzon’un Of ilçesinde Sarar soyadlı AKP’li bir Belediye Başkanı var... Hani “Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir” diyen. Bildiğimiz kadarıyla Sayın Başbakan’dan, AKP’den ve AKP’ye yakın çevrelerden, bu konuda ciddi hiçbir tepki gelmedi. Eskilerin bir lafı vardır: |
“Sükut ikrardan gelir.”
O aydınlık kafalı Sarar Ailesi’nin fertlerini arıyoruz.
Çetin YAYKIN
Metrobüse indirim İDO’ya bindirim
|
OKUR Veysel Dinler, Büyükşehir’in bir açığını yakalamış, anlatıyor: “Metrobüs zammıyla ilgili bir ayrıntı hem dava açanların hem de mahkemenin gözünden kaçtı. Aynı zam kararıyla birlikte aylık mavi kartlara (daha öncesinde sınırsızdı) yüklenen 200 kontör, zam yapmak yerine 160 kontöre düşürüldü. Zam geri alınmasına karşın önceki kontör düzeyine yükseltilmedi. (Not: Büyükşehir, metrobüs zammını indirdi ya... İDO da hemen Harem-Sirkeci arasındaki arabalı vapur seferlerini 5’ten 6 liraya çıkarttı.)
‘Bıçak parası’
SAĞLIKTA dönüşüm bu mu? Sayın Sağlık Bakanı’nın her yerde söylediği bıçak parasını kaldırdık lafı tamamen bir hayal. Esas bıçak parası şimdi özel hastanelerde alınıyor. |
Bir çalışanımızın yakınından bir stend takma parası olarak tam 7 bin TL alındı. Bıçak parasını yasal hale getirdiği için Sağlık Bakanı’nı tebrik ediyorum. Dr. B.E.
NOEL BABA MÜZESİ
NOEL Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut bir açıklama göndermiş; şöyle:
“Kale’de (Demre) Noel Baba Müzesi’ni su basmasının nedeni, kazı başkanı ve kazı başkanına söz geçiremeyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır.
Her yağmurda zemininden su kaynayan Noel Baba Müzesi’nin sorunu ile ilgili yaptırdığımız projelere, Antalya Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğü uzmanları olumlu görüş bildirmelerine rağmen siyasi nedenlerden dolayı izin verilmemektedir. Biz üzerimize düşen tüm sorumluluğu yerine getiriyoruz.”
Paylaş