Kendisine ilk önce şunu sorduk:
Yılların düşman ülkeleri Almanya-Fransa'nın yakınlaşması neyi hedefliyor?
- İki ülke arasındaki barış anlaşmasının 40. yılı nedeniyle
Paris'te yapılan toplantıda yeni birleşme hedefleri ortaya çıktı. Yaklaşımların ilki
ABD'nin
İngiltere'yi de yanına alarak
Irak'a yönelik hazırladığı saldırı planına karşı çıkmak... Böylece bu yakınlaşma çerçevesinde
Avrupa Birliği'nin de genişlemesinin getireceği sorunları azaltmak.
Almanya 25 üyeden oluşacak olan
AB'nin yeni sorunlara gebe olduğunun bilinci içinde...
AB'nin % 26 oranında bütçesini karşılayan
Almanya, gene bu bütçeye % 14'lük bir katkıda bulunan
Fransa ile birlikte
Avrupa'da dengeyi kendi lehine çevirmek istiyor. Genişlemeden yararlanacak olan bu iki ülke, sorunlara karşı karar mekanizmasını
Berlin-Paris hattına yönlendirme çabasındalar. Hedef, 20 yıl sonra
Fransa-Almanya Konfederasyonu'nu oluşturmak. Böylece çekirdek
Avrupa kavramı
‘‘Fransalmanya’’ ile gerçekleşecek. İstenen
ABD'nin tüm bölgelerdeki gücüne karşı yeni bir dengeyi ortaya çıkarmak. Ayrıca
Almanya özellikle Başbakan
Schröder'in,
Rusya Başkanı
Putin'le olan özel ilişkisinden doğan birlikteliği bu dengede kullanmak istiyor. İki lider ayda bir kere eşleriyle özel olarak buluşuyorlar; birbirlerinin evlerinde yemek yiyorlar.
FİSCHER NE YAPTI
Almanya Dışişleri Bakanı Fischer'in, İstanbul'da geçen hafta Irak konusunda İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısının yapıldığı Çırağan Oteli'ne yerleşerek bu ülkelerin bakanlarıyla görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? İlginç bir gelişme değil mi?
- 2004 yılında Avrupa Birliği Komisyonu Başkanlığı'na hazırlanan
Fischer, artık uluslararası alanda her geçen gün daha fazla söz sahibi oluyor. Bu açıdan
AB'yi de etkileme konusunda İslam ülkeleriyle olan diyaloğa çok önem veriyor.
Fischer önüne sunulan böyle bir şansı kaçırmak istemedi. Bir taşla altı kuş vurdu. İki gün içinde hem
Türkiye'ye resmi bir ziyaret yapmış oldu hem de Türk yetkililerinin dışında 5 ülkenin de dışişleri bakanları ile görüştü. Böylece
Irak'a ve
ABD'ye mesajlar yolladı. Burada ortaya çıkan özellikle
Irak savaşında
Almanya'nın
ABD ile aynı çizgiyi savunmadığını ortaya koymak ve İslam ülkelerinin girişimine destek vermekti. İran'la özel ilişkileri olan
Almanya, bu ilişkilerini son yıllarda Suriye ve Ürdün'le de pekiştiriyor.
Peki Almanya'nın Türkiye'ye biçtiği rol nedir?
-
Almanya, ülkesinde yaşayan 2.6 milyon Türk'ün her geçen gün politik olarak kazandığı önemi görüyor. Ayrıca, artık
Türkiye'nin
AB'ye üyeliğinin de önlenemeyeceğinin bilinci içinde... Bu açıdan Akdeniz ülkeleriyle birlikte
Türkiye'ye daha fazla önem vermek,
Türkiye'nin savaşı önleyici fonksiyonunu geliştirmek ve
Türkiye'nin bu atılımından yararlanmak
Fischer için önemli bir olaydı...
Afganistan, Kosova, Bosna ve
Irak'taki yeni çatışmalarda
Türkiye'siz bir
AB'nin güçsüz kalacağını
Avrupa artık kavramış bulunuyor. Bu açıdan
Fischer üç gün içinde karar vererek,
İstanbul'daki bu önemli toplantıya katılarak hedefine bence çok akıllı bir şekilde erişti.
AB-AKDENİZ VAKFI
Faruk Şen... AB Komisyonu Başkanı, İtalyan Romano Prodi, AB Akdeniz Üyeleri Diyalog Komisyonu kurdu... Sizin de yer aldığınız bu komisyon neyi amaçlıyor?
-
Prodi, çok akıllı ve Akdeniz ülkelerinin çıkarlarını çok iyi savunan bir politikacı.
Türkiye, maalesef bugüne kadar
Prodi ile akılcı bir diyalog kuramadı. Doğu Avrupa'ya yönelik genişlemenin
AB'de Akdeniz ülkelerinin önemini azaltacağını çok iyi bilmesi nedeniyle ilk olarak bir Akdeniz Bankası kurmak istedi. Ancak
Almanya karşı çıktı. Buna karşılık
Prodi, 2004 yılında bir
‘‘AB-Akdeniz Vakfı’’ kurmak istiyor. Bunun hazırlıklarını 18 kişilik bir komisyona yaptırıyor; evet benim gibi
Fas'tan
Fransa'ya,
İsrail'den
Türkiye'ye kadar 18 uzman bunun altyapısını hazırlayacağız. 2004 yılında genişlemeden sonra Doğu Avrupa'ya kayacak fonların belirli bir bölümünü tekrar Akdeniz ülkelerine kaydırmak, bu vakfın birinci hedefi olarak gözüküyor. İkinci hedef de Euro-İslam çerçevesinde
AB sınırları içinde yaşayan 14 milyon Müslümanın, Hıristiyanlarla birlikte barış içinde yaşamalarının yanında Akdeniz ülkeleri ile
AB'yi hedefleri açısından birleştirmek
Prodi'nin gelecek için bir projesi... Bu projede
Prodi, Türkiye'ye de bir anahtar rol düşünüyor. Ne yazık ki bugüne kadar
Türkiye, Prodi ile ciddi bir diyalog kuramadı. Geçen yıl çok istemesine rağmen
Kemal Derviş'in istifası ile yaşanan sorunlar nedeniyle
Türkiye'ye gelemedi.
AKP hükümeti,
Türkiye'nin
AB üyeliğine gerçekten daha kısa zamanda geçmesini istiyorsa,
Prodi ile diyaloğuna hız vermeli,
Ankara ziyareti sağlanmalıdır.
Örnek olsun
KÖLN'deki panelden çıkışta bir Hürriyet okuru elimize bir gazete kupürü tutuşturdu.
‘‘Alın bunu Türkiye'deki milletvekillerine örnek diye gösterin’’ dedi. Haberde,
Berlin Eyalet Parlamentosu Yeşiller Milletvekili
Özcan Mutlu'nun kendi isteğiyle dokunulmazlığını kaldırttığı yazıyordu.
Mutlu, 2001 Eylülü'ndeki seçim öncesinde, Cumhurbaşkanı
Rau'nun randevusuna yetişmek üzere yasak yere park yüzünden bir polisle tartışmış; polise
‘‘sen’’ diye hitap etmiş... Ancak hemen özür dilemiş. Ancak polis daha sonra savcılığa başvurup kendisi hakkında
‘‘Biz karakafalılar yakında tüm emniyet müdürlüklerini, tüm parlamentoları ele geçireceğiz. Bakalım o zaman ne yapacaksınız’’ diyerek şikáyet etmiş. Savcılık tanıkları dinledikten sonra
Mutlu'ya
‘‘Hakkınızda bir soruşturma açılmasını istemiyorsanız para cezası ödemeniz gerekiyor’’ demiş...
Özcan Mutlu da, lehine ifade veren tanıkları dikkate almayan savcılığa
‘‘Cezayı ödemeyeceğim, hemen dokunulmazlığımın kaldırılması için başvuruyorum’’ demiş...
Söz verdiği halde dokunulmazlıkları kaldırmayan
AKP'ye ders olsun.
Biliyor musunuz?
Mesut Yılmaz'ın eşi
Berna Yılmaz'ın
Düsseldorf'da
Kö-Gallere alışveriş merkezinde önceki gün alışveriş yaparak kız çocuklarına yönelik hediyeler aldığını...
Necmettin Erbakan'ın yeğeni
Mehmet Sabri Erbakan'ın 'aşk skandalı'ndan sonra Almanya Milli Görüş Teşkilatı'ndan istifa etmek zorunda kaldığını, işleri perde arkasından yönettiğini ve geçen hafta İspanya'ya tatile gettiğini...
Biliyor musunuz?