‘Çankaya’daki evimi satıyorum’

Artık, “İstanbul’dan ‘sahte’ Ankara’ya geri dönmeyeceğim” diyor.
Uluç’un özetlediğimiz yazısında vurgulanan bazı bölümler şöyle:
“Devrinin en önde gelen kent plancılarından Hermann Jansen, yeni başkenti iki aks üzerinde düşünmüştü.. Artı işareti şeklinde iki aks.. Tarihte kentler genelde ringler şeklinde gelişir. Merkez de mabed.. Etrafında halka şeklinde yollar..
Viyana’da, Köln’de en büyük caddeler ‘Ring’ adını taşır, bundan.. Jansen ringe değil, bu iki aks üzerinde yayılmaya dayamıştı planını..
Kızılay, Cebeci- Bahçelievler ve Kavaklıdere-Dışkapı akslarının kesişme noktası..
Kızılay’dan Sıhhiye’ye doğru yürüdün mü, Ankara’nın simgesi olan anıtı görürdün.. Hitit Güneşi..
Şimdi..
Kızılay yok.. Tarihi Kızılay binasını yok ettiler. Cumhuriyet’in simgesi..
Cebeci’de bir Cumhuriyet simgesi, tarihi konservatuar binası, Mamak Belediyesi diye bir leşe döndürüldü..
Hitit Güneşi’ne göz diktiler. Ankara’nın simgesi olmaktan çıkardılar. Anıtı da kaldıracaklar, fırsat kolluyorlar..
Kızılay’da, bir başka Cumhuriyet simgesi vardı.. Güven Anıtı.. “Türk, Öğün, Çalış, Güven” yazan anıt.. Şimdi o anıtın adını verdiği parka bir devasa dönme dolap koyacaklarmış..
Ankara’nın simgesi olacakmış.. Paris ve Londra’dan yürütme simge..
Bunu yapacaksan, yer mi yok?. Gençlik Parkı ne güne duruyor?. Orda lunapark da var üstelik.. Yakışır..
Ama amacın Güven Anıtı’nı silmekse, o zaman gelir buraya kurarsın..
Ankara’ya, benim Ankara’ma, Sevgili Ankara’ma bir şeyler oluyor.. Bilerek, kasten.. Ya da cehaletten.. İkisi birbirinden kötü..
O Ankara ki, 1981’de ‘Erkekçe’yi çıkarmak için İstanbul’a taşınırken, Çankaya’daki dairemi içindeki eşyalarla aynen bırakmıştım.. “Geri döneceğim” diye..
O ev 30 senedir, benim “dönme” umutlarımı ayakta tutmak için öyle boş bekledi. Kiraya falan verilmeden..
Şimdi artık bu halkına ihanet etmiş “sahte” Ankara’ya dönmek istemiyorum..
Evim satılık.. Almak isteyen var mı?..”
Hıncal Uluç’a itirazı olan var mı?

Park gece oto yıkamaya döndü

KEÇİÖREN, Esertepe Mahallesi Ahmet Şefik Kolaylı Caddesi üzerindeki Şehit Piyade Çavuş İbrahim Bektaş Parkı’ndan geçenler bu parkın hem aydınlatmalarının yanmadığına, hem de oto yıkama olarak kullanıldığına şahit olurlar.
Parkın havuzundan kovalarla su alan otomobil sahipleri parkın önünde araçlarını yıkıyorlar. ‘Araç yıkamak yasaktır’ yazısına rağmen, buna aldırmayan sürücüler ve dolmuşçular kovalarla taşıdıkları suyla araçlarını yıkıyorlar. Bu manzara ne Ankara’ya ne de Keçiören’e yakışıyor. Üstelik soğuktan dolayı suların donmasıyla yolu kullananlar da kayıp düşme tehlikesi yaşıyor. Keçiören Belediyesi’nin İbrahim Bektaş Parkı’nın yanmayan aydınlatmalarına ve parkta yaşanan ‘oto yıkama’ olayına el atmasını bekliyoruz.
Ahmet ÇELİK

Biliyor musunuz

TÜRKİYE Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun düzenlediği Tekerlekli Sandalye Tenis Türkiye Şampiyonası 14-16 Şubat tarihlerinde Ankara Tenis Kulübü’nde yapılacağını...