Paylaş
Bunları, ilk kez sıradan bir erin hiç aksatmadan savaş boyunca tuttuğu ‘günce’sinden de öğreniyoruz. Bulgaristan göçmeni topçu er rüştiye (ortaokul) mezunu Hasköylü Tevfik, düşmanın gece-gündüz demeden bombardımanı ile içinde mevzilenmeye çalıştıkları güzelim çamlıkları nasıl yaktığını, buralardaki Mehmetçiklerin nasıl şehit edildiklerini de anlatıyor. Hani nerede günümüz Çanakkale ziyaretçilerine anlatılan düşmanın attığı top mermilerini elleriyle tuttukları söylenen ‘beyaz sarıklı yeşil cübbeli evliya’ masalları? Hani nerede düşman uçakları bomba yağdırmak için üzerlerine geldiğinde kapkara bulutlarla bu evliyanın (!) geceyi gündüze çevirdiği ve Türk askerini böylece koruduğu (!) palavrası?
18 Mart 1915 günü düşman zırhlıları Türk topçusunun isabetli atışları ve döşenen mayınlara çarparak denizin dibini boylayınca beklenmedik bir hezimet yaşamışlar ve ‘Boğaz’ı terk etmişlerdi. Sıra, 25 Nisan’da başlayan ve tam 8.5 ay süren kara savaşlarına gelmişti ki ‘Mustafa Kemal mucizesi’ devreye giriyordu.
Kararlıydı düşman. Gelibolu Yarımadası’nı çiğneyip geçerek, İstanbul’a girerek Osmanlı’nın işini bitirecek ve Türk’ü geldiği yere sürecekti! Yüz binlerce talimli askerlerin yanı sıra artezyen kuyuları, deniz suyunu arıtma cihazları, sıra sıra mutfak ocakları hatta binlerce fıçılık şarap stokları vardı. Tabii, ilk kez bir savaşta kullanılan silahları, uçakları ve denizaltıları da...
Türk’ün ise yüksek morali, yurdunu ve ülkesini, namusunu koruma kararlılığı... Aylar boyunca doğru dürüst yemedi, içmedi, hatta yıkanmadı. Er Tevfik savaş sona erip başka bir cephede görev almak üzere birliğiyle birlikte yola çıkınca güncesine şunları yazdı: ‘Neredeyse bir yıldır yıkanmamıştım. Hayrabolu’ya varınca arkadaşlarla hamama girip bir güzel yıkandık. Sonra bol yoğurt yedik, süt içtik. Sonra da börek!..
Kara savaşlarının simgesini oluşturan Mustafa Kemal’e gelince İngiltere’nin genç Donanma Bakanı Winston Churchill anılarında şöyle diyordu:
“... İstanbul’a süratle ulaşıp Osmanlı’yı savaş dışına itmek için her ayrıntıyı düşünüp hazırlığımızı yapmıştık. Bir tek, Mustafa Kemal denilen genç bir kurmay subayın varlığından habersizdik. Varlığından ve karşımıza çıkacağından...”
Genç bir gazeteciye, Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey’e savaş daha bitmemişken verdiği röportajda şöyle diyordu genç Paşa hazretleri:
“...Verdiğim emir üzerine ve iki dakika sonra öleceklerini bile bile şehadet getirerek veya üzerlerindeki küçücük Kuran’ın bir-iki satırını okuyarak düşman siperlerine dalıyorlar ve göğüs göğse boğuşarak öldürüyorlar ve ölüyorlardı. Ülkelerini, ailelerinin namusunu ve kendi şereflerini korumakta öylesine kararlıydılar. Tek hedefleri vardı. Atalarından miras kalmış toprakları düşmandan temizlemek. Moralleri düşmanınkiyle kıyaslanmayacak kadar yüksekti ve ben onlara kumanda etmekten gurur duyuyordum...”
Düşmanın başkomutanı Sir Ian Hamilton’un “İngiltere’nin gururu” dedikleri Mehmetçiğin elinden kurtulamayan ‘Soylular Tümeni’nden söz ederken “...Türkler, bu soylu tümenimizin gırtlaklarına yapışıp suratlarında patlatacağı terbiye tokadını yemekten kurtuldukları için talihliydiler!..” demesi Mustafa Kemal Paşa’yı çok kızdırmıştı.
Şunları dedi Ruşen Eşref Bey’e:
“...İngiliz kumandanının sözlerinin pek bayağı buldum. Bu soylu İngiliz tümeninin bizim askerimiz karşısında yok olup gittiği ortada. Türk’ün askeri İngiliz’in soylusundan çok daha büyük bir gurur kaynağıdır...”
‘Çanakkale Olmasaydı, O Olmayacaktı” okunmalı ve okutulmalıdır.
Evet, Çanakkale olmasaydı bir Mustafa Kemal de olmazdı. O olmayınca da ne bir Kurtuluş Savaşımız olurdu, ne de bir Türkiye Cumhuriyetimiz...
4 yeni kitap
-Ertuğrul Özkök: ‘Bir Beyaz Türk’ün Hafıza Defteri’
-Nurettin Sözen: ‘İnsana ve Demokrasiye Adanmış Bir Hayat’
-Mustafa Özyürek ‘Tahta Bavulla Çıktım Yola’
-Zeki Sözer: ‘Halkın Sesinden İktidarın Borazanına’
(Doğan Kitap)
Yeni-Kapı
Yetmedi, denizden çal, toprağı doldur,
üstün(d)e miting yap; yakıştı!.. A.D.
THY bunları neyin karşılığında yapıyor
GEÇENLERDE yayınlanan tapelerden birinde bir THY yöneticisi, Afrika ülkelerinden birine malzeme taşıdığını ve bunun Hıristiyanları mı yoksa Müslümanları mı öldürdüğünü bilmediğini ve vicdan azabı çektiğini söylüyordu. Afrika ve Asya ülkelerine sıkça seyahat eden ve yurtdışında yaşayan yabancı uyruklu bir tanıdığım geçen gün bana ilginç bir bilgi verdi. Buna göre bazı Afrika ve Asya ülkelerine vize alabilmek için THY’den bilet alma zorunluluğu getirilmiş! Geçen gün yayınlanan tapeler ışığında, insan acaba neden böyle bir zorunluluğun, neyin karşılığında getirildiğini düşünmeden edemiyor. Acaba bundan kimler, nasıl bir kazanç sağlıyorlar, insan düşünmeye korkuyor.
S. ÖZAY
Kayseri’de ‘sucuk’lu miting
KAYSERİ’de ‘meşhur’ bir sucuk hikâyesi var ya; yargılama 2007’lerden beri sürüyor ya... CHP’nin Kayseri mitingi bugün; Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı Özhaseki’ye karşı Yargıtay’ın lehine verdiği karar öncesinde konuşacak.
Belediye çalışanı Hacı Ali Hamurcu belediye ile ilgili yolsuzluk iddialarını ortaya atmış, daha sonra yargılanmış ve ceza almıştı.
Bu çerçevede taraflar birbirleri aleyhine hakaret davaları açmıştı. Mehmet Özhaseki böyle bir davadan 20 bin lira tazminat kazanmış, bununla halka sucuk dağıtmıştı. Ancak Yargıtay davayı bozunca Kılıçdaroğlu bu parayı geri alacak.
Kılıçdaroğlu bugün Kayseri’de konuşacak. Bu arada Hacı Ali Hamurcu’nun yazdığı ‘Vilayet-Yargı-Belediye-Belgelerle Yolsuzluğun Şeytan Üçgeni (Anka Yayınları) kitabı dağılacak. Kitapta Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve belediye ile ilgili iddiaların yer aldığı belirtiliyor.
CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu Yargıtay’ın ‘bozma’ kararını açıklarken, “Özhaseki’nin açıkladığı ve kazandığını belirttiği davalar üslupla ilgilidir. A¬sıl önem¬li olan yolsuzluk dosyasıdır. Sanki, bu davayı kazanmış gibi gösteriyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi temyiz sürecinde Kılıçdaroğlu’nu haklı buldu ve Özhaseki aleyhine kararı 20.11.2013’te bozdu” dedi.
Esenyurt’ta Çapan kardeşlerin mitingi
ESENYURT eski Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, Esenyurt adayı olan kardeşi Çetin Çapan’a destek mitinginde konuştu.
Çoşkulu geçen mitingde CHP Bakırköy Belediye Başkan adayı gösterilen Dr. Bülent Kerimoğlu, CHP’nin
Beylikdüzü ve Başakşehir belediye başkan adayları Ekrem İmamioğlu ve Özgür Karabat’la birlikte Esenyurt Belediye Başkan adayı ÇetinÇapan’a destek verdi. Kerimoğlu, “Gürbüz Çapan benim de ağabeyim. Gürbüz ağabeye yapılan hukuksuzluğa karşı AKP’ye ders vermek zorundayız. Tüm Esenyurtlulara sesleniyorum; Esenyurt’ta Çetin (Çapan) kardeşime, İstanbul’da Sarıgül’e oy verin” dedi.
Bakırköy adayı Bülent Kerimoğlu 2004 yılında DSP’den Gürbüz Çapan’ın karşısında aday olmuş ancak CHP üyesi olduğu için adaylığı düşürülmüştü. Kerimoğlu bu kez babasını DSP’den aday göstermiş ve babasının broşürlerinin içinde kendi broşürlerini dağıtarak oy istemişti; başarı gösterememişti.
Tayyip Erdoğan’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda yanında İştirakler Daire Başkanlığı’nı yürüten
Necmi Kadıoğlu’nun, özel bir sevgis bulunduğu biliniyor.
İzmir’den izlenimler
Karşıyaka adayı oldu, bir hafta önce babasını kaybetti
BABASI Konya Ereğli Belediye Başkanlığında bulunan CHP’nin yerel köklü isimlerinden Kenan Akpınar’ın oğlu Hüseyin Mutlu Akpınar’ın Karşıyaka adaylığı sürecinde “Bina değil ağaç dikeceğim” sözü büyük yankı uyandırmış... Bu sözünün tadını alamadın Akpınar’ın babası bir hafta önce vefat etmiş ve Konya Ereğli’de toprağa verilmiş... İki dönem belediye başkanlığından sonra askeri dönem geldiğinde Ali Talip Özdemir Belediye Başkanlığına verilmişti.
Seçim kampanyası sürecinde ‘baba’ açısı ile yaşayan Akpınar’ı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Umut, Oran, Adnan Keskin, Yakup Akkaya, Bülent Tezcan İzmir’de evine kadar giderek taziyede bulunmuş...Bu arada, AKP’den istifa eden eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı ziyaret “Hüseyin Mutlu Akpınar; benim yol arkadaşımdır, baba yadigarıdır” dediği
öğrenildi.
Hüseyin Mutlu Akpınar, İzmir’de yıllardır gençlik kolları başkanlığını, yürüttü, il sekreterliği ve il başkan yardımcılığında bulundu.
Aday tespiti çalışmalarında Konak Belediye Başkan adayı ilan edilmiş, ancak Baro Başkanı Sema Pektaş’ın, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın yerine aday gösterilmesi üzerine Karşıyaka’ya kaydırılmıştı.
Akpınar, bilişim ve eğitim sektöründe faaliyet gösteriyor.
Karşıyaka Spor Kulübü’nde yöneticilik yaptı.
Akpınar, “Karşıyaka’da tarih yazacağız ve Türkiye’de en yüksek oy oranını sağlayacağız. Beşiktaş’ı da, Kadıköy’ü, Çankaya’yı da, Kadıköy’ü de geçeceğiz” dedi.
Çarpıcı vaadi olan “Bina değil ağaç dikeceğim, ağaç dikmek isteyen herkesi davet ediyorum”
Sait TEMUR
Kılıçdaroğlu: Adayımız Kamil Saka’dan %50’nin üzerinde oy bekliyorum
TÜRKİYE’nin her köşesinde olduğu gibi, Edremit Körfezinde de köylerden, şehre halkın seçimlere
Olan ilgisi gerçekten olağanüstü... Edremit 1950 seçimlerinden bu yana, Demokrat Parti başta olmak üzere hep sağ partileri iktidara taşımış bir seçmen kitlesine sahip bir bölge. Ancak son yıllarda Edremit ve çevresine olan göçler, bu bölgedeki seçmen profilini ve oy tercihlerini etkilemiş gözüküyor.
Geriye döndüğümüzde, MHP, AKP ve tekrar MHP’li Belediyelerden sonra bu kez ilk defa parlayan ve öne çıkan parti CHP oluyor. Tahminler ve görüşler tabii ki farklı. Gezici anket şirketlerinin son verilerine bakıldığında CHP oyları %48-58 arasında değişirken, MHP 28, AKP ise 24 bandında duruyor.
Sorunun yanıtını MHP’lilerden almaya kalkarsanız “%60’la seçimin favorisi biziz” diyorlar. Yine bir kısım CHP’liye göre seçimler AKP ile CHP arasında derken, başka bir gurup başkanlık koltuğunun sahici Kamil Saka (CHP) ya da Tuncay Kılıç’tır tahminini ileri sürüyorlar. Bilindiği gibi Tuncay Kılıç’ın halen devam eden bir mahkemesi var. Adli kontrol ile serbest bırakılan Tuncay Kılıç taraftarları, “Göreceksiniz aklanacak” derken, muhaliflerinin söyledikleri bir cümle oldukça manidar. O cümle de şu;
“Mahkemeden beraat önemlidir, ama vicdanlardaki aklanmak da önemlidir.”
2009 yerel seçimlerinde Belediye Başkanı olan, mahkemeden serbest bırakılmasına rağmen İçişleri Bakanlığı’nca makamına iade edilmeyen Tuncay Kılıç iddiasını sürdürüyor. En az %60 oyla geleceğini üstüne basa basa söylüyor.
Göçlerle nüfusu 130 bine ulaşan Edremit’te oylarını belirgin şekilde arttıran toplantı ve mitingleri büyük kalabalıkları çeken CHP’nin Belediye Başkan adayı Kamil Saka ise “Listemize, hem de seçilecek sıralara koyduğumuz Türkmen ve Yörük kardeşlerimiz var. Tüm kesimleri kucakladık” diyor.
Tuncay Kılıç’ın tutuklu olduğu aylarda Edremit Belediye Başkanlığı görevini yürüten Fatih Çağlar ve arkadaşlarının ödediği borç 12 milyon, eski parayla 12 trilyon. Edremitliler, Fatih Çağlar’ın 10 ayda ödediği borçlarla 30 milyonluk eski borç rakamı şu sıralarda 18 milyona inmiş durumda.
Genişleyen ve 1600 m2’yi bulan Cumhuriyet Meydanı, genişleyen Menderes Bulvarı ve diğer projeler için Edremitliler Fatih Çağlar’a teşekkür ediyorlar.
Tutuklu olduğu günlerin acısıyla seçim kampanyasını hırslı bir şekilde yürüten Tuncay Kılıç, “30 Mart’ta kırgın CHP’lilerden, AKP’lilerden oy alacağı düşüncesini” vurgularken, CHP’liler ve MHP’lilerin bir kısmı da ilginç bir iddia illeri sürerek ”Emrindeki Belediye çalışanlarının büyük bir bölümü bile CHP’ye oy verecekler görüşünü” ileri sürüyorlar.
Evet Edremit Körfezi’nde zorlu bir seçim olacağı belli. CHP mevcut görümüyle, topladğı kalabalıklarla ve listeeleriyle favori gözüküyor. Edremitliler CHP 64 yıl sonra Edremit’te CHP iktidara gelirse şaşırmamak gerekecek, bu nedenle “CHP tarih yazmaya hazırlanıyor” deniliyor.
Evet, Kılıçdaroğlu’nun partisinin adayı Kamil Saka’dan beklentisi büyük:
“Senden yüzde 50’nin üzerinde oy bekliyorum.”
İmamoğlu-Uzun rekabeti
CHP Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’na; Ekrem Bey, AKP Belediye Başkanı Yusuf Uzun, 50 lira yövmiye verdiği kadınlara ‘seçmen kartı’ adı altında AKP’ye nasıl oy verileceğini gösteren şık baskılı kartlar dağıtıyor.
Özellikle de oy vermekte zorlanacak emekli ve yaşlılara veriliyor. Haberiniz olsun. Kendi hizmetleri diye gösterdiği projelerin %80’inin devletin ve eski başkanların yaptıkları Beylikdüzü halkı çok iyi biliyor; bu yalanlara kanmayacak.
D.E.
Twitter yasağına özel film
CHP seçim kampanyasında, dün itibariyle başlayan Twitter yasağına özel film yapıldı.
17 saniyelik reklam filmi, twitter kullanıcılarının yasak haberini duyar duymaz refleks olarak hazırlayıp Twitter’da paylaştığı caps’lerden oluşuyor.
Filmde dış ses yerine, Twitter’ı temsilen kuş sesi kullanılıyor ve “Özgürlüklerine sahip çıkan herkesin yanındayız” mesajı veriliyor.
Film bugün (dün) akşam saatlerinden itibaren TV kanallarında ve dijital platformlarda yayınlanmaya başlanacak.
Necati OZKAN
OYKU / Dialogue International
Paylaş