Büyükşehir’den, Kızılay’daki esnaf okurumuza bir telefon
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
"BEN Hilmi Yılmaz... Kızılay Zafer Çarşısı ile ilgili olarak 19.2.2008 tarihinde köşenizde bir yazım çıktı. Yazının çıktığı gün telefonda bir ses ’Ankara Büyükşehir Belediyesi’den arıyorum’ dedi ancak isim vermedi.
Dedi ki; ’Sayın Başkan Melih Gökçek hakkında Hürriyet gazetesi Yalçın Bayer köşesinde bir yazınız var, doğru mu?’
Ben de ’Doğru’ dedim.
Şöyle konuştu:
’Orada çıkar kelimesini kullanmışsınız, ne demek istiyorsunuz?’
Ben de ’Bizim bir artniyetimiz yoktur, burasının bakımsız, mezbelelik bir yer olduğunu, belediyenin burayla ilgilenmesini istedik, dedim. Merak ettiği yazımın sonunda yer alan ’Lütfen sayın Gökçek hizmet ederken çıkarsız ve tarafsız olalım’ cümlesiydi. Buradaki çıkar kelimesinde bir art niyet olmadığını söyledim: ’Sayın Başkan veya bir başkası nasıl çocuğunu çıkarsız seviyorsa, başkan da bizleri öyle sevmelidir, hizmet etmelidir.’ Cümle kuramama durumumuz zayıf olabilir; ama başkan bunu başka manaya çekemez ve düşünemez.
Ben bunları anlatırken, telefondaki kişi "Yalçın Bayer’le seni mahkemeye verecek, tazminat davası açacak" diye ekledi.
Bunun üzerine şöyle dedim kendisine:
’Bu normal bir yazı... Bana teşekkür etmeleri lazım. Yüzlerce insan buradan mağdur. Sarhoşların tinercilerin barınağı halinde olduğunu söylemişiz. ’İnanın sabahları buradan geçerken insanlığımızdan utanıyoruz, alkol şişelerinden alın da insan dışkısına kadar herşeyi görünce...’ diye yazmışız. Bunları buranın bir lokantacı esnafı olarak belediyemize duyuramayacak mıyız?’
Yalçın Bey, belki beni art niyetli olduğumu düşünebilirler. Emin olun öyle değil.
Sayın Başkan yazıdan cımbızla söz çekip dava açacağını söylerken, belki bundan sonra dükkanımı kapatırlar, belki ceza keserler veya devamlı rahatsız ederler...
Ama önemli değil... Vatandaş olarak görevimizi yaptık, çünkü buradaki manzaradan yüzlerce kişi şikayetçi... Biz hizmet bekliyoruz.
Ben Ulus ve Kızılay’da toplam 50 kişiyi çalıştırıyorum.
Allah bunların rızkını bir yol bulup verecektir elbette."
TREN kazalarında, son zamanlardaki artış iyice dikkat çekiyor! En son Sincan’da, banliyö treni eksprese çarptı! İşten anlamayanları, sırf kadrolaşmak için kuruma yığan, tren tuvaletlerinin hepsini alaturka yaparak kurum bazında ’mahalle baskısı’nın en iyi örneğini veren, kaydadeğer faaliyeti sözden öteye geçmeyenler daha ne kadar devam edecek? Kaç katarın daha hasar görmesi, kaç kişinin daha ölmesi yada yaralanması, kaç hattın kullanılmaz hale gelmesi lazım? Zaman, para ve iş gücü kaybının hangi boyutlara ulaşması bekleniyor? Böyle ciddiyetsizlik ve işten anlamamak nerede görülmüş? Ama kimin umrunda!
Metin ALTAY
Kanserliler SGK’nın yanlış uygulamasıyla perişan oldular
KÖŞENİZDE sizin aracılığınız ile SGK sağlıkla ilgili başkanına seslenmek istiyorum.
Son uygulamaya koyduğunuz hastaların tetkik için sevklerini yasaklayan uygulama nedeni ile lösemili ve kanser hastaları perişan olmaktadırlar. Zaten maddi ve manevi yokluklar içinde olan hastalarımız bu uygulama iyice yük olmaktadır. Neredeyse ’öl’ demektir. Hastalar sadece tekti için günü birlik taburcu edilmekte ya da parası ile tahlil yapılması istenmektedir. İnanılmaz bir çıkmaz sokağa girilmiştir.
SGK yayınladığı genelgeyle ’Sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, müracaat eden Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişileri, sadece tetkik ve/veya tahlil için başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna sevk edemezler’ yasağını koyarak tetkikler için tüm sevkleri durdurmuştur.
Tüm dünyada kanser gibi önemli hastalıklarda tümörün cinsi, hücresel genetik farklılığı, vücuda yayılımı vb. tetkikler belli özelleşmiş laboratuarlarda çalışılmaktadır. Her yerde her tetkik çalışılmaz ve gerek te yoktur. Bunlar ancak bazı özelleşmiş bilim insanlarının ve çok gelişmiş cihazları ile sağlanılmaktadır. Bizim bir şehrimizde var olan MR cihazı sayısı gelişmiş ülkelerdeki tüm cihaz sayısına eşittir.
Her hastane her cihazı satın alıp bu ülkenin dövizini boşa harcayamaz. Buna engel olunmalıdır.
Bu hem yanlış tahlil sonuçlarının oluşmasını engelleyecek, tedavinin başarısını arttıracak, gereksiz tetkik ve tedavilerin yapılmasını engelleyecek hem de ülkemizin tıbbi cihaz çöplüğüne çevrilmesini engelleyecektir.
Bun uygulamadan bir an önce dönülmelidir. Özel tetkiklerin yapıldığı merkezlere sevk imkanının önü derhal açılmalı ve hastalarımızın ızdırabı dindirilmelidir. Umarım bu ülkede kar amaçsız çalışan sivil toplum kuruluşlarının da sözü dinlenir.
Dr.Üstün EZER-
Pediatrik Hematolog, LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı
KISA...KISA...KISA...
KARAR merciinde bulunanlar için en doğru yaklaşım, Temelli’yi ilçe yapmaktır. Ekonomik ve sosyal koşullar, nüfus, kentleşme verileri, yatırım öncelikleri, yönetim bilimi, tarihi gerçekler, strateji, siyasal ahlak bunu gerektirmektedir. Tarih, gerekenleri yapanları, zorlaştırmayıp işi kolaylaştıranları unutmayacaktır.
Nizamettin BEKAROĞLU-Elvankoop Başkanı
MALATYA-Arapgir Ormansırtı Köyünün "Geleneksel 4.Gurbet Gecesi" 29 Mart Cumartesi 19.00’da Ankara Akköprü Karayolları Atölye Tesisleri’nde yapılıyor. Gurbet Gecesi’nde Grup Çığ’ın solisti Oğuz Aksaç katılıyor.