Paylaş
1- 1 Mayıs Bayramı’na neden katıldın? 2- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerine neden katıldın? 3- Ankara İnşaat Mühendisleri Odası’nca işten çıkarılan ve oda önünde oturma eylemi yapan kimsesiz çaycı Cansel Malatyalı’ya neden destek oldun? 4- Malatya’daki füze kalkanına neden hayır dedin? 5- İnsanların hapishanede ölmelerine neden hayır dedin? 6- Grup Yorum’un konserine neden katıldın? 7- Mahir Çayan’ın mezarında yapılan anmaya neden katıldın? 8- Neden ÇHD’ye (Çağdaş Hukukçular Derneği) gidip geliyorsun?
Devletin bayram ilan ettiği etkinliğe katılmak suç ise sanık sandalyesinde ‘devlet’ neden yok? Konsere katılmak suç ise konsere izin veren devlet neden sanık değil? Dünya Emekçi Kadınlar Günü suç ise ilan edenler sanık sandalyesinde neden yok? Dışişleri Bakanı’nın “Evladımız” diye sahip çıktığı Güler Zere ve belgeseli suç ise sanık sandalyesinde Dışişleri Bakanı neden yok? Mahir Çayan hakkında belgeseller yayımlanırken kitaplar yazılıp satılırken izin verenler neden sanık sandalyesinde değil? Adaleti, özgürlüğü aramak, düşündüğünü söylemek, haksızlığa adaletsizliğe eşitsizliğe karşı çıkmak suçsa demokrasi amaç değil araçmış demek ki! Ahmet Hakan’ın dediği gibi cemaatle hükümet çekişecek, benim oğlum İnşaat Mühendisi Barış Önal gibi gençler hücrelere atılacak! Tutuklatan zihniyet “Burnu sürtüldü” diye ne zaman kanaat getirirse, o zaman mı bırakacaklar? Ey cemaat, ey iktidar vicdanınıza sığdı mı?
Oğlum, 8 Mayıs’ta gözaltına alındı; 11 Mayıs’ta da delilsiz, kanıtsız bir şekilde ‘örgüt üyesi’ olduğu iddiasıyla tutuklandı. Mahkeme tutukluluğa itirazı reddetti. Aylardır hakkında dava açılmasını bekliyor. Genç bir insanın hayatını karartmak nasıl bir adalettir? Kemal ÖNAL
Bostancı KADIKÖY akkemalonal@gmail.com
GÜNÜN SÖZÜ
“BİZ Aleviler bir Sünni–Alevi çatışmasına müsaade etmeyeceğiz. Çıkar odaklarının bilincindeyiz. Ama şu var ki, Aleviler artık hiçbir saldırı sonrası yaşadıkları kenti terk etmeyeceklerdir. Bu ülkenin, köylerinde, mahallelerinde, kentlerinde, ‘Aleviler vardır’ ve Alevilik haktır.
(Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın Malatya/Sürgü raporundan)
Adalar’a da imam hatip açılıyor
CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Başbakan Erdoğan’a soruyor: Adalar ilçesinin Heybeliada Camisi’nde önceki cuma namazı hutbesinde cami imamı cemaate hitaben “İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün kendisinden Büyükada’da imam hatip orta okulunun açılacağını söylemesi için ricada bulunduğunu ve kendisinin elçi olduğunu” ifade ederek, “İmam hatip ortaokuluna çocukların gönderilmesinin iyi olacağını, çocukların iyi yetiştirileceğini, kıyafet verileceğini, yemek verileceğini, Kuran ve yabancı dil öğretileceğini” söylediğini öğrendim. Başbakan’a soruyorum: Camide yapılan bu ilan ve tavsiye iktidarın 4+4+4 yasasına destek amacıyla mı yapılmıştır? Cami imamların imam hatiplerle ilgili ilan ve tavsiyede bulunması görevleri arasında mıdır? İlçe Milli Eğitim Müdürü, cami imamına görev yazısı göndermiş midir? Adalar’ın Kınalı, Burgaz ve Büyükada gibi diğer mahallelerindeki camilerde benzer konuşmalar yapmış mıdır?”
İDO indirim değil bindirim yapmış!
YOĞUN şikâyet karşısında İDO 16 Ağustos’a kadar indirim yapacağını ‘masal’ gibi açıklamıştı. Siz de yayınlamıştınız. Benden, bundan 3 hafta kadar önce Pendik-Yalova geçişi için bir cip ve şoför dahil 3 tam kişi için 94 TL istemişlerdi (Cip 61 + 3 yolcu 30 + 3 TL işlem bedeli). Ben de Eskihisar’dan 60 TL’ye geçtim. Bugün (dün) ise yine Pendik-Yalova için cip + 3 tam yolcu için 105 ve 123 TL iki ayrı fiyat var (cip olmuş 75 + 3 tam yolcu 30 + 3 TL işlem bedeli= 108 TL) bunlar bindirim yapmışlar; sizler indirim zannetmişsiniz!
Bir de şöyle bir şey daha var. Araba içindeki yolcuya 10 TL yaya gelen yolcuya 5 TL istiyorlar. (Acaba neden ama eminim bunun da komik bir gerekçesi vardır onlara göre!)
Fatih BETEN
Levazım Sitesi ‘zorda’
LEVENT-Ortaköy arasında Boğaz Köprüsü dibinde Levazım Sitesi vardır. Site sakinleri adına üst bir muhasebe müdürü bakın neler yazıyor: “Zorlu Holding’in Boğaz sırtındaki devasa projesinden bahsediyoruz. 40 yıldır böyle zulüm görmedik. Son 4 yıldır sitemizin ne yolu, ne de yaşanacak durumu kaldı. Yıllardır, bu gürültüyü, toz-toprağı kim çekebilir? Zaten 3 blok iken 4 blok nasıl oldu, hiç anlamadık. Çok şey konuşuluyor; imar durumuna aykırı deniyor. Beşiktaş Belediyesi’nden çıt yok; zaten proje Büyükşehir ile yürütülüyor. AVM içinde, Beşiktaş ve Ortaköy’den daha büyük 17 dönümlük bir meydan ile Broadway gibi gösterilerin olacağı 2500 kişiişik bir salonu olacakmış, oradan da metroya bir hat çekiliyormuş. Bir oyuncak gibi metrobüs dönüşü... Zorlu’nun önünde şimdi başka bir AVM yapılıyor; karşılarında da Tatlıcı’nın binası var. Boğaz Köprüsü’ne girişte bu kadar yoğunluk olur mu? İnşaatın bitmesine yaklaşırken, Levazım Sitesi’ne girişte şimdi yeni yol düzeni getirildi. Levent’ten gelişte siteye giremiyoruz. Kulağını arkalardan gösterir gibi tekrar trafiğe giriliyor. Sırf bu rezidans-AVM’nin düzeni bozulmasın diye... Peki orada oturanları kim düşünecek?”
Bu açıklama yetmiyor
TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu nezaket gösterip, TBMM kampusu içindeki lojmanlarla ilgili bir açıklama göndermiş, ancak yetersiz. Açıklamayı yeni sorularla yenileyebilir Neziroğlu... Bu açıklamada yazımızın ana konusu olan, ‘TBMM içinde niye lojman var?’ sorusuna cevap vermiyor. Tam tersi 30 yıllık köhnemiş lojmanların ısı yalıtımı dahil tadilat çalışmalarını doğruluyor. Ama, ‘Neden?’i yok. Sayın Neziroğlu şu sorularımıza da cevap verirse seve seve yayınlayacağız. ‘TBMM Milletvekili Lojmanları satıldı. TBMM’nin Dikmen’deki personel lojmanları da ya satıldı ya da TOKİ’ye devrediliyor. TBMM Kampusu içindeki muhafız alayı sivilleşme adına boşaltıldı. Lojmanlar da yıkılıyor. Peki TBMM Kampusu içindeki lojmanlar niye duruyor? Bu lojmanlarda kimler oturuyor? Oturanların kaç yıldır oturduklarına ilişkin doküman var mı; 5 mi, 10 yıl mı? Kirası ne kadar? Aylık gelir ve gideri ne kadar? Neden O lojmanlar da yıkılmıyor? Yoksa atanmışlar, seçilmişlerden daha mı önemli?’
Açıklamaya bir de ‘üslup’ itirazımız var. TBMM bir kamu kurumu değildir. O kurum içindeki her bürokrat, milletvekillerine hizmet etmek zorundadır. Tabii ki ediyorlar. Ancak, hak kullanımında milletvekilleri ile eşit ya da üstün olamazlar, her anlamda.”
Paylaş