5 EKİM Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara hemşehriliğini kabul edişinin yıldönümüdür.
1922 yılında Mustafa Kemal Paşa’yı Meclis ve siyaset dışında bırakarak siyasi haklardan mahrum etmek isteyen muhalefet grubu ‘Misak-ı Milli sınırları içerisinde doğmamış olan veya Misak-ı Milli sınırları içerisinde en az 5 yıl süreyle görev yapmamış olanlar milletvekili seçilemezler’ şartını ileri süren bir önergeyi Meclise sunmuşlardır. Doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef alan ve O’nu kendi kurduğu Meclisten dışlama amacı taşıyan bu talihsiz önergenin haberini alan Ankaralılar ise derhal Gazi’ye Ankara’nın Onursal Hemşehriliği’ni teklif suretiyle sahip çıkmıştır. Ankara hemşehriliği, 2 Ekim 1922’de Mustafa Kemal Atatürk’e bir mazbata halinde, Belediye Başkanlığınca arz olunmuştur. Ankara halkının verdiği bu sivil tepki 27 Aralık 1919’dan bu yana bağrına bastığı Atatürk’e sahip çıkışının ve vatanseverlik anlayışının önemli bir örneğini oluşturmuştur. Büyük Atatürk’e Ankara hemşehriliği beratının verilmesi, Ankaralıların Atatürk’e olan bağlılığının, sadakatinin, her koşulda ve hiçbir tereddüt göstermeden sahip çıkışının yalnızca bir örneğidir. Benzeri örnekler saymakla bitmez. BÜYÜK Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara hemşehriliğini kabul edişinin 89. yıldönümünde bugün 11.00’de Ankaralılar ve Seymenler Anıtkabir’de Büyük Önder’in huzurunda olacaklar. (Aynı akşam 19.00’da Ankara Kulübü’nün Yenimahalle Belediye Sarayı’nda (İlkadım Salonu) yemekli ‘Ankara Hemşehrileri Gecesi’ düzenlenmiştir. Gecenin biletleri Ankara Kulübü Derneği Genel Merkezi olan Tarihi Abidinpaşa Köşkü’nden temin edilebilir (Tel: 362 73 05) Dr. Metin ÖZASLAN- Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı
Kurtuluş trafiğine çözüm arayışı
KREDİ ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü Kurtuluş’tadır. Tam bu bölgede üç tane okul bulunmakta. Okulların yoğunluğundan dolayı trafik sabahtan akşama kadar tam bir keşmekeş içindedir. Bu keşmekeşliğin en büyük sebebi ise Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün makam ve servi araçlarının Kurtuluş göbekten, Taşkent sokağa kadar kısmına iki şerit oluşturacak şekilde park etmesidir. Bir de genel müdürlüğe gelen misafir araçlarının gelişigüzel park etmeleri var. Zaten bu alanda kaldırımlar bile araç parkı haline gelmiş durumda. Trafik Şube yetkilileri de hemen yanı başlarında bulunan bu alanı görmezden geliyorlar. Bu kadar öğrenci yoğunluğunun bulunduğu bölgede daha titiz bir uygulamanın yapılması, ve kimsenin canının yanmaması için ilgililerin önlem alması gerekmez mi? Metin KOCABAY