Paylaş
Karadeniz kıyıları ile İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünün kendilerine verilmesini, Kars, Ardahan ve Artvin’in Rus sınırları içinde kalmasını istemişlerdi.
Savaş sonrası Türkiye, müttefiksiz, yalnız, silah ve teçhizatı çok noksan ordusuyla çok güç durumda kalmıştı. Türkiye garantisini, Birleşmiş Milletler Anayasası’nı tanımak ve onun güttüğü politikaya ayak uydurmakta buldu. Atlantik Paktı (NATO) kurulunca Türkiye bu pakta alınmadı.
Bu pakta ne olursa olsun girmek isteyen Türkiye, Kore Savaşı 1950 Haziran’ında başlayınca Meclis kararı bile olmadan Kore’ye asker gönderen, ABD’den sonra, ilk ülke oldu. 1949 yılında kurulan NATO’ya Türkiye, Kore’ye asker gönderilmesinden 3 yıl sonra girebildi.
29 Kasım 1950’de Kore’ye gönderilen tugayımız, Kunuri’de çok güç şartlar altında bir dizi savaş vermiş ve hiç bilmediği bir ülkede bir gecede mevcudun üçte birini şehit ve yaralı, kayıp vermiş, mühimmatının % 70’ini kaybetmiştir. Amerikan 9. Kolordusu geri çekilirken Türk Tugayı ileride yalnız bırakılmış, 28-29 Kasım günü ve gecesi ölüm tuzağı haline gelen Kunuri Boğazı’nı bin bir güçlükle aşıp düze çıkabilmiştir. (Ne pahasına!) Daha sonraları bir harp muhabiri bu savaşla ilgili şunları yazmıştır: “Uzun boylu, soluk benizli, bıyıklı, esmer Türkler geri çekilmediler, düşmanla çevrildikleri halde ölünceye kadar mücadele verdiler. Her şeyin bittiği sanıldığı anda süngü ile saldırdılar. Türkler oraya dövüşmek için gelmişlerdi. Dövüştüler...”
Bugün Kunuri savaşlarının yıldönümü: Ruhları şad olsun!..
Prof. Dr. Cengiz KUDAY
Kadir Can’dan yeni bir belgesel: Annemizin başörtüsü!
EYÜP Sultan, İslam âleminin en kutsal camilerinden biridir. 1974 yılında Eyüp Sultan’a gelip dua etmek için sıranın kendilerine gelmesini bekleyen kadınların tamamının başlarının başörtüsüyle örtülü olduğu ancak hiçbirisinin türban diye bir kaygılarının olmadığı görülüyor.
Yani annemizin başörtüsü... Peki bu fotoğrafı niye yayınladık?
Kadir Can başarılı bir basın emekçisidir. Günaydın, Cumhuriyet ve Hürriyet ile Fransız SIPA Press’te çalışmıştır. En zahmetli işlerin peşinde koşmuştur hep; öğrenci-işçi olayları, boykotlar, direnişler, yangınlar, kazalar, cinayetler, soygunlar, silahlı çatışmalar, suikastlar ve parti liderlerinin seçim gezileri... Arşivi 1 milyon kareyi bulmuştur. Belgesel nitelikteki ‘Yaşayıp Unuttuğumuz İstanbul’ ve ‘Ne Oldu Sana Balık’ albümlerinden sonra 12 Eylül 1980 öncesi olaylarla ilgili ‘12 Eylül 1980-Akıl Tutulması’ albümünü yayınladı. Aslında bu albümü birçok kişi ve kuruma önermiş ancak herkes çekingenlik göstermiş basmak için. Boyut Yayınları sahibi Bülent Özükan’ı bu fotoğrafların değerini bildiği ve yayına hazırladığı için kutlamak gerekir.
Dersim ‘işi’ TC’den hesap sormaya kadar uzatılmak isteniyor
BUNU öneren HAS Parti Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş... Yaklaşık iki yıl sonra yapılacak yerel seçimler için ilk ‘start’ veren parti olduklarını açıklamış ve ilginç konuşmalar yapmış.
İlk önce AKP’ye çatmış, “Esad yönetimi gibi bütün zalim yönetimler, tek tek gidecektir. Ancak, Türkiye’nin bu konuda takınmış olduğu tavır endişe vericidir” demiş.
Dersim konusuna değinince ‘paket’i genişletmiş. CHP Milletvekili CHP’li Hüseyin Aygün ve Başbakan Erdoğan’ın çıkışına ‘teşekkür’ ederek, Türkiye Cumhuriyeti ‘kökten’ sorgulamaya dönük şu çıkışı yapmış:
“Tabii devletin özür dilemesi sadece Başbakan’ın yaptığı açıklama ile gerçekleşmiş olmaz. Bu özrün bizzat TBMM tarafından yapılması gerekiyor. Devletin geçmiş dönemdeki hatalar nedeniyle özür dilemesi devleti zaafa uğratmaz tam tersine itibarını artırır. Bizim önerimiz sadece Dersim değil, İskilipli Atıf Hoca, Said Nursi gibi isimlerle ilgili de geçmişte karanlıkta kalmış olayların tamamının aydınlatılmalıdır.
Bunun gerçekleşmesi için de Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmalı, bu eylemlerin suç kapsamına sokulması sağlanmalı, İstiklal Mahkemeleri’nin arşivleri açılmalı, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan darbelerinin tamamının aydınlatılmasını sağlayacak adımlar atılmalı, tüm faili meçhuller, idamlar, haksız yere öldürülenler, kayıplar, işkencelerden dolayı özür dilenmeli ve Meclis’te bu olayların mağdurlarına iade-i itibar yapılmalıdır.”
Bu iş burada kalmamalı, Osmanlı’yı da sorgulayalım, padişahların neler yaptıklarını da öğrenelim!
Biliyor musunuz
- OSMANLI Devleti’nin 31. hükümdarı olarak çizdiği önemli siyasi kişiliğin yanı sıra, Türk musikisi tarihinin de önde gelen simalarından olan III. Selim’in 250. doğum yıldönümünün bu akşam 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda verilecek olan bir konserle anılacağını...
- MUSTAFA Balbay’ın tutukluluğunun 1000. gününde yarın 12.00’de TBMM Çankaya Kapısı, Milli Güvenlik Parkı’nda, arkadaşlarının “Alışmadık, Alışmayacağız” başlıklı bir açıklama yapacaklarını...
Londra’dan bir soru
SON 10 senedir İngiltere’de yaşayan okur-yazar, araştırır, sorar; 60’lı yaşlarında bir Sünni Türk vatandaşım...
Lütfen birileriniz de bana 12 Eylül 1980’e geliniş gibi Dersim olaylarına gelişi de anlatsa da olayı kafamızda tamamlasak...
Hüseyin DOĞAN
GÜNÜN SÖZÜ
“Yörük ottan, şehirli etten, köylü de inattan ölür.”
(Bir yörük sözü)
Paylaş