Yalçın Bayer: Bu olaylar baş ağrıtır

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, ‘‘‘Mehmet Sevigen ne yapıyor' (24.12.2000) başlıklı yazı siyasi itibarımı ve kişilik haklarımı büyük ölçüde zedelemiştir’’ dedi.

Sevigen, kendisininki başta olmak üzere üç açıklama gönderdi:

‘‘Hürriyet Gazetesi'nin 24.12.2000 tarihli sayısındaki sütununuzda şahsımla ilgili iddilara yönelik bilgi ve belgeleri bilginize sunuyorum.

1- Büyük Yoncalı (Saray) eski Belediye Başkanı Necati Sezer ile parasal hiçbir ilişkim olmadığı ekteki belgelerden de anlaşılmaktadır.

2- Vakıfbank Çerkezköy Şubesi ile hiçbir kredi ve borç ilişkim olmadığı ilgili bankanın ekli yazısında belirtilmiştir.

(Sevigen'in gönderdiği faksa ekli olarak gelen açıklamasında Sezer, 'iddialar doğru değildir, Sevigen'le bugüne değin hiçbir parasal ilişkim olmamıştır' diyor.)

ERDEM'İN DAİRESİ YOK

Bizden... 1999 seçimlerinden önce Çerkezköy Vakıfbank'tan 2.5 milyar lira kredi alan Sezer, bu parayı ödeyemedi, faizlerle tutarı 20 milyara ulaştı. İtiraz sonucunda borç 14 milyara indi ancak Sezer ödeme yapamadı. Banka, icra takibi başlatmak üzereyken ödeme sözü verdi. Ancak sözünü yerine getiremeyince banka hakkında 'taahhüdü ihlalden' ceza davası açtı. İfadesi alınmak üzere aranan Sezer, başkanlığı döneminde beldesinde kooperatif kurdu. Özel yaşamıyla ilgili sorunlar nedeniyle zora girdi; seçimi kaybetti. Sevigen, ‘‘Kendisini çok uyardım, abilik ettim, dinletemedim... Neyse’’ diyerek üzüntüsünü belirtiyor.

3- Sayın Eşref Erdem'in iddia edildiği gibi Gürler İnşaat'ın, Zühtü Tiğrel Caddesi'ndeki inşaatında dairesi bulunmamaktadır.

(Doğru... Erdem'in dairesi, bu bölgeye yakın bir başka semtte.)

4- Gürler İnşaat'ta var olan daireyi 18 ay evvel temel aşamasında iken satın aldım. Bu aşamada Gürler İnşaat'ın, Hikmet Çetin, Onur Kumbaracıbaşı ve Ziya Halis'in dairelerinin bulunduğu bina ile hiçbir anlaşmazlığı söz konusu değildir. Bu durum Gürler İnşaat sahibi Mehmet Gür'ün ekli yazısından da anlaşılmaktadır.

(Mehmet Gür de diyor ki; ‘‘... yazınızda Zühtü Tiğrel Caddesi'ndeki (Oran) inşaatta, Sayın Eşref Erdem'in dairesi yoktur. Mehmet Sevigen anılan inşaattaki dairesini 1.5 yıl evvel daha temel aşamasında iken satın almıştır. Çetin, Kumbaracıbaşı ve Halis'in dairelerinin bulunduğu bina ile ihtilafımız yakın bir sürece dayanmaktadır. Kaldı ki, sahibi oldukları yapılarında yapılaşma koşulları şirketimiz tarafından inşa edilen yapıyla tamamen aynıdır. Bu ihtilafın Mehmet Sevigen ve Eşref Erdem'le direkt hiçbir ilgisi yoktur.’’

YIKIM KARARI VAR

(Bizden... Sevigen'in aldığı dairenin arsası, Ankara'nın ünlü müteahhitlerinden (Mehmet ve Ömer) Büyükhanlılar'ın... İnşaatı kat karşılığı, yeğenleri olan dört kardeşin kurduğu Gürler İnşaat'a verdiler. Her iki inşaat grubu Çankaya'da şimdiye kadar yaklaşık 2 bin konut yaptılar. Sevigen'in 250 bin dolara aldığı blokun, 1 metre 40 santim yüksek yapılması arkadaki Emlakkonut'un yaptığı blokta oturan eski üç milletvekilinin dairelerini kapattı. Çankaya Belediyesi yıkım kararı aldı; üç kez mühürlendi, üç kez söküldü. Kumbaracıbaşı yargıya gitti. Bina hakkında yıkım kararı alındı. (Bu bina, Baykal'ın dairesine 100, Ecevit'inkine de 125 m. uzaklıkta) Ancak belediye yıkım konusunda bir bir uygulamaya geçemedi. Kaçak binanın sorunu tadilat projesi ile giderilmek istenirken, CHP Çankaya Meclis grubunda tartışma çıktı. Sefa Sirmen ve Oğuz Kumbaracıbaşı'na yakın Meclis üyesi Halit Toroman karşı çıktı. Bu yolla mahkeme kararına karşı takıyye yapılmak istendiği ileri sürdüğü belirtilirken, tadilat projesi görüşmesi gruptan geri çekildi. Kulislerde bu tartışmalar sürerken, Ali Topuz'un hemşerisi olan Toraman'ın partiden ihraç edilmek üzere tedbirli olarak Disiplin Kurulu'na verildiği öğrenildi. Toraman'ın, üç yıl kadar önce Baykal'a yönelik sözlerinden ötürü Rıdvan Budak'la tartıştığı basında yer almıştı.)

Yorum sizlerin.

İnönü'yü çok ararsınız

Evet...

Türkiye'nin en büyük havalimanına Atatürk adını verdik.

İstanbul, Pendik'te yapılmakta olan yeni havalimanına Sabiha Gökçen ismini vereceğiz.

İzmir'de Adnan Menderes, İsparta'da Süleyman Demirel Havaalanı var.

Türk halkının Milli Mücadele kahramanı, birinci ve ikinci İnönü Zaferleri'nin başarılı komutanı, Lozan'ın dahi diplomatı, asker olmasına karşın demokratik rejimimizin önderi, yetmiş yedi yıldır üçüncü adamını bulamayan Türkiye'nin yüzakı, 'İkinci Adam'ın ismini ve Taksim'den kaçırılan Maçka'daki heykelini hálá kimden niye saklıyoruz?

Bu nedenle Hürriyet'in Başyazarı Sayın Oktay Ekşi'nin, Ankara Esenboğa Havalimanı isminin 'Ankara İnönü Havalimanı' olarak değiştirilmesini önerisine içtenlikle katılıyoruz.

İsmet İnönü'ye de, ulusumuza da yakışır.

İrfan GÖKALP-İSTANUL

Mahkûm mu, tutsak mı?

CNN Türk'te Yavuz Baydar'ın programında (21.12.2000) bir vatandaş, soru sorarken, ‘‘Ben de F tipine sevk edilen tutsaklarım yakınıyım...’’ dedi.

Ne Baydar'dan, ne de İstanbul Baro Başkanı Yücel Sayman'dan çık yok. ‘‘Ne demek tutsak, onlar mahkûm en azından’’ diyemediler.

‘‘Aranızdan birisini seçin, ya da seçilmişlerden birisi kendisini yaksın. Düşmana teslim edin’’ emri hatırıma geliyor.

Ülkemde her yer boşuna savaş alanına çevrilmemiş.

Soracağım soruya neden izin verilmediğini şimdi anlıyorum.

Onlar tutsak diyedursun, önce insan olan mahkûmlar için ‘‘ötanazi’’ hakkını Hollanda tanıdı. Dünya kuşku ile bakıyor. Demek ki tıbbın yapılacak hiçbir müdahale kalmadığı halde, isteğe bağlı yaşam hakkına son vermeyi kimse düşünmüyor. Biz neden etik değer, ahlak kuralları ve Hipokrat yemininin arkasına sığınarak, açlık grevi, ölüm orucu tutanların kritik döneme girmelerine karşın, müdahale etmeyelim ki...’’ sorusunu sormak için Özlem Hanım’a kaydımı yaptırmıştım.

Benim soruma geçit verilmedi. Tutsak yapıştırması vize aldı.

Yorumu, tribünlerde seyirci konumundaki sokaktaki, rejimin sahiplerinden vatandaşlara bırakırım.

Nurettin KAPTAN-ANKARA

Ben utandım ya siz?

MÜBAREK ramazan ayı nedeniyle gündeme gelen 'fitre' ve 'zekat' konusunda dinimizin en yetkili kişileri, fetva verdi; ‘‘İşçi, memur ve emeklilere’’ zekat vermek mübahtır.

Kendilerine teşekkür ediyorum. Sizi bilemem ama ben bu açıklamadan dolayı emekli olduğumdan utandım. Ben kimseden ne zekát ne de sadaka istiyorum.

Sayın Başbakanım, hükümet olduktan sonra verdiğiniz ‘‘İşçi, memur ve emekliyi kimseye ezdirmeyeceğiz’’ sözünü şimdi sırası gelmişken size hatırlatmak istiyor ve gereğinin yapılmasını rica ediyorum.

Eğer bu sözünüz yerine getirilmez ve biz emekliler fitre ve zekáta muhtaç bırakılırsak bunu içinize sindirebilecek misiniz?

Bekir ARDA-İSTANBUL

‘‘GÜNÜMÜZÜN TÜRKİYESİ ’’

ehliyet ve yeteneği olmayan birkaç yolcunun direksiyona geçmek için

birbirleri ile kapıştıkları, 'uyanık' birilerinin de olup bitenlere şaşkınlıkla bakan diğer yolculardan hak ve görevleri olmamasına rağmen, bilet parası toplamak için itişip kakıştıkları OTOBÜSE BENZİYOR.

(Dostlarına bu yılbaşı kartını gönderen Cüneyt Koryürek, buna bağlı kalmaksızın istenildiği gibi değiştirilebileceğini söylüyor.)

Yazarın Tüm Yazıları