Paylaş
Bonn yakınlarındaki Troisdorf kasabasında yaşayan Hanefi Doğan, yüz binlerce yeşil sermaye mağdurundan biri; en kararlı ve mücadeleci isimlerden. Başta holding vurgunları olmak üzere yurtdışında yaşayan Türklerin hiçbir sorunuyla ilgilenmediğini belirttiği AKP’ye dönük ağır eleştiriler yapıyor. Yorgun sesi hiddetli de; "Bizleri de dövüyorlar. Bu kefeni 22 Temmuz’da AKP’ye, Tayyip’e sandıkta giydireceğim" diyerek devam ediyor:
"Belediye reisi olduğu zaman Milli Görüş’ün Köln’deki Fatih Camii ve diğer camilerine gelmek suretiyle konferanslar veren bu Tayyip Bey... Camilerde bütün seçim zamanlarında ’Süvari’ parası toplayan Erbakan’ın cemaatı Milli Görüşçüler, bu AKP’nin %80’ini teşkil etmiyor mu, o zaman bir ve beraber değiller miydi? Biz Milli Görüş gömleğini çıkardık, dedi ama başa geçmek için. Türkiyemizi terörden kurtarma, vatandaşı darlıktan kurtarma ve AB’ye girme vaatlerinde bulunmadı mı? Bunların hiçbirisini hükümet olduktan sonra yerine getirmedi. ’Yeşil sermaye’ adı altında camilerde vaaz verdiren bu hocalar, Kábe yolunda vatandaşlara, faiz sistemiyle çalışan bankalarda parası olan kimseler için "Türkiye’de parası faiz sistemi ile çalışan bankalarda olan ve faiz alıp yiyen kişiler anası ile zina etmiş gibi günaha giriyor" diyorlardı. O bantlar bende var. Kim konuşuyor bu bantlarda; Milli Görüş’ün hocaları... Cuma günleri, hafta sonları Haşim Bayram (Kombassan), Dursun Uyar (Yimpaş) ve Mustafa Ertekin (Endüstri Holding) bunlarla geliyor, bizim paralarımızı bankadan çektirmek suretiyle ’yeşil sermaye’ye aktarıyorlardı. Kendilerine soruyorum; o zaman cami hocaları ve dernek başkanları sizlere paraları verselerdi bunları Türkiye’ye götürmez miydiniz? Parası bankalarda faizde olanlar bu holdinglere yönlendirildi hep...
Ayrıca, para lazım olduğu zaman bir telefon etmemiz halinde geri alacağımız vaadinde bulunuldu.
Bizler, bu para toplayanları Milli Görüş camilerinde Erbakan’la beraber olsun, Tayyip’le beraber olsun, Ali Coşkun, Cemil Çiçek, Elkatmış, Aksu ile beraber olsun, Bülent Arınç’la beraber olsun, hepsini birlikte gördük. Köln merkezine, Fatih Camii’ne gelirlerdi. Yimpaş’ın mağaza açılışlarında, Dursun Uyar’ı beraberlerinde getirir; açılış yaparlardı. Yemek ziyafetinden sonra giderlerdi.
Paralarımızı alamadığımız için evlerde huzurumuz kalmadı, çalışamadık, ruh hastası olduk. AKP yetkililerine müracaatlarımız hep boşa çıktı. Alman Başbakanı’nın dördüncü ayın 16’sında Merkel’in yanında biz bu konuyu dile getirdiğimiz zaman beni dövdürdüler. Muhammet Demirci ile üç kişiyi dövdüler. Bunları yapanlar Türkiye’den getirilen Başbakanlık Korumaları... AKP hükümete geldiğinde verdiği sözleri unuttu. Erdoğan şimdi de "Bana mı sordunuz?" diyor. Gurbetçi vatandaşlara çağrıda bulunuyoruz. Allah rızası için bu AKP’ye oy vermeyin."
UYAR "BİZ İMAM HATİPLİYİZ BİZDE HARAM YOK" DİYORDU
"AKP’ye verilen oy intihardır" diyen, kefen görünümlü beyaz elbisesinin üzerinde ’Katil Milli Görüş, yeşil sermaye cami soyguncuları, Yimpaş, Kombassan, Endüstri Holding, 170 bin sülalenize kefen parası zehir zıkkım haram olsun’ yazıları dikkat çeken Hanefi Doğan, 2004 yılında 30 yılı aşkın bir çalışma süresinin ardından emekli olmuş. Kombassan’a 550 bin DM, Yimpaş’a 120 bin dolar, Endüstri Holding’e de %20 kár payı vaadiyle 110 bin DM kaptırmış. "2001’den bu zamana kadar hiç para alamadım, bir de sopa yedim" diyen Doğan devam ediyor:
"Anlaşılıyor ki, nitelikli olarak bizi dolandırmışlar. 2002’de Ankara’ya Adalet Bakanlığı’na gittim. Üzerimde ’Kombassan Allah belanızı versin’ yazıyordu, beni tutukladılar. Ağır sözlerim üzerine Haşim Bayram beni mahkemeye verdi. Mahkeme 2005’in 12. ayında beni suçsuz buldu bu ağır sözlerimden dolayı.
Biz bunlarla birlikte namaz kılıyorduk. Dursun Uyar’ın kendi lafı var; ’Biz imam hatipliyiz, bizde haram yok, haram yemeyiz, yalan söylemeyiz, biz mason değiliz, alın teri ile çalışıyoruz’ diye. Ben şimdi o para topladıkları camiye 6 aydır gitmiyorum. Cemaati yönlendirmemden dolayı Milli Görüş yetkilileri tarafından yasak konuldu bana... Artık haftada bir cumadan cumaya 20 km. uzaklıktaki Diyanet’in camilerine gidiyorum, diğer namazlarımı evimde kılıyorum. Din istismarlığı yaparak Allah, Muhammed demek suretiyle bizi kandırmışlar, şimdi anladık. Şu anda ise Milli Görüşçüler, kapı kapı dolaşıp ’Camileri kapatırlar... Deniz Feneri’ne el konulur’ diye cami cemaatinin ağzını kapatmaya devam ediyor. Bunlara kefen giydirmek hak değil mi?
BİZE ATATÜRK’Ü KÖTÜ TANITTILAR
Hanefi Doğan, iddialarla konuşmasını tamamlıyor:
"Bize Atatürk’ü kötü tanıttılar, ’Camileri yaktı, yıktı’ dediler. Alman polisine de şikáyet ettim, Merkel’e de yazdım. Tayyip’in kendisine Köln’de iki sefer dosya verdim, sesini çıkardı; ’Biz geçiş hükümetiyiz, icraat hükümeti değiliz’ dedi. Kendisinin lafı bu...
Gurbetçiler izin parası bulamıyor, Türkiye’ye gelemiyor, cenazelerine gidemiyor. Bizlere kim sahip çıkacak, biz kimin vatandaşıyız? Kaç intihar oldu, yuvalar dağıldı.
Dursun Uyar hakkında verilen iki yıllık hapis cezasının Yargıtay’ca onaylanmasına rağmen yakalanıp hapse atılmıyor. İstanbul’daki arsaları, Yimpaş mağazaları satıldı. Bunlar kimin malını kime satıyor, bu para nereye gidiyor? Yoksa AKP’ye seçim parası olarak mı? Yeşil sermayeciler diyor ki; Dursun Uyar, Haşim Bayram, Mustafa Ertekin, ’Devlet bizim elimizde, kimi kime şikayet ediyorsunuz?’ Devlet, yani AKP... Bu adamlara tahminen 30 milyar Euro’nun üzerinde para gitti. Cemaat camileri eskisi gibi değil, cemaat uzaklaştı, gitmiyor artık. Yeni nesil de, ailelerinin parasının iç olması nedeniyle onları tanıyarak intizar etmeye başladı."
GÜNÜN SÖZÜ
"Erdemi bilgelik olanlar devlet adamı, erdemi dürüstlük olanlar hakim, erdemi cesaret olanlar bekçi olmalıdır." (Platon)
Biliyor musunuz
ERZURUM Oltu’da Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın elini sıkmadığı için üniversite öğrencisi Durmuş Şahin 5 gün tutuklu kalırken, CHP mitinginde "Hepimiz Fetullah Gülen’in evlatlarıyız. Erzurum’dan defol! Baykal seni sandığa gömeceğiz" diye pankart açarak Baykal’a 10. Yıl Marşı’nı okuduğu sırada yumurta atan 8 kişinin, 8 saat gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığını...
AKP'nin pazar günkü Kazlıçeşme mitingine katılmadığını sehven yazdığımız Kadir Topbaş'ın mitingte olduğunu ve konuşmasında şık beyaz ceketiyle dikkat çektiğini düzeltirken, özür dilediğimizi; seçim yasakları nedeniyle makam arabası yerine 2007 model Audi A8V12 ile gezen Topbaş'ın, Ağar'ın kamuoyuna açıkladığı Büyükşehir'in 25 YTL'lik yardım çekinin Meryem Toprak'a 13 temmuzda verildiğini; bu çeklerden 2006 ağustosundan yılbaşına kadar 475 bin, 2007 başından bu temmuza kadar da 220 bin dağıtıldığını ve bunların toplam tutarının 15 milyon YTL tuttuğunu açıkladığını, belediye kaynaklarını parti lehine kullanmadıklarını öne sürdüğünü... BÜYÜKÇEKMECE Kıraç'ta afişleme yapan CHP'li üç gençin AKP'li bir grubun saldırısına uğradığını, bunlardan birinin durumunun ağır olduğunu, saldırganlardan 5'inin yakalandığını...
Paylaş