DÜN köşemizin tümünü ayırmak zorunda kaldığımız Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın avukatları tarafından gönderilen tekzip metninin öyküsünü anlatmak istiyoruz.
Bakan Yıldırım adı geçen yılın temmuz ayında da gazete manşetlerinden düşmemişti.
Türkiye Denizcilik İşletmesi,Kıvanç Özel’in çalıştırdığı ‘Ankara’ feribotunu geri alarak ihalesiz olarak Santour firmasına vermişti.
Tartışmalar böyle başlamıştı.
Kiralanan devletin gemisinin çalıştırıldığı Çeşme-Brindisi hattının biletlerini de, Bakan’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın (25) sahibi gözüktüğü Derin Denizcilik şirketi kesmişti.
Bu durumun etik olmadığı günlerce yazılmış, hatta konu Meclis Genel Kurulu’nda tartışma konusu olmuştu.
Sözünü ettiğimiz bu tekzip olayı da o günlerde yazılan birçok yazımızla ilgili...
Bakan’ın, dünkü tekzibinde yer alan iddialara o tarihte verdiği yanıtı aynen ‘İlgim ve dahlim yok’ (15.7.2003) başlığı ile yayınlamıştık. Hatta Bakan’ın hiçbir ortaklığının bulunmadığını iddia ettiği Santour Genel Müdürü Mehmet Koç’un da açıklamasına yer vermiştik.
Ancak Bakan Yıldırım’ın talebiyle Ankara Sincan Sulh Ceza Hakimliği tekzip kararı verdi.
Nedense Ağustos 2003 tarihinde verilen tekzip kararı dört ay sonra tarafımıza tebliğ edildi.
Karara, Aralık 2003 tarihinde ise tarafımızdan yapılan itiraz ise Sincan Asliye Ceza Mahkemesi’ne 22.12.2003 günü ulaştığı halde tam bir ay sonra, 21.1.2004 tarihinde incelenerek reddedildi.
Oysa o tarihte geçerli olan Basın Yasası’na göre Asliye Ceza Mahkemesi iki gün içinde itirazı incelemekle yükümlü.
21.1.2004 günlü karar ise tarafımıza tam 7 ay geçtikten sonra 23.8.2004 günü tebliğ edildi ve dün okuduğunuz tekzibin yayını gerçekleşti.
Tekzip özünde gerçeğe aykırı yayınlar karşısında kişilik haklarının korunmasını amaçlıyor.
Ancak buradaki olayımız, tekzip kurumunun uygulamadakı işleyişi, ne yazık ki yasanın amacıyla çelişiyor.
13 AY SONRA TEKZİP
Basın Yasası’nda tekzip ile ilgili sürelerin 2-3 gün gibi çok kısa düzenlenmesinin nedeni, gazetecinin haber verme özgürlüğü ve haberin okur nezdindeki etkisi karşısında tekzip edilebilme tehdidini mümkün olduğu kadar kısaltmak ve tekzibin kısa süre içinde okura ulaşmasını sağlamaktır.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım için Sincan Mahkemeleri tarafından verilen (üstelik haberden çok uzun, yazımızla ilgili olmayan ayrıntılarla dolu, yasaya aykırı tekzip metninin yayınına ilişkin) kararın, 7 ay sonra tebliği ile haberden 13 ay sonra yayınlanan tekzip metninin bu amaca nasıl hizmet ettiği ise tartışılır.
Say’a duyuru
FAZIL Say geçen yıl söyleşisinde, ‘Bir köy meydanında konser vermek istiyorum.’ demişti.
Poyralı Köyü’nde (Kırklareli-Pınarhisar) Istıranca Süt Ürünleri fabrikamızın da bulunduğu Tarımsal İşletmeler Merkezimiz’de MS ilk amfi tiyatroyu biz köylüler kurduk.
Sevgili Say yaklaşık 2000 kişi alabilen Trakya’nın ortasındaki bu amfi tiyatromuzda konser verirse çok mutlu oluruz.
Erdoğan KANTÜRE KÖY-KOOP Kırklareli Birlik Başkanı
Halk otobüsleri
İSTANBUL’da halk otobüslerini kim denetler, kim kontrol eder? Galeria’dan bindiğim Yeşilköy-Eminönü güzergahında çalışan 34 EYU 13 plakalı halk otobüsü biletçisi, Galeria’dan Eminönü’ne kadar almış olduğu ve Akbil kullanmayan bütün yolculardan (15-20 kişi idi) hiçbirine bilet vermedi. Bilet kesme uygulaması kaldırılmış mıydı? Bileti ancak isteyene veriyoruz, dedi. Belediye ve dolaylı olarak devletin zararını düşünebiliyor musunuz? Ercan BÖNCÜOĞLU
Vah Türkçemiz
AŞAĞIDAKİ e-mail Ankara’dan A.A.’dan aynen bu şekilde geldi:
‘ben Büyükşehir belediyesinde memur olan bir hastanım yakınıyım aynı zaman da o kişiye bakıyorum her gün gazetenizi takip ediyorum
Basın bizim en büyük kurtarıcımız
Melih Gökçek nikah kıyıyor (bu olay oluyor) ama bir memuruna yardım dahi etmiyor (başımdan geçenler) beliye doktoru yanlış teşhis koydu hastamı Gazi HAstanesine götürdüm doktor inatla fizik tedavi dedi fakat şu anda hastama beyinde pıhtı oluştuğu için kan durultucu veriliyor hastam yüreyemiyor, evde yatıyor buna rağmen belediye benden devamlı olarak belgeler isteyip bu hasta bu tarihler arasında nerede diyor aynı zamanda ben hastamı evde bırakamıyorum çünkü sara sı var. Bence biraz belediyelerin çalışmalarını da ele alsanız iyi olur’
Okurumuz önemli bir sorununu anlatıyor ama Türkçesi böyle mi olmalıydı?
Temel’in Şehir Hatları mı
BÜYÜKADA’dan (pazar) 08.15 kalkan vapurun, tarifeye göre 09.55’de Bostancı’ya varması gerekiyor, ki 09.00’da Bakırköy’e giden İDO vapuruna yetişilebilsin. Olmadı; kaptan açıktan tornistan yapmak zorunda kaldığından 8 dakika geç yanaştı. Hareket amirine durumu anlattım ‘Ne aceleniz var, sabah sabah sinirlenmeyin gününüz kötü geçer’ dedi. Böyle bir aksaklık her hafta olur mu? Ayrıca 4 ay önce Şehir Hatları’na, bir vapurun büfesinin fiyat tarifesinin üzerinde tahrifat yapıldığını bildirdim. İnceleriz dendi, ses çıkmadı. Özet olarak İstanbullu’nun Şehir Hatları, Temel’in Şehir Hatlarına dönüşmüş durumda. Yazık.
Serhan YEDİG
Bağış uyarısı
TEKİRDAĞ Valisi Ahmet Özyurt’un uyarıyor: ‘Zorla bağış olmaz. Bağış kişinin kendi rızası ile olur. Bağışta bir rakam belirlenip bu yönde zorlama yapılamaz. Buradan ilan ediyorum. Tekirdağ’a, ilçe, belde ve köylerinde öğrenci velileri okullara kayıt amacıyla bağış yapmaya kendi rızalarının dışında zorlanamaz. Zorla bağış alanı 0282-261 20 07’ya bildiriniz.’
Neden binmeyeyim
MERSİN’de ikamet eden bir öğretmen olarak zam fırsatçılarını protesto ediyorum. Sonakaryakıtta yapılan %5’lik zamdan sonra 20 milyon olan Mersin-Ankara otobüs ücretleri 25 milyon oldu. Yani, utanıp sıkılmadan %25 zam...
Bizim gibi sıradan vatandaşların tepkileri, yılışık görevliler tarafından ‘İsterseniz binmeyin’ denilerek cevaplanıyor. Bunu yapan Mersin’in en saygın seyahat şirketleri; Mersin Seyahat, Köksallar Seyahat. Halka ve hakka biraz saygı lütfen.
Fuat ÖZTÜRK
MESAJ PANOSU
BAZI gazeteciler ‘Bulgar göçmeni’ diye yazıyor. Göçmeni anladık da Bulgar’ı anlayamadık, acaba adı geçen ‘Bulgar ırkı’ kimliğine mi sahip... Ben de Misak-ı Milli sınırları dışında Kırcaali’de dünyaya geldim ve 1989’da Bulgaristan’dan zorla göç ettirilen ‘Türk ırkı’ kimliğine sahibim. Bizler olsak olsak ‘Bulgaristan göçmeni’ oluruz. Bu kayıtsızlıklara dikkat edilmesi gerekmiyor mu?
Sebahin AHMETOĞLU
BÜYÜKŞEHİR
Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, e-mail adresine İstanbul ile ilgili bir sorunu iletmiştim. Yaklaşık bir hafta sonra bizzat arayarak sorunu yakınen bildiklerini ve en kısa zamanda düzeltileceğini bildirdi. Bu davranışın tüm bürokratlara örnek olmasını dilerim.
Özgür ÇORABAY DERİNCE
DİKMEN’de TBMM, Polis Evi, Hakim Evi’ne birkaç kilometre mesafede Valiliğin yasaklamasına rağmen davullu-zurnalı gündüzden başlayıp, gece 23.00’e kadar üç gün üç gece sokak düğünleri yapılıyor. Davul zurna seslerini ancak yağmur durdurabiliyor.