Bir TDH kimliği

TÜRK siyaseti rejim kavgası üzerinde sürüyor, iktidarın karşıtı ise CHP ve MHP...

Haberin Devamı

‘Arkadan’ dolanarak gelmekte olan bir ‘parti’ var; Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi (TDH)... İlk kez sosyolojik bir tablo çıkıyor ortada.

Sarıgül
, ‘siyaset’ten uzak duruyor; ‘mutsuz’ kitleleri etkilemek istiyor. Entelektüel kesimden uzak duruyor; Erdoğan ve Baykal arasında bir başka sahada rol olmak istiyor. İşte o başka ‘yerin’ göstergesi pazar günü Tekirdağ’daki mitingde alınmaya başlandı.


Parti örgütlerini ‘iktidara hazırlık merkezleri’, kendisini de genel başkan değil Başbakan olarak nitelendiriyor. Ve şöyle diyor: “Türkiye’yi şahlandıracağım.”

Çalışma ve organizasyon AKP’nin gerisinde, CHP’nin çok önünde bir çıkışa hazırlanıyor. CHP henüz hiçbir şeyin farkında değil; Kurultay’a giderken... Ciddiye almıyor Sarıgül’ü ama öyle değil. Partinin ‘genel sekreteri’ durumundaki Hasan Aydın, şimdilik 800 bin üyeden söz ediyor. “Kadrolarınız kimlerden oluşuyor?” sorusuna hemen “% 50 CHP, % 15 AKP, geri kalanların da DYP/DP, ANAP ve DSP’lilerden oluştuğunu” söylüyor.

Haberin Devamı

200 BELEDİYE BAŞKANI


TDH
’nin pazar günkü Tekirdağ mitinginde, bölgeden çok sayıda CHP’li ‘katılımcı’ veya ‘izleyici’ gördük... Çanakkale İl Başkanı Tuygan Çalıkoğlu “Haziranda okullar kapandıktan sonra partiyi kurduğumuzda 200 Belediye Başkanı bize katılacak” iddiasında bulunuyor. 80 kişilik kurucu listesine 160 kişi başvurmuş; elemede sıkıntı yaşanacak tabii... Ecevit hükümetinin Çevre Bakanı Fevzi Aytekin de, DSP’den ayrıldığını ve Sarıgül’le hareket edeceğini söylüyor. Eski milletvekillerinden harekete katılanların sayısının 20 olduğu söylenebilir. Sarıgül, Demirel’in eski koruma müdürü Şükrü Çukurlu’nun da kendilerine katıldığını kürsüye çıkararak açıkladı.

‘Ciddi’ bir hazırlık yürüttüğü anlaşılıyor TDH’nın... Bir kere AKP’nin küçük bir benzeri de olsa 2 milyon dolara mal olmuş ses düzeni ile donatılmış bir TIR...

Şık, toplantı salonlu ve yataklı Mercedes marka bir lider otobüsü... Sarıgül ‘hamasat’ kokan içeriksiz konuşmalarının ‘içini’ doldurmaya başlamış artık.

Haberin Devamı

Bursa ve İzmir konuşmalarının aksine Tekirdağ ve Trakya’nın ‘yerel konuları’ üzerinde çalışmış. (İktidara geldiklerinde) Trakya’nın elektrik hatlarını yeraltına alacaklarını, doğalgaz arama çalışmalarını hızlandıracaklarını, gölet inşaatlarına başlayacaklarını, Çorlu Havaalanı’nı, raylı bir sistemle Atatürk Havalimanı’na bağlayacaklarını... Bağcılık ve üzümcülüğün ihya edileceğini, çiçekçilikte Hollanda’nın üzerine çıkılacağını... Trakya köylüsüne mazotu, gübreyi ve tohumu indirimli vereceklerini... (Trakya’nın yeraltı suyunu çıkartıp dünyaya pazarlayacakları lafı ise tam bir gaftı.) Vaatleri biraz abartılıydı.

Tabii bunların dinleyenlerin bir kesimini etkilediğini söylemek mümkün. Başka vaatleri de var: “Muhtarlarımız başımızın tacıdır. Biz geldiğimizde özlük haklarına tekrar kavuşacaklardır. 8.5 milyon engelli ile el ele olacağız. Seçme sınavları ile ilgili katsayıyı kaldıracağız. Eğitim dershanelerde değil, okullarda olacaktır.”

Haberin Devamı

NASIL BİR PARTİ

Nasıl bir parti? “Lidere değil demokrasiye bağlı bir parti; ‘çirkinlik’ten ve ‘pislikten’ uzak bir parti... Akıl ve yurtsever olarak sınır ve bayrak birliği... Huzur veren bir parti... Willy Brandt, Erdal İnönü, Turgut Özal ve Bülent Ecevit’i örnek alan bir parti... Atatürk’ü istismar etmeyen bir parti.”

AKP’ye “İktidarı Ankara’da teslim alacağız”ın ötesinde dikkat çeken ciddi bir eleştiri yok; isim vermeden de olsa varsa yoksa Baykal; “Bugünkü CHP eski CHP değil.”

Örgütünde ciddi bir genç ağırlığı dikkat çekiyor. Onlara öğüt de veriyor Sarıgül: “Büyüklerinize karşı ayak ayak üstüne atmayacaksınız, otobüsteyer vereceksiniz.”


Konuşmasında bir ara “Generallerin değil, Mehmetçiklerin başımızın üzerinde yeri vardır” dedi. Daha sonra kendisine gelen bir uyarı notu üzerine “Generallerle işimiz olamaz. Ben siyasetteki baronlardan bahsediyorum. Bugün görevim askerleri korumaktır. İlerde asker yerini yurdunu bulacaktır.”

Haberin Devamı


Bakalım Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Baykal, Sarıgül’e siyasetin hangi sınıra kadar izin verecekler?

 

Dut ağacı gibi silkelenen bir ordu ve ‘Ölümcül Tuzak’


OSCAR
ödüllerinde iki film öne çıktı. Biri tarihin en önemli gişe rekorlarına ulaşan ‘Avatar’; destansı nitelikler taşıyor. Silah ve şiddete karşı, sevgi ve barış içerisinde doğayla bütünleşerek yaşamanın mücadelesini yüceltiyor.

Diğeri ABD’nin Irak işgalinde görev yapan bir bomba imha ekibinin işgal sürecindeki yaşadıklarının öyküsünün anlatıldığı ‘The Hurt Locker’ (Ölümcül Tuzak)... Militer cesareti ve sadece düşman kabul edilen ötekilere karşı geliştirilmiş özel silah yeteneklerini öne çıkarıyor.

Haberin Devamı

Ödül barışa değil, işgalci militarizme gitti. Ödülü alırken filmin bayan yönetmeni, ABD’nin, Irak, Afganistan ve diğer yerlerde görev yapan (işgal yapan) askerlerini övdü ve ödülünü adeta onlara adayarak teşekkür etti.


En büyük sanat ödülü!


Ülkemizde ise antiemperyalist kurtuluş savaşını yapan ordu, dut ağacı gibi silkelenerek, -olgun dutların dökülmesini beklerken çarşaf açanlar gibi– eğer varsa ‘darbeciler’in düşmesi bekleniyor...


Dünyanın en olgun (çoğulculuk anlamında) demokrasilerinden birinin sanatçılarının askerine bakışı ile ülkemizdeki yeni nesil demokratlarının (ki çoğunun referans noktası ABD’nin demokrat değerleri) askerine bakışı arasındaki fark ortada...

 

Biliyor musunuz

 

GERGER Fırat Gazetesi’nde iki yıl önce yazdığı; TGC, ÇGD ve İngiltere Basın Birliği tarafından ödüllendirilen ‘Feto-Apo’ başlıklı yazısından ötürü Kâhta Asliye Ceza’da yargılanan Haci Boğatekin’e basın yoluyla hakaret, adli yargılamayı etkilemek ve iftira suçlarından 5 yıl, 1 ay, 7 gün; bu yazıyı internet sitelerinde yayınlayan Cumali Badur’a (gergerim.com) 6 ay ve Özgür Boğatekin’e (gergerfirat.net) 1 yıl, 2 ay, 17 gün hapis cezası verildiğini (Haci Boğatekin, aynı yazıdan Malatya’da da, terör örgütü propagandasından 1.5 yıl hapse mahkûm olmuş, 4 ay hapiste yatmıştı)...

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

“(Seçim barajının indirilmemesi konusunda muhalefet partilerine) Anlayış şu. Yok değiştirmeyiz. Niye? AKP Parti diyor ki: ‘Değiştirirsem Saadet Partisi gelir.’ CHP diyor ki: ‘Sarıgül’ün partisi geliyor, aman yüzde 10’da kalalım.’ MHP de diyor ki: ‘Ya Büyük Birlik Partisi gelirse?’ Böyle bir seçim sisteminde uzlaşıyorsunuz.”

(BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan)  

Yazarın Tüm Yazıları