Paylaş
George Bass deyince, biz de kendisini Bodrum Yassıada’da küçük bir denizaltıda (Virazon adlı araştırma gemisi) çalışırken tanışmıştık.
Pulak’ın yazısını özetlersek: Onlara rehberlik eden Bodrum Kalesi’nin eski müdürü Oğuz Alpözen ile şimdi bu görevi sürdüren sualtı arkeoloğu, Can Pulak’ın kardeşi Boğaziçili Cemal ile Tufan Turanlı’nın da fedakârca görev yaptıklarını ve denizin ortasına kurulan petrol sondaj platformu benzeri bir alanda yıllarca çalıştıklarını biliriz.
SUALTI ARKEOLOJİSİNİN BABASI
Prof. Bass, dünya sualtı arkeolojisinin babası sayılıyordu. Ülkemizde ilk sualtı kazılarını başlatmakla kalmamış, Bodrum Kalesi’nin sualtı arkeoloji müzesi olmasını da sağlamıştı.
1932’de Güney Carolina’da (ABD) doğmuş, 1953’te geldiği Türkiye’de eşi ile birlikte, 20 yılı aşkın sualtı arkeolojik kazı ve araştırması yaparak Ege ve Akdeniz’deki pek çok batığı su yüzüne çıkarmıştı. Merkezi Teksas’ta olan Uluslararası Sualtı Merkezi’nin (INA) Bodrum şubesini açtı ve burada onlarca öğrenci yetiştirdi, staj yaptırdı.
Gerçek bir Türk dostu idi. Türk vatandaşlığına başvurmuş, Bodrum Kaymakamlığı’nca 1985’te fahri hemşeri seçilmiş, 2004 yılında ise dönemin ABD Başkanı Bush’tan, dünyanın en üstün madalyalarından sayılan ‘Ulusal Bilim Nişanı’nı almıştı. En ünlü batıkların bulunmasında ve çıkarılmasında büyük emeği vardı.
1961-64’te Turgutreis açıklarındaki Yassıada (benim gittiğim yer) yakınlarında bulunan bir Bizans batığını çalışıyordu.
Bass ve ekibinin en önemli başarısı, bizim süngerci ve yerli arkeologlarımızın tespit ettiği Kaş’taki Uluburun batığıdır ki, 1984’te başlayan kazıları yıllarca sürerek, dünyanın 3600 yıllık en eski gemisi ve içindeki çok değerli eserleri su yüzüne çıkarıldı.
Yunanistan, topraklarına yerleşmesini sağlamak için çok uğraşmış, ancak Bass hep reddetmişti.
Bass’ın 372 sayfalık ‘Denizler Altında Arkeoloji’ adlı kitabı onlarca baskı yaptı. Ayrıca Türkiye’deki kazıları, sonuçları ve çıkarılan eserleri de dünyanın tüm üniversitelerindeki arkeoloji bölümlerinde okutuluyor.
‘Kadınlar Günü’nü kutlamak
KADININ İŞYÜKÜ 1.5 MİSLİ FAZLA
FRANSA merkezli Ipsos araştırma şirketi tarafından dünya genelinde gerçekleştirilmiş dikkat çekici bir araştırmanın sonuçları açıklandı. Bir kere her konuda kadınlar pandemi döneminde erkeklere göre daha fazla zorlanıyor. Soruların yanıtlarına bakarsak, kadınların COVID-19 salgını nedeniyle iş güvenlikleri konusunda endişeli oldukları görüldü. Ayrıca iş rutinleri ve organizasyondaki değişikliklerden dolayı stres yaşadıkları belirlendi. Salgın kadınların ev içi ve çocuk bakımı sorumluluklarını daha da arttırmış. Kadına şiddet mi dediniz? Alınan yanıtlarda şiddet ve istismara maruz kalan kadın ve kız çocuklarına daha fazla destek (Türkiye yüzde 56) ve daha esnek çalışma uygulamaları (Türkiye yüzde 41) öncelik verilmesi gereken programlar olarak öne çıkıyor. Çarpıcı başlıklara sahip araştırmada, salgın sona erdiğinde kadınların erkeklerle daha eşit olacağına dair bir beklenti olmadığı sonucu da ayrı bir önemli tespit. Kadınlar Günü’nü kutlayan Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik’in değerlendirmeyle ilgili bir tespiti de şöyle: “Ülkemizde kendini yorgun, bıkkın hisseden kadınların oranı erkeklere kıyasla 1.5 kat fazla.”
İKLİM ANLAŞMASI ONAYLANMALI
TÜRKİYE’nin kalkınma politikaları üzerine çalışmakta olan saygın araştırma kuruluşları Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı’yla birlikte küresel gündemde ağırlığını gittikçe artırmaya başlayan ‘Yeşil Dönüşüm’e uyumda geç kalmaması ve Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması çağrısında bulundu.
GÜNÜN SÖZÜ
“BU ülke insanlarının yarısı düşünmekten uyuyamıyor, diğer yarısı da uyumaktan düşünemiyor!” Ersoy ÖNGÜN
BAKANLAR CEVAP VERMİYOR
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Komisyonu CHP Grubu Sözcüsü Ünal Demirtaş, COVID-19’un kaç sağlık çalışanı için meslek hastalığı olarak kabul edildiğini CİMER üzerinden Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı’na sordu. SGK tarafından verilen cevapta “Başvuruda talep edilen hususlar kurumumuzca ayrı veya özel bir çalışma yapılmasını gerektirdiğinden, talep doğrultusunda işlem yapılamamıştır” denildi.
384 sağlıkçının vefat ettiğini bildiren Demirtaş, bakanların soru önergelerine cevap vermemelerini eleştirdi.
BİLİYOR MUSUNUZ?
DİL devriminin savunucusu olan, 30 Ekim 1993’te yitirdiğimiz Ömer Asım Aksoy’u dilci ve devrimci kişiliğiyle yaşatmak, düşünce ve yapıtlarını gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla Aksoy ailesiyle Dil Derneği’nin düzenlediği ‘Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü’nün 2021’de bir ‘şiir’ kitabına verileceğini, ödüle aday yapıtların Ocak 2020 ile 30 Haziran 2021 arasında yayımlanmış olması gerektiğini, son başvurunun 5 Temmuz 2021’e kadar yapılabileceğini...
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin’in, Adana-Mersin tren seferlerinin salgın nedeniyle 11 aydan beri yapılmamasının vatandaşları mağduriyete sürüklediğini dile getirdiğini, ayrıca İskenderun, Yumurtalık, Karataş, Mersin hattında feribot seferleriyle ilgili neden hiçbir girişimde bulunulmadığını sorguladığını...
Paylaş