Paylaş
Hani dürüst olan kazanacaktı?..
Eskişehir'de bundan bir süre önce yapılan okul ihalelerinde usulsüzlük olduğunu belirtmiş ve 'Dürüst olan kazanamayacak mı?' demiştik. Bu yazımız üzerine Bayındırlık Bakanı Koray Aydın adına 'soruşturma sonucu ihalelerin iptal edildiği ve artık dürüst olan kaybetmeyecek' şeklinde bir açıklama gönderilmişti.
Bu açıklama, vatandaşın devlete ve onun kurumları olan bakanlıklara güvenini tazelemişti, koalisyonun ortağı MHP tarafından...
Fakat ne yazık ki olayların, bakan Koray Aydın'ın dediği gibi olmadığı, verilen sözlerin sadece faks mesajlarında kaldığı anlaşılıyor.
Zaten bu ‘‘Suçumuz sağlam binalar yapmak mı?’’ diye dün telefon eden Ekil İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi AŞ'nin sahibi Ekrem Ekşi'nin sözleri ile ortaya çıkıyor.
İşte kafalarda sorular bırakan, ‘‘Bu büyük deprem de mi bizim aklımızı başımıza getirmedi’’ dedirten görüşmemizde Ekrem Ekşi'nin söyledikleri:
‘‘Firmamız birinci derece deprem kuşağında bulunan il ve ilçelerimizden Tokat, Reşadiye, Erbağ, Mersin, Erzincan, Adapazarı, İzmit ve İstanbul'un çeşitli bölgelerinde önemli sayılacak birçak sanayi ve sosyal tesisler inşa etmiştir.
CAMIMIZ DAHİ KIRILMADI
Geride bıraktığımız yıllar içerisinde ülkemizde yaşanan depremlerde firmamızın inşasını gerçekleştirdiği eserlerden hiçbirinin camı dahi kırılmamıştır. Örnek olarak 1992 yılındaki Erzincan depreminde yanı başımızdaki binalarda yüzlerce insan can ve mal kaybına uğrarken, firmamızın inşa ettiği talebe yurdu içinde bulunan 120 çocuk ve 8 görevlinin burnu bile kanamamıştır.
Aynı şekilde Marmara Bölgesi'nde 17 Ağustos'taki deprem felaketinde fay kırığı üzerinde inşa etmek zorunda kaldığımız Trafik Hastanesi (TOYOTA-SA) gazete ve TV'lerden de görüleceği gibi bölgenin hasar görmeyen ve eksiksiz hizmet veren yegáne tesisi olmuştur.
Yine depremin üssü olan İzmit ilimizde firmamızın inşa ettiği binaların camları dahi kırılmaz iken çevre binalar yerle bir olmuş, bu binalarda can ve mal kaybı meydana gelmiştir.’’
DÜRÜST METAAHHİDE İŞ YOK
Ekşi, Türkiye'nin 7 bölgesinin 5'inde inşa ettiği okul, yurt, hastane, PTT, emniyet sarayları, kültür merkezleri, beş yıldızlı oteller, ilaç fabrikaları ve altyapı tesisleri gibi 45 projeye karşılık, Bayındırlık Bakanlığı'nın son depremle ilgili açtığı ve açacağı Marmara Bölgesi'ndeki ihalelerde görev almak istediklerini bildiriyor. Bu konudaki başvuruların sonuçsuz kaldığını söyleyen Ekrem Ekşi'ye soruyoruz:
Siyasi rant mı var?
- İnşaatlarını düzgün yapmayanlara görev verilirse, bizim gibi firmalar davet edilmezse adını siz koyun. Biz de parti müteahhidi gibi çalışsaydık bize de davetiye gönderilirdi. En önemlisi daha acılar dinmeden çeşitli oyunların oynanması....
BEDDUA ALMADIK
Ne yapılabilirdi?
- Hiç olmazsa, bırakın bakanlığı valiler bir tarama yaptırarak binası yıkılmayan, dürüst müteahhitleri tespit edebilirdi. Senin yaptığın yapıların değil duvarı, camı bile kırılmamış, ama davetiye yok! Bundan da binalarımız yıkılsaydı davetiye alacaktık sonucu çıkarılmaz mı? Yalova'daki bir MHP'li müteahhit, 'İhalelere girmeyelim de aç mı kalalım' diyor. Ama kimse 'Sen aç kalamayacaksın diye bu binalar insanlara mezar mı olsun?' diye sorulmuyor. Bu kadar haksızlığa rağmen ben ve şirketimin çalışanları mutluyuz, çünkü yaptığımız binalar dimdik ayakta... İnsanların beddualarını almadık, almayacağız da... Alnımız ak, yüzümüz açık.
- Devlet kendi üniversitelerinden mezun ederek diploma verdiği inşaat mühendislerine güvenmeyip bir tekstilciyi Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi inşaat dairesine başkan olarak demiri, çimentoyu kontrol etsin diye atayabiliyorsa bizlerin çok daha büyük haksızlıklara, yıkılan binalara muhatap olacağımızı göstermektedir. Zihniyet böyle olunca değişik bir şey beklemek yanlış olmaz mı?
PREFABRİK BÜYÜK SORUN OLACAK
Prefabrik ihalesine ne diyorsunuz?
- Palyatif bir çözüm... 26 bin prefabrik konut için 39 trilyon lira ödenecek. Oysa bu parayı faize yatırsanız, 26 bin konutun sahibini krallar gibi geçindirirsiniz. Bu siyasi rant değil de nedir? Bir sürü tarım arazisi israf edilmiş, pisliği, enkazı kalacak. Bir de bunlar için bedel ödenecek. Bunlar üzücü şeyler.
Çağrılmadığınız için kıskançlık mı duyuyorsunuz?
- Böyle bir sıfata yakıştırılmayı kabullenemem. Bunlar bize yakışmaz. 17 yıldır bu şirketin yönetim kurulu başkanıyım. 2.5 yıl önce şirketimizin tanıtım dergisinde şöyle demişiz: 'Ülkemizin 1. deprem kuşağında depreme sağlam yapılar inşa etmek suretiyle ülke ve insan sevgisini her şeyin üzerinde tutmak yaşam felsefesini hayata geçirmenin mutluluğunu yakalamış bir firmayız.' Sanki bugünleri o zaman görmüşüz. Biz yüzde 40, 50 kırarak inşaat almayız. 1 milyon liralık çimentodan 500 bin lira çalmayız. Altı kere vergi rekortmeni oldum. Üzüldüğüm taraf şudur, hem dürüst olacaksın, hem de vergi ödeyeceksin, sonra da davet edilmeyeceksin. Entrikacılığı bilmediğimden olacak bir yerde kendimi de beceriksiz sayıyorum.
Suni deprem yaratmak
‘YAPAY Depremler Yaratmak’ (21.9.1999) konusunda Adil Çolak isimli okurunuzun bir önerisi vardı. 1981-82 yıllarında ABD'de Kaliforniya'daki meşhur San Andreas fay hattının 5-6 kilometre yakınlarında yaşamıştım ve birçok hafif depreme şahit olmuştum. Adil Bey bu ‘‘suni deprem başlatma’’ fikrini bir yerden mi aldı, yoksa kendisi mi düşündü bilemiyorum ama oradaki bilim adamları o zamanlar böyle bir öneriyi tartışıyorlardı. Hatırladığım kadarıyla varılan sonuç; başlatmanın olanak dahilinde, durdurmanın -veya nerede ve nasıl duracağını kestirmenin bile- imkansız olduğu şeklindeydi. Yani sorun başlatmak değil durdurmaktı. Belki konuyla ilgili bilim adamlarımız daha tatmin edici bilgiler verebilirler.
Selçuk YAŞAR / ANKARA
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Bunun bir imtihan olduğunu düşünüyorum. Allah Müslüman kullarını imtihan ediyor. Onların tepkisini ölçüyor. Bu imtihanın kendisi. Ayrıca kime güvenip güvenmeyeceği noktasında bir imtihan olarak görüyorum. Trajedinin bu kadar yoğun olduğu anda acaba kaç insan kulluğuna devam edecek veya kaçı isyanıyla inançsızlığında inat edecek? Aynı zamanda bu hadise imanı olan insanların imanlarını da sağlamlaştıracaktır.
Yusuf İslam (Cat Stevens)
ALARKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton ve TÜRKKENT Genel Başkanı Oğuz Soydan'dan açıklama: Deprem felaketi, ülkemizdeki geçerli kamu ve özel sektör örgütlenme ve işleyiş biçimlerinin köklü ve çağdaş düzenlemelere gereksinimi olduğunu açık ve ertelenemez bir ağırlıkta ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede 23.9.1999 perşembe günü saat 16.00-19.00 arasında '19 Ağustos Sonrası Yeni Yapı ve Kentleşme Düzeni' konulu bir toplantı gerçekleştirilecektir. Toplantıya çağrılı olan bazı kişiler şunlar: Oktay Ekinci, Prof. Cengiz Eruzun, Üzeyir Garih, Cemal Gökçe, Faruk Göksu, Murat Karayalçın, Mithat Kırayoğlu, Doç. Erol Köktürk, Aykut Mutlu, Sefa Sirmen, Bülent Tanık, Sönmez Targan, Ayhan Yavrucu, Zekeriya Yıldırım, Y. Nedim Tokaş.
Paylaş