BİR dostumuz, Vakit'ten Hüseyin Öztürk'ün ‘‘Başbakan kandırılıyor’’ başlıklı yazısını okumamızı önerdi.
Gerçekten ilginç bir örgütsel eleştiri yazısı; medya AKP içinde ‘‘kavgayı’’ ortaya koyuyor. Aslında AKP bu gelişmeleri dışarıya sızdırtmıyor. ‘‘AKP cemaati’’nde yerel seçimler öncesinde dönen oyunlar yeni yeni ortaya çıkıyor. AKP'ye akın eden ancak listelere giremeyen binlerce kişi ‘‘mağdur’’ oldukları için kapalı kapılar ardında çarpıcı iddialarda bulunuyorlar. Ama dışa vuran çok açık bir şey yok henüz...
AKP Genel Merkezi, her şeyi başarılı bir ‘‘siyaset mühendisliği’’ ile şimdilik geçiştirdiğini sanıyor.
CHP'deki gelişmeler ise ‘‘şeffaf’’ bir şekilde yürüyor. Listeye giremeyen her şeyi ortaya döküyor, karşı tarafı karalayabiliyor. Biz de yaşanan rezaletleri açık açık yazabiliyoruz.
Böyle bir durum AKP için henüz söz konusu değil; bu biraz da 'dinsel' kökenli olduğundan dışa vurulamıyor.
Konuşursan ‘‘öbür dünya’’da yanarsın!
Vakit yazarı Öztürk, AKP'de yaşanan bir ‘‘pisliği’’ şöyle anlatıyor:
‘‘Başbakan R. Tayyip Erdoğan belediye başkan adayları ve meclis üyelerinin belirlenmesinde kendi teşkilatı tarafından o kadar çok kandırıldı ki, doğrusu Tayyip Bey'in adına üzüldüm.
Bu meclis üyeliği bildiğim kadarıyla rant getiren bir iş değildir ama duyduklarımı ve şahit olduklarımı yazacak olsam, yemin ediyorum, siyasetin 's'sini bile ağzına almazsınız.
Akla hayale gelmeyecek kepazelikler, rezaletler, aman Allah'ım neler neler yapıyorlar. Aklıselim hiçbir insanın tenezzül etmeyeceği öyle pislikler dönüyor ki, sormayın gitsin.
Adayların belirlenmesinde Tayyip Bey'in kandırıldığını, daha doğrusu AKP genel merkezinin nasıl aldatıldığını, seçimlerden sonra daha iyi göreceksiniz
AKP'nin zaferini ve Tayyip Bey'in iyi niyetini kullanan menfaat şebekelerinin işbaşına geçtiğinde ne haltlar karıştıracaklarına hep birlikte şahit olacağız.’’
Bir beldeden örnek veriyor. Yapılan ‘‘aşağılık’’ işler karşısına insanın midesini bulandırdığını, sevilen belediye başkanını aday göstermemek için rantçı grubun nasıl iftiralara başvurduklarını, Ankara'ya giderek ‘‘Bizim beldede meclis üyelerinin çoğu Karadenizli, kendi ilçemizden kimse yok, hiç olmazsa bir kişi de bizden olsun’’ dediklerini, örneğin meclis üyelerinden Çankırılı olan bir vatandaşı Karadenizli olarak gösterdiklerini ve genel merkezin de bu numarayı yediğini yazıyor. ‘‘Genel merkez bu numarayı nasıl yiyor anlamadım’’ diyor. Sonuç itibarıyla bir meclis üyesi sokabilmek için her yol deneniyor ve o meclis üyesi son anda ‘‘Sen Çankırılı değilmişsin, Karadenizliymişsin’’ denilerek istifa ettiriliyor.
Demek ki, sadece CHP'de yapılmıyormuş bu numaralar.
Önümüzdeki beş yıl yerel yönetimler açısından çok zor geçecek; bir beş yıl sonra ‘‘Biz bunları neden seçtik’’ diye gene yakınacağız.
Kadın
KİMİ der ki kadın / uzun kış gecelerinde / yatmak içindir. / Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde / dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. / Kimi der ki ayalimdir. / Boynumda taşıdığım vebalimdir. / Kimi der ki hamur yoğuran. / Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. / O benim kollarım, bacaklarım. / Yavrum, annem, karım, kız kardeşim / hayat arkadaşımdır.
Nazım HİKMET
‘Sen kadınsın git evinde otur’
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ders çıkartacağımız İstanbul Kartal'dan Yeşim Can'ın ibretlik yazısını hüzünle okuyalım:
‘‘Kartal Yeni Mahalle'den muhtar adayıyım; hem de 9 erkeğe karşı tek başıma. Mahallemiz kırsal kesimde olması nedeniyle Anadolu'nun her yerinden sakinlere sahip. Hiç kimse ben Yeni Mahalleliyim demiyor. 'Afyonluyum, Yalovalıyım, Tokatlıyım, Erzincanlıyım' diyor. Bir tek ben İstanbulluyum. ‘‘Sen kadınsın ne işin var muhtarlıkta; git evine pirinç pilavı pişir’’ diyen bir toplumda kadınların hakkını savunmaya ve temsil etmeye devam edeceğiz. Bayan muhtar adaylarına destek olmanızı istiyorum.’’
Silifke’den kim sorumlu
SİLİFKE'den dün bir okurumuz telefonda üzgün bir şekilde şunları anlattı:
GÖKSU üzerindeki Gezende Barajı, Toroslor'dan inen kar suları ve yağışlardan taşma noktasına gelince kapaklar son anda açıldı. Böyle bir tehlike her zaman beklenir. Ama asıl zafiyet, il yöneticilerinin bir taşma olayını önceden öngörememeleridir. DSİ ve Valiliğin vurdumduymazlığıdır.
Peki Silifke'nin, halkın uğradığı trilyonlarca liralık zararı kim karşılayacaktır?
Biliyor musunuz?
IĞDIR CHP Belediye Başkan adayı, Gazeteci Aydın Deniz, geçirdiği trafik kazası sonucu sol köprücük kemiği kırık halde kampanyasını sürdürürken, ‘‘Cumhuriyeti ve Atatürk'ün partisini korumak için aday olduğunu’’ söylediğini... MERSİN CHP İl Başkanı'nın damadının Yenişehir meclis listesinin 1. sırasına; Yenişehir ilçe başkanının kardeşinin de 2. sıraya konulduğunu...
Biliyor musunuz
Mesaj panosu
DÜZCE Sağlık Müdürlüğü, Koçyazı Köyü içme suyunda tahlil yapmış; suyun renk, bulanık, tortulu olması nedeniyle içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaması gerektiğini bildirmiş. Köylüler bu duruma bir atasözü ile karşılık veriyorlar: ‘‘Su her şeyi temizler, yalnız yüzkarasını temizleyemez.’’
ZARA'da görev yapan Sağlık Bakanlığı'nın sözleşmeli personel olarak istihdam ettiği memurlar, yaklaşık 1.5 aydır maaş alamıyor.