Paylaş
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, İstiklal Savaşı şehitlerimizin kemiklerini sızlattı: Şehidimiz Müsellim Ünal’ın naaşı başında dün (salı) yaptığı konuşmada koskoca İstiklal Savaşımızı ve istiklalimiz uğruna canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi maalesef unutuverdi! Özellikle böylesi bir özel günde bu acı unutkanlık yüreğimizi terör belasından da beter dağladı.
Başbakan, Müsellim onbaşının yerinin cennet olduğunu belirtirken Çanakkale şehitlerimizle birlikte Sarıkamış şehitlerimizi de andı, hem de iki kez ısrarla aynı mesajı vurguladı; fakat her ikisinde de İstiklal Savaşı şehitlerimizi yazık ki hatırına getiremedi.
Çok mu alıngan olduk? Evet olduk; nedeni kendileridir. Başbakan aynı konuşmasında, “Biz 68 milyonun kardeşliği için çalışıyoruz” dedi ama bu vahim unutkanlığıyla da kendini yalanlamış oldu. Cumhuriyetimizin temel değerleriyle çelişen, Cumhuriyet şehitlerimizi Sarıkamış ve Çanakkale şehitlerimizle birlikte Müsellim onbaşımızın yanına layık göremeyen bu tür unutkanlıklar, bilinmelidir ki terör örgütlerinin bölücülüğünden çok daha derin fay hatlarının tetikleyicisi oluyor.
78 milyonun kardeşliği için çalışacaksak, her şeyden önce şehitlerimiz arasında ayrım yapmaktan vazgeçelim... Ve yine önce,
Cumhuriyetimizle barışmayı başaralım. Cumhuriyet ve şehitler eksenli bölücülüğü de -Başbakan’ın hafızasının o törende nisyan ile malul olduğunu varsayarak- geliniz hep birlikte lanetleyelim.
Ertuğ KARAKULLUKÇU
GÜNÜN SÖZÜ
“İyi niyetle süreci taşıyoruz. Burada bir iyi niyet var. Ülkeyi hükümetsiz bırakmama. 10–12 gün içinde temel sonuca varılacak. Kişisel parti çıkarlarımızı ülkenin çıkarlarının önüne koymama sözümüzde duruyoruz.”
(CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Koç)
BARIŞ İSTİYORUZ
-AĞIT yakar gibi her terör eyleminin arkasından sözde kınama ve lanetleme yetmez. Yurtta terör, dünyada terör değil; yurtta barış, dünyada barış istiyoruz.
Dursun ATILGAN
Lozan bağımsızlık belgesidir
-“ÜLKENİN bölünmesine yol açacak her türlü girişimi önlemek için kararlılıkla el ele” diyor İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği... 92. yılında Lozan Antlaşması’nın önemini anlatan bir bildiri yayınladı.
Diyor ki:
“Türk tarihinin dönüm noktası olan Lozan’da kararlı bir müzakere süreci sonunda imzalanan ve günümüzde de yürürlüğünü koruyan 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması, ulusumuzun bağımsızlık belgesidir. Lozan Antlaşması Türk devletinin uluslararası alanda siyasal, hukuksal ve ekonomik ilişkilerinin bağımsızlık temelinde yeniden düzenlendiği bir diplomasi zaferidir. Lozan’dan üç ay sonra ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti bu sağlam temele dayanmaktadır.
Sevr’den Lozan’a, Lozan’dan BOP’a.”
Bu iki süreci iyi okumamız gerekli...
Atatürk devrimlerinin açtığı aydınlık yolun değerini bilen Türk ulusu, Lozan Antlaşması’nın 92. yılında bu haritaların anlattığının farkındadır, her koşulda laik, demokratik, hukuk devleti olan Cumhuriyetimizi korumakta kararlıdır.”
BİLİYOR MUSUNUZ?
-2023 Dünya Demokrasi Forumu’na hazırlanan Mesudiye II. Türkiye Demokrasi Forumu’nun 18-20 Eylül arasında Mesudiye Belediyesi L. Korkmaz Kültür Merkezi’nde toplanacağını açıklayan forum başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi’nin “İlgi duyan, sözü olan herkesi bekliyoruz” dediğini (aeksi@ankara.edu.tr)...
-ALANYA Mahmutlar’da Türkçe, İngilizce, Rusça ve Norveççe haftalık yayınlanan Mesut İlhan’ın sahipliğindeki ‘Mahmutlar Post Gazetesi’nin 11. kuruluş yıldönümünü kutladığını...
Vali Bey, benzin istasyonunun yanına benzin istasyonu olmaz
O ‘bombadır’
-“BİRKAÇ gün önce Başakşehir’e giderken İkitelli Organize Sanayi, Atatürk Bulvarı üzerinde yeni bir benzin istasyonu inşaatı gördüm. Gözlerime inanamadım. Yan yana iki benzin istasyonu; başka var mıdır? Yoktur gibime geliyor. Tam ‘bomba’ demek lazım. Yıllardır faaliyet gösteren bir benzin istasyonu var; onun yanına ‘iliştirilen’ bir benzin istasyonu nasıl olur? İnternetten biraz araştırdım. 5015 sayılı EPDK Kanunu’na göre şehir içinde iki istasyon arasında en az 1 kilometre mesafe olmak zorunda. İstanbul’un göbeğinde böyle bir hukuksuzluğa İkitelli Organize Sanayi Başkanlığı nasıl göz yumdu?
Üstelik söz konusu istasyon inşaatı, oradaki kavşağın yanına yapılıyor. Resmen trafik cinayeti!
Bu noktanın trafiğinin ne kadar yoğun olduğunu bölgedeki herkes gayet iyi bilir. Bir de kavşak ağzına istasyon yapımına izin vermek gerçekten trafik cinayetidir. Ayrıca Karayolları Kanunu’nda tesislerin kavşak yaklaşma mesafeleri açıkça belirtilmiş. Buna rağmen bu istasyon faaliyete geçerse Atatürk Bulvarı’nın trafik yoğunluğu kat kat artacaktır.
Hukukçu olduğunu bildiğim İstanbul Valisi Vasip Şahin’in başkanlığını yaptığı İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı, kanunlar ve mevzuat bu kadar açıkken bu inşaatın yapılmasına nasıl izin verdi? Direnemedi mi? Anlamak mümkün değil. ‘AKP valisi’ olursan nasıl direnirsin...”
(İmzamı M.İ. diye yazabilirsiniz.)
Görele’ye adil su
ORMAN ve Su İşleri Bakanı Prof. Veysel Eroğlu’na mektubumdur. Yazları Giresun-Görele’nin Aralıkoz köyünde ikamet ediyorum. Karadeniz’de hukuk ve kanun yok. Kaynak sularının köy tüzel kişiliğine devrinin yapılarak ve köylünün de katkı payı ödemesi ile su depolama sisteminin kurulmasını istiyoruz. Suyu adil olarak kullandırınız; tepelerde göletler yapınız. Böylece vahşet derecesine gelinmesine az kalmış olabilecek olayların önüne de geçmiş olursunuz.
Muzaffer YOSMAOĞLU
MESAJ PANOSU
-KİMSE kimsenin tarlasındaki anızı yakmadığına göre, anız yakılan tarlaya 1 yıl ekin ekmeme cezası gelsin, sorun çözülür.
Ferit ASLAN
-ADLİ tatil başlıyor. Sağlık tatili de iyi olur. 2 ay sadece acil hastalara bakılır, herkes birbirini özler, belki şiddet de azalır.
Yunus SÖYLET
Paylaş