Paylaş
Baraj altında kalması olası görülen partilerin seçimlerde güç birliği yapmaları...
Bu konuda 8 partinin (DSP, ANAP, SHP, YP, Hürparti, HYP, İP, ÖDP) genel başkanları ile görüşmüş. "Bu projeyi hiçbiri silip atmadı. Ama projenin kilidi DSP ile ANAP'ın bu seçimde güç birliği yapmalarından geçiyor." diyor Toker.
- Çatı neresi olacak?
- Üç aylığına ideolojik farklılığımızı bir kenara koyalım. %10 barajı ortak sorundur. Kimse hayal görmesin; 9.99 ile 0.99 oy almanın hiçbir farkı yok. Temsili demokrasi için seçimde
güç birliği yaparak, hem bir sinerji yaratabilir, hem de oyum boşa gidecek diyen seçmen sandığa çekilebilir. Önemli olan otobüs markası değil. Gidilecek noktaya varılınca 'temsilde adalet otobüsü'nden inip seçmenimizin Meclis'te partilerinin çatısı altında temsil edilmesi...
- DSP ve ANAP'ı daha önemsiyorsunuz?
- Bunlar ortaklık yaparak Türkiye'yi yönetmiş partiler. İki üç aylığına el sıkışsalar ne olur? Bu konuda Cumhurbaşkanlığı seçimi beklenmeden bugün derhal adım atılması gerekiyor. Hatta bu strateji Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili çekişmeleri etkileyebilir. DSP ve ANAP'ın tarihi bir karar eşiğinde olduklarını düşünüyoruz. Lokomotif parti, Sayın Zeki Sezer liderliğindeki, fikirleri, deneyimleri ve kadroları ile DSP olabilir. Çünkü daha gerçekçi ve akılcı görünüyor. Biz hukuk ve demokrasi kuralları içinde akla ve mantığa yakın çözümler arıyoruz. %10 barajından dolayı bu devlet, vergi veren 20 milyon seçmenine sen sayılmıyorsun, senin oyunu kabul etmiyorum, diyor. 800 yıl önce İngiltere'de halk krala; vergimi alıyorsun, beni de söz sahibi yap diye tepki göstermiş. Buna da Magna Carta yasaları denmiş.
CHP, 'KAPAT' GEL DİYOR
- CHP'ye neden gitmiyorsunuz?
- CHP'nin 'partine kilit vur, kapat bana gel' yaklaşımı antidemokratik bir yaklaşım... Biz yasamadan bahsediyoruz, koalisyon bir yürütme konusudur. Biz yasamanın çok sesliliğini savunuyoruz.
CHP, DYP ve MHP burunlarından kıl aldırmıyorlar ne yazık ki...
- GP...
- Partinin liderinin geçmiş dönemde ailesinin yolsuzluklara bulaşması ve kamu vicdanında Türk milletinin zekasına hakaret edercesine popülist vaatlerde bulunması bizi caydırıyor.
Toker, partilere yapılan hazine yardımının sadece %7 ve üzeri oy alan partilere verilmesinin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Maliye Bakanlığı'na yaptığı başvurunun yanıtını beklediklerini de söylüyor... Yoksa, AİHM'de haklarını arayacaklarını ekliyor.
Erzurum'un öfkesi dinmiyor
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile Merkez Bankası eski Başkanı Yaman Törüner'in, Erzurum'la ilgili fıkra ve yazılarına tepkiler dinmek bilmiyor. 'Doğu Ekspres' gazetesi bu konuda çeşitli sivil toplum örgütlerinin görüşlerine yer veriyor. İl Genel Meclisi'nde konuşan MHP'li İhsan Akan "O fıkra hakaret doludur. Erzurum'a kimse hakaret edemez" derken ERVAK Başkanı Erdal Güzel, "Erzurum kadınının çöpe atılmış bir çuval olarak ifade etmek hanımlarımıza yapılmış büyük bir iftara ve kabalıktır" diye tepkisini sürdürdü. Erzurum Belediye Başkanı Ahmet Küçükler "Her önemli vatan olayında yüzlerin çevrildiği Erzurum'u Yaman Bey tanımıyor. Hamuru insan sevgisi ile yoğrulan, Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı Erzurum'dan ve Erzurumlulardan Yaman Törüner özür dilemelidir" dedi.
ERZURUM HALKINA SAYGIM VAR
Bakan Coşkun dün basın danışmanı aracılığıyla köşemize gönderdiği açıklamada ise özetle şöyle diyor:"Sayın Bakanımız sözlerinin çarpıtılarak, halk arasında hanımına önem veren kişilere 'kalbi ılık' yerine 'kılıbık' denildiğini ve son günlerde Erzurum'a atfedilen fıkra ile kadınımıza gerekli önemin verilmediğini örnek göstermiştir. Sayın Bakanımız, "Kim ne derse desin, Türkiye'de kadına yılda bir gün değil 365 değer verilip, sevilip sayıldığını ifade ederek, aksine söylenenlerin söyleyenlere ait olduğunu belirtmiş, milletimizi rencide eden bu tip yaklaşımların kınanması gerektiğini" dile getirmiştir. Maalesef bazı basın organlarınca çarpıtılarak sanki Erzurum halkının kadınına karşı tutumunu eleştiren bir fıkra gibi gösterilerek kamuoyu ve Erzurumlu vatandaşlarımız yanıltılmıştır. Toplumsal değerlere bağlılığı ve vatanseverliği Sayın Bakanımız tarafından her zaman takdire şayan bulunan Sayın Bakanın Erzurum halkına büyük saygısı vardır."
Biliyor musunuz
BANU Avar'ın, Kıbrıs'ta Türkiye'yi 885 bin Euro tazminat ödemeye mahkum eden Arestis davasının ardındaki gerçeklere, yarın saat 22.00'de TRT 1'deki 'Sınırlar Arasında' programında yer vereceğini...
Mesaj Panosu
- DENİZ Baykal ilk defa İstanbul İl Yönetimi'ne ciddi bir şey söylemiş. Peki bunun gereği nedir? Nasıl bir yaptırım uygulayacak Sayın Genel Başkan? Mesela hemen görevden alacak mı yoksa duyduğu şeyler görevden almayacak kadar önemsiz mi?
Serhat DÜKEL
- TÜRKİYE Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi'nden; Antalya'nın her yerinde devam etmekte olan taş ocaklarından ikisi de Kurşunlu Şelalesi'ne 10. km uzaklıktaki taş ocaklarıdır. Bizler çalışmalarının durdurulmasını ve tahribatın ortaya çıkmasına neden olan Maden Kanunu'nun değiştirilmesini talep ediyoruz. Sesimize ortak olun lütfen.
- DÜN köşemizde yer alan Boğaziçi Köprüsü'ndeki LED'lerin sökülmesini eleştiren yazı üzerine Elektrik Mühendisi Mustafa Akarcan şu yorumu yapıyor: Köprünün aydınlatılması işine İngilizler 1/5'i kadar teklif vermiş. Ama ihale 5 milyon YTL'ye verildi. Projektörler yetersiz... Zira karanlık nokta çok. Yan armatürleri de 'Çin malı' yaptılar. Bu iş mide bulandırıyor.
Bakü'deki Türk diaspora toplantısından notlar
BAKÜ'den bir okurumuz, Türk Diasporası toplantısıyla ilgili olarak dün de şu notu geçti:
"Azerbaycan ve Dünya Türk Diasporası toplantısı için bu ülkeye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Bakü Büyükelçiliğimizin açılışına katıldıktan sonra akşam Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.
Yemekte Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da hazır bulundu. Yaklaşık 500 davetlinin hazır bulunduğu yemekte Azerbaycan ve Karabağ ağırlıklı parçalar bu ülkenin ünlü sanatçıları tarafından seslendirildi.
Gecenin son sanatçısı Azerin, 'Çırpınırdı Karadeniz' parçayı seslendirdiğinde salonda bozkurt işaretleri yapıldı. 1913 yılında Azeri şair Ahmet Cevat tarafından yazılan ve müziği Üzeyir Hacıbeyli'ye ait olan parça seslendirilirken bir anda gerilen Başbakan Tayyip Erdoğan bunu hissettirmemek için önce parmak uçlarıyla masaya vurarak tempo tuttu. Sonra parçayı mırıldandı. Salonunun yarısı ayağa kalkınca da Erdoğan, Aliyev'in kulağına gülerek bir şeyler mırıldandı. Azeri sanatçının etrafını saran ülkücüler dakikalarca bozkurt işaretleri yapınca Başbakan, AKP'li Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altıok'u yanına çağırdı. Bunun üzerine Altıok, sanatçının yanına giderek kutladı ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Tezahürata rağmen sanatçı parçasını bitirdikten sonra sahneden ayrıldı.
Parçanın bitiminden sonra havai fişekleri seyretmek için hemen dışarı çıkan Erdoğan, Aliyev ve Talat üçlüsü daha sonra hemen salondan ayrıldılar.
Salondaki konukların büyük bir kısmını oluşturan MHP'lilerin bozkurt işareti yapmaları, diğer konuklar tarafından "Bu durum Başbakan'ın ağrına gitti. Keşke böyle bir şey yapılmasaydı" yorumlarına neden oldu.
(Azerbaycanlı dostlarımız, İlham Aliyev'in de, daha önceden bu tür etkinliklerde Bozkurt işaretinden rahatsız olduğunu ve tüm Türk dünyasının türküsü olan 'Çırpınırdı Karadeniz' parçasının sık sık siyasete alet edilmesinden özellikle hoşnut olmadığını vurguladılar.)
DENİZ GARDAŞIMA SELAM SÖYLEYİN
Toplantıda CHP PM üyesi ve Türk Alman Dostluk Federasyonu Genel Başkanı Ali Kılıç, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le Gülistan Sarayı'nda kısa bir görüşme yaptı. Görüşmede Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı kastederek, 'Gardaşıma selam söyleyin. En kısa zamanda Azerbaycan’da beraber olacağımızı ümit ediyorum'"dedi.
Ucuz oyuncaklar tehlike saçıyor!
YURTDIŞINDA yapılan bilimsel araştırmalarda, ucuz oyuncakların normalden 24 kat daha fazla fenol maddesi ve toksit maddesi içermesi nedeniyle, çocuk sağlığı ve gelişimi için riskler taşıdığı ve çocuklara büyük zararlar verebileceğini belirtiliyor. Son zamanlarda ucuz olması nedeniyle büyük rağbet gören Çin malı oyuncaklarında zehirli maddeler içerebiliyor.
Oyuncak alırken, ucuz olması yerine, sağlıklı ve eğitici olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Ucuz oyuncaklarda kullanılan bazı hammaddelerin ve kimyasalların insan ve çevre sağlığına çok zararlı olması nedeniyle anne babaların oyuncak alırken ucuza kaçmamaları gerekiyor.
Oyuncaklar çocuğun gelişim basamağına uygun ve eğitici, öğretici, eğlendirici olmalıdır. Oyuncak alırken, çocuğun öğretmeninden rehberlik yapmasını istemek önerilebilir. Oyuncaklar fiziksel yaralanma riski oluşturmayacak tasarımda olmalıdır. Özelikle küçük yaş çocuk oyuncakları, emme ve nefesle çekilmeye karşı yutulmayacak boyutlarda olmalı, boya içermemelidir. Oyuncaklar, çocuğu veya başkalarını yaralama riski taşımamalıdır. Oyuncakların, yanabilir tehlikeli bir element ve parlayıcı maddeler içermemesine dikkat edilmelidir. Elektrikli oyuncaklar ve parçaları 24 voltu geçmemelidir. Hastalık ve mikrop toplama riskini taşımayan maddelerle imal edilmiş oyuncaklar tercih edilmelidir. Oyuncakların radyoaktif maddeler içermemesi gerekmektedir.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası
Genel AR-GE Sekreteri Bekir CANDAN
İyi ki Sezer var
HÜKÜMETİN Petrol Yasası'nı Sayın Cumhurbaşkanımız veto etti, sayın Başbakan ilk defa
Cumhurbaşkanı haklı diyerek yasanın tekrar inceleceğini söyledi.
Hükümet, yabancı doktor yasasında Cumhurbaşkanının vetosu üzerine geri çekti ve tekrar
inceleyip göndermekten de vazgeçti, tamamen iptal etti ve "Cumhurbaşkanımız haklı" dediler.
Sade vatandaş olarak şimdi sormak istiyorum. Yasa hazırlamak, çıkarmak bu kadar kolay mı,
basit mi? Sayın Başbakan ve Bakanlar imzalamadan önce bu konular üzerinde brifing alıp, tartışıp
görüşmüyorlar mı ki, tüm ülke ve insanlarımızı ilgilendiren bu kadar önemli konular
Cumhurbaşkanından geri dönüyor. İyi ki sayın Sezer var.
Peki Mayıs 2007 den sonra ne olacak?
Arif AKDOĞAN
Paylaş