‘Balyoz tarifesi’

ERGENEKON kararında Balyoz’daki gibi bu kadar ceza verilmez diye düşünülüyordu.

Haberin Devamı

Duruşma günü (dün) için sert güvenlik önlemleri alınacağı, fısıltı gazetesinden ‘Silivri’ye gelmeyin’ korkusu yaratılıyordu.
İstanbul Valiliği, merkezi iktidarca yine ‘tuzağa’ düşürüldü; bu kendisine ‘prim’ yapmış olabilir ama ‘kahramanlığı’ AKP’nin akil hukukçuları tarafından ağır eleştiriye uğruyordu.
Bir Vali, daha verilmemiş mahkeme kararı üzerine kendisine görev biçmeye kalkabilir mi?
Silivri’ye gelmeyin, evinizden çıkmayın, ne demek...
Kamuoyuna kapalı bir yargı kararı olabilir mi?
Oldu...
Ne diyor Vali:
Düşünceni açıklama.
Gösteri yapma.
Seyahat hakkını kullanma.
Ve yurttaş olarak özgür değilsin.
Böyle bir demokrasi var mı?
Duruşma öncesinde yaşadığımız manzarayı anlatalım.
Trakya istikametinden ve TEM’e çıkan duble yol ilk kez kapatıldı. Trafik E5 (eski yoldan) Silivri’ye yönlendirildi.
Biz de yol üzerinden, Maxi’yi geçtikten sonra Semizkumlar mevkisinde durduk; karşıda rahmetli Feyyaz Altınorak’ın ünlü tek parça tarlası vardı; bu yıl buğday ekilmişti. Oğlu Noyan Altınorak’dan izin alındı mı, bilmeyiz ama 2 bin mi, 3 bin mi dönüm dersek yanlış olmaz, koca tarlada, yüzlerce jandarma, çevik kuvvet ve TOMA’lar mevzilenmişti... Ayrıca, cezaevine giden yol üzerinde Büyükşehir’e bağlı İSKİ’nin ve itfaiyenin araçları ‘hazır kuvvet’ olarak bekletiliyordu. Hafif eğilimli olan tarlada, bunlar bir film dizisi gibi gözler önünden geçiyordu... Havadan askeri helikopter de sık sık iki cephenin üzerinden geçiyordu. ‘Hava sahası’ da kapatılmıştı.

Duruşma neden 3.5 saat geç başladı

Haberin Devamı

-DURUŞMA 3.5 saat geç başladı...
Salonda 55 milletvekilinden başka iki de ‘tutsak’ vekil vardı; Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal... Gerçekte CHP’li vekil sayısı 57 idi.
Mahkemenin geç başlamasını izleyiciler arasında olan CHP Milletvekili İlhan Cihaner, yargıçlar yerlerini aldıktan sonra sert bir ses konuyla kınadı.
“Karar duruşmasını geç başlatarak saygısızlık yaptınız” dedi.
Gerçekten bu kadar sürede salondaki ‘tutuklular’ ile avukatlar, yakınları ve gazeteciler bu sürede diyalog halindeydiler.
Özlem gideriliyor, selamlar yollanıyor, eller sallanıyordu.
Herkes birbirine bir şeyler iletiyordu; sanki bu ağır kararlar çıkmayacakmışcasına dik duruş sergileniyordu.
Bir yanda da “Faşizme karşı omuz omuza...”, ”AKP diktatörlüğü bizden korksun...” gibi sloganlar atılıyordu bazı avukatlarla birlikte.
Herkes dik duruşlu ve onur abidesi gibiydi.
Kimsenin, kameralarla görüntü ve ses alındığının bilmesine karşın hiç kimsenin bir endişesi yoktu.
Birçok hukukçunun 3.5 saatlik sinirleri test eden ‘boşluk’la ilgili görüşü şöyleydi:
“Neler söyleneceği, nasıl tepki verileceği, tutuklulara verilecek cezalar karşısında neler olacağı kontrol edilmek isteniyordu... Kurnazca bir yöntem... Mahkeme toplumun ‘gazını’ nasıl almalıydı ki, ters bir durum ortaya çıkmasın....”

Haberin Devamı

ALLAH BELASINI VERSİN

Nitekim böyle bir yöntemle mahkeme heyeti ortalığı daha da tahrik etmedi; bunun sonucunda ne salondan atılan oldu; ne de büyük tartışmalara neden olundu.
Tabii şok ‘uydur-kaydır’ kararlar sonunda yapılabilecek bir şey de yoktu.
E. Albay Arif Doğan salondan çıkarken tepkisini şöyle açıkladı:
“Allah belasını versin böyle mahkemenin....”

Yarattıkları korkudan korkuyorlar

-3.5 saatlik bekleyiş sırasında ençok Mustafa Balbay mesaj verdi. Sanıklardan İbrahim Özcan duruşma başlamadan önce “Bizim durumumuz sakın Anayasa düzenlenmesinde pazarlık konusu yapılmasın; biz burada kalmaya razıyız” diye seslendi.
Balbay da aynı şekilde “Karardan sonra görüşmeme durumumuz olabilir. Sıcak sonbahar geliyor, başaramayacaklar” dedikten sonra şunları vurguladı: “Hükümet hukuku katletmektedir. Biz 31 Mayıs’tan (Gezi) itibaren kendimizi özgür hissediyoruz. Biz korkmuyoruz, korku yaratanlar kendi yarattıkları korkudan korkuyorlar. Hükümet, kendi halkına karşı miting yapıyor.”

Haberin Devamı

Savaş hukuku uygulandı

-EMİNE Ülker Tarhan (CHP Milletvekili): Savaş Hukuku uygulanıyor sanki... Kararlar baştan verilmiş... Hukuk için en acı günlerden biri... Zaten bu güvenlik önlemleri, verilen kararı açık olarak anlatıyor. Binlerce aydının, namuslu adamın tasfiye edilmesi için uydurulmuş bir dava...

İki 5 Ağustos

-TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi, 5 Ağustos 1921’de Atatürk’e Başkomutanlık ünvanı vermişti.
Başbakan Erdoğan, 5 Ağustos 2012’de şöyle konuşmuştu: İlker (Başbuğ) Paşamızla alakalı benzetmeleri de asla doğru bulmuyorum. Bir örgüt elemanıymış yaklaşımını çok çirkin buluyorum.

‘Ah Amerika’

-AVRUPA Gazeteciler Federasyonu ve Norveç Yazarlar Birliği (PEN) başkanları duruşmayı izlediler... Mahkemenin sanıklar hakkındaki verdiği kararları tanıdıkları isimlere göre, hayret nidaları belirterek not aldılar. Bunun dışında da yabancı basının ilgisi vardı duruşmaya...
Bir gazeteciye soru yöneltirken yanıt vermedi ve “Ah Amerika” dedi. Bir milletvekili kulağımıza eğilerek şöyle dedi: ”Adam meseleyi biliyor; onun için iki cümle ile cevap veriyor, bizimkiler anlamıyor.”

Haberin Devamı

TBB Başkanından iftarda ‘vicdan ve adalet’ duası.

TÜRKİYE Barolar Birliği Bakanı Prof. Dr. Metin Feyziğlu beraerinde Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy ve Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte önceki gün öğleden sonra Silivri’ye giderek Balbay, Tuncay Haberal ve Başbuğ ile görüştü. Daha sonra Tekirdağ Barosu’nun Ramada Oteli’nde verdiği iftara katılan Feyzioğlu, yemek sonunda Baro Başkanı Nevzat Teker’e dua ettirecek imamın olup olmadığını sordu. İman gelmediğinin söylemesi üzerine Feyizoğlu ayağa kalkarak şöylekonuştu:

"Bugün Silivri’deydik, saatlerce mağdurlarla kucaklaştık, dertleştik. İzninizle ben Yaradan’a sığınmak istiyorum. Bizler inançlı insanlarız. İki gündür yaşadıklarımız, hissettiklerimiz, duygu yoğunluğumuz bugün beni yüce Rabbime huzurunuzda bir daha sığınmaya mecbur ediyor. Kararlılıkla ve hiç olmadığı kadar bir umutla... İştirak etmek isteyenler buyursun. Bu mübarek sofrada inançlarımıza uygun olarak bir dua etmek istiyorum. İştirak etmek isteyenler bana onur verir" dedi.
Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç, Tekirdağ Baro Başkanı Nevzat Teker, Edirne ve Kırklareli’den avukatlar katıldığı Feyzioğlu’nun iftar duası şöyleydi:
"Ya Rabbim, hamdolsun verdiğin nimetlere... Oruç tutanlarımız tutmayanlarımız senin rızan için burada toplandık. Senin rızkınla hep birlikte iftar ettik. Ya Rabbim mübarek şu Ramazan gününde kalplerden vicdanı ve adaleti eksik etme. Hukuku zalimin zulmuna uğratma.
Şu mübarek günde kalplerden vicdanı ve adaleti eksik etme.
Doğrudan, iyiden, güzelden ve adaletten bizleri ayırma.
Sevdiklerimizi koru. Geçmişlerimizin mekanlarını cennet eyle Ya Rabbim.
Avukatlar da, Feyzioğlu’nun okuduğu duaya hep birlikte ‘amin’ dedi.
Tekirdağ’daki iftar programına Feyzioğlu’ndan başka Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri ile Ankara Barosu yönetim kurulu üyeleri, Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç, Tekirdağ Baro Başkanı Nevzat Teker, Edirne ve Kırklareli’den avukatlar katıldı.

Haberin Devamı

Aleniyet İhlali

ERGENEKON duruşması öncesinde İstanbul Valisi’nin ‘hukuk dışı’ açıklamaları ve ardından jandarma ve çevik kuvvetin cezaevi bölgesinin kuşatılması Twitter’da büyük tepkiye yol açtı...
Davada duruşma aleniyetinin sağlanmaması karşısında salona girmeyeceklerini bildiren TBB Başkanı Prof. Feyzioğlu, “Aleniyet ihlali, hukuka aykırı ihlal anlamına gelir”.
Bu durumu kamuoyuna ve dünyaya duyuracaklarını ilan etti ve yarın (dün) Silivri kapılarına dayanacaklarını söyledi ve “Bizim topumuz tüfeğimiz yok. Eğer böyle bir şey yaparlarsa, tutanak tutacağız” dedi.

İKİ MİLLETVEKİLİ NE DEDİ...

- UMUT Oran (Bugün ne yazık ki, mahkemeler ile tiyatrolar arasındaki fark kalktı. Mahkemeler önceden verilmiş kararların uygulanacağı, yazılmış senaryoların dikte edileceği yerler değildir. Bugün herkes farazi suçlamalar, sahte deliller genelgeçer iddialar ilehaysedilebilir.
- SİNAN Aygün: Mahkemenin hakkımda öngördüğü cezayı kesinlikle haketmediğime inanıyorum. Bu gerçeğin er geç ortaya çıkacağına inanıyorum."

Yazarın Tüm Yazıları